Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

taahhüdü ihlal ve cezanın ortadan kaldırılması ve sanığın yaşlılık durumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-08-2011, 21:51   #1
ALAMUT

 
Mesaj taahhüdü ihlal ve cezanın ortadan kaldırılması ve sanığın yaşlılık durumu

Sayın Meslektaşlarım;

Taahhüdü ihlalden dolayı verilen ceza kesinleşmiş ve infaz aşamasında olup müvekkilim hapistedir.
Müvekkilim 71 yaşındadır. Yaş durumundan dolayı cezanın ortadan kaldırılması mümkün müdür?
Diğer yandan cezanın ortadan kaldırılabilmesi için borcun hepsinin mi yatırılması gerekmektedir yoksa şikayet tarihine kadar olan kısmın yatırılması yeterli midir?
Old 28-08-2011, 13:10   #2
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan

Merhaba. "Karar tarihi" itibari ile tüm taksitlerin tarihi geçmiş ise, infazın sona erdirilebilmesi için icra dosyasının bütünüyle kapatılması gerekir. Bildiğim kadarıyla yaşlılık ya da hastalık infaza engel değildir. O durumu, taahhütnameyi rıza ile imzalamadan önce düşünmek ve buna göre göze almak gerekir. İyi çalışmalar.
Old 28-08-2011, 15:40   #3
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

İİK m.340’a göre, hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu, O TARİHE KADAR, icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir. Sizin olayınızda, bugün için son taksitin vadesi gelmişse borcun tamamının yatırılması gerekir.

Burada söz konusunun tazyik hapsi cezası olması sebebi ile, CGTİHK’un (Kısa Süreli Hapis Cezalarının) Özel İnfaz Usulleri başlıklı 110. maddesinin uygulanamayacağını düşünüyorum.
AV. İLKER VURAL
Old 28-08-2011, 17:08   #4
ALAMUT

 
Varsayılan

evet araştırdım size yazdıktan sonra. 110 unc madde uygulanamıyor bu durum için. ayrıca YANLIŞ YORUMLAMADIYSAM bugüne kadar yani tahliye talebine kadarki olan bütün taksitlerin ödenmesi durumunda tahliye edilebilecek. teşekkür ederim ilginiz için. iyi baramlar
Old 29-08-2011, 14:18   #5
candar.mustafa

 
Varsayılan

Meslekdaşlarımın da belirttiği gibi, borçlu taahhüdü imzalarken yaş durumunun farkında olduğu için buna ilişkin sebepler infaza engel olmaz. Şikayet hangi aylar için yapılmışsa o ayların ödenmesi gerekmektedir
Old 30-08-2011, 00:16   #6
ALAMUT

 
Varsayılan

şikayet hangi aylar için yapılmışsa o ayların ödenmesi ile tahliye mümkün mü? kanunda o ana kadarki taahhütleri yerine getirmesi kaydıyla tahliye edilir deniliyor..
Old 08-12-2011, 20:33   #7
advokat34

 
Varsayılan

Benim Taahhüdü İhlal suçu hakkında merak ettiğim başka bir husus var.Kesinleşmiş ve infaza gönderilmiş mahkumiyet kararına rağmen sanık bulunamadığından infaz gerçekleşemiyor. Bu suçun cezasının infazı için öngörülen süre ne kadardır? Yani sanık yakalanamazsa ne kadar zaman sonra ceza zamanaşımına uğrar veya ceza düşer? Bilgilerinizi paylaşırsanız memnun olurum.
Old 08-12-2011, 21:05   #8
tiryakim

