Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

elektronik bankacılık - faaliyetin gerçekleştirildiği yer

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-08-2008, 16:46   #1
av.özlem önal

 
Varsayılan elektronik bankacılık - faaliyetin gerçekleştirildiği yer

Sayın Meslektaşlarım;

Yurtdışında yerleşik olan, ilgili devletin yasalarına uygun olarak kurulmuş ve işlemekte olan bir banka olduğunu varsayalım.

Bu banka, kendi ülkesinde kurulu bir servis sağlayıcıya bağlı uzantısı olan internet sitesi üzerinden, elektronik bankacılık yapıyor.

Bu bankanın Türkiye ile hiçbir yasal bağlantısı yok.

Türkiye'de yerleşik bir gerçek ya da tüzel kişi de kimlik ibrazı, hesap açılışı ve sair tüm gereklilikleri yerine getirdikten sonra, bu internet sitesi üzerinden bankacılık işlemlerini gerçekleştiriyor.

Yapılan bu işlemin 'Türkiye'de bankacılık faaliyeti göstermek' kapsamına gireceğini düşünüyor musunuz ? Bu noktada Bankacılık Kanunu kapsamında incelemek ve BDDK ve diğer ilgili mercilerden bir izin almayı, lisans başvurusunu gerektirir mi ? Türkiye'de faaliyet göstermenin kıstasları, internet hukuku sözkonusu olduğunda nedir ?

İkinci aşamada, bu bankanın internet sitesine diğer dillerin yanında Türkçe seçeneğini eklediğini düşünelim. Bunun rekabet hukuku açısından bir engeli olabilir mi ? Ya da bir ülkenin resmi dilini kullanmak, o piyasaya yönelmiş olmak sonucunu doğurabilir mi ?

Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür eder, saygılar sunarım.

Özlem Önal
Old 09-08-2008, 01:01   #2
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

gerçekten son derece ilginç ve karışık bir konu.Daha doğrusus internet icat edilelei ve günlük hayatımızda her gün değişikj bir fonksiyonu ile çıkalı beri akla hayale gelmedik hukuki problemlere konu olabiliyor.internet ile ilgili bir çok sorunun net bir hukuki cevabı olamayacağını düşünüyorum.Çünkü internet sınır tanımıyor.
Direkt olarak bankacılıkla ilgili olmasada telekominikasyon kurumunun mahkeme kararı ile ya da durumdan vazife çıkararak internet bağlantılarını engelleme yoluna gittiği bir vakıa.üstelik bunu sadece atatürke hakaret edildiği gibi nedenlerle de yapmıyor.Değişik bir örnek olduğu için söylemek istiyorum.Ali baba olayı var.ticari bir site ve üstelik devlet destekli ama mahkeme kararı ile erişim engellendi.
Yapılan işlemin türkiyede bankacılık faaliyeti olarak kabul edilmesi bence olası.haksız rekabettten dolayı bankaların başvurusu olabilir kanaatindeyim.Ama diğer yandan ülkemizde izin almadan temsilcilik açan ya da temsilcisi aracılığı ile iş yapan bankaların mevcudiyeti de bir gerçek.
Ben interenet üzerinden işlem yapsa da Türkçe seçeneğini eklediği halde rekabet hukuku ve lisans anlamında o piyasaya yönelmiş olarak kabul edilmesini gerektiğini düşünüyorum.Ama bu düşüncemin pratik değeri konusunda net değilim.
Old 11-08-2008, 09:10   #3
av.özlem önal

 
Varsayılan

Sayın Köylüoğlu;

Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.

Bu işlemin Türkiye'de yapılan Bankacılık faaliyeti olduğu konusundaki görüşünüzü gerekçelendirmeniz mümkün mü ? Zira ben bu konuda somut bir dayanak bulamadım. Türkiye'de yerleşik bir kişinin yurt dışındaki bir bankacılık hizmetinden yararlanması olarak değerlendirmek daha doğru olmaz mı ?

Türkçe seçeneği konusunda da durum aynı. Türkçe konuşulan tek ülkenin Türkiye olmadığını da gözönüne almamız gerektiğini düşünüyorum. Kuzey Kıbrıs, Türki Cumhuriyetler, Türk kökenli azınlıkların yaşadığı ülkeler, Türkçe konuşan Türkiyelilerin yaşadığı ülkeler hep hedef piyasa kapsamında sayılabilir. Bu da her bir ülke açısından aynı rekabet sorununu doğurur. Bu varsayımdan yola çıkarsak İngilizce hazırlanan sayfaları da İngilizce konuşulan ülkelerdeki rekabet kuralları yönünden değerlendirmek gerekir ki bunun mümkün olmadığını düşünüyorum.

