Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tahliye kararını uygulama zamanı (?)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-01-2008, 16:54   #1
avukat-21

 
Varsayılan Tahliye kararını uygulama zamanı (?)

Meslektaşlarımın yeni yılını kutluyorum....
**ACİL;
Müvekkilim aleyhine girişilen icra takibi neticesinde,süresinde ödenmeyen kira bedeline istinaden (15-30 günlük ve tahliye istemli) icra tetkik hakimliğinden TAHLİYE kararı alınıyor ve karar kesinleşiyor.....(Temerrüd nedeniyle tahliye)
Davacı kiralayanın kesinleşen tahliye kararını icra dosyasına ibraz edip-fiili tahliye için talep açmasının süresi var mı??
Aradan uzun zaman geçmiş olması kiracılık ilişkisinin zımni olarak kabulu müdür?
Zımni kabul hususunu icra dairesi dinler mi? Yani kararın kesinleştiği tarihten uzun zaman sonra (mesala 4-5 ay sonra) alacaklının mahkeme kararını ibraz ile,borçlunun tahliyesi için talep açması halinde,borçlu-->İcra dosyasına aradan uzun zaman geçmesi zımnı kabuldür diyebilir mi?????
Old 02-01-2008, 17:35   #2
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Süre konusunda net birşey bilmiyorum. Yalnız bu aradan geçen 4-5 ay zarfında kiracı müvekkiliniz kira ödemeye ve kiralayan da bunları ihtirazi kayıtsız almaya devam etmiş ise esasen sözleşmenin bitirilme iradesi ortaya konulmuş ancak daha sonra yeni bir ilişki tesis edilmiştir. Yeni derken bu ilişkiyi doğrusu tarif edemiyorum. Eski kontrat yenilenmiş demek belki daha doğru.Bu arada herhangi bir protokol veya sözleşme olmamışsa. Anladığım kadarıyla ev sahibi elindeki tahliye kararını koz olarak kullanacak.Bu durum da hukuken çok açık kötüniyettir.
Bir hakkın kötüye kullanılması ise kanunların koruyacağı bir durum değildir. Bence irade değişikliği vardır. Eski tahliye kararı kendi zamanındaki koşullarda gerekli ve geçerli olduğundan o koşullar da şimdi değiştiğinden ( ben öyle anladım.kira ilişkisi devam ettiğine göre) yeni oluşacak temerrüt durumunda bu yeni olguya dayanılarak yeni karar alması gerekir diye düşünüyorum.
Old 02-01-2008, 17:39   #3
Av.Nesrin

 
Varsayılan

sorunun devamını fark etmemişim. eğer böyle bir talep açarsa ve talep kabul edilirse icra dairesinin bu iddiayı dinlemeyeceğini düşünüyorum en azından zaman kaybetmektense durdurma talepli olarak sözkonusu işlemi şikayet yoluna gitmelisiniz. Tabi kira ödemelerinin belgelendirilebilmesi lehinizedir.
Old 02-01-2008, 17:55   #4
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Zira borçlunun daha önce kira bedelini ödemediğinden dolayı temerrüdü ve mecuru boşaltması gerektiği,Mahkeme kararı ile sabit olmuştur.İlamların infazı 10 yıllık süreye tabidir.
Old 02-01-2008, 23:36   #5
avmehmetatli

 
Varsayılan

kanaatimce, süre konusunda icra memurunun resen ilamın infazına müdahele edebileceğini sanmıyorum. şikayet konusu yapılıp burada zımni olarak akit yeniden ayaktadır denmeli ve hakkın kötüye kullanıldığı iddiası ile takip iptal edilebilir.
Old 03-01-2008, 17:17   #6
Almıla

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Temerrüt nedeni ile tahliyeye ilişkin mahkeme kararının icrası İİk ilgili hükümlerine tabidir. Dolayısı ile 4-5 ay gibi bir sürenin geçmiş olması tahliyeye ilişkin kazanılmış hakkı bertaraf etmez- kira akdinin yenilenmiş olduğu ..vs bir yorum da tahliye sebebi dikkate alındığında dinlenmez.

Aşağıdaki yargı kararı her ne kadar eski tarihli olsa da iknaya yeterlidir zannediyorum. iyi çalışmalar


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1983/12-172

K. 1985/123

T. 22.2.1985

• İTİRAZ DAVASI ( Taşınmazın Tahliyesine İlişkin İlamın İcrasında Borçlu Kiracıya Boşaltma İçin Birden Fazla Süre Verilmesi )

• TAHLİYEYE İLİŞKİN İLAMLI İCRA ( Kiracıya Tahliye İçin Birden Fazla Süre İçin Verilmesi ve Kira Parasının Alınmasının Sözleşmenin Belirsiz Süre Uzadığı Anlamına Gelmemesi )

• KİRA SÖZLEŞMESİ ( Kiracıya Tahliye İçin Birden Fazla Süre İçin Verilmesi ve Kira Parasının Alınmasının Sözleşmenin Belirsiz Süre Uzadığı Anlamına Gelmemesi )

• İLAMLI İCRA ( Kiracının Tahliyesine İlişkin Yapılan Takibe Karşı Kiracıya Süre Verilmesi ve Para Alınması Kira Sözleşmesinin Belirsiz Süreli Uzadığı Anlamına Gelmemesi )

• BELİRSİZ SÜRELİ KİRA SÖZLEŞMESİ ( İlamlı İcra Yoluyla Tahliyeye Girişilen Kiracıya Süre Verilmesinin Sözleşmeyi Belirsiz Hale Getirmemesi )

