Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

konsinye malların haczi mümkün mü?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-03-2012, 15:20   #1
Av. Serdar ŞENGÜN

 
Varsayılan konsinye malların haczi mümkün mü?

Değerli üstatlarım

Müvekkil firma ürettiği menkul malları konsinye sözleşmesi ile bir başka firmaya satıyor. Ancak konsinyi (günlük dilde emnanetçi) firma başka borçlarından dolayı haciz takibine uğruyor. Konsiyatör (müvekkil) firmanın satım için gönderdiği bijuteri ürünleri de haczediliyor. Müvekkil firmanın satım için gönderdiği mallara dair sevk irsaliyesinde "konsinye mal" şerhi var. Ancak gerçekleştirilmiş bu haciz işlemine karşı ne yapabilirim? Konuya ilişkin Yargıtay kararı ile destek olursanız çok sevinirim.

Selam ve saygılarımla

Serdar
Old 30-03-2012, 16:36   #2
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Konsinye mal uygulamadan doğan bir durum.. Aslında hukuki olarak ödünç gibi değerlendirilebilir. Ancak tam karşılığı değil. Konsinye bırakılan mal ; satış yapılsın veya sadece teşhir için kullanılsın amaçlı bırakıldığı için aynen iadesi de söz konu değil. Alacaklı borçlunun elinde mevcut malı haczedebilir. Konsinye fatura tek başına mülkiyet iddiası için yeterli değildir. Ek deliller ile birlikte istihkak iddiası ve ret halinde istihkak davası açabilirsiniz....mahkemeden tedbiren malların tarafınıza verilmesini veya dava sonuna kadar satışının durdurulmasını talep edebilirsiniz..
Old 30-03-2012, 17:34   #3
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1996/2138
K. 1996/3334
T. 10.5.1996
• SATIM İÇİN BIRAKMA SÖZLEŞMESİ ( Sözleşme Konusu Emtianın Çalınması Halinde Poliçe Teminat Kapsamına Girip Girmediği )
• TAZMİNATTAN İNDİRİM YAPILMASI ( Rizikonun Fesihten Önce Gerçekleşmesi Halinde )
• RİZİKONUN FESİHTEN ÖNCE GERÇEKLEŞMESİ ( Tazminattan İndirim )
• KONSİNYE SATIŞ ( Hukuki Niteliği )
• SİGORTA TEMİNAT KAPSAMI ( Satım İçin Bırakma Sözleşmesi Gereği Bırakılan Malların Çalınması Halinde )
6762/m.1270,1320
ÖZET : Sigorta ettirenin kastı bulunmadığı takdirde, riziko fesihten önce gerçekleşirse, sigortacı tarafından tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki oran dahilinde tazminattan indirim yapılır.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.12.1995 tarih ve 503-732 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete işyeri paket sigorta poliçesi ile sigortalı halı emtiasının müvekkile ait depodan çalındığını, sigorta bedelinin davalı şirketten istenmesine rağmen teminat dışında kaldığı gerekçesiyle ödenmediğini ileri sürerek 800.000.000- TL tazminatın ihbar tarihi olan 24.9.1993'den itibaren banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili savunmasında; davacının çalındığını iddia ettiği halıların maliki olmadığından, dava açma ehliyeti bulunmadığını, hırsızlık olayının gerçek olmadığını, gerçek olsa bile, poliçe genel koşulları gereği teminat kapsamı dışında olduğunu, çalındığı iddia olunan malların miktarı ile zararı ispat yükünün davacıya ait olduğunu sigorta bedelinin tamamının istenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre sigorta poliçesi genel koşulları 4/b maddesinde rehin, vedia, kira, ariyet gibi mülkiyet hakkından gayri bir sebeple sigortalının yedinde bulunan eşya ve mallara yapılan hırsızlık olayının aksine bir sözleşme yoksa teminat dışında bulunduğu, bir kısım halıların sigortalıya satış yetkisi verilerek teslim edilmesinin, tek başına, poliçe genel koşulları 4/b maddesini bertaraf edecek nitelikte aksine sözleşme olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve sigorta poliçesi davacı adına düzenlenmiş olup, bir başkası hesabına sigorta sözleşmesi yapıldığı konusunda poliçede hiçbir kayıt bulunmaması karşısında davacı vekilinin yapılan sigorta sözleşmesinin TTK'nun 1270. maddesi hükmü uyarınca geçerli olması gerektiğine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemekle reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2- Hırsızlık rizikosunun da teminat altına alındığı işyeri sigorta poliçesi ile davacının kagir depo olarak kullandığı işyerindeki halılar davalı sigortalı şirketine sigorta ettirilmiş bulunmaktadır. Anılan sigorta poliçesi genel şartlarının 4/b maddesi ile rehin, vedia, kira ariyet gibi mülkiyet hakkından başka bir sebeble sigortalının yedinde bulunan eşya ve mallara yapılan hırsızlık ve tahribat rizikosunun sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde sigorta teminatı içinde olacağı kabul edilmiştir. Bir başka deyişle bu gibi durumlar da sigorta sözleşmesi ile özel hüküm konulmak suretiyle sigorta kapsamında kalacaktır. Nitekim, yukarıdaki açıkmalardan da anlaşılacağı üzere davalı sigorta şirketi bu hükme dayanarak davanın reddini istemiş ve mahkemece de bu savunma yerinde görülerek davanın reddine karar verilmiş bulunmaktadır.

Dava ve sigorta konusu halı emtiasının davacıya konsinye satış için teslim edildiği ve bu sebeple davacının sigortalı mahal olan depoda bunları bulundurduğu dosya kapsamı ile sabit bulunmakta ve bu husus mahkemenin de kabulünde bulunmaktadır. Bilindiği üzere konsinye satış olarak tabir edilen ve aslı satım için bırakma sözleşmesi olan bu tür ilişkide, taraflardan biri kararlaştırılan bir bedel karşılığında, bir malı diğer tarafa ( satış için alan ) da, belli bir bedeli ödemeyi veya geri vermeyi yükümlenmektedir. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere satım konusu şey üzerindeki zilyetlik malın satımına veya iadesine kadar satıcıya geçmektedir. Bu tür satım işlerinde satım konusu mal üzerinde doktrinde satıcının vedia ilişkisi olduğu kabul edildiği gibi, satılacak şey üçüncü kişiye sonradan satılıp teslim edilecekse, mülkiyetin teslim anında ise satılan üçüncü kişiye geçeceği dahi kabul edilmektedir. ( Bkz. Dr. H. Tandoğan Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.I/1 sh.23 vd. Ank. 1985. Dr. Ş. Akyol, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, 1. Fasikül, sh. 53 ist. 1994 ). Görüldüğü gibi bu tür satım ilişkisinde mülkiyet hakkı bakımından tam bir görüş birliği doktrinde dahi mevcut değildir. Böyle bir durumda satım için kendisine malı teslim edilen davacının, bu haklar üzerinde mülkiyet hakkı bakımından beyanda bulunurken bu hukuki inceliğe inerek beyanda bulunması hayatın olağan akışına ters düşer. Kaldı ki davacı bu konuda halıların depoda bulunduğunu bildirerek olayın özelliğine göre bir açıklama getirmek istemiş bulunmaktadır. O halde, açıklanan bu özellik karşısında davacının halılar üzerindeki hakkını açıklamada gerçeğe aykırı değil, eksik beyanda bulunduğunun kabulü gerekir. Böyle bir durumda riziko gerçekleşmeden önce davalı sigortacı TTK'nun 1290. maddesi hükmü uyarınca sigortadan cayma hakkını kullanmadığına ve davacı sigorta ettiren de kötü niyetli ve kasıtlı bir davranış içinde olduğu da söylenemeyeceğine göre, poliçe genel şartlarının 7. maddesinin ( d ) bendi uyarınca, yani sigorta ettirenin kastı bulunmadığı takdirde, riziko fesihten önce gerçekleşirse, sigortacının tahakkuk ettirilene prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki oran dahilinde tazminattan indirim yapılır hükmü dikkate alınarak tazminatın hesaplanmasında bu husus dikkate alınması gerekirken, davacının kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.5.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-03-2012, 17:50   #4
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Y.Kararaında da belirtildiği gibi konsinye Satış sözleşmesi vedia sözleşmesine yakındır. ancak doğrudan BK.416-430 md. göre komisyon-aracılık sözleşmesi olarak değerlendirmek zor. Ancak Muhasebe mantığı ile komisyon sözleşmesi gibi değerlendirilmektedir. Yine de anılan maddelerle ilgili bir araştırma ve illiyet yakalayabilirsiniz....
Old 31-03-2012, 15:44   #5
xploide

 
Varsayılan haczedilebilir şöyle ki;

Bahsetttiğiniz ve adını "konsinye satış" olarak tanımladığınız sözleşme sui generis bir sözleşmedir. BK da direkt bir karşılığı yoktur.

