Türkiye Hakimler ve Savcılar Birliği Yasa Tasarısı ile İlgili Basın Açıklaması

9.3.2007 Türkiye Hakimler ve Savcılar Birliği Yasa Tasarısı ile İlgili Basın Açıklaması


TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmesine başlanan “Türkiye Hâkimler ve Savcılar Birliği Yasa Tasarısı” geri çekilmelidir.

Tasarı her yönüyle Anayasa’ya aykırıdır. Yargıç ve savcıları memurlaştırmaktadır. Serbest ve sivil örgütlenme hak ve özgürlüklerini ellerinden almaktadır. Tek sivil örgütlerini kapatmaktadır. Adalet Bakanlığı’nın vesayeti altındaki bir örgüte üye olmaya zorlamaktadır.

YARSAV’ın her geçen gün artan üye sayısı kısa bir zaman dilimi içinde 800 ü aşmıştır. Bu nedenle Anayasa’nın birçok hükmü görmezden gelinerek tozlu raflardan indirilen tasarı gündeme taşınmıştır.

Dernek kurma hakları kısıtlanabilecek görevlilerle ilgili olarak Anayasa’da 1995 yılında yapılan değişiklikle, “kamu hizmeti görevlileri” kavramı “devlet memurları” olarak değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, devlet memuru olmayan yargıçların ve yine yargıçlarla aynı haklara sahip olan savcıların, dernek kurma haklarının kısıtlanamayacağı kabul edilmiştir. Oysa bugün siyasi irade, Anayasayı hiçe sayarak, yargıç ve savcıların dernek kurma özgürlüğünü ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Yargıya vesayet yaratan bu tasarıda, yargıç ve savcıların sadece “resim, müzik, heykel gibi güzel sanatlar ve spor derneklerine” üye olabilecekleri öngörülmüştür. Bu şekilde güzel sanatlardan ne anlaşılması gerektiği de “öğretici(!)” bir ifadeyle madde metninde yer almıştır.

Tasarı ile “Türkiye Hakimler ve Savcılar Birliği’nin” kurulması amaçlanmaktadır. Bu gibi kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sadece serbest (de) icra edilebilen meslekler yönünden olanaklıdır. Oysa sadece kamu organlarında çalışabilen yargıç ve savcılar için; üstelik Anayasanın yürütme bölümünün idare alt başlığı içerisindeki, vesayete açık böyle bir örgütlenme modelinin gündeme getirilmesi, yargı bağımsızlığına ve kuvvetler ayrılığı ilkesine de aykırıdır.

Tasarı ile öngörülen geçici yönetim kurulu konusunda, Anayasadaki zorunlu üyelik/görev yasağı bile önemsenmemiştir. Bazı yargıç ve savcılar için benimsenen zorunlu üyelik yoluyla, geçici yönetim kurulu oluşturulmuştur.

Tasarı bu haliyle yasalaşırsa YARSAV’ın tüzel kişiliği kendiliğinden sona erecektir. 12 Eylül döneminden sonra ilk kez Türkiye’de yasa ile sivil bir örgütlenme, yani YARSAV kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu durum yargı bağımsızlığına karşı yapılan ağır bir darbe girişimidir. Yasa ile tüzel kişiliğin sonlandırılması, hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır ve Anayasa’ya aykırıdır.

Görmezden gelinen sadece Anayasa değildir. 27.6.2006 tarihinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından ilan edilen “yargı etiği kuralları” içerisinde “dernekleşme hakkı da” yer almaktadır. Aynı zamanda HSYK Başkanı olan Adalet Bakanı, bu hakkı ortadan kaldıran tasarıyı hazırlamakta nedense yargı etiği yönünden bir sakınca görmemiştir.

Aykırılık ve çelişkiler sıralanmakla bitmemektedir. AB İlerleme Raporu’na giren YARSAV, AB müktesebatı gerekçe gösterilerek hazırlanan tasarıyla kapatılmak istenmektedir. 2004 yılında yapılan sempozyumda ortaya konulan evrensel ölçütlerle çatışan tasarı, bu ölçütlere uygun olarak gösterilmektedir.

Yargıç ve savcıların kendi serbest iradeleri ile kurdukları, yargı bağımsızlığı için evrensel ilkelere ulaşma mücadelesini veren YARSAV’ı kapatma girişimiyle, siyasi irade tarafından “yargının yargıya bırakılmayacak kadar önemli olduğu” mesajı bir kez daha verilmiştir. Bu yasakçı yaklaşım ve ironi, yargıçları 12 Eylül’ün yasa metinlerine bile muhtaç bırakmıştır.

YARSAV, evrensel ilkeler çerçevesinde yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin varlığını benimsemeyen bu “yasakçı yaklaşımla” mücadelesini sürdürmeye kararlıdır.

Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur. 9.3.2007



Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU

Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı


Tam Metin İçin Kaynak: http://www.yarsav.org.tr/