2004/m.26

ÖZET : Taşınmazın tahliyesine ilişkin ilamın icrasında, borçlu kiracıya boşaltma için birden fazla süre verilmesi ve kira parasının alınması, sözleşmesinin belirsiz bir süre uzadığı veya yenilendiği biçiminde yorumlanamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki "itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep İcra Tetkik Mercii Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.4.1982 gün ve 100-155 sayılı kararın incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 31.5.1982 gün ve 4814-4959 sayılı ilamı:
( ..Takip 4.10.1978 tarihli tahliye ilamına dayanılarak 19.10.1978 günü açılmış ve borçluya icra emrinin tebliğini müteakip yerine getirme için 17.1.1979 günü mahalline gidilmiş ve borçlunun isteği üzerine 31.3.1979 gününe kadar süre verilmiştir. 12.4.1979'da tahliye için gidilip yeniden mahallinde düzenlenen tutanağa göre borçlanan 2.1.1980 tarihine kadar istediği mehlin kendine tanındığı görülmüştür. Bu duruma ve icra dosyası münderecatına göre, alacaklının borçluya mehil vermesi ve bu arada kira paralarını alması sözleşmenin yenilendiği veya belirsiz süre uzatıldığının delili sayılamıyacağı halde aksine düşüncelerle, yazılı biçimde karar verilmesi isabetsizdir.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 22.2.1985 gününde ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.
Old 03-01-2008, 17:30   #7
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Yalnız yukarıdaki kararda ilam icraya konulmuş ve tahliye için müteaddit defalar hacze gidilip hacizde tahliye iradesi hala diri tutularak bir kaç defa süre verilmiştir. Yukarıdaki yargıtay kararı somut durum düşünüldüğünde hukuka uygundur.
Ancak forumdaki soruda ilam icraya konulmamış.Elbetteki ilamların icrası 10 yıllık zamanaşımına tabidir. İhtirazi kayıtsız, kiraların alınması ile ilişki yenilenmiş olmuyor mu.Tahliye için tüm koşullar hazırken mülk sahibinin tahliye ilamını icraya koymayarak mülkü kullandırmaya devam etmesi ve karşılık edimini de talep etmesi yeni bir ilişki değil mi. Tabi bunlar tamamen benim yorumlarım.Yani böyle bir durumda yapılacak şey tahliyeyi beklemek mi olmalı.
Old 03-01-2008, 17:32   #8
avukat-21

 
Varsayılan

Arkadaşlar değerli görüşlerinize teşekkür ederim ve hepsine katılıyorum;
*Temerrüd nedeniyle tahliye kararına esas teşkil eden icra dosyasından müvekkile gönderilen tebligat usulsüz...
Bu husus pek tabiki temyiz nedeni yapılacaktı ama temyiz süresini maalesef kaçırdık...
Şimdi amacım;İcra dosyasındaki tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin bir karar alıp-yeni bir karara dayanarak,mahkeme kararını ortadan kaldırabilmek..Çünki,biliyorum icra memuru kesinleşen mahkeme kararını uygulamak zorunda....
Öte yandan,tahliye kararı usule uygun olarak müvekkile tebliğ edilmiş,yani icradaki usulsüz tebligattan yola çıkıp-ıttıla tarihini tebliğ tarihi saydırsam bile itiraz sürem geçmiş---Öğrenmek istediğim ama bunları yazarken de oldukça kafamı karıştırdığım husus İTM'de sadece tebligatın usulsüzlüğünün tespiti isteyebilir miyim...İstedim ve bu yönde karar aldım bu karar mahkeme kararını kaldırmama sebep olur mu?
Old 03-01-2008, 17:34   #9
avukat-21

 
Varsayılan

Sayın Nesrin'in düşüncelerine aynen katılıyorum...İlamı icraya koymamak ve kira bedellerini koşulsuz kabul etmek kontratın yenilendiği iradesinin zımni olarak ortaya konması değil midir???
Old 03-01-2008, 17:35   #10
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 1978/8326
Karar: 1978/8407
Karar Tarihi: 11.10.1978
ÖZET: Taraflar arasındaki akit sulh mahkemesi ilanına göre 1.9.1975 tarihinde feshedilip tahliyeye karar verilmiştir. Alacaklının ilamı geç icraya koyması ve bu arada tahakkuk eden yeni, fesih tarihinden sonra tahakkuk eden kira paralarını alması ve buna karşı 27.10.1977 tarihli makbuzu vermesi ilamın infazından vazgeçtiğini veya aktin yenilendiğini gösterir nitelikte değildir. Bu duruma rağmen akdin yenilendiğinden bahisle itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
(2004 S. K. m. 26)
Dava: Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 26.9.1978 tarilhinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Taraflar arasındaki akit sulh mahkemesi ilanına göre 1.9.1975 tarihinde feshedilip tahliyeye karar verilmiştir. Alacaklının ilamı geç icraya koyması ve bu arada tahakkuk eden yeni, fesih tarihinden sonra tahakkuk eden kira paralarını alması ve buna karşı 27.10.1977 tarihli makbuzu vermesi ilamın infazından vazgeçtiğini veya aktin yenilendiğini gösterir nitelikte değildir. Bu duruma rağmen akdin yenilendiğinden bahisle itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden mercii kararının İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA 11.10.1978 gününde oyçokluğuyla karar verildi. *
KARŞI OY YAZISI

Yasaya göre kira bağıtının kurulması şekle bağlı değildir. Kira bağıtının sona ermesinden sonraki dönemde kiracının kiralanan şeyi kullanmaya devam etmesine izin verilmesi ve karşılığında kira parası alınması, hukuki ilişkinin yenilendiğini, yeni bir kira bağıtının doğduğunu gösterir. Alacaklının boşaltmasını gerektiği tarihten sonra geçen üç yılı içeren biçimde ve hele ihtirazı kayıt öne sürmeksizin kira paralarını aldığı, kendi imzasını taşıyan ve kira bedellerinin alındığını gösteren makbuzlar ile sabittir. Boşaltmaya ait ilan 12.9.1974 tarihli, boşaltma tarihi 1.9.1975 olduğu halde, 30.12.1975, 31.12.1976,27.10.1977 tarihli makbuzlarla üç yıllık kira paraları alınmış şu suretle yanlar arasında üç yıldan beri devam eden yeni bir kira bağıtı kurulduğu kuşkusuz olmasına rağmen, artık hükmü kalmadığı ortada bulunan ilama dayanılarak 26.3.1978 de açılan takibe vaki itirazın kabulü yerindedir. İtirazın kaldırılması isteğini reddeden merci kararı onanmalıdır.

Sonuç: Yukarda ve merci kararında yazılı gerekçeye göre merci kararının onanması gerekir iken bozma yolunda oluşan çoğunluk görüşünü katılmıyorum.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 03-01-2008, 17:50   #11
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Sn.Vardar yukarıdaki karar 1978 tarihli ve karşı oy yazısı paylaştığım görüşe uygun.Peki elinizde yeni tarihli bir karar var mıdır. İçtihat proğramım yok da.Yardımcı olursanız çok sevinirim. Aradan geçen onca zamandan sonra belki azınlık görüşü çoğunluk görüşüne dönüşmüş olabilir. Saygılar
Old 03-01-2008, 18:08   #12
avukat-21

 
Varsayılan

Sayın Nesrin,ilginize gerçekten çok çok teşekkür ederim..Size özel mesaj göndermeye çalıştım ama biraz teknoloji özürlü olduğumdan beceremedim...
İsterim ki ve de bence hukuk mantığına çok uygun ki;
Alınan tahliye kararının uzun bir süre (?) icraya konmaması taraflar arasındaki kira kontratının yenilendiği anlamına gelsin...zaten kontratın yazılı olması da şart olmadığına göre,aslında ihtirazi kayıt öne sürmeden kira bedellerinin kabulü yenileme anlamına gelmeli.....FAKAT;;;İlamı icraya koyan (Yani haciz ve tahliye istemli takibine devam eden,üstelik 10 yıl içerisinde herhangi bir gün) alacaklının talebini kim hangi gerekçe ile REDDEDECEK?
Old 03-01-2008, 18:18   #13
avukat-21

 
Varsayılan

Çözüme ulaşmakta doğrusu müvekkili bu zor durumdan kurtarmakta faydası olur mu bilmiyorum ;
Tahliye karar tarihi:15.06.2007
Kontratın başlangıç tarihi:01.06.2005
Mal sahibinin akde aykırılık nedeniyle müvekkile açmış olduğu bir başka davasından (bilirkişi raporu aleyhine geldiği için) feragat ettiği tarih:06.12.2007
Old 03-01-2008, 18:56   #14
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Sn. Vardar'ın sunmuş olduğu kararın azlık görüşü size yol gösterici olabilir. hukuk sistemimiz içinde elbetteki borçlu kiracıyı muallak bir durumda bırakmadan tehlikeyi bertaraf edebilecek bir menfi tespit davası düşünülemez. Yukarıda izah ettiğim üzere ve yargıtay kararında da belirtildiği gibi bu durumda yapılacak şey ilamın dosyay sunulup tahliye emrinin gelmesini beklemektir. Tahliye emri geldikten sonra açıkladığımız tüm itiraz nedenlerinizle birlikte takibin iptalini tetkik merciinden istemelisiniz.Bu arada durdurma talep edilir mi inanın şu an bilmiyorum.Yardımcı olabildiğime sevindim. Ancak konuyla ilgili fazla bir yorum yapamıyorum.Sonucu da yine burada açıklarsanız ben de takip etmek isterim.Kolay gelsin
Old 03-01-2008, 19:07   #15
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1998/13-793
Karar: 1998/804
Karar Tarihi: 11.11.1998
ÖZET: Davacı, davalının davetinden sonra müteaddit defalar başvurarak, yeniden bir sözleşme düzenlenmesini istemişse de bu tekliflerin davalı tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesi sona erdiğine ve yeni bir sözleşme de yapılmadığına göre, artık davacının kiracılık sıfatının varlığından söz edilmesine hukuken olanak yoktur. Mahkemece bu yön gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasaya aykırı biçimde isteğin kabul edilmiş olması bozma nedenidir; gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
(6570 S. K. m. 7, 8) (818 S. K. m. 248)
Dava: Taraflar arasındaki "kiracılık sıfatının tespiti, çekişmenin giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 30.9.1997 gün ve 1997/272 E-781 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 10.1.1998 gün ve 1998/56-477 sayılı ilamı ile;

(...Davacı, 8.600 m2 yüzölçümündeki boş arsayı, akaryakıt istasyonu olarak işletmek üzere, 1.10.1993 başlangıç tarihli ve on yıl süreli sözleşmeyle davalıdan kiraladığını, üzerine tesisler yapıp işletmeye açtıktan sonra kira paralarının ödenmesinde temerrüde düşüldüğü gerekçesiyle, icra tetkik merciince tahliye kararı verilip kesinleştiğini, ancak, devlet bakanlığının oluruyla, sözleşmeye devam edilmesinin kararlaştırılması üzerine tahliye kararının infaz edilmediğini, kira paralarını muntazaman ödemeye devam ettiğini, aradan bir yıldan fazla bir süre geçtiği halde, davalının yeni bir kira sözleşmesi yapmadığı gibi, tahliye kararını da kaldırmadığını, böylece kendi hukuki durumunun açıkça belirlenmesine engel olduğunu ileri sürerek, 1.10.1993 günlü sözleşmeye göre kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespitine, muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tahliye kararının kesinleşmesinden sonra, bakanlık oluru üzerine, yeni bir sözleşme yapılması konusunda, davet edilmesine rağmen davacının sözleşme yapmaya yanaşmadığını, kesinleşmiş bir tahliye kararı varken, kiracılık sıfatının tespitinin istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, tahliye kararının kesinleşmesinden sonra davalının arttırılmış kira paralarını talep etmek ve ihtirazi kayıtsız olarak almak suretiyle yeni bir hukuki durumun oluşmasına olanak sağladığı, davacının kiralanan arsa üzerine 50 milyar TL değerinde tesisler yaptığı ve rayicin de üzerinde kira parası ödediği, davalının bu durumda herhangi bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların yeni bir kira ilişkisine girdiklerinin tespitine, muarazanın önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan, 1.10.1993 tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesinin, davalının talebi üzerine ve temerrüt gerekçesiyle verilen tahliye kararını kesinleşmesiyle son bulduğu, uyuşmazlık konusu değildir. Ne var ki, davalı idare, davacının başvurusu üzerine verilen bakanlık oluruna dayanarak gönderdiği 27.2.1996 günlü yazıyla, orada belirttiği koşullarla yeni bir kira sözleşmesi yapılması için davacıyı davet etmiş; davacı verilen süre içerisinde bu icabı kabul ederek sözleşme düzenlenmek üzere davalıya başvurmamış ve böylece, taraflar arasında yeniden bir kira sözleşmesi yapılmamıştır. Her ne kadar, davacı, davalının anılan davetinden sonra müteaddit defalar başvurarak, yeniden bir sözleşme düzenlenmesini istemişse de bu tekliflerin davalı tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesi sona erdiğine ve yeni bir sözleşme de yapılmadığına göre, artık davacının kiracılık sıfatının varlığından söz edilmesine hukuken olanak yoktur. Mahkemece bu yön gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasaya aykırı biçimde isteğin kabul edilmiş olması bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.11.1998 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 04-01-2008, 13:59   #16
avukat-21

 
Varsayılan

Sayın Nesrin-Sayın Ergün ilgili kararlar ve değerli fikirlerinize teşekkür ederim....Ergün Vardar'ın emsal olarak gösterdiği kararlar evet kesinleşen tahliye kararlarının uygulanması ile ilgili olsa da;aleyhte gibi gözüken her iki kararda da,kiracının kusuru yani birinde tahliyeyi müteaddit defa taahhüt etmesine rağmen mecuru boşaltmaması--diğerinde ise,sözleşme yapmaya davet edilmesine rağmen icap etmemesi sözkonusu bu iki durum belki önemsiz gibi görünse de,ASLINDA KİRAYA VERENİN AKDİ YENİLE M E M E İRADESİNİ AÇIKCA gösteriyor..
Benim olayımı biraz daha açık anlatmak istiyorum;
**Temerrüd nedeniyle tahliye kararı haziran 2007 yılında alınmış ve icra dosyasına ibraz edilmiş...(Sadece sunulmuş başka işlem yok)
**Bu arada müvekkil 6-7 aydır kiraları ödemeye ve kiralayan da kabul etmeye devam etmiş...
**Kiralayan akde aykırılık nedeniyle açmış olduğu bir başka tahliye davasından FERAGAT etmiş...(Aslında kesinleşen diğer tahliye kararına güvenerek bence) yani son hukuki işlem tahliye davasından feragat...
Tüm bu durumlar karşısında,hem kira bedellerinin kabul edilmesi-hem tahliye kararının uygulanmaması-hem de SON olarak diğer davadan feragat etmesi KİRAYA VERENİN AKDİ ZIMNİ OLARAK YENİLEMİŞ OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ Mİ?? Yapılacak yani savunulacak başka bir husus olmadığına göre,bu anlama geldiğini varsayarak ne yapabiliriz (Yani usul açısından,icra dosyasına talep mi?-kiracılık ilişkisinin tespiti için tespit davası mı?) öğrenmek istediğim konu budur?
Old 04-01-2008, 14:12   #17
Av.Nesrin

 
Varsayılan

İcra dosyasına açılan talep size hiçbir şey kazandırmaz.İcra dairesi ilamı yerine getirmek zorundadır.
İlam emri size gönderilmedi anladığım kadarıyla tebliğe geldiğe zaman bu itirazlarınızla haksız takibin iptalini isteyebilirsiniz.
Evet kiracılık ilişkisinin tespiti de istenebilirmiş