Burada teslim olgusu ile birlikte tasarruf yetkisi de malı teslim alana geçmektedir. Zira malı satma hususunda ona yetki tanınmaktadır. Zaten bu tip sözleşmelerin temelinde yatan maksat, bujiteri, çamaşır vb. malzemelerin sezon sonlarında elde kalan kısımlarının iadesini sağlamak vb. maksatlardır. Dolayısı ile iyiniyetli 3. şahıs malın mülkiyetinin malı elinde bulunduranda olduğu karinesine dayanablir.

Öte yandan haciz esnasında iki taraf arasındaki konsiyeye dair sözleşmenin ibraz edildiğinden bahsedilse bile, bu nitelikte bir belgenin her zaman düzenlenebileceği ve iyiniyetli alacaklıya karşı istihkak iddiasını ispatlar kuvvette sayılamayacağı kanaatindeyim ve nitekim yargıtay da noterlikçe dahi bu kadar kolay ve muvazaalı düzenlenmesi de mümkün olan belgeleri kabul etmemektedir.

Netice olarak konsinye olarak verilen malın haczedilebileceği kanaatindeyim. Saygılarımla
Old 05-04-2012, 14:06   #6
ozkocaer

 
Varsayılan

Konsinye mallar haczedilebilir. Haczin yapılmasında herhangi bir engel olamaz. Ancak süresi içerisinde yapacağınız istihkak iddiası ve davası ile konsinye faturaların ibrazı (TTK anlamında yasal olarak tutulmuş ticari defterler de olmalı) ile icra mahkemesinde açılacak davayı kazanacağınızı düşünüyorum.
Old 06-04-2012, 08:00   #7
Av.S.A

 
Varsayılan

Peki ya konsinye malların bedeli haricen ödenmiş ancak dış dünyaya açıklanmıyorsa durum nasıl olmalıdır? Elinde konsinye fatura bulunduran, ticari defterlerinde de kayıt olan ancak mal artık elinde bulunduruna ait olduğu durumlarda hukuki durum ve sonuç nasıl olmalıdır?
Old 06-04-2012, 10:37   #8
ozkocaer

 
Varsayılan

Paranın ödendiğini, mülkiyetin geçtiğini iddia eden bu iddiasını kanıtlamak zorundadır.
Old 06-04-2012, 10:44   #9
Av.S.A

 
Varsayılan

Bu durumda artık konsinye maldan söz edilemeyecektir elbette. Varmak istediğim sonuç da zaten şu aslında: Emaneten, sergilenmek maksadıyla elde bulundurulan 3. kişiye ait malların haczedilemeyeceğini düşünüyorum. Anılan menkul bir otomobil olsa misal. Galeriye bıraktık, aramızda da böyle bir sözleşme yaptık. Sırf aracım galeride diye, galericiye ait bir borç dolayısı ile bana ait aracın haczedilemeyeceğini düşünüyorum.
Old 21-11-2012, 16:26   #10
av.mass

 
Varsayılan

Sayın Şengün konu ile ilgili gelişme nedir acaba iddianız kabul edildi mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
bankaya ait malların haczi mümkün müdür? harkan Meslektaşların Soruları 5 10-05-2012 15:06
Edinilmiş malların haczi ahmeterbay Meslektaşların Soruları 6 15-06-2011 17:24
bağ-kur maaşının haczi mümkün mü? KARİNE Meslektaşların Soruları 4 29-05-2008 16:59
Şifaen yapılmış konsinye sözleşmesinin ispatı ASLI FATMA Meslektaşların Soruları 0 22-01-2008 13:44
Muhafaza yapılan malların satılması halinde haczi yapan avukatın sorumluluğu ideal hukuk Meslektaşların Soruları 7 03-04-2007 13:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02920604 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.