Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yeni tüketici kanunu yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerinde görev sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-08-2014, 08:02   #1
av.merveker

 
Varsayılan yeni tüketici kanunu yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerinde görev sorunu

Merhaba Yeni Tüketici kanunun geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında " Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanır." denilmektedir.
Bu maddeye göre Eski tüketici kanununun yürürlükte olduğu dönemde yapılmış bir tüketici işlemi için görev sorunu nasıl çözülecektir? Görev sınırını neye göre belirleyeceğiz?
Bu konuyu araştırmama rağmen net bir cevap bulamadım.Yardımcı olacak meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim
Old 14-08-2014, 14:19   #2
sailor1981

 
Varsayılan

Yarg.19 HD.03/04/2014-2014/3056-2014/6481 K sayılı ilamını arıyorum. sanırım cevap bu kararda.saygılar
Old 14-08-2014, 15:23   #3
bilal_gedikci

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.merveker
Merhaba Yeni Tüketici kanunun geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında " Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanır." denilmektedir.
Bu maddeye göre Eski tüketici kanununun yürürlükte olduğu dönemde yapılmış bir tüketici işlemi için görev sorunu nasıl çözülecektir? Görev sınırını neye göre belirleyeceğiz?
Bu konuyu araştırmama rağmen net bir cevap bulamadım.Yardımcı olacak meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim

Merhaba,
Kanımca, görev sınırı usule ilişkin bir konudur. Usul kurallarının derhal uygulanması ilkesi gereği yeni tüketici kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ortaya çıkan ihtilaflarda görev sınırının bu kanuna göre belirlenmesi gerekir.

Saygılar,
Old 14-08-2014, 16:01   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sailor1981
Yarg.19 HD.03/04/2014-2014/3056-2014/6481 K sayılı ilamını arıyorum. Sanırım cevap bu kararda. Saygılar

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/3056
Karar: 2014/6481
Karar Tarihi: 03.04.2014

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul 32. İcra Müdürlüğü'nün 2013/23326 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, ayrıca davacı yanca usulüne uygun hesap kat bildiriminin müvekkiline yapılmadığını, müvekkilinin borcu bulunmadığını, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre davanın, kredi kartı üyelik sözleşmesine dayandığı, 4077 sayılı kanuna eklenen 4822 sayılı kanunun 10/a maddesi ve 23. maddesi gereğince kredi kartı sözleşmeleri ile ilgili ihtilafların hallinin tüketici mahkemelerinde olacağı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı bankadan alınıp kullanılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır.

5464 sayılı BKKKK.'nun 44/2. maddesi uyarınca, kart çıkaran kuruluşlar (bankalar) tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olmadığı açık olup görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi mi yoksa asliye hukuk mahkemesi mi olduğu hususu tartışmalıdır. Özellikle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde 6335 sayılı yasayla yapılan değişiklik uyarınca 01.07.2012 tarihinden itibaren asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisi haline dönüştürüldükten sonra bu konudaki tartışmalar yoğunlaşmıştır.

Bu noktada, kart çıkaran kuruluşlar (bankalar) tarafından kart hamilleri aleyhine açılan davalarda görevli mahkemenin belirlenmesinde, konuya ilişkin yasal düzenlemeler hakkında kısa bir açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.

Türkiye’de kredi kartları ile ilgili ilk yasal düzenleme 14.03.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4822 sayılı yasa ile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a -Kredi Kartları- kenar başlıklı 10/A maddesi eklenmek suretiyle yapılmıştır. Böylece kredi kartları 4077 sayılı TKHK kapsamına alınmıştır. 4077 sayılı yasanın -Tüketici Mahkemeleri- başlıklı 23. maddesinde, davayı açanın sıfatına bakılmaksızın bu kanundan doğan uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır.

01.03.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 44. maddesinde ise, 4077 sayılı yasadaki düzenlemeden farklı olarak davayı açanın sıfatına göre değişen bir görev düzenlemesine gidilmiştir.

5464 sayılı BKKKK’nun 44/1. maddesine göre: "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 22. ve 23. maddeleri hükümleri uygulanır." Belirtilen yasal düzenleme ile tüketici sıfatını haiz kart hamilleri tarafından kart çıkaran kuruluşlar (bankalar) aleyhine kredi kartı uyuşmazlığı nedeniyle açılacak davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır. Bu konuda uygulama birliği bulunduğundan tartışma da yaşanmamıştır.