Fakat benim aklıma daha ekonomik ve daha kesin bir yol geldi. Bu yolu izlerken 6570 Sy.Yasa bağlamında değil.sadece borçlar hukuku kapsamında bir sözleşme gibi değerlendirip kiralayana ihtar çekmeye ne dersiniz.Tüm katedilen yolu mahkeme kararlarını tahsil edilen kira bedelleri ve dekontları kısacası tüm ilişkinizi ortaya koyup, müvekkilinizin böyle muallak bir durumda kalmasının kendi zararına olduğunu tahliye iradeleri varsa bunu yerine getirmeleri sözleşmeye devam etmek isterlerse sözleşme kurulacağını belirtip bir de süre eklerseniz nasıl olur.
Cevap vermediklerini düşünürsek bile bu ihtarname ileride belki açmak zorunda kalacağınız tespit veya iptal davasına da güzel bir delil olmaz mı.
Sadece bir düşünce kolay gelsin.
Old 04-01-2008, 14:31   #18
avukat-21

 
Varsayılan

Nesrin hanım,kiralanan yer 6570'e tabi değil-borçlar hukukuna tabi...söylediğiniz gibi,kiralayana bir ihtarla durumu bildirmek aklıma geliyor ama pek işime gelmiyor açıkçası(Akabinde işlemi çabuklaştırırsa ne olacak?)Aslında yazarken de çözüyorum...işlemi çabuklaştırması da ilam emrini göndermesi ve benim de takibin iptalini istemem demek dimi? (Aslında sanırım şunu bilmiyorum; Alacaklı kesinleşen tahliye kararını icraya ibraz edip-tahliye için talep mi açar-->Yani hemen fiili tahliye sağlanabilir mi? Yoksa öncesinde borçluya tekrar tahliye etmesi için tebligat mı yapılır?)
Old 04-01-2008, 14:35   #19
avukat-21

 
Varsayılan

Benim pratik de açıkcası aklıma şu geliyor;
İcra dosyasına bir taleple-taraflar arasındaki kira akdinin zımnen yenilenmiş olduğunu (Banka dekontları ve sonraki feragat beyanları ...ibrazı ile birlikte) dolayısıyla,alacaklının muhtemel tahliye taleplerinin yerine getirilmesinin usule aykırılığı nedeniyle kabul edilmemesini talep etmek...İcra memuru bu talebimi reddedecektir...Sonra bu red kararını merciiye taşıyıp dolaylı olarak kiracılıkr ilişkisinin devamını tespit ettirmek...Veya menfi tespit davası ile bu hususun tespitini talep edip-dava dosyasından alacağım derkenarı icra dosyasına sunup-????
Old 04-01-2008, 14:39   #20
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Kesinleşen ilama karşı, şartları varsa yargılamanın yenilenmesi dışında, hiçbir yolun işe yarayacağını sanmıyorum.
Old 04-01-2008, 15:13   #21
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Burada netleştirmeniz gereken kanımca müvekkilinizin ne istediği müvekkiliniz kiralayanda kalmak istiyorsa; hukuki durumu izah edipYargıtay emsal kararının da olmadığını ancak emsal oluşturabilme ihtimaliniz olduğunu ( zira durumunuz auygun yargıtay kararı yok belki ilk olur.) açıklayıp yapabileceğiniz iki yol olduğunu izah edip karar vermesini bekleyin. Ben olsam müvekkille davanın başlangıç ve seyrinde sürekli yazılı muvafakat alırdım.

Eğer müvekkiliniz kafasını rahatlatmak istiyor ve başka bir yere çıkarız problem değil diyorsa ihtarname sizin durumunuzu büyük oranda belirleyecektir zaten. Hem en azından tüm belirsizlikleri netleştirebilir. Tahliye işleminin nasıl yapıldığını ben de bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki hiç bir ilam dosyaya sunulmadan ve ilama dayalı yeni icra emri gönderilmeden kimse ne haciz ne de tahliye için gelebilir.Siz yine de bu hususu öğrenin derim ben.

Bu arada icra dairesi yineliyorum kararı uygulamak zorundadır.Mahkeme kararı olmadan icra dairesine taleple hiçbir sonuç elde edemezsiniz. İcra emri geldikten sonra takibin iptalini şartları varsa durdurma talepli olarak istemelisiniz.Kolay gelsin
Old 04-01-2008, 17:18   #22
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat-21
Çözüme ulaşmakta doğrusu müvekkili bu zor durumdan kurtarmakta faydası olur mu bilmiyorum ;
Tahliye karar tarihi:15.06.2007
Kontratın başlangıç tarihi:01.06.2005
Mal sahibinin akde aykırılık nedeniyle müvekkile açmış olduğu bir başka davasından (bilirkişi raporu aleyhine geldiği için) feragat ettiği tarih:06.12.2007

Tahliyeye yönelik iradesinin olmadığını savunmaktasınız. Ama 06.12.2007 tarihine kadar diğer davada da tahliyeyi sağlamaya çalışmış görünmektedir. Yani henüz 1 ay dahi geçmemiştir. Bu dava olmasa dahi 6-7 ay içinde tahliyeye yönelik icrai işlemlere girişilmemesi, kontratın yenilendiğini göstermez.

Alıntı:
(Aslında sanırım şunu bilmiyorum; Alacaklı kesinleşen tahliye kararını icraya ibraz edip-tahliye için talep mi açar-->Yani hemen fiili tahliye sağlanabilir mi? Yoksa öncesinde borçluya tekrar tahliye etmesi için tebligat mı yapılır?)

İtirazın kaldırılması/iptali davaları neticelendiğinde, kararın tebliğine gerek yoktur. İcra dosyasına ibraz edildiğinde takibe kaldığı yerden devam edilebilmektedir.

Saygılarımla
Old 04-01-2008, 17:38   #23
avukat-21

 
Varsayılan

Herkeze çok teşekkür ediyorum...İncelemelerim ve fikirleriniz neticesinde ÖZETLEMEK İSTERİM;
-Ödenmeyen kira bedellerine istinaden HACİZ VE TAHLİYE istemli icra takibi yapılıyor
-İcra dosyasından müvekkile gönderilen tebligat BARİZ ŞEKİLDE usule aykırı...
-Temerrüd nedeniyle tahliye dava dosyasından müvekkile gönderilen tebligat tarihinde müvekkil borcunu ödemiş ve dolayısıyla temerrüde düşmemiş durumda (Yani usulsüz tebligata ıttıla tarihinde borç ödenmiş AMA BU İTİRAZA KONU EDİLMEMİŞ......)
-Mahkeme bu hususu (İcradaki usulsüz tebligatı) gözardı edip-tahliye kararı veriyor ve MAALESEF DE karar kesinleşti....
BENİM KARARIM İSE; (Hala yardımlarınıza açığım)
1-İTM'ye süresiz şikayete sığınıp (Borçluya usulsüz tebligat savunma ve itiraz hakkını bertaraf etti diye) tebligatın usulsüzlüğünü tespit ettirmek (Yada ıttıla tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına karar almak...
2-Elimdeki yeni karara istinaden,ıttıla tarihinde borcun ödendiği ve dolayısıyla temerrüde düşülmediği gerekçesi ile ,yargılamanın iadesini talep etmek.....
3-Tüm bunları yaparken,Sulh Hk'da kiracılık ilişkisinin taraflar arasında devam ettiğine dair tespit istemek (7 aydır tahliye kararının işleme konulmaması-kiraların ihtirazi kayıt olmaksızın kabulü-ve diğer davadan da feragat edilmesi sebepleriyle...)-->Eğer lehime karar alırsam,taraflar arasındaki kontratın feshi ve tahliyesi yönündeki karara istinaden işlem yapacak olan icra dairesine taraflar arasındaki kontratın yenilendiği yönündeki tespit kararını ibraz edip-tahliye kararına istinaden işlem yapılması halinde icra memurlarının hukuki ve cezai sorumluluğuna gidilyeceğini belirtmek.... (Müvekkil aynı zamanda ailemden olduğu için Nesrin hanım,problem yaşamam,ama öneriniz için tşk. ederim.)
Old 07-01-2008, 16:01   #24
avukat-21

 
Varsayılan Muarazanin Men'İ

**Kesinleşen tahliye kararını (1 yıllık kira sözleşmesi sözkonusu)
-Davacının 7-8 aydır uygulamaması (fiilen tahliyeyi talep etmemesi)
-Bu süre zarfında kira bedellerini ihtirazi kayıt öne sürmeden kabul etmesi
taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin devamının tespiti ve muarazanın giderilmesi davasına konu edilebilir mi?
Görevli mahkeme hangisidir?
Dava süresince tedbir istenilebilir mi?(Kararın icra edilmemesi için)
Kiracının şansı var mı?
Old 07-01-2008, 22:01   #25
TABUOSMAN

 
Varsayılan

Mahkeme kararları 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Kanımca mal sahibinin bu aşamada tahliye için icraya başvurmaması ve kiracıdan haklı olarak devam etmekte olan işgal nedeniyle ecrimisil (kira bedeli değil dikkatinizi çekerim) almaya devam etmesi Mahkeme kararı gibi kati bir hukuki belge karşısında zımni kabule gerekçe olarak kabul edilemeyecek kadar zayıftır.
Old 22-06-2010, 11:44   #26
şeker

 
Varsayılan

Çok gecikmiş bir beyan ancak konuyu inceleyen meslaktaşlarım için yararlı olacağı düşüncesindeyim.

İlamların icrası 10 yıllık zamanaşımına tabi olmakla birlikte yargıtay kararları ile sabit olduğu üzere tahliyeye ilişkin kararların 1 yıl içersinde infaz edilmesi gerekli görülüyor. Konuya ilişkin yargıtay kararlarını uygun bir zamanda şerhe eklemeyi düşünüyorum.

İyi çalışmalar
Old 14-02-2012, 15:45   #27
şeker

 
Varsayılan

Bir Meslektaşımızın maili üzerine gecikmiş olarak ekliyorum.

İyi Çalışmalar

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1826
K. 2007/4926
T. 16.3.2007
�TAHLİYE TALEBİ ( Hak Kazanıldığı Tarihten İtibaren Makul Süre Kapsamında Kalan 1 Yıl İçinde Kullanılması Gerektiği )

�KİRA AKDİ ( Makul Süre Kapsamında Kalan 1 Yıl İçinde Kullanılması Gereken 1 Yıllık Süre Aşılarak Alacaklının Aynı İcra Dosyasından Tahliye İstemi Taraflar Arasındaki Kira Akdinin Yenilendiği veya Devam Ettiğinin Kabulünü Gerektirdiği )

�ŞİKAYET ( 1 Yıllık Süre Aşılarak Alacaklının Aynı İcra Dosyasından Tahliye İstemi Taraflar Arasındaki Kira Akdinin Yenilendiği veya Devam Ettiğinin Kabulünü Gerektirdiği )

2004/m.269

ÖZET : Kural olarak tahliye isteminin tahliyeye hak kazanıldığı tarihten itibaren makul süre kapsamında kalan 1 yıl içinde kullanılması gerekirken bu süre aşılarak alacaklının aynı icra dosyasından tahliye istemi taraflar arasındaki kira akdinin yenilendiği veya devam ettiğinin kabulünü gerektirdiğinden Mahkemece borçlu şikayetinin kabulü karar vermek gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklının tahliye taahhüdüne dayanarak örnek 56 tahliye emri tebliğ ettirmek suretiyle başlattığı takibin kesinleşmesi üzerine 8.4.2004 tarihinde mahalline gidilerek borçluya 3 günlük süre verildiği görülmüştür. İncelenen icra dosyasında alacaklının 28.07.2004 tarihinde borçlunun tahliyesini yeniden istediği, bu tarihten sonra 23.05.2006 tarihine kadar icra dosyasında tahliyeye ilişkin herhangi bir alacaklı talebinin bulunmadığı görülmüştür.

Kural olarak tahliye isteminin tahliyeye hak kazanıldığı tarihten itibaren makul süre kapsamında kalan 1 yıl içinde kullanılması gerekirken bu süre aşılarak 18.01.2006 tarihinde alacaklının aynı icra dosyasından tahliye istemi taraflar arasındaki kira akdinin yenilendiği veya devam ettiğinin kabulünü gerektirdiğinden Mahkemece borçlu şikayetinin kabulü karar vermek gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 16.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-02-2012, 16:02   #28
A. Hasgüler

 
Varsayılan Tahliye kararının uygulanabilirliği (Çok acil)

Sayın Meslektaşlarım herkese merhabalar;

Belediye Başkanlığı ile halıcılıkla uğraşan bir firma kira sözleşmesi yapıyorlar. Müvekkilim de kira sözleşmesine dayalı olarak alt kiracı durumunda aynı dükkanda halı alım satımı yapmaktadır. Turistik bir yer olduğu için iş yerinin içine değer arttırıcı harcamaları da mevcuttur. Müvekkilim 2009 yılında belirli aylara ait kira borçlarını ödeyemediğinden Belediye Başkanlığı alt kiracı olan müvekkilim sahibi olduğu şirkete 03.08.2009 tarihinde ödemediği kira alacaklarından kaynaklı icra takibi yapmış, İcra takibinin akabinde de 25.11.2009 tarihinde tahliye kararı almıştır. Tahliye kararından sonra Belediye Başkanlığı anlaşma yoluna giderek borca karşılık iki adet çek almış ve ardından iki yıl boyunca kiraları almaya devam etmiştir. Ancak hiç beklenmedik zamanda Belediye Başkanlığı 07.10.2011 tarihinde ilamı takibe koyarak müvekkilimin dükkanına tahliye kararının icrası için gelmişler ve boşaltmasını veya tahliye taahhüdü vermesini istemişler. Müvekkilimde kış vakti dışarda kalmamak için 31.03.2012 tarihinde boşaltacağına dair taahhüt vermiştir. Bu hal ve vaziyette Belediye Başkanlığı'nın kötüniyetli olmasından kaynaklı taahhüdün geçersizliğini ve tahliye kararının hükümsüzlüğüne ilişkin İcra Hakimliği'nde dava açabilir miyiz veya ne yapmamız gerekir?
Şimdiden çok teşekkürler saygılarımla.
Old 14-02-2012, 16:05   #29
şeker

 
Varsayılan

Konuya ilişkin şu kararın eklenmesinin önem arzettiğini düşünüyorum.

Bu hususta karar verme yetkisi icra müdürlüğünde değil İCRA MAHKEMESİ'ndedir.

İyi Çalışmalar.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/8806
K. 2005/12535
T. 10.6.2005

�TAHLİYE KARARININ İNFAZI ( Daha Sonra Bu Takibini İşlemsiz Bırakmış ve Bilahare Yenilediği - Borçluya Yenileme Dilekçesinin Tebliği Üzerine Bilahare Aynı Müdürlükçe Alacaklı Vekili Tarafından Borçlunun Taşınmazdan Tahliyesinin İstenilmesi Üzerine İcra Mahkemesi Kararlarının 1 Yıl İçinde İnfazı Gerektiğinden Bahisle Bu Talebin Reddine Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )

�İCRA MAHKEMESİ KARARLARI ( Borçlunun Taşınmazdan Tahliyesinin İstenilmesi Üzerine İcra Mahkemesi Kararlarının 1 Yıl İçinde İnfazı Gerektiğinden Bahisle Bu Talebin Reddine Karar Verildiği - İcra Müdürünün Böyle Bir Görevi-Yetkisinin Bulunmadığı )

�ŞİKAYET ( Borçluya Yenileme Dilekçesinin Tebliği Üzerine Bilahare Aynı Müdürlükçe Alacaklı Vekili Tarafından Borçlunun Taşınmazdan Tahliyesinin İstenilmesi Üzerine İcra Mahkemesi Kararlarının 1 Yıl İçinde İnfazı Gerektiğinden Bahisle Bu Talebin Reddine Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğundan Şikayetin İncelenmesi Gereği )

