Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

icrai takip

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-01-2008, 16:56   #1
nobel81

 
Varsayılan icrai takip

İyi Çalışmalar ;kesinleşerek haciz yapılan bir icra dosyasında esasen tebligat şirketin ortaklarına değil de bizzat şirketin sekreterine tebliğ edilmiş, bu şirketin hissedarlarından biri olan müvekkilim yurtdışında olduğundan bu tebligattan uzun süre sonra haberi olmuştur. Bu icra dosyasında hukuken yapabileceğimiz bir şeyler var mı ? Saygılarımla...
Old 18-01-2008, 17:27   #2
avfatihemir

 
Varsayılan

sayın meslektaşım,
size az da olsa yardımcı olabilmek adına aşağıdaki bilgileri gönderiyorum.

İİK.nun 65. maddesinde, koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olup, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. İcra Hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celse de alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir.

2004 sayılı İ.İ.K.
Madde 65
Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallük eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine tetkik mercii ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin tatilini tensip edebilir. Mercii, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2006/15504 karar
Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarına reddine;
2) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Borçlu B. Ltd. Şti. hakkında ilamsız takip yapılmaktadır. Borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı adresine ve bilinen adreslerine çıkarılan tebligatların, <tanınmıyor>, <ayrıldı> meşruhatları ile iadesi üzerine, adres araştırmasına gidilmiştir. Emniyet müdürlüğünce yaptırılan adres araştırmaları da sonuçsuz kalmıştır. Son olarak, borçlu şirketin kayıtlı olduğu İzmir Ticaret Sicili Memurluğu'ndan alınan 27.08.2004 tarihli yazıda, borçlu şirket adresinin yine <... Sok. No: 51/106.... İş Merkezi İzmir> olduğu, bu adreste <faaliyette> bulunduğu cevabı verilmiştir. Tekrar bu adrese çıkarılan tebligatın <tanınmıyor> şerhi ile iadesi üzerine, aynı yere 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca <06.09.2005> tarihinde ödeme emri tebliğ olunmuştur. Yapılan işbu tebligat, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi ve tüzüğün 55. maddesine uygundur.
HUMK'nun 76. maddesine göre <hukuki tavsif> hakime aittir. Borçlu, 12.10.2005 tarihli dava dilekçesinde; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle, gecikmiş itirazda bulunmaktadır. Ödeme emri tebliğindeki usulsüzlük gecikmiş itiraz nedeni yapılamaz. Tebligattaki usulsüzlük ve gecikmiş İtiraz nedenleri, uygulanacak yasal prosedür ve sonuçları itibariyle farklı müesseselerdir. Somut olayda, İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz nedenleri de bulunmamaktadır. Takip prosedürü itibariyle icra dairesine bir itirazda bulunulmadığından, borçlu şirket hakkındaki takip kesinleşmiştir. Açıklanan nedenlerle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde <tebligatların usulüne uygun olmaması karşısında, gecikmiş itirazın kabulüne> dair hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 2 no.lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.07.2006 gününde oybirliği ile karar verildi


Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı 2007/ 12- 179 esas2007/ 198 karar ( 11.04.2007)
Taraflar arasındaki <şikayet> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 15.06.2005 gün ve 2004/1395-2005/849 sayılı kararın incelenmesi davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06.12.2005 gün ve 2005/20275-24140 sayılı ilamı ile; (…Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK' nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde İcra Mahkemesine bildirilmesi gerekir.
Maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır.
Somut olayda borçlu Fatma M....... U......'a (Şükran B.....dan) ödeme emri 7201 sayılı kanunun 21. maddesine göre tebliğ edildiği halde, muhatabın adreste bulunmama nedenleri Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi uyarınca ilgililerin imzalarını taşıyan tutanakla tespit edilmediğinden sözü edilen tebligat usulsüzdür.(Hukuk Genel Kurulu'nun 18.04.2001 tarih 2001/6-386 esas 2001/389 karar sayılı kararı) Bu durumda uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32.maddesine göre çözümlenmesi gerekir (HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 E. 1991/344K.)
7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesinde, <Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur> hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarih olarak bildirdiği 11.10.2004 tarihinden sonra 13.10.2004 tarihinde Mahkemeye yaptığı başvurusu yasal 7 günlük sürededir.
Borçlu vekilinin Mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HUMK' nun 76. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32.maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı)
7201 sayılı yasanın, 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren takibin şekline göre icra dairesine itiraz etmemiş olması, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti halinde mal beyanında bulunma tarihi ve takip kesinleşmeden haciz konulamayacağı cihetle uygulanan hacizlerin kaldırılacağı sonucunu doğuracağından borçlunun şikayette hukuki yararının bulunması nedeniyle, mercii nezdinde yapılan tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. (Hukuk Genel Kurulu'nun 27.06.2001 tarih ve 2001/12-543 esas 2001/560 karar sayılı kararı)
O halde, Mahkemece tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiği tarih olarak bildirdiği ve borçlu vekilince karşı çıkılmayan 31.10.2003(11.10.2004) tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar vermek gerekirken, başvurunun İİK. nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz olarak nitelenip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı (Alacaklı) vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Ne var ki, açıklanan gerekçeyle içeriği itibariyle usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamında yazım hatası bulunmakta olup; <Somut olayda> ibaresi ile başlayan ikinci paragrafında borçlunun <Fatma M....... U......> olarak yazılan isminin <Şükran B.....dan>; <O halde> ibaresi ile başlayan son paragrafında yer alan <31.10.2003> tarihinin de <11.10.2004> olarak düzeltilmesi gerekmiş; bu yazım hatalarının düzeltilmiş şekliyle direnme kararının bozma ilamında yer alan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Davalı (Alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 11.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 21-01-2008, 15:15   #3
ISTANAZ

 
Varsayılan

7201
Tebligat K.
BİRİNCİ BAP
Umumi Hükümler

İKİNCİ FASIL
Tebligat Esasları

Madde 0012: Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat

Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır.

Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.

Madde 0013: Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat

Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.

Müvekkilinizin sadece hissedar olması değil yetkili temsilci olup olmadığı önem kazanmaktadır. Şirketi temsile yetkili değilse bence yapılacak bir şey yok. Ancak şirketi temsile yetkili ise An. Avfatihemir'in tavsiye ettiği yolu deneyebilirsiniz.
Old 22-01-2008, 02:53   #4
Mehmet Taşcı

 
Varsayılan

......kesinleşerek haciz yapılan..... demişsiniz.
Şayet iş yerinde veya şirkete ait bir yerde haciz yapıldıysa , şirket haczi öğrenmiş kabul edilir ve gecikmiş itirazı en geç bu tarihten itibaren 3 gün içinde yapmaları gerekirdi. şirkete ait bir mal , hak ve alacak haczedildiyse ve bu haciz şirket görevlilerine-şirkete 103 ihbarnamesi ile haberdar edildiyse ( tapulu taşınmaz haczi gibi)i103 ihbarnamesinin tebliği ile başlar.
Diğer yandan Tebligat kanunu hükmü açıktır. Şirkette- işverenin yanında çalışan müstahdem ve çalışanlara yapılan tebligat geçerlidir.Usulsüzlük yoktur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhtiyati haciz kararı uygulanmadan icrai takibe geçilmesi ad-hoc Meslektaşların Soruları 15 06-12-2017 06:07
kambiyo senedine özgü takip- rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip adalet48 Meslektaşların Soruları 8 28-01-2014 10:02
Takip Elemanı O.Özcan Adliye Duvarı 0 20-11-2007 12:24
Aynı gün konulan iht. haciz mi yoksa icrai haciz mi önceliklidir? advokat34 Meslektaşların Soruları 1 28-10-2007 22:11
UYAP e-takip OLCAYK Hukuk ve Bilgisayar Yazılımları 9 11-10-2007 02:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12836194 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.