Konu ile ilgili herhangi bir yargı kararına ya da teorik metne ulaşabilmiş değilim. Dolayısıyla ben de el yordamıyla ilerlemeye çalışıyorum.

Saygılarımla,

Özlem Önal
Old 11-08-2008, 11:23   #4
av.özlem önal

 
Varsayılan

Rekabet Kurumu Hukuk Müşavirliğinden şifahî görüş aldım. Türkçe'nin rekabet hukuku açısından bir problem oluşturmayacağını bildirdiler. Bu konuda yasal herhangi bir engel olmadığını öğrendim. Bilgilerinize...
Old 11-08-2008, 23:36   #5
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Benim konuya ilişkin bilgilerim sizden farklı ya da fazla değil.Düşüncelerimin ya da görüşlerimin dayanağı da bir mahkme kararı ya da somut mevzuat değil.Kendi şahsi kanaatlerim.
Bu arada ben de bazı bankalarda çalışan meslektaşlarımla bu konuda merakıma binaen görüştüm.Ama bir cevap bulamadık.Rekabet kurumundan şifahen aldığınız cevabında bağlayıcı olamayacağını tahmin edersiniz.Konunun defterdarlıkla bağlantısını kurarak bir mukteza istemek belki daha sağlıklı olabilir.esasen ben hukuktan ziyade ceza işleri ile ilgilenen bir meslektaşınız olarak fazlaca iddialı konuşmakta istemem.
Saygılarımla
Old 12-08-2008, 10:08   #6
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.av.özlem önal,
Bankacılık Kanunu ile ilgili bir tecrübem olmamakla birlikte sorunuzun yanıtını merak ettim. Merakımın sebebi de şu : Uzun süredir değişik firmalarda kadrolu olarak çalıştım, çalışıyorum. Şirketler genellikle sizin belirttiğiniz türde bankacılık işlemleri yaparlar, yani yurt dışında yerleşik, Türkiye ile bağlantısı olmayan bankalarda mevduat hesabı açıp internet bankacılığını kullanırlar. Bunda da hiçbir sorun yoktur. Tek konu mevduat gelirinin vergilendirilmesi aşamasıyla ilgilidir ki, bununla ilgili kurallar da bellidir. Kısaca, alında olağan bir işlem olan yurt dışındaki bir bankaya mevduat yatırma neden sorun olabilir, merak ettim.
Bana göre, yapılan işlem Türkiye’de bankacılık faaliyeti göstermek sayılmamalı. Bankacılık Kanunu kapsamına girmiyor ve hatta şube tanımında da elektronik işlem cihazlar açıkça tanım dışı görünüyor.
Aşağıdaki Danıştay kararı da birebir konuyla ilgili değil, ancak muhabir banka aracılığıyla yapılan işlemlerin dahi ticari faaliyet kapsamında olmadığı belirtiliyor ve bazı açıklamalar yapılıyor.
Bu konu ile ilgili gelişmeleri bizimle de paylaşırsanız, çok sevinirim.
Saygılar.

KANUN NO: 5411
BANKACILIK KANUNU
....
MADDE 2 –KAPSAM
Türkiye'de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki şubeleri, finansal holding şirketleri, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bunların faaliyetleri bu Kanun hükümlerine tabidir.
MADDE 3- TANIMLAR VE KISALTMALAR
Şube: Elektronik işlem cihazlarından ibaret birimler hariç olmak üzere, bankaların bağımlı bir parçasını oluşturan ve bu kuruluşların faaliyetlerinin tamamını veya bir kısmını kendi başına yapan, sabit ya da seyyar bürolar gibi her türlü işyerini,
....

T.C.
DANIŞTAY
7. DAİRE
E. 2001/1810
K. 2002/2210
T. 4.6.2002
• TÜRKİYE'DE BANKA KURMADAN ŞUBE AÇMADAN MUHABİRLİK ANLAŞMASI YAPILMASI ( Ticari Faaliyet Kapsamında Sayılmadığı - Banka Sigorta Muameleleri Vergisine Tabi Olmadığı )
• MUHABİR BANKACILIK FAALİYETİ ( Merkezi Yurtdışında Bulunan Banka'nın Türkiye'de Muhabirlik Faaliyeti Yapması - Ticari Faaliyet Kapsamında Değerlendirilemeyeceği - Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine Tabi Olmadığı )
• TİCARİ FAALİYET KAPSAMINDA SAYILMAYAN BANKACILIK FAALİYETLERİ ( Merkezi Yabancı Ülkelerde Bulunan Yabancı Bankaların Türkiye'deki Muhabir Bankacılık İşlemleri )
6802/m.28
ÖZET : Türkiye'de banka kurmadan veya şube açmadan ... bank vasıtasıyla bankacılık faaliyetinde bulunduğunun anlaşıldığı; bankacılık alanında özellikle uluslararası işlemlerin yapılabilmesi için bankaların bir çok ülke bankası ile muhabirlik anlaşması yaptığının görüldüğü muhabir banka aracılığıyla yapılan işlemler ticari faaliyet kapsamında değildir.
İstemin Özeti : Kanuni ve iş merkezi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bulunan ... Limited'in Türkiye'de dar mükellefiyet kapsamında bankacılık faaliyetinde bulunduğu halde mükellefiyet tesis ettirmeyerek Aralık.1994 dönemine ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesini vermediğinden bahisle re'sen takdir olunan matraha göre salınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemi; dosyanın incelenmesinden, davacı Şirketin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulduğunun; kanuni ve iş merkezinin bu ülkede olduğunun, Türkiye'de bir şubesinin bulunmadığının; ancak Türkiye'de bulunan ... Bankası Anonim Ortaklığı ile aralarında muhabirlik hizmeti ile kredi işlemlerine ilişkin olarak düzenlenen protokol gereği Türkiye'de banka kurmadan veya şube açmadan ... bank vasıtasıyla bankacılık faaliyetinde bulunduğunun anlaşıldığı; bankacılık alanında özellikle uluslararası işlemlerin yapılabilmesi için bankaların bir çok ülke bankası ile muhabirlik anlaşması yaptığının görüldüğü muhabir banka aracılığıyla yapılan işlemlerin ticari faaliyet kapsamında olmadığı; davacı Şirketin Türkiye'de iş yeri veya daimi temsilcisi vasıtasıyla elde ettiği bir kazancın bulunmadığı, davacı Banka ile ... banka Anonim ortaklığı arasında yapılan işlemlerin muhabirlik hizmetlerine dayalı olduğu; bu arada, davacı Banka adına beyanname vermemesi nedeniyle tarh ve ceza kesilmesi işlemlerinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin 25.1.2001 gün ve E: 2000.596; K: 2001.85 sayılı kararının; ... Bankası ile davacı Banka arasında yapılan işlemlerin havale olarak nitelendirilemeyeceği, ... Bankasının yaptığı bankacılık işlemlerinin çok büyük bir kısmını yurt dışında kurduğu davacı Banka aracılığıyla Türkiye'de gerçekleştirerek yasal düzenlemelerden kurtulmak istediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
KARAR : Temyiz başvurusu; ... bank şubeleri aracılığıyla, Türkiye'de yerleşik kişi ve kuruluşlardan mevduat toplamak ve toplanan bu mevduatı yine Türkiye'de yerleşik kişi ve kuruluşlara kredi olarak kullandırmak suretiyle bankacılık faaliyetinde bulunmasına karşın, mükellefiyet tesis ettirmediğinin ve beyanname vermediğinin tespiti üzerine, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bu ülkenin kanunlarına göre kurulup, kanuni ve iş merkezi olarak bu ülkeyi gösteren ...... Banka adına salınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Temyize konu karar; bankacılık alanında işlemlerin yapılabilmesi için bankaların bir çok ülke bankası ile muhabirlik anlaşması yaptığı; muhabir banka aracılığıyla yapılan işlemlerin Türkiye'de bankacılık faaliyetinde bulunulduğunu göstermeyeceği; davacı Banka ile ... Bankası Anonim Ortaklığı arasında yapılan işlemlerin muhabirlik hizmetine dayalı olduğu gerekçesine dayalı bulunmaktadır.
Her ne kadar, bankacılık işlemleri açısından havalenin, müşterinin arzusuna göre, belli miktar paranın başka yerde bulunan ilgilisine ödenmek üzere banka aracılığı ile gönderilmesi olarak tanımlanmasının ve ... bank Genel Müdürlüğü Bireysel Bankacılık Müdürlüğünün ... ile henüz protokol imzalanmadan, ... bank Şubelerine gönderdiği 28.7.1993 günlü genelge ile, kişilerin organize biçimde davacı Bankaya hesap açtırma konusunda yönlendirilmesinin, gerçekte, ortada, yukarıda tanımlandığı anlamda havale işlemlerinin olmadığını, Türk bankacılık mevzuatının yabancı bankalar açısından mevduat toplama ve bankacılık faaliyetinