Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Müdafinin vekaletname sunmaması-sanığın iradesi-mahkemenin tutumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-06-2009, 11:17   #1
Aybüke Kağan

 
Varsayılan Müdafinin vekaletname sunmaması-sanığın iradesi-mahkemenin tutumu

Yargıtay İBK.'nın 1975/7 E.1975/9 K.sayılı kararı müdafi için vekaletname aranmasının yasal dayanağı olmadığını hükme bağlamış.

Eski CMUK da vekaletnameyi haiz avukattan bahseden birkaç hüküm vardır. Yukarıdaki karara göre kanunun birkaç maddesinde vekaletnameyi haiz avukat deyiminin kullanılması kanun koyucunun asıl amacının müdafinin vekaletnameyi haiz olması değil sanığın açık arzusuna göre avukat seçmesi ve kendisini temsil ettirmesi olduğudur.

Yeni CMK da da müdafinin vekaletname sunmasının zorunlu olduğuna dair hiç bir hüküm yoktur. sanığın müdafi seçmesinden ve sanığın açık arzusu ve muvafakatinden bahsedilmektedir.Eski CMUK 'un vekaletnamesi olan avukattan bahseden maddelerinin yeni CMK 'da karşılğı ''sanık tarafından yekili kılınmak ''olarak değiştirlmiştir.Bu değişiklik dahi bence ceza yargılamasında vekaletname şartının aranmayacağını göstermektedir.

Vekaletname sunmadan yargılamaya devam eden müdafinin yaptığı işlemler geçerlidir.İki celsedir vekaletnamesiz olarak girdiğim ceza davasında mahkeme başkanı ısrarla vekaletname ibrazını istemektedir.Ancak vekaletname ibraz etmediğim takdirde 3. celsede müdafiliğimle ilgili sorun yaşayacağım kesin.

Böyle bir deneyimi olan arkadaşların cevaplarını bekliyorum.Sizce vekaletname sunmadığım halde mahkeme nasıl bir tutum izleyecektir?

Asıl olan savunma hakkının kullanılmasıdır.Sanık da beni müdafi olarak seçtiğini mahkeme huzurunda beyan etmiştir.

Değerli görüşlerinizi bekliyorum.
Old 26-06-2009, 14:52   #3
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Meslektaşımız Münip ERMİŞ'in makalesi bu konuyu çok iyi açıklamış.Teşekkürler.
Old 01-07-2009, 10:26   #4
Av.Erkan Şenses

 
Varsayılan

Konu ile ilgili Yargıtay bir kararında vekalet şartı aramış.

Yarg.10.CD; E. 2004/2485; K. 2004/2993;T. 15.3.2004
"Ancak dosya içerisinde sanık vekilinin vekaletnamesinin bulunmaması nedeniyle öncelikle, sanık vekilinin vekaletnamesinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, bulunmuyor ise sanığa gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiğinden, sanık adına temyiz dilekçesi sunan Av. ....'in vekaletnamesinin istenmesi; vekaletnamenin sunulamaması durumunda gerekçeli kararın sanığa tebliğ edilmesi ve sanığın süresinde temyiz talebinde bulunulması"

Yasada ise sadece CMK 266/2'de vekaletname kelimesi geçiyor, bu da kanun yolu başvurusundan vazgeçilmesinde vekaletnamede vekil veya müdafie açık yetki verilmesi gerekliliğinden söz ediliyor.
Old 01-07-2009, 10:31   #5
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Dün duruşmada bir dilekçe verdim.Ekli olarak YİBK.nın 1975 tarihli kararını ve CGK.nın 1974 tarihli kararını ekledim. Ceza yargılamasında vekaletname sunulmasının yasal dayanağı olmadığını ,sanığın avukatı müdafisi olarak seçtiği yönündeki iradesinin yeterli olduğunu, bu nedenle müdafiliğimizin kabulünü istedim. Mahkeme kabul etti.
Old 01-07-2016, 13:37   #7
av.evrimkocaoğlu

 
Varsayılan

Aynı olay benim başıma da geldi. Ama biraz farklı oldu. Şöyle ki, mahkeme duruşmada beyanlarımı dinledi ve tutanağa geçti ancak, celseden sonra vermiş olduğum dilekçede UYAP sistemine kaydımı talep ettim. Mahkeme bu dilekçeme karar vermeyip sadece havale vermiş. Doğal olarak da UYAP sistemine kaydımı yapmadılar.
Anlayacağınız ne duruşmaya kabul ederek zımnen müdafiiliğimin kabul edilmesine rağmen UYAP sistemine kaydımın yapılmamasıyla da müdafiiliğim zımnen reddedildi. Mahkeme pek ete kemiğe dokunmayayım tavrında ama doğal olarak savunma hakkını sınırlamış oldu.
Old 13-03-2019, 10:31   #8
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C
YARGITAY
18.CEZA DAİRESİ
ESAS NO:2017/2028
KARAR NO:2017/9054
KARAR TARİHİ:18.09.2017

>CEZA DAVASINDA BERAAT EDEN SANIĞI VEKALET NAME SUNMADAN TEMSİL EDEN MÜDAFİ YARARINA VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ GEREKTİĞİ, VEKALETNAME SUNULMASININ ZORUNLU OLMADIĞI.


