Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çekte iyiniyetli hamilin korunması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-12-2009, 17:49   #1
Av.İdil

 
Varsayılan çekte iyiniyetli hamilin korunması

öncelikle herkese mutlu günler diliyorum
müvekkile A... bankasının çeki ciro yoluyla gelmiştir. çek keşidecisi bir limited şirket, müvekkil şahıs müvekkildir. çek bedeli, müvekkilin hesabının bulunduğu İ... bankasından tahsil edilmiş lakin daha sonra çek keşidecisinin sahte çek ihbarı üzerine müvekkilin hesabına bankaca bloke konulmuştur. müvekkile ödenen çek bedeli, müvekkilin hesabından- rızası dışında ve talimat alınmadan - geri tahsil edilmiştir. çek tahsilinden önce keşidecinin bankaya ödememe talimatı verebildiğini biliyorum. lakin ödeme yapıldıktan sonra müvekkilin var olan hesabından paranın geri tahsil edilmesi durumunda iyiniyetli olan müvekkil adına yapılacak işlem nedir ? konuyla ilgili paylaşabileceğiniz yargıtay kararı var mıdır?

şimdiden çoook teşekkür ederim emeğiniz için...
Old 05-12-2009, 13:15   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

TTK. nun 724. maddesinde, sahte veya tahrif edilmiş çekin ödenmesinden kaynaklanan zararın muhatap bankaya ait olacağı hükme bağlanmıştır. Öğretiye ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, TTK.nun 724.madesinde öngörülen sorumluluk, muhatap açısından kusursuz ve yasadan doğan bir sorumluluktur. Keşideci tamamen kusurlu fakat muhatap kusursuz ise muhatap sorumlu tutulamaz.Yani, tarafların hiçbirinin kusurlu olmadığı hallerde banka sahte veya tahrif edilmiş çeki ödemenin sorumluluğundan kurtulamaz. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir.Keşidecinin müterafik kusuru, TTK.nun 1.maddesinin atfı ve BK.nun 98.maddesinin yollamasıyla,BK.nun 44.maddesi uyarınca dikkate alınmalıdır.Karşılıklı kusur halinde,tarafların zarara kendi kusurları oranında katlanmaları gerekecektir. Bankanın adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için gerekli özeni göstermiş olması halinde de zararın gerçekleşeçeğini kanıtlaması gerekir. Birer güven kurumları olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar. Bu nedenle de hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Sahteciliğin inandırıcı olup olmadığı, iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yasal unsurlar arasında sayılmamıştır.
Müvekkiliniz adına yapılacak bir işlem olmadığı kanısındayım. Sahte çek nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunmak mümkün değildir.
Old 06-12-2009, 01:16   #3
Av.İdil

 
Varsayılan

öncelikle teşekkür ederim meslektaşım,
söledikleriniz çok doğru fakat bizim burda asıl sorunumuz müvekkilin hesabındaki paranın banka tarafından müvekkilden habersiz çekilmesi. eğer sahtelik iddiası söz konusuysa da bu konuda müvekkilin bilgilendirilmesi gerekmez miydi? bankanın bu şekilde tek taraflı iradeyle işlem yapması hukuka uygun mudur? şayet müvekkilin o bankadaki hesabında bu para bulunmasaydı banka ne yapacaktı?
Old 07-12-2009, 10:35   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/5605
Karar: 2005/3692
Karar Tarihi: 14.04.2005

ÖZET: Mahkemece, sunulan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kullanılan kredi kartlarının manyetik alan bilgileri taklit edilerek üretilen sahte kartlar olduğu, slip bölmesi yapılarak kartların denendiğini ve provizyon alındığını, sistemin kart için provizyon vermesinin kullanılan karta geçerlilik kazandırmayacağı, davacının p.o.s. cihazından çıkan slip üzerindeki kart numarası ile cihazdan geçirilen kredi kartı üzerindeki kabartma numaralarının aynı olup olmadığını, kontrolü ve kart arkasındaki imza ile slipe atılan imzanın benzerliğini denetlemesi ve kimlik kontrolü yapması gerekirken sahte kartlarla işlem yaptığı, yapılan işlem tutarının yurt dışı bankalara davalıdan iadesinin istenilmesi nedeniyle davalının takas-mahsup işleminin yerinde olduğu dolandırıcılığın öğrenilmesinden itibaren 180 gün süreyle üye işyeri hesabına geçen parasının bloke edilebileceği, yurtdışı bankaya iade işleminin yapılıp yapılmadığının işlem tarafları ile ilgili olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

