Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ayrılık Nedeniyle Boşanma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-03-2012, 14:55   #1
emran

 
Varsayılan Ayrılık Nedeniyle Boşanma

Sayın meslektaşlarım, bir müvekkilim ile ilgili evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtım. Ancak, müvekkilimin daha önceden başka bir mahkemede boşanma davasını açtığını öğrendim. Bu dava taraflar anlaştığından takipsiz kalmış. Şimdi ise müvekkil eşini sevmediğinden bir araya gelmek istemiyor. Zaten görevi nedeniyle pek bir araya da gelemiyorlar. Eşi ise ne olursa olsun boşanmak istemiyor. Eşinin tanıkları müvekkilin gerçek anne ve babası. Yani müvekkilin anne ve babası davada müvekkil aleyhine tanıklk yapmaktadırlar. Zira müvekkil ve eşi akraba olduklarından çevrenin tepkisi nedeniyle bu evliliği bitmesini istememektedirler. Müvekkilin tanıkları ise arkadaşları ve bu arkadaşları da bire bir müvekkilin anlaşmazlığına şahit olmadıklarını ancak müvekkil ile arkadaş olmaları sebebiyle sürekli olarak müvekkilin evliliğinden yakındığından bahsetmişlerdir. Kısa bir süre sonra karar verilecek ancak kararın bizim açımızdan olumsuz sonuçlanacağı kanaatindeyim. Zira davanın ispat problemi var.
-Sayın meslektaşlarım asıl sormak istediğim, davayı evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açmış olduğumdan, daha sonradan müvekkilin eşi ile uzun zamandır bir araya gelmediğini öne sürerek davanın ayrılık nedeniyle kabulüne karar verilmesi talep edebilir miyim?
-Bu şekilde davranırsam başta gösterdiğim dava sebebini değiştirmem nedeniyle talebim ret olur mu?
-Daha önce açılan boşanma davasını da gerekçe gösterek müvekkilin eşi ile daha öncelere varan anlşmazlıklarının olduğunu bu nedenle de zaman zaman bir araya gelemediklerini öne sürmemin boşanmaya bir faydası dokunur mu?

Teşekkürler..
Old 16-03-2012, 15:10   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emran
Sayın meslektaşlarım, bir müvekkilim ile ilgili evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtım. Ancak, müvekkilimin daha önceden başka bir mahkemede boşanma davasını açtığını öğrendim. Bu dava taraflar anlaştığından takipsiz kalmış. Şimdi ise müvekkil eşini sevmediğinden bir araya gelmek istemiyor. Zaten görevi nedeniyle pek bir araya da gelemiyorlar. Eşi ise ne olursa olsun boşanmak istemiyor. Eşinin tanıkları müvekkilin gerçek anne ve babası. Yani müvekkilin anne ve babası davada müvekkil aleyhine tanıklk yapmaktadırlar. Zira müvekkil ve eşi akraba olduklarından çevrenin tepkisi nedeniyle bu evliliği bitmesini istememektedirler. Müvekkilin tanıkları ise arkadaşları ve bu arkadaşları da bire bir müvekkilin anlaşmazlığına şahit olmadıklarını ancak müvekkil ile arkadaş olmaları sebebiyle sürekli olarak müvekkilin evliliğinden yakındığından bahsetmişlerdir. Kısa bir süre sonra karar verilecek ancak kararın bizim açımızdan olumsuz sonuçlanacağı kanaatindeyim, Açığımız davanın ispat problemi var.Sayın meslektaşlarım sormak istediğim, davayı evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açtığımdan daha sonradan müvekkilin eşi ile uzun zamandır bir araya gelmediğini öne sürerek davanın ayrılık nedeniyle kabulüne karar verilmesi talep edebilir miyim? Bu şekilde davranırsam başta gösterdiğim dava sebebini değiştirmem nedeniyle talebim ret olur mu?

Davanın ıslahı mümkündür ancak uzun süre biraraya gelmeme ya da sizin ifadenizle ayrılık, bir boşanma nedeni değildir. Önceden açılmış dava takipsiz bırakılıp açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise, 3 yıllık süre geçmiş olsa bile MK 166/son fıkradaki olanağı da kullanamazsınız.
Old 16-03-2012, 16:22   #3
emran

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Davanın ıslahı mümkündür ancak uzun süre biraraya gelmeme ya da sizin ifadenizle ayrılık, bir boşanma nedeni değildir. Önceden açılmış dava takipsiz bırakılıp açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise, 3 yıllık süre geçmiş olsa bile MK 166/son fıkradaki olanağı da kullanamazsınız.
Sayın Aladağ, hiç umut yok mu?, Müvekkil zaten astsubay olduğundan eşinden ayrı yaşamaktadır. Sürekli olarak tayin değişikliği v.s. Bir de zaten evlilik ailenin zorlamasıyla gerçekleştiğinden eşine ısınamamıştır. Uzun lafın kısası müvekkilin boşanması imkansız mıdır?
Old 16-03-2012, 16:26   #4
denizizm