Tartışma, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesindeki görev düzenlemesi ile ilgili olarak karşımıza çıkmıştır. Tartışmaların konusunu iki farklı görüş oluşturmaktadır. Bir görüşe göre; banka kredi kartı sözleşmeleri 6102 sayılı TTK’nun 4/1-f maddesinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden olup mutlak ticari davalardan sayıldığından kredi kartı uyuşmazlıkları nedeniyle kart çıkaran kuruluşlarca (bankalarca) kart hamilleri aleyhine açılan davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Diğer bir görüşe göre; 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesinde, 1086 sayılı HUMK’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuş olup, HMK’nun 447/2 maddesi uyarınca "1086 sayılı HUMK’na yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı", HMK’nun 2. maddesinde ise "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi" olduğunun hükme bağlandığı, ticari davaların usul kanunlarında değil, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği gözetildiğinde kart çıkaran kuruluşlarca tüketici sıfatını haiz kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 07.02.2007 tarih ve 2007/19-50 E. 2007/50 K sayılı kararında, bankalarca kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda ticaret mahkemelerinin değil genel mahkemelerin, somut olayda dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu açıkça belirtmiş ve ikinci görüşü benimsemiştir.

Görevin belirlenmesinde, 01.10.2011 tarihine kadar yürürlükte kalan 1086 sayılı HUMK dönemi ile bu tarihten sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK döneminde açılan davalar bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılmasında fayda vardır.

Tekrar etmek gerekirse, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesinde -1086 sayılı HUMK’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine- atıf yapılmıştır. 01.10.2011 tarihine kadar yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’un göreve ilişkin hükümleri anılan kanunun 1-8. maddelerinde düzenlenmiştir. HUMK’un 8/1. maddesine göre mal varlığına ilişkin davalar yönünden görevli mahkeme dava değerine göre belirlenmekte ve yasada öngörülen ve her yıl yeniden değerleme oranına göre arttırılan değeri geçmeyen davalar sulh hukuk mahkemelerinde, belirli değerin üzerindeki davalar ise asliye hukuk mahkemelerinde görülmekteydi. Ayrıca, o dönemde yürürlükte olan TTK’nun 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olduğundan süresinde iş bölümü itirazı olmadıkça hakim, görevsiz olduğunu gerekçe göstererek res'en gönderme kararı verememekteydi. Hakimin iş bölümü itirazına rağmen davaya devam edip uyuşmazlık hakkında esastan karar vermesi ise tek başına bozma sebebi sayılmamaktaydı. (6762 sayılı TTK madde 5).

Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nun geçici 1. maddesindeki "Bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz" hükmü de gözetildiğinde, 01.10.2011 tarihinden önceki uyuşmazlıklarda, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 1-8. maddeleri uyarınca dava tarihindeki dava değerine göre sulh veya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu belirlenecek, ancak 6762 sayılı TTK’nun 5. maddesindeki iş bölümü itirazı ile ilgili hüküm de görevin tespitinde gözetilecektir. Buradan hareketle, 01.10.2011 tarihinden önce bankalar tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalarda genel mahkemeler (dava değerine göre sulh veya asliye hukuk mahkemeleri) görevli olmakla birlikte, dava asliye ticaret mahkemesine açılmış ve süresinde iş bölümü itirazında bulunulmamış ise davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılacak, ancak süresinde iş bölümü itirazında bulunulmuş ise dosyanın genel görevli (sulh veya asliye hukuk) mahkemesine gönderilmesine karar verilecektir.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK, dava değerine göre görev belirlemenin uygulamada birçok sorun yarattığı, bu ayrımın pratik olmadığı ve ihtiyaçlara da tam olarak cevap vermediği gerekçeleriyle miktar ayrımı yapılmaksızın kanunlarda belirtilen istisnalar dışında mal varlığına ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemelerini asıl mahkeme haline getirmiştir. Buna göre, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak mal varlığına ilişkin davalarda HMK’nun 2/1. maddesi uyarınca dava değerine bakılmaksızın görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nun 5. maddesinde 6335 sayılı yasayla değişiklik yapılarak asliye ticaret mahkemesiyle asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan davanın her safhasında mahkemece res’en gözetilmelidir. Ancak 6335 sayılı kanunla 6102 sayılı kanuna eklenen geçici 10. maddede görev düzenlemesinin bu kanunun yürürlüğünden önce açılmış olan davaları etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu yasal düzenlemeler karşısında, kart çıkaran kuruluşlar (bankalar) tarafından kart hamilleri aleyhine açılan davalarda 5464 sayılı yasanın 44/2 maddesi uyarınca 1086 sayılı HUMK’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapıldığına, HMK’nun 447/2. maddesi uyarınca bu atfın HMK’nun ilgili hükümlerine yapılmış sayılacağına, gerek HUMK’un göreve ilişkin 1-8. maddelerinde, gerekse HMK’nun 1-4. maddelerinde genel mahkemelerin görevleri düzenlenmiş olup ticaret mahkemelerinin görevine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olmasına, ticaret mahkemelerinin görevinin (6762 sayılı TTK’nun 5.) 6102 sayılı TTK'nun 5. maddesinde düzenlenmiş bulunmasına, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesinde ise TTK’nun göreve ilişkin hükümlerine herhangi bir atıf yapılmamasına göre 01.10.2011 tarihinden önceki davalar bakımından dava değerine göre sulh veya asliye hukuk, bu tarihten sonraki davalarda ise dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunun kabulü gerekir.

