Tüketici Kredisi - Genel Kredi Sözleşmesi

Müvekkilim araba alan bir arkadaşına kefil oluyor. Kefilliğinin sadece alınan araba için tüketici kredisi olduğunu zannediyor. Bankaya gidip imzasını atıyor. Ancak daha sonra genel kredi sözleşmesine kefil oduğu ortaya çıkıyor. Hakkında bundan dolayı takip var. Krediye imza attığı tarih ile arabanın alındığı tarih aynı. Kefil olduğu kişinin diğer boçlarından nasıl kurtulunur.

Sözleşmede zannetmek diye bri husus söz konusu olamaz. kefalet süre ile sınırlı olma zorunluluğu olan bri işlemdir. sözleşme suretini alıp bakın ne süre ile kefalete sınır konmuş. ayrıca miktarla da sınırlı olma zorunluluğu var bakın ne miktarla sınırlandırılmış sonrasında cevap vermek daha doğru olacaktır. ancak peşinen şunu söyleyebilirmki hehangi bri temerrüt durumu yoksa kefaletin iptalini bankaya noter ihtarı ile bildirin.

Garantör mü, kefil mi ? ona göre yorum yapmak doğru olur.

iik 45 4077sy yasa 10b
bir bakın

borçlar kanunundaki sözleşmenin ana unsurlarıda hata nedeni ile bir şeyler yapılabilirmi? zira müvekkilim araba için kefil olduğunu zannediyor. araba alım tarihi ile kefil olunan tarih örtüşüyor. Ancak söleşme genel kredi sözleşmesi olarak banka tarafından hazırlanıyor. Araba alım tari ile kefelet tarihinin örtüşmesi kefaletin araba için yapıldığına ilişkin yazılı delil başlangıcı olabilir mi? Ayrıca kefalet için limitte yüsek 250.000 tl. müvekkilim küçük esnaf bu kadar yüksek miktara kefil olması hayatın olağan akışına aykırı. o nedenle dava açıp şansımı denemek istiyorum.

Tek bir sans goruyorum o da hakimin Bankaya siz geliri bu kdar yetersiz bir kisiye nasil bu kadar kredi verdiniz sualidir ancak bu da bir sonuc degil o sozlesmeyi sahven veya kandirilarak imzaladigini ispatlamasi gerekir yine sozlesmede sadece bir yere degil bir kac sayfaya imza atmistir bn her zaman soyle bir takinti yaparim sozlesme 12 puntou ile yazilmamis ise imzalamama bahanesi getiririm ancak bu da sadece bir ön bahane!

borçlar kanunundaki hata, hile ikrah boşuna bu kanuna konmadı herhalde. İspat konusu sıkıntılı, ancak hata, hile ve ikrah yazılı delil ile ispatlanamaz herhalde. bu nedenle tanık ile ispatın mümkün olabileceğini düşünüyorum. Zira, arabanın alım tarihi ile kefalet sözleşmesi aynı tarihte. Bu da kefalet sözleşmesinin araba alımı için olduğu konusunda bir delil olabilir. tanıklarla da desteklenirse olabilir, diye düşünüyorum. çünki bankalar benzer şeyleri çok yapıyor. vatandaş mağdur oluyor. Buna bir dur denmesi gerektiğini düşünüyorum. ayrıca bankaların imzalattıkları sözleşmeler karıca yazısı gibi ve sayfalarca oluyor.bazı bölümleri boş olabiliyor. sonradan doldurulması mümkün. ayrıca bir kefalet sözleşmesi neden bu kadar uzun yapılır. resmen vatandaşık tongaya düşürmek için yapılıyor bu.bankalar bu konuda iyi niyetli olsalar sözleşmeleri daha basit anlaşılır ve kısa olarak hazırlarlar.

Ya banka gerçekten asıl borçluya ticari kullandırmış, bunu kefile anlatmış ve sözleşmenin bir örneğini de müvekkilinize teslim etmişse, müvekkiliniz borçtan kurtulmak maksadıyla şimdi bahaneler ileri sürüyorsa, asıl borçlu kredi kullandığı gün bankadan aldığı parayla araç satın almışsa vs.vs...

Eğer durum böyleyse bankanın haklarını kim koruyacak.

Tamam bankalar vatandaşa karşı dürüst olsunlar ama banka da nihayetinde kredi kullandırıyor ve borç ödenmediği takdirde tahsil edebilmek için gerekli yasal koşulları oluşturma çabası olacak haliyle.

Bunun için yazılı sözleşme yapmanın vatandaşın mağduriyeti olarak değerlendirilemeyeceği kanaatini taşıyorum.

Kaldı ki bankalar taşıt veya ticari taşıt kredisi kullandırdıkları zaman "ticari taşıt kredisi sözleşmesi" veya "taşıt kredisi sözleşmesi" düzenleniyor.

Hataya düşen müvekkilinizin, hadi tüm sözleşme maddelerini okumadı ama en azından sözleşmenin türüne ve ismine dikkat etmesi gerekirdi diye düşünüyorum.