 
Varsayılan

davayı evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle dava açmışsınız.öncesinde açılmış bir dava var ve daha sonra taraflar anlaşmışlar.bu durumda ilk açılan dava ile sizin açmış olduğunuz dava arasında geçen süre içerisindeki olaylar değerlendirilmek suretiyle karar verilecektir.belirtildiği üzere ayrılık bir boşanma nedeni değil evlilik birliğinin temelden sarsılması durumuna da temel teşkil edecek kanıtlarınızın olması gerekir.boşanma davalarına vakıf değilim ancak okuduğum Yargıtay kararlarında eşler bir arada bulunmuyor ise geçimsizlik hususnun ispatlanmamış sayılıyor diye hatırlıyorum.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/2-752
K. 2006/30
T. 1.3.2006
• BOŞANMA DAVASI ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedenine Dayalı Aynı Maddi Olgular İleri Sürülmek Suretiyle Açılıp İspatlanamamış Olması Nedeniyle Reddedilen Önceki Davadan Sonra Taraflar Bir Araya Gelmediklerine Göre Taraflar Arasında Geçimsizlikten Söz Edilemeyeceği )
• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Aynı Maddi Olgular İleri Sürülmek Suretiyle Açılıp İspatlanamamış Olması Nedeniyle Reddedilen Önceki Davadan Sonra Taraflar Bir Araya Gelmediklerine Göre Taraflar Arasında Geçimsizlikten Söz Edilemeyeceği - Boşanma Davası )
• YETERSİZ GEREKÇE ( Boşanma - Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedenine Dayalı Aynı Maddi Olgular İleri Sürülmek Suretiyle Açılıp İspatlanamamış Olması Nedeniyle Reddedilen Önceki Davadan Sonra Taraflar Bir Araya Gelmediklerine Göre Taraflar Arasında Geçimsizlikten Söz Edilemeyeceği )
4721/m.166
ÖZET : Davacı tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanılarak, aynı maddi olgular ileri sürülmek suretiyle açılıp, ispatlanamamış olması nedeniyle reddedilen önceki davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine göre, taraflar arasında geçimsizlikten söz edilmesi olanaklı değildir. Boşanma isteminin reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K. 1. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10. 12.2003 gün ve 371-462 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 22.9.2004 gün ve 8127-10439 sayılı ilamı ile;

( ...Davacı tarafından aynı nedenlere dayanılarak açılıp red ile sonuçlanan önceki davadan sonra davalıdan kaynaklanan yeni bir olayın varlığı kanıtlanmadığı gibi, terk nedenine dayanılarak açılmış bir davada yoktur.

Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek y.etersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerinde geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir.

Davacı vekili; seksen yaşında ve kalp hastalığı bulunan müvekkilinin, 1988 yılında davalı ile evlendiğini, tarafların müşterek çocukları bulunmayıp her ikisinin de ikinci evliliği olduğunu; ancak, evliliğin devamı süresince müvekkiline özen, şefkat ve sevgi göstermeyen davalının, 1995 yılında müşterek haneyi terk ettiğini; bunun üzerine 1998 yılına kadar yalnızlığa dayanan müvekkilinin huzurevinde yaşamaya başladığını, davalının ise müvekkilini görmeye ancak para almak amacıyla huzurevine geldiğini, müvekkilinin yaşlılığından istifade ederek menfaat sağlamaya çalışan davalının bu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili; müvekkilinin de katkısı bulunan bir daire ile davacının kendisine ait diğer taşınmazları ve bu arada birlikte oturdukları evi sattığını; taşınmazların bir kısmından elde ettiği para ile davacının, ilk evliliğinden olan oğluna üç tane ev satın aldığını ve kendi isteğiyle huzurevine gittiğini; davacının taşınmazları satmasına sesini çıkarmayan müvekkilinin, barınacak bir konutu bulunmaması nedeniyle çocuklarının yanına döndüğünü; müvekkili ile birlikte yaşamak isteyen davacı kocanın, yakınlarının baskısı nedeniyle bu isteğini açığa vuramadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemenin, "davalının, yaşlı ve bakıma muhtaç hale gelen davacı kocaya karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının huzurevine yerleşmek zorunda kaldığı, bu itibarla taraflar arasında şiddetli geçimsizlik oluştuğu sonucuna varıldığı" gerekçesiyle "davanın kabulüne" dair verdiği karar, Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme, "davalının evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmemek amacıyla müşterek konuttan ayrıldığı, bu nedenle davacının huzurevinde yaşamak zorunda bırakıldığı; diğer taraftan, davacı tarafça aynı nedenle açılıp reddedilen önceki davada, davacının 22.04.1996 feragat tarihinden itibaren üç yıllık fiili ayrılık süresi dolduğu halde tarafların bir araya gelmedikleri anlaşılmakla, her iki yönden boşanma kararı verilmesi gerektiği" gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.

