Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Babanın aldığı arabayı oğlu adına kaydetmesi - Muvazaya dayalı iptal davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-01-2009, 12:07   #1
Av.Ayşegül Çoban

 
Varsayılan Babanın aldığı arabayı oğlu adına kaydetmesi - Muvazaya dayalı iptal davası

merhaba arkadaşlar sorum şu;müvekkilin babası hayattayken aldığı arabayı en büyük oğlunun adına kaydettiriyor.bağışlamış ama ortada satış yok .muvazaa yadayalı iptal davası açabilirmiyim nasılll herkese iyi günler...
Old 13-01-2009, 13:11   #2
miss_lawyer

 
Varsayılan

Sn Ayşegül Çoban, muvazaa davasının açılabilmesi için miras bırakan kişinin ölmesi gerekir. Ancak o zaman vereselerden biri/birkaçı muvazaa iddiasında bulunabilir. Tasarrufta bulunan kişi ölmeden birşey yapılamaz.İyi çalışmalar.
Old 13-01-2009, 13:12   #3
miss_lawyer

 
Varsayılan

sorunuzu hızlı okuduğum için ölmüş olduğu gözümden kaçmış..afedersiniz.. saklı pay ihlali varsa dava açıla
bilir
Old 13-01-2009, 13:14   #4
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Bağış resmi şekilde gerçekleştirilmiş mi?
Gerçekte satış gibi görünmesine rağmen bağış mı yapılmış?

Bağış ise,murisin vefatından bir sene önce mi yapılmış?

Biraz daha olay bilgisi daha ayrıntılı cevap vermemizi kolaylaştıracaktır.

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/12386

K. 2006/11900

T. 9.11.2006

• MUVAZAA ( Satış İşleminin İptali - Miras Bırakan İle Davalı Arasındaki Sözleşmenin Davacının Miras Payı Oranında İptali Gerekirken Tümden İptal Edilmiş Olmasının Usul ve Yasaya Uygun Düşmediği )

• SATIŞ İŞLEMİNİN İPTALİ ( Muvazaa - Miras Bırakan İle Davalı Arasındaki Sözleşmenin Davacının Miras Payı Oranında İptali Gerekirken Tümden İptal Edilmiş Olmasının Usul ve Yasaya Uygun Düşmediği )

• MİRAS PAYI ORANINDA İPTAL ( Satış İşleminin İptali - Miras Bırakan İle Davalı Arasındaki Sözleşmenin Davacının Miras Payı Oranında İptali Gerekirken Tümden İptal Edilmiş Olmasının Usul ve Yasaya Uygun Düşmediği )

818/m.18

1086/m.438


ÖZET : Dava, muvazaa nedeniyle traktör satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Miras bırakan ile davalı arasındaki sözleşmenin davacının miras payı oranında iptali gerekirken tümden iptal edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekir ise de belirtilen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
DAVA : Davacı R. vekili Avukat N. tarafından, davalı N. aleyhine 9.6.2004 gününde verilen dilekçe ile araç satış sözleşmesinin iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kabulüne dair verilen 1.3.2005 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazına gelince; dava, muvazaa nedeniyle traktör satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup mahkemece, istem kabul edilmiş ve karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, miras bırakanı A. adına kayıtlı traktörün, miras bırakan tarafından satış gibi gösterilerek davalıya bağışlandığını belirterek muvazaalı olarak miras bırakan ile davalı arasındaki satış sözleşmesinin iptalini istemiştir.
Miras bırakanın davacıdan başka mirasçıları da olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Diğer mirasçılar sözleşmenin iptali davası açmadıklarına, davacı da sadece kendi payı oranında sözleşmenin iptalini isteyebileceğine göre mahkemece dava açmayan mirasçıların haklarını da kapsayacak biçimde iptal kararı verilemez.
Miras bırakan ile davalı arasındaki sözleşmenin davacının miras payı oranında iptali gerekirken tümden iptal edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekir ise de belirtilen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 438. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) sayılı bentte gösterilen nedenlerle, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "Ferizli Noterliğinin 14.04.1998 tarih ve 468 yevmiye nolu 54 ... 273 plakalı, F. marka, 1972 model traktörün satış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle..." sözcüklerinden sonra gelmek üzere "... davacının miras payı oranında..." sözcüklerinin yazılmasına; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA; peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 09.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/8121

K. 2001/12602

T. 13.12.2001

• KAYIT İPTALİ VE TESCİL ( Muvazaalı Olarak Dava Konusu Aracın Davacıyı Miras Payından Mahrum Bırakmak İçin Danışıklı Olarak Murisin Ölümünden Beş Gün Önce Davalıya Satılması Nedeniyle )

• ARAÇ KAYDININ İPTALİ VE TESCİL ( Adliye Mahkemelerince İdareyi İşlem Yapmaya Zorlar Karar Verilememesi )

• İDAREYİ İŞLEM YAPMAYA ZORLAR KARAR ( Adliye Mahkemelerince Böyle Bir Karar Verilememesi )