(5464 S. K. m. 17, 21)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 27.01.2004 tarih ve 2003/19-2004/61 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2005 günde davacı avukatı F. Türkçigil ile davalı avukatı E. Özdemir gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı bankanın üye işyeri olarak müşterilerden kredi kartı kabul ederek satış yapan müvekkilinin yaptığı (50.000.000.000) TL.lik satışın o günün <gün sonu raporu>nu davalı bankaya teslim ettiğini, davalının da banka komisyonunu düşerek müvekkilinin hesabına geçirdiği (49.000.000.000) TL.yi zararın takas mahsubundan bahisle aynı gün müvekkilinin rızası dışında tahsil ettiğini oysa davalının zararı uğratılmadığını ve müvekkilinin borcunun bulunmadığını, mahsup işleminin haksız olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının 23.09.2002'de (9) kredi kartı ile (14) işlemde (50) milyar liralık satış yaptığını, sözleşmeye aykırı davalı aynı harcama için birden fazla satış belgesi düzenlendiğini, aynı karttan türemiş sliplerdeki imzaların farklı olduğunu, farklı kartlardaki imzaların aynı olduğunu, yurtdışı bankalarla yapılan yazışmalarla kredi kartlarının sahte olduğunun saptandığını, sözleşmenin Vl/7. maddesi uyarınca müvekkilinin rehin ve hapis hakkının bulunduğunu, bunun için muacceliyetin şart olmadığını savunmuştur.

Mahkemece, sunulan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kullanılan kredi kartlarının manyetik alan bilgileri taklit edilerek üretilen sahte kartlar olduğu, slip bölmesi yapılarak kartların (60) kez denendiğini ve (14) işleme provizyon alındığını, sistemin kart için provizyon vermesinin kullanılan karta geçerlilik kazandırmayacağı, davacının p.o.s. cihazından çıkan slip üzerindeki kart numarası ile cihazdan geçirilen kredi kartı üzerindeki kabartma numaralarının aynı olup olmadığını, kontrolü ve kart arkasındaki imza ile slipe atılan imzanın benzerliğini denetlemesi ve kimlik kontrolü yapması gerekirken sahte kartlarla işlem yaptığı, yapılan işlem tutarının yurt dışı bankalara davalıdan iadesinin istenilmesi nedeniyle davalının takas-mahsup işleminin yerinde olduğu dolandırıcılığın öğrenilmesinden itibaren 180 gün süreyle üye işyeri hesabına geçen parasının bloke edilebileceği, yurtdışı bankaya iade işleminin yapılıp yapılmadığının işlem tarafları ile ilgili olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir edilen 400.00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.10 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.04.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 07-12-2009, 10:45   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

TMK'nun 950-953'üncü maddelerinde gösterilen hapis hakkının doğumu için, alacaklının zilyedliğinin borçlunun muvafakati ile kurulması, alacağın muaccel olması, alacaklının zilyedliğindeki taşınır veya kıymetli evrak ile alacak arasında doğal bir bağlantının olması gerekir. Nitelikleri itibariyle paraya çevrilmeye elverişli olmayan taşınırlar üzerinde ve alacaklının üstlendiği yükümlülükle veya borçlunun teslim sırasında ya da daha önce verdiği talimatla veya kamu düzeniyle bağdaşmayan hallerde hapis hakkı kullanılamaz. Alacaklı, şartları oluştuğunda hapsettiği şeylerin teslime bağlı rehin hükümleri uyarınca paraya çevrilmesini isteyebilir.

Kanımca müvekkiliniz ile banka arasında düzenlenen sözleşmede bloke hakkı tanInmış olduğu gibi, bankanın hapis hakkını kullannmasının TMK'nun 950'nci maddesine uygun bulunduğunu düşünüyorum.
İYİ ÇALIŞMALAR DİLERİM, KOLAY GELSİN
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yetkili hamilin cirosunun iptali - çek takibi-çok acil Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 7 17-12-2012 12:33
Sahte Çek ve Hamilin sorumluluğu ccaymaz Meslektaşların Soruları 3 24-03-2007 00:15
Hamilin Kötüniyetli Olup Olmadığı ,icra Mahkemesinde Belirlenebilir Mi Av.Zuhat Kaya Meslektaşların Soruları 5 18-02-2007 18:03
çekte imzaya itiraz ve iyi niyetli hamilin hakları av.bahar61 Meslektaşların Soruları 8 15-02-2007 16:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05141306 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.