�GÖREV ( Alacaklı İcra Mahkemesinden Almış Bulunduğu Tahliye Kararını İcra Müdürlüğü Aracılığıyla İnfaza Koymuş Daha Sonra Bu Takibini İşlemsiz Bırakmış ve Bilahare Yenilediği - İcra Mahkemesi Kararlarının 1 Yıl İçinde İnfazı Gerektiğinden Bahisle Bu Talebin Reddine Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğundan Şikayetin İnceleme Görevinin İcra Mahkemesi Ait Olduğui )

2004/m.14

ÖZET : Alacaklının, İcra Mahkemesinden almış bulunduğu tahliye kararını icra müdürlüğü aracılığıyla infaza koymuş, daha sonra bu takibini işlemsiz bırakmış ve bilahare yenilemiştir. İcra Müdürlüğünce de yenileme istemi üzerine borçluya yenileme dilekçesinin tebliğine karar verilmiştir. Bilahare aynı müdürlükçe alacaklı vekili tarafından borçlunun taşınmazdan tahliyesinin istenilmesi üzerine, İcra Mahkemesi kararlarının 1 yıl içinde infazı gerektiğinden bahisle bu talebin reddine karar verildiği görülmektedir. İcra Müdürünün böyle bir görevi-yetkisi bulunmamaktadır. Ancak, borçlunun alacaklının bu talebine karşılık, İcra Mahkemesi önünde ileri süreceği şikayette mahkemece şikayetin incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilebilir. Diğer bir anlatımla bu görev İcra Mahkemesine aittir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklının, İzmir 7.İcra Mahkemesinden almış bulunduğu 2002/461 E. �737 K. sayılı tahliye kararını 30.9.2002 tarihinde icra müdürlüğü aracılığıyla infaza koymuş, daha sonra bu takibini işlemsiz bırakmış ve bilahare 02.12.2004 tarihinde yenilemiştir. İcra Müdürlüğünce de yenileme istemi üzerine borçluya yenileme dilekçesinin tebliğine karar verilmiştir. Bilahare aynı müdürlükçe 14.01.2005 tarihinde alacaklı vekili tarafından borçlunun taşınmazdan tahliyesinin istenilmesi üzerine, İcra Mahkemesi kararlarının 1 yıl içinde infazı gerektiğinden bahisle bu talebin reddine karar verildiği görülmektedir. İcra Müdürünün böyle bir görevi-yetkisi bulunmamaktadır. Ancak, borçlunun alacaklının bu talebine karşılık, İcra Mahkemesi önünde ileri süreceği şikayette mahkemece şikayetin incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilebilir. Diğer bir anlatımla bu görev İcra Mahkemesine aittir. O halde, şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yolunda hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 10.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 14-02-2012, 16:08   #30
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan A. Hasgüler
Sayın Meslektaşlarım herkese merhabalar;

Belediye Başkanlığı ile halıcılıkla uğraşan bir firma kira sözleşmesi yapıyorlar. Müvekkilim de kira sözleşmesine dayalı olarak alt kiracı durumunda aynı dükkanda halı alım satımı yapmaktadır. Turistik bir yer olduğu için iş yerinin içine değer arttırıcı harcamaları da mevcuttur. Müvekkilim 2009 yılında belirli aylara ait kira borçlarını ödeyemediğinden Belediye Başkanlığı alt kiracı olan müvekkilim sahibi olduğu şirkete 03.08.2009 tarihinde ödemediği kira alacaklarından kaynaklı icra takibi yapmış, İcra takibinin akabinde de 25.11.2009 tarihinde tahliye kararı almıştır. Tahliye kararından sonra Belediye Başkanlığı anlaşma yoluna giderek borca karşılık iki adet çek almış ve ardından iki yıl boyunca kiraları almaya devam etmiştir. Ancak hiç beklenmedik zamanda Belediye Başkanlığı 07.10.2011 tarihinde ilamı takibe koyarak müvekkilimin dükkanına tahliye kararının icrası için gelmişler ve boşaltmasını veya tahliye taahhüdü vermesini istemişler. Müvekkilimde kış vakti dışarda kalmamak için 31.03.2012 tarihinde boşaltacağına dair taahhüt vermiştir. Bu hal ve vaziyette Belediye Başkanlığı'nın kötüniyetli olmasından kaynaklı taahhüdün geçersizliğini ve tahliye kararının hükümsüzlüğüne ilişkin İcra Hakimliği'nde dava açabilir miyiz veya ne yapmamız gerekir?
Şimdiden çok teşekkürler saygılarımla.

Kiralayanın muhatabı, kiracı olup; alt kiracı değildir. Mahkeme kararı yanlış verilmiş, ancak kesinleşmiş. Geriye mesajınızın üstündeki Yargıtay kararından yararlanarak uzun süre sonra tahliyeye gelinmesi ve müzayaka altında alınan taahhüdün geçersizliğini ileri sürebilirsiniz. Ama şansınızın fazla olduğunu sanmıyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ek dava da faizin başlangıç zamanı Ercan Turgut Meslektaşların Soruları 17 01-02-2016 21:45
Şimdi Birşeyler Yapmak Zamanı Av.Cengiz Aladağ Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 7 26-07-2011 06:58
Şirketin kuruluş zamanı? Nusret Cem Meslektaşların Soruları 3 19-12-2007 00:29
Boş Arsa (gayrımusakkaf) Tahliye Taahhütnamesi Ile Tahliye Edilebilir Mi? turgaygoller Meslektaşların Soruları 2 01-06-2007 12:32
Vekalet ücretinin hakedilme zamanı. Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 4 24-12-2006 13:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06607389 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.