818/m.18


ÖZET : Dava, muvazaalı olarak dava konusu aracın, davacıyı miras payından yoksun bırakmak için danışıklı olarak murisin ölümünden beş gün önce davalıya satılması nedeniyle kayıt iptali ve tescil talebine ilişkindir. Adliye mahkemelerince idareyi işlem yapmaya zorlar biçimde karar verilemez. Diğer bir anlatımla davalı adına oluşturulan trafik kaydının iptali ile muris adına tescili hükmü idari nitelikte bir işlem yapılması sonucunu doğurur. Bu durumda davacı talebinin ihtilaf konusu aracın satışına dair senedin iptali biçiminde yorumlanıp karar verilmesi gerekir. Davanın nitelendirilmesinde hataya düşülerek kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Davacı Serpil vekili Av. F. K. tarafından, davalı M. A. aleyhine 17.2.1997 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle araç trafik kaydının iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.9.2000 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR : Dava, muvazaalı olarak dava konusu aracın, davacıyı miras payından mahrum bırakmak için danışıklı olarak murisin ölümünden beş gün önce davalıya satılması nedeniyle kayıt iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine ilişkin kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak dava kabul edilmiş, aracın davalı adına olan trafik kaydının iptali ile muris adına tesciline karar verilmiş, karar davalı tarafından tem.yiz edilmiştir.
Dosyadaki belgelerden davacının aracı satan murisi ( eşi )nin 8/16 hisse ile mirasçısı olduğu ve kaydın 8/16 oranında iptalini istediği anlaşılmaktadır. Şu durumda davacının istemi aşılarak tüm kaydın iptali yönünde hüküm kurulması doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
Diğer yandan kabule göre, Adliye Mahkemelerince idareyi işlem yapmaya zorlar biçimde karar verilemez. Başka bir deyimle davalı adına oluşturulan trafik kaydının iptali ve muris adına tescili hükmü idari nitelikte bir işlem olup, davacının istemini davaya konu aracın satışına dair senedin kısmen iptali biçiminde yorumlayıp karar vermek gerekirken davanın nitelendirilmesinde hata yapılarak verilen kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13.12.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/12649

K. 2002/4116

T. 4.4.2002

• MUVAZAA NEDENİYLE ARAÇ SATIŞINA DAİR SÖZLEŞMENİN İPTALİ ( Araç Devrinin Noterde Yapılmasının Gerekmesi )

• ARAÇ DEVRİNİN ŞEKLİ ( Araç Devrinin Noterde Yapılmasının Gerekmesi )

• TAŞINIR MÜLKİYETİ ( Araç Devrinin Noterde Yapılmasının Gerekmesi-Aracın Taşınır Mülkiyetindeki Kurallar Gereğince Kazanılmasının Mümkün Olmaması )

2918/m.20/d


ÖZET : 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesinde araç devirlerinin noterde yapılacağı düzenlenmiş ve biçim koşuluna bağlanmıştır. Bu bakımdan dava konusu otomobil ve traktörün taşınır mülkiyetindeki kurallar gereğince mülkiyetinin kazanılacağı doğru değildir.
DAVA : Davacı Yadigar Ç. ve diğerleri vekili Avukat Mehmet Buğdaycı tarafından, davalı Davut K. aleyhine 2/11/1998 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle sözleşmenin iptali, araçların teslimi ve tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/5/2001 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılardan Yadigar Ç. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, muvazaa nedeniyle araç satışlarına dair sözleşmelerin iptali, araçların teslimi ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacılardan Yadigar Ç. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar miras bırakana ait otomobil ve traktörün danışıklı olarak davalıya devredildiğini, gerçekten bir satış olmadığını, miras bırakanın iradesinin diğer mirasçısı Ekrem Ö.'e devrini sağlamak olduğunu iddia ederek yapılan satışın hukuki sonuç doğurmadığından iptalini istemişlerdir. Mahkemece, davacıların iddiaları ve uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak hukuki konularda inceleme ve değerlendirme yapmadan dava konusu araçların menkul olduğu ve teslimle geçtiği belirtilerek karar verilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesinde araç devirlerinin noterde yapılacağı düzenlenmiş ve biçim koşuluna bağlanmıştır. Bu bakımdan dava konusu araçların taşınır mülkiyetindeki kurallar gereğince mülkiyetinin kazanılacağı doğru değildir. Taşıtların mülkiyetinin kazanılması yasada öngörülen biçim koşuluna bağlandığından iddianın ve savunmanın buna göre değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Anılan yön gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine ve peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 4/4/2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2008/2-442

K. 2008/458

T. 15.6.2008

• TENKİS DAVASI ( Murisin Ölümünden Bir Yıldan Daha Önceki Zamanda Gerçekleştirdiği Bağışlamaların Saklı Payı Zedeleme Kastıyla Yapıldığının Aşikar Olması Halinde Tenkise Tabi Olması )

• MURİSİN YAPTIĞI TASARRUFUN İPTALİ ( Murisin Ölümünden 4 Ay Önce İntifa Hakkı Uhdesinde Kalmak Suretiyle Taşınmaz Bağışı Yapması )

• BAĞIŞLAMA ( Murisin Ölümünden Bir Yıldan Daha Önceki Zamanda Gerçekleştirdiği Bağışlamaların Saklı Payı Zedeleme Kastıyla Yapıldığının Aşikar Olması Halinde Tenkise Tabi Olması )

4722/m.17

743/m.507


ÖZET : Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Murisin ölümünden 1 yıldan daha önceki zamanda gerçekleştirdiği bağışlamalar ancak saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının aşikar olması halinde tenkise tabi tutulur.
DAVA : Taraflar arasındaki "tenkis" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beydağ Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.12.2005 gün ve 2002/2 E. 2005/103 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 18.07.2006 gün ve 2006/2191 E. 2006/11280 K. sayılı ilamı ile;
( ... Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. ( 4722 S.K. md.17 )
Murisin ölümünden 1 yıldan daha önceki zamanda gerçekleştirdiği bağışlamalar ancak saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının aşikar olması halinde tenkise tabi tutulur. ( 743 Sayılı MK. mad. 507/4 ) Olayda muris 31.12.2001 tarihinde ölmüş, dava konusu 1256 parsel sayılı taşınmazı ölümünden 4 yıl önce 21.08.1997 tarihinde davalıya intifa hakkı uhtesinde kalmak şartıyla bağışlamıştır. Davalıya yapılan bu bağışın saklı payı zedelemek kasdıyla yapıldığını gösterir herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1613

K. 2004/2569

T. 2.3.2004

• BAĞIŞLARIN TENKİSE TABİ OLMASININ ŞARTLARI ( Murisin Ölümünden Bir Yıldan Daha Önceki Tarihli Bağışların Tenkise Tabi Olabilmesi İçin Saklı Pay Kurallarını İhlal Kastının Aranacağı )

• SAKLI PAY KURALLARINI İHLAL KASTININ ARANMASI ( Murisin Ölümünden Bir Yıldan Daha Önceki Tarihli Bağışların Tenkise Tabi Tutulabilmesi İçin )

• TENKİS TALEBİ ( Murisin Ölümünden Bir Yıldan Daha Önceki Tarihli Bağışların Tenkise Tabi Tutulabilmesi İçin Saklı Pay Kurallarını İhlal Kastının Aranacağı )

743/m.507/3


ÖZET : Miras bırakan otuzüç adet taşınmazını 20.6.1993 tarihinde oğlu Ziya'ya kayıtsız şartsız bağışlamış, kadastro tesbiti, Ziya adına yapılmış, murisin bağış senedinin iptali ve müdahalenin önlenmesine yönelik olarak açmış olduğu dava reddedilmiş ve 18.12.1998 de kesinleşmiş; miras bırakan 20.7.2001 de ölmüştür. Bağış murisin ölümünden sekiz yıl öncesine aittir. Bağışın muris tarafından saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacı ile yapıldığı ispat edilememiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Miras; miras bırakanın ölüm günündeki hükümlere göre mirasçılarına intikal eder. ( 4722 SK.m.17 )
743 Sayılı Medeni Kanununun 507/3. maddesi; geleneklere göre verilen hediyeler ayrık olmak üzere, kayıtsız şartsız dönme hakkı saklı tutulan bağışlar ile, miras bırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde yaptığı bağışların vasiyetnameler gibi herhalde tenkise tabi tutulacağını 507/4 maddesi de; bir yıl öncesine ait kayıtsız şartsız bağışların da saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacı ile yapılması halinde tenkis edileceğini hükme bağlamıştır.
Miras bırakan otuzüç adet taşınmazını 20.6.1993 tarihinde oğlu Ziya'ya kayıtsız şartsız bağışlamış, kadastro tesbiti, Ziya adına yapılmış, murisin bağış senedinin iptali ve müdahalenin önlenmesine yönelik olarak açmış olduğu dava reddedilmiş ve 18.12.1998 de kesinleşmiş; miras bırakan 20.7.2001 de ölmüştür. Bağış murisin ölümünden sekiz yıl öncesine aittir. Bağışın muris tarafından saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacı ile yapıldığı ispat edilememiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 02.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-06-2010, 09:47   #5
Av. Hüseyin

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım müvekkilime sağ dedesi bir daire bağışlıyor ve bunu tapuda da bağış olarak gösteriyor. ancak diğer mirasçılar bunun bir mal kaçırma girişimi olarak değerlendiriyorlar bu halde diğer mirasçılar bu tasarrufu iptal ettirebilir mi ? Ya da müvekkilim bu daireyi 3. bir şahsa devrederse diğer mirasçılar bu işlemi de iptal ettirebilir mi? Şimdiden teşekkürler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07385397 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.