Yeri gelmişken bu kuralın istisnalarına da değinmek gerekmektedir. Zira 6100 sayılı HMK’nun 2/1. maddesinde; -kanunlarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça- ifadesine yer verilmiştir. Aksine düzenleme, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142/1 ve 5464 sayılı BKKKK’nun 43. maddesinde yer almaktadır.

Gerçekten 5464 sayılı BKKKK’nun 43. maddesinde; "Bu kanunun 8. maddesinin ikinci fıkrası, 9'uncu, 12'inci, 24'üncü, 25'inci, 26'ncı ve 44'üncü maddesi hükümleri tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında uygulanmaz." hükmü getirilmiştir. Görüldüğü gibi, kanun koyucu, tacirlere verilen kredi kartları ile tüketiciye verilen kredi kartları hakkındaki uyuşmazlıklarda görev yönünden farklı bir düzenlemeyi benimsemiş, tacirlere verilen kredi kartları bakımından 6762 sayılı TTK'nun 4/1-6 (6102 sayılı TTK'nun 4/1-f) maddesindeki ticari dava tanımına uygun olarak 5. madde uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli olacağı hususunu istisnai bir şekilde hükme bağlamıştır.


Belirtmek gerekir ki, kanun koyucu, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesi kapsamındaki davaların da asliye ticaret mahkemelerinde görülmesini amaçlamış olsaydı aynı kanunun 43. maddesine, tacirlere verilen kurumsal kredi kartları ile ilgili bu istisna hükmünü koymazdı.

İkinci bir istisna da, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142/1. maddesi hükmüyle getirilmiştir. Buna göre "Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür." Belirtilen yasa hükmüne göre, kredi kartı uyuşmazlığından doğan dava, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142/1. maddesinde öngörülen kurum, kuruluş ya da bankalar tarafından açılmışsa görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi varsa 1 ve 2 nolu asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Anılan yasa hükmündeki görev kamu düzenine ilişkin ve emredici nitelikte olduğundan mahkemece re’sen gözetilmelidir.

Sonuç olarak; 01.10.2011 tarihine kadar olan dönemde bankalarca kredi kartı hamilleri aleyhine açılan ve yukarıdaki istisnalar dışında kalan davalarda görevli mahkeme, dava değerine göre genel mahkemeler sıfatıyla sulh veya asliye hukuk, bu tarihten sonraki davalarda ise 6100 sayılı HMK’nun 2/1. maddesi uyarınca dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesidir. Nitekim yukarıda tarih ve numarası yazılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir.

Kuşkusuz, 28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve yayımı tarihinden itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği öngörülen 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra oluşacak banka kredi kartı uyuşmazlıklarında görevli mahkeme, anılan kanunun 3/1-k-j,4/3, 73/1, 83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenmelidir.

Mahkemece, açıklanan görev hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek somut olayda dava tarihi dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 16-08-2014, 11:42   #5
sailor1981

 
Varsayılan

Karar gelmiş teşekkürler. Benim olayımda davalı kart hamili değil KEFİL'dir. Görev hususu hakkında düşenceniz nedir?
Old 29-08-2014, 15:17   #6
av.merveker

 
Varsayılan

Yani dava tarihi mi burada belirleyici rol oynamaktadır? Dava ne zaman açıldıysa o zaman yürürlükte olan Tüketici Kanunu mu uygulanacaktır? Yargıtay kararını bu soruma yanıt olarak çok anlayamadım maalesef ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yeni Tüketici Kanunu, Kapıdan Satışlar Marmara24 Meslektaşların Soruları 10 11-08-2014 12:46
Yeni Tüketici Kanunu ve Getirdikleri av.k.d Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 5 04-06-2014 14:34
Tüketici Mahkemesi / Tüketici Hakem Heyeti Görev Uyuşmazlığı Av.İlker DOLGUN Meslektaşların Soruları 13 29-02-2012 17:09
Tüketici mahkemelerinde görev sorunu. bilenmelek Meslektaşların Soruları 3 11-05-2011 12:35
Genel - Tüketici Mahkemeleri Görev Sorunu AV.MK Meslektaşların Soruları 2 23-03-2011 12:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03974295 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.