|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
15-06-2007, 10:55 | #1 |
|
itirazın iptali ve derdest alacak davası
borçlu aleyhine ücret alacağı konusunda açılmış bir alacak davası varken aynı zamanda ilamsız takip de yapıldığında yapılan ilamsız takibe itiraz edildiğinde,itirazın iptali davası açılabilir mi,açılırsa önceki alacak davasıyla birleştirme istenebilir mi?iki davanın talep sonucunda farklılık olması (örneğin faiz hususunda ) birleştirme talebini olumsuz etkiler mi
|
16-06-2007, 03:24 | #2 |
|
Sayın Meslektaşım;
Bence icra dosyasında vuku bulmuş itiraz için ayrıca itirazın iptali davası açmanız gerekmektedir. Zira alacak davanız, lehinize sonuçlanacak olsa dahi; lehinize olan o kararı daha önce açılmış ilamsız icra takibinize ekleyemeyeceğinize göre, bence ayrıca itirazın iptakli davası açmanız ve akabinde de dosyaları birleştirmeniz uygun görünüyor. Her iki davanın tarafları ve dava konusu netice itibariyle aynı olduğundan birleştirme talebinizin kabul göreceğini düşünüyorum. Bir diğer görüşüm ise; eğer açtığınız ilamsız icra takibinde takibe dayanak olarak açıklamalı bir beyanda bulunduysanız yada ücret alacağınızı herhangi bir belgeye dayandırdıysanız; ayrıca itirazın iptali için dava açmanız gerekmeyebilir. Zira aynı gerekçe ve dayanak belgelere müsteniden alacak davası açmış olmalısınız. Bu şekilde alacak davası neticesi verilecek hüküm ile ilamsız takibinize dayanak alacağınız ilişkilendirilebilir ve dava neticesinde alacağınız lehinize olan ilamı icra dosyasına sunabilirsiniz sanırım. İlamdan sonra ayrıca itirazın iptali davası açar ve ilamı sunarak, duruşmasız olarak itirazın iptalini talep edebilirsiniz. Bir diğer görüşüm ise; açmış olduğunuz alacak davasında ilamsız takibinizden bahis edip; davalı-borçlunun buradaki itirazının kaldırılmasını da islah yolu ile talep edebilirsiniz. Böylece mahkeme hem alacağınıza hükmedecek ve hem de itirazın iptaline karar verebilecektir. Neticede; buraya yazarken düşünüyorum ve düşüncemin akış yönü ve nasıl da doğruyu bulduğum; alenen ortada Siz diğer görüşlerimi kaale almayıp; alacak davanızı islah ediniz bence. Diğer yazdıklarımı da; emeklerim heba olmasın diye silemedim Son kararım... İslah... Kolay gelsin... |
16-06-2007, 12:39 | #3 |
|
Merhaba,
Güzel ve girift bir soru. Belirtmeliyim ki konu hakkında fazlaca somut bir örneğe rastlayamadım.Bu nedenle yanıtın çoğunlukla kendi çıkarımlarım olduğunu söylemeliyim. Öncelikle itirazın iptali davası takip hukukuna özgü bir davadır ve eda(tahsil) davasından farklı hükümler içerir. İtirazın iptali davası ilamı her ne kadar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etse de bu ilamda "eda"'ya hükmedilmez, ilam icraya konulamaz.Davanın amacı borca "itiraz"'ın iptaliyle takibin devamını sağlamaktır. İtirazın iptali davası için : 1)Geçerli bir ilamsız takip, 2)İtiraz, 3)itirazın tebliğindne itibaren 1 yıllık süre Şartları aranmaktadır.Bu şartlar kendine özgü bu dava çeşidinin "dava şartları" olup, resen gözönüne alınır. Bilindiği gibi, her dava, açıldığı tarihte tesbit edilen durum ve koşullar esas alınarak hüküm kurulur. ( 28.11.1956 T. 1956/15 E. 1956/15 K. sayılı İBK ) Bu nedenle alacak davası açılmış olduğunda, itirazın iptali davası için gerekli şartlardan olan "ilamsız takibin varlığı" şartı henüz gerçekleşmemiştir. Bu anlamda davanın ıslah yoluyla itirazın iptali davası haline getirilmesi bana göre mümkün değidir. Buna ilaveten, bilahare açılacak olan bir itirazın iptali davası ise her iki davanın konusu ve tarafları aynı olacağından derdestlik itirazıyla karşılaşacaktır.Kaldı ki, itirazın iptali davası reddolunan(ve kesinleşen) alacaklı için, hüküm maddi anlamda kesinlik taşıyacağından bahsi geçen alacağın hukuki takibatı(alacak davası, icra takibi vb.) imkanı kalmayacaktır. Bu sebep bile derdestlik itirazını haklı kılmaktadır.Derdestlik itirazı ileri sürülmez ise, birleştirme talebini de ikinci davanın davalısı (itirazın iptali davalısı) talep edebilecektir. Bu nedenle, itirazın iptali ve icra tazminatı için ya ilk alacak davası takipsiz bırakılacak ve kesinleşecek bu süreden sonra itirazın iptali davası açılacaktır (bir yıllık süreyi kaçırmadan) ya da alacak davasına devam edilerek alınan ilamla yeni bir takip yapılacaktır. Bu konuyu daha fazla tartışmak ve farklı düşünceleri duymak isterim. |
16-06-2007, 20:59 | #4 |
|
Alacak davası mevcutken açılacak icra takibi tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ibareli olarak mümkündür ve
bir dava olmadığı için derdestlik itirazına uğramaz. Ancak takibe itiraz halinde açılacak itirazın iptali davası da bir tür eda davası niteliğinde olduğundan ; Derdestlik itirazı ile karşılaşabilir. Ayrıca bu yeni davayı açmakta davacının hukuki yararı yoktur. Zira alacaklı açtığı takibin itirazla durması halinde dilerse itirazın iptali, dilerse asıl borç ilişkisi ve hakkın varlığını ispatlayıcı alacak davası açabilir. Ama aynı anda iki davayı birden yürütemez. Ama itirazın iptali davası açmakta ısrar ediliyorsa ; alacak davasından vazgeçmek , davayı takip etmemek ( davalı takip edebilir , vazgeçmeye muvafakat etmeyebilir ) gibi nedenlerle alacak davasının açılmamış sayılması kararı ile derdestlik itirazı aşılarak - 1 yıllık hakdüşürücü süre aşılmayarak itirazın iptali davası açılabilir. |
16-06-2007, 23:33 | #5 |
|
Alacak davası mevcutken açılacak ilamsız icra takibine derdestlik itirazında bulunulabilir. Tahsilde tekerrür olmamak kaydının da sonucu değiştireceğini düşünmemek gerekir. Zira gerek dava, gerekse ilamsız takip aynı hukuksal sebebe yöneliktir.