 
Varsayılan

Disiplin veya tazyik hapsini gerektiren fiillerden dolayı şikayet halinde, şikayetçi duruşmaya gelmez veya kendini vekille temsil ettirmezse, dava düşer.
Disiplin ve tazyik hapsini gerektiren fiillerde dava zamanaşımı şikâyetten itibaren bir yıldır. Tazyik veya disiplin hapsine ilişkin kararlar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilmez.
Old 08-12-2011, 21:10   #9
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
16.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/2036
Karar: 2004/3312
Karar Tarihi: 02.03.2004
TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU - ZAMANAŞIMI
ÖZET : Sanığa isnat olunan taahhüdü ihlal suçu İİK'nun 340. maddesinde öngörülen cezanın nev'i ve miktarına göre TCK'nun 102/5 maddesine göre 2 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir. Sanığın savunmasının alındığı 31.1.2002 tarihinden sonra bu süreyi kesen TCK'nun 104/1. maddesindeki sebepler mevcut bulunmadığından temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 2 yıllık dava zamanaşımı süresi gerçekleşmiştir.Bu nedenle hüküm bozmayı gerektirir.

(2004 S. K. m. 340) (765 S. K. m. 104) (5237 S. K. m. 67)
Dava: Taahhüdü ihlal suçundan sanık Abdüssemed in beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma ve ortadan kaldırma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Karar: Sanığa isnat olunan taahhüdü ihlal suçu İİK'nun 340. maddesinde öngörülen cezanın nev'i ve miktarına göre TCK'nun 102/5 maddesine göre 2 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir. Sanığın savunmasının alındığı 31.1.2002 tarihinden sonra bu süreyi kesen TCK'nun 104/1. maddesindeki sebepler mevcut bulunmadığından temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 2 yıllık dava zamanaşımı süresi gerçekleşmiştir.
Sonuç: Sair yönler incelenmeksizin hükmün İİK'nun 366. maddesi gereğince bu yönden istem gibi BOZULMASINA CMUK'nun 322/1 ve TCK'nun 102/5 maddeleri uyarınca davanın ORTADAN KALDIRILMASINA 2.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 08-12-2011, 21:12   #10
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Ceza Genel Kurulu
Esas: 2005/16-145
Karar: 2005/137
Karar Tarihi: 22.11.2005


TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU - İTİRAZ YOLU - ZAMANAŞIMININ GERÇEKLEŞİP GERÇEKLEŞMEDİĞİ SORUNU - 2 YILLIK ASLİ VE EN FAZLA ÜÇ YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ

ÖZET: itibarla suç tarihi nazara alındığında asli dava zamanaşımı süresi olan 2 yıllık süre henüz dolmamış bulunduğundan Yargıtay C.Başsavcılığının itirazı yerindedir. Ancak, Yargıtay 16. Hukuk Dairesince davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilirken, hükmün diğer yönlerinin incelenmediğinin belirtilmiş olması karşısında, Özel Dairece incelenmeyen bir hususun ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesine yasal olanak bulunmadığından, Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın, esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.

(2004 S. K. m. 340) (765 S. K. m. 102, 104) (5237 S. K. m. 66, 67)

Dava: Sanık M. H. Satoğlu hakkında taahhüdü ihlal suçundan açılan davada, yakınan vekilinin mazeretinin reddine ve İİY. nın 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine ilişkin Kayseri 3. İcra Ceza Mahkemesince 02.11.2004 gün ve 1082-2653 sayı ile verilen kararın yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 13.10.2005 gün ve 5861-9059 sayı ile;

(... Suç tarihinden temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar suç tarihi itibariyle sanığın lehine olan 765 sayılı TCK. nun 102/6, 104/2 ve 105/2. maddelerinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği belirlenmiştir. Sair yönler incelenmeksizin hükmün İİK. nun 366. maddesi gereğince bozulmasına, 1412 sayılı CMUK. nun 322/1 ve 765 sayılı TCK. nun 102/6. maddeleri gereğince davanın ortadan kaldırılmasına...) karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 01.11.2005 gün ve 9353 sayı ile;

(... Suç tarihi itibariyle, sanığa yüklenen ve 2004 sayılı İcra ve İflas Yasasının 340. maddesinde düzenlenen taahhüdü ihlal suçunun cezasının türü ve üst sınırına göre; dava 765 sayılı TCY. nın 102/5 ve 104/2. maddelerinde yazılı 3 yıllık kesintili zamanaşımına tabi bulunmaktadır.