ÖZET: Ceza davasında beraat eden sanığı vekaletname sunmadan temsil eden müdafi yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, vekaletname sunulmasının zorunlu olmadığı..

"Mevzuat kapsamında vekilin ve müdafiinin vekaletname ibrazı hakkında bir düzenleme yapılmadığı, sanık tarafından iradi olarak tayin edilen müdafiinin Avukatlık Kanunu kapsamında iradi vekalet ilişkisine dayalı olarak temsil görevi üstlendiği, Avukatlık Yasasının 163. maddesinde 4667 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonrasında avukatlık sözleşmesinin yazılı olmasının şart olmadığı, tarafların iradelerinin uyuşması halinde vekalet sözleşmesi kurulacağı, dolayısıyla tarafların bu yöndeki iradelerini usulünce açıkladıkları hallerde yazılı belge aranmayacağı, sanığın müdafii ile birlikte duruşmaya katıldığı ve müdafiine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, müdafii olarak kabul ettiği anlaşılmakla, sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği .."



KARAR

Hakaret suçundan sanık ...'ün beraatine, sanık kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.500,00 Türk Lirası vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine dair Edremit 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/11/2015 tarihli ve 2015/294 esas, 2015/948 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 24/02/2017 gün ve 11007 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “ Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/02/2014 tarihli ve 2013/24499 esas, 2014/2707 sayılı ilamında, “... Sanık müdafinin dosyaya vekaletname ibraz etmediği anlaşıldığından, vekalet ücreti isteminin reddine karar verilerek yapılan incelemede...” şeklinde belirtildiği üzere, son celseye katılan müdafiin dosyaya vekalet sunmadığı gibi baro tarafından görevlendirildiğine dair herhangi bir görevlendirme yazısının da bulunmadığı anlaşıldığından vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinin 1.fıkrasında “Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler.” 2.fıkrasında “Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir.” hükümlerine yer verilmiş,

5271 sayılı CMK'nın 324. maddesinin 1.fıkrasında “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.” 2.fıkrasında, “Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir." hükümleri düzenlenmiştir.

Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin hüküm tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/5 maddesinde ise, "Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." hükmüne yer verilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinde Avukatlık ücretinin avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade edeceği, değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesinin uygulanacağı, dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olacağı, aynı Kanunun “İşi sonuna kadar takip etme zorunluluğu ve başkasını tevkil” başlıklı 171. maddesinde de avukatın, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip edeceği belirtilmiştir.

Öte yandan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Yargılama giderleri” başlıklı 324. maddesinin 1. fıkrasında “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.” hükmü, “Beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi hâlinde gider” başlıklı 327. maddesinde “Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edilir. Bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir.” kuralları yer almaktadır. Öte yandan diğer hallerde bu Kanunun 324 ila 330. maddeleri arasında Hazine aleyhine hangi durumlarda yargılama giderlerine hükmedileceği açıkça belirtilmiştir.

Yukarıda belirtilen hükümlerin değerlendirilmesinden avukatlık ücretinin avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı ifade ettiği ve bu meblağın dava sonunda ücret tarifesine göre belirleneceği, avukatın üzerine aldığı işi sonuna kadar takip etme zorunluluğunun bulunduğu, ceza davalarında tarifeye göre hükmedilmesi gereken avukatlık ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, hakkında beraat kararı verilenlerin kendi kusurundan kaynaklı giderleri ödemek zorunda olduğu, bunun yanında önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin de Devlet Hazinesince üstlenileceği anlaşılmaktadır.

İncelenen dosyada, sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucu, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı belirtilerek beraatine karar verildiği görülmektedir.

Mevzuat kapsamında vekilin ve müdafiinin vekaletname ibrazı hakkında bir düzenleme yapılmadığı, sanık tarafından iradi olarak tayin edilen müdafiinin Avukatlık Kanunu kapsamında iradi vekalet ilişkisine dayalı olarak temsil görevi üstlendiği, Avukatlık Yasasının 163. maddesinde 4667 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonrasında avukatlık sözleşmesinin yazılı olmasının şart olmadığı, tarafların iradelerinin uyuşması halinde vekalet sözleşmesi kurulacağı, dolayısıyla tarafların bu yöndeki iradelerini usulünce açıkladıkları hallerde yazılı belge aranmayacağı, sanığın müdafii ile birlikte duruşmaya katıldığı ve müdafiine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, müdafii olarak kabul ettiği anlaşılmakla, sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.


SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 18.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bankanın Tutumu Hukuki Midir? Genel Vekaletname İle Murisin Parası Çekilebilir Mi? Av.Suat Ergin Meslektaşların Soruları 17 03-07-2009 12:36
suça iştirak iradesi avslh Meslektaşların Soruları 4 23-06-2008 16:19
tahliye iradesi. seyitsonmez Meslektaşların Soruları 9 26-03-2007 15:10
Müdafinin yapması gerekenler Mare Nostrum Hukuk Soruları Arşivi 3 14-03-2007 21:04
iştirak iradesi olmadan faile yardım eden şahsı hangi maddeye göre yargılarız kerim Hukuk Soruları Arşivi 9 07-06-2006 00:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09730196 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.