Uyuşmazlık; davacı tarafından aynı nedenlere dayanılarak açılıp red ile sonuçlanan önceki davadan sonra, davalıdan kaynaklanan yeni bir olayın varlığının kanıtlanıp kanıtlanamadığı noktasında toplanmaktadır.

Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir.

Diğer taraftan, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlanmamalıdır. Esasen böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.

Dosyadaki bilgi, belge ve tanık beyanlarına göre davacı koca, tarafların müşterek ikamet ettikleri evin de aralarında bulunduğu, kendi adına kayıtlı tüm taşınmazları satmış; bu nedenle müşterek haneden ayrılan davalı kadın aleyhine, 19.10.1995 ve 19.09.1996 tarihlerinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle, 22.12.2000 tarihinde fiili ayrılık nedeniyle boşanma davaları açmış ve davalar reddedilerek kesinleşmiştir.

Davacı tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanılarak, aynı maddi olgular ileri sürülmek suretiyle 19.9.1996 tarihinde açılıp, ispatlanamamış olması nedeniyle reddedilen önceki davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine göre, taraflar arasında geçimsizlikten söz edilmesi olanaklı değildir.

Her ne kadar davacının, bakıma muhtaç hale gelmesi nedeniyle davalı tarafından huzurevinde yaşamak zorunda bırakıldığı ileri sürülmüş ise de, davacının tüm malvarlığını elinden çıkardıktan sonra kendi isteğiyle huzurevine yerleştiği, davalının her hangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.

Direnme gerekçesine gelince; davacı dava dilekçesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanarak, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesini istemiş; davacı vekili duruşmada, T.M.K'nun 166/son maddesinde öngörülen fiili ayrılık nedenine dayanmadıklarını açıkça ifade etmiştir. Görüldüğü üzere, fiili ayrılık nedeniyle açılmış bir dava bulunmadığı halde; Mahkemece yanlış temele dayalı olarak, aynı nedenle açılıp reddedilen önceki davadan sonra üç yıllık fiili ayrılık süresinin geçip geçmediği irdelenmiş ve yanılgılı gerekçeyle, bu yönden de boşanma kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan olgular karşısında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında, temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli davalıdan kaynaklanan yeni bir olayın varlığının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; Yerel mahkemece, aynı yönlere işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayıHUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 01.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 16-03-2012, 16:28   #5
denizizm

 
Varsayılan

bu durumda yine de davayı açarsınız red edilmesi halinde kesinleşmesiyle beraber 3 yıl bekledikten sonra boşanırlar.
Old 16-03-2012, 16:30   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emran
Sayın Aladağ, hiç umut yok mu?, Müvekkil zaten astsubay olduğundan eşinden ayrı yaşamaktadır. Sürekli olarak tayin değişikliği v.s. Bir de zaten evlilik ailenin zorlamasıyla gerçekleştiğinden eşine ısınamamıştır. Uzun lafın kısası müvekkilin boşanması imkansız mıdır?

Ünlü Türk düşünürü av-ufuk'un dediği gibi: "Ne bileyim ben?"

Sayın meslektaşım,
Şaka bir yana, dosyayı siz biliyorsunuz, ben sizin sorunuza yanıt verdim. Olasılıklara ve yasaya göre en uygun olan yolu seçmelisiniz. Ayrıca tanıkların (müvekkilinizin anne ve babasının) aleyhe tanıklık yapması sizin sorumluluğunuzda değil; siz davada elinizden geleni yapın. Kolay gelsin.
Old 16-03-2012, 16:39   #8
Av. Öznur Aktürk

 
Varsayılan

TMK 166/4
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.

Mevcut davanızda, önceki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması nedeniyle yukarıdaki hükümden yararlanamazsınız.
Ancak mevcut davanız reddedilirse, sayın denizizm de belirtiği gibi, kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl dolunca 166/4 hükmüne göre boşanma gerçekleşebilir.
Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma av.sertan Meslektaşların Soruları 18 21-03-2016 18:21
uzun süreli ayrılık ve boşanma davası av. Duygu Meslektaşların Soruları 3 10-03-2009 15:31
Boşanma veya ayrılık sözkonusu olmadan nafaka talep edilebilir mi? Av.akın Meslektaşların Soruları 6 12-06-2008 10:44
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma muzio Meslektaşların Soruları 4 06-01-2008 23:03
Ayrılık Süresi İçinde Boşanma jurista Meslektaşların Soruları 8 21-06-2004 08:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06587195 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.