Hakkında başlatılan icra takibi sırasında, alacaklı vekilinin de icra dairesinde hazır bulunduğu esnada borcun tamamını 09.02.2004 tarihinde ödemeyi taahhüt eden ve bu ödemeyi yapmadığı için şikayet edilen borçlu-sanık hakkında yapılan şikayet üzerine başlatılan yargılamada, 10.02.2004 suç tarihi itibariyle atılı suçun zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakta olup, duruşmanın tensiben bırakıldığı 22.06.2004 ve bir sonraki 14.09.2004 tarihli celselere gönderdiği mazeretler kabul edilen ve duruşması ertelenen müşteki vekilinin 02.11.2004 tarihli celse için gönderdiği ve diğerleri ile aynı mahiyette bulunan mazeretinin kabul edilmemesi sebebiyle verilen İİY. nın 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesi kararı, mahkemece yazılı gerekçeye ve atılı suçun tabi bulunduğu kısa zamanaşımı nazara alındığında isabetli kabul edilmelidir...) görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Sanık hakkında taahhüdü ihlal suçundan açılan davada, yakınan vekilinin mazeretli sayılması konusundaki üçüncü talebinin reddine ve İİY. nın 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki hukuki uyuşmazlık, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir.

Sanığa yüklenen taahhüdü ihlal suçu İİY. nın 340. maddesinde düzenlenmiş olup, maddede yazılı cezanın türü ve üst sınırı itibariyle TCY. nın 102/5. maddesi uyarınca iki yıllık asli ve 104/2. maddesi gereğince en fazla 3 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir.

İncelenen dosya içeriğine göre;

Dosya içerisinde bulunan Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün 2004/485 sayılı takip dosyasında 5 milyar liralık bono için yürütülen icra takibi sırasında alacaklı ve borçlunun 29.01.2004 tarihinde icra dairesine başvurdukları ve borçlunun 09.02.2004 tarihinde borcu tüm ferileri ile birlikte ödeme taahhüdünde bulunduğu, ancak herhangi bir ödemede bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre suç tarihi 10.02.2004 günüdür.

Bu itibarla suç tarihi nazara alındığında asli dava zamanaşımı süresi olan 2 yıllık süre henüz dolmamış bulunduğundan Yargıtay C.Başsavcılığının itirazı yerindedir. Ancak, Yargıtay 16. Hukuk Dairesince davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilirken, hükmün diğer yönlerinin incelenmediğinin belirtilmiş olması karşısında, Özel Dairece incelenmeyen bir hususun ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesine yasal olanak bulunmadığından, Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın, esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının Kabulüne,

2- Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 13.10.2005 gün ve 5861-9059 sayılı kararının Kaldırılmasına,

3- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için bu Daireye gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 22.11.2005 günü oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 08-12-2011, 21:37   #11
advokat34

 
Varsayılan

Sayın Tiryakim, kararlarda dava zamanaşımından bahsediyor. Kesinleşmiş kararlar için ceza zamanaşımı da yine 2 yıl mı oluyor? Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Old 08-12-2011, 22:18   #12
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan advokat34
Sayın Tiryakim, kararlarda dava zamanaşımından bahsediyor. Kesinleşmiş kararlar için ceza zamanaşımı da yine 2 yıl mı oluyor? Paylaşımınız için teşekkür ederim.

Evet...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
taahhüdü ihlal Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 6 11-06-2013 17:32
taahhüdü ihlal-re'sen ek karar-cezanın düşürülmesi harkan Meslektaşların Soruları 1 08-06-2011 15:49
taahhüdü ihlal avsenanur Meslektaşların Soruları 13 14-04-2011 10:16
taahhüdü ihlal cezasının ortadan kaldırılması mefhumu muhalif Meslektaşların Soruları 4 22-01-2011 19:19
taahhüdü ihlal ozlm Meslektaşların Soruları 0 18-02-2010 10:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04971194 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.