Her ne kadar İİK'da derdestlik itirazına ilişkin açık bir düzenleme yoksa da İİK m.60/3 hükmü uyarınca, alacaklının takip yapma yetkisine ( takibat icrası hakkına ) itiraz etmek mümkündür. Hangi itirazların bu kapsamda olduğu yasakoyucu tarafından sınırlandırılmamıştır. Aynı hukuksal sebepten kaynaklanan davalar, nasıl derdestlik itirazına konu olmakta ise aynı hukuksal sebepten kaynaklanan dava ve ilamsız takip sebebiyle de tereddüt edilmemelidir. Öte yandan Sayın Baki Kuru, borçlunun takibe itirazında sadece derdestlik sebebine dayanması durumunda, alacaklının itirazın iptali davası açamayacağını, ancak şartları varsa itirazın kaldırılmasını isteyebileceğini (derdestlik olmadığı yönüyle) belirtmektedir. Bu konu, yetki itirazında da böyledir. Alacaklı yetki itirazının ortadan kaldırılması için itirazın iptali davası açamaz. Borçlu ilamsız takibe karşı, derdestlik itirazında bulunmadığı takdirde, itirazın iptali davası her şeyden önce bir alacak davası olduğundan, Sayın Akpunar ve Sayın Özdemir'in itirazın iptali davasının derdestlik itirazına konu olabileceğine ilişkin görüşlerine iştirak ediyorum. Saygılarımla. |
16-06-2007, 23:49 | #6 |
|
Açılan icra takibi, mükerrerlik itirazına konu olabilir mi?
|
17-06-2007, 00:29 | #7 |
|
Açılması düşünülen icra takibi bir dava değil, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlayıcı bir takip yolu ve işlemidir.
Bu nedenledir ki icra takibi ile ilgili sınırlı yetkili İTM kararları da maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Tarafları ve konusu aynı davalar arasında dedestlik itirazında bulunulacağı hepimizin malumu olduğundan ; Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açılan ( dava niteliği olmayan ) icra takibine karşı , dava nedeni ile derdestlik itirazında bulunulamayacağını düşünüyorum. Tahsilde tekerrür olmama kayıtlı istem zaten , mükerrerlik ihtimalini bertaraf etmektedir. |
17-06-2007, 12:10 | #8 | |||||||||||||||||||
|
1. Alacak Davası / İtirazın İptali : Öncelikle itirazın iptali davası ile alacak davası arasındaki derdestlik yönünden ulaştığım bir kararı ekliyorum.Burada da görüldüğü gibi bu iki dava arasında derdestlik bulunduğundan itirazın iptali davasının reddine dair hüküm kurulması gerektiği belirtilmektedir.
2. Alacak davası / İtirazın kaldırılması: İtirazın kaldırılması takip hukukuna yönelik ve salt o takip açısından hüküm doğuran ve kendine has bir hukuki yol olduğundan, alacak davası ile itirazın kaldırılması aynı anda sürdürülebilecektir. 3. Alacak Davası / İcra Takibi : Bir alacak için ilamsız icra takibi yapılmış ve bu takibin devam etmekte bulunması, o alacak için genel mahkemelerde alacak davası açılmasına engel değildir (Baki Kuru; İcra ve İflas Hukuku, C.1, ist.1988, sh.218, 219, 283). Hakkında tahsil davası açılan bir alacak için bilahare "ilamsız" icra takibi yapılabilir mi? Yukarıdaki alıntının ters anlamından, bu soruya olumlu yanıt verilmelidir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
itirazın iptali davası | johnross | Meslektaşların Soruları | 19 | 10-06-2014 12:30 |
itirazın iptali davası, hak düşürücü süre | av.naim | Meslektaşların Soruları | 14 | 05-07-2011 17:35 |
itirazın iptali Davası - Islah - Sebepsiz Zenginleşme Davasına Dönüştürme | Ersin KUŞ | Meslektaşların Soruları | 5 | 12-10-2009 10:54 |
ticari defterler ,itirazın iptali davası tamamlayıcı yemin | av.sinem | Meslektaşların Soruları | 4 | 21-05-2007 08:46 |
İçtihat- itirazın iptali davası | Av.Ceylan Pala Karadağ | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 2 | 19-01-2007 21:00 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |