ihalenin feshi davası

Merhaba...
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptık. rehinli araç 1. satışta ... liraya üçüncü şahıs tarafından alındı. İhaleye iştirak eden diğer bir kişi ihalenin fesghi davası açtı. İhalenin feshi davası yerel mahkemece reddedildi. Yargıtayca da yerel mahkeme kararı onandı.

İhalenin feshi davası açılma tarihi ile yargıtayın onama tarihi arasında 20 ay gibi uzunca bir zaman geçti. Hal böyle iken yeddiemin ücreti ve motorlu taşıt vergi borcu da arttı. Bu durumda hem alacaklı olarak biz hemde borçlunun bir zararı söz konusu.

Bu durumda ihalenin feshi davası açan kişiye karşı bir tazminat davası açılabilirmi?

Değerli görüş ve bilgilerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

Saygılarımla

Merhaba;

İhalenin feshi davasının red gerekçesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Süre vs. gibi usuli nedenlerle reddededilmişse tazminata hükmedilmesinin zor olacağını, tersi durumda İİK 133/2'nin kıyasen uygulanabileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla...

İİK 133/2 şöyledir;
(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/21 md.) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedeli ni yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesuldürler. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil olunur. Bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil olunur.

İİİK 133/2 ihalede pey ileri sürüp ihaleyi kazanmalarına rağmen ihale bedelinin yatırılmaması durumunda yapılan yeni ihalede mahcuz/mahcuzlar ilk ihale fiyatından daha düşük bir bedele satılmışsa o halde aradaki zarar kalemlerinin mahkemece hükmolunması halinde uygulanacak olan bir hükümdür.Ancak somut olayda ihaleyi kazanmamış olan ilgilinin ihalenin feshi davası açtığı görülmektedir.Bu halde ihalenin kazanıldığı tarih ile yargıtay tarafından ihalenin feshi kararının reddine ilişkin ilamın onanması arasında geçecek olan sürede meydana gelecek olan zararların kim tarafından karşılanacağı ve talep edilmesinin mümkün olup olmadığıdır.BK 41 de yer alan şartlara bakıldığı zaman kasıt veya ihmal yada tedbirsizlik hususu olayda sözkonusu değildir ve dolayısıyla tazmianat davalarında davanın esasına temel teşkil eden "kusur" olmadığından dolayı;aradaki zararların talep edilemeyeceği kanaatindeyim.İhalenin feshi davası açılmasında kötüniyet olgusunun ispatlanmasının da tazminata etkili olup olamayacağı da ispatı güç ve geniş takdir yetkisini içeren bir husustur.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Sn. Gökmen;

133/2'yi biliyorum ve ben de "kıyasen" demiştim zaten... Yani, ihale bedelini ödemeyerek zarara neden olan kişinin zarardan sorumluluğu ile pey sürmek suretiyle ihaleye katılan, kötüniyetle ihalenin feshi davası açıp da hem alacaklının alacağına geç ulaşmasına hem de ihale alıcısının ihale konusu aracı geç almasına sebep olan kişinin bu zarardan sorumluluğu birlikte düşünülebilir.

Kötüniyetin ispatı güç olabilir fakat bir önceki mesajımda da belirttiğim gibi davanın esasına girilmiş, dava reddedilmişse ve ihalenin feshi talebine gerekçe olarak ileri sürülen iddialar ciddi boyutlarda değilse kötüniyetin varlığına kanaat getirmek gerekir.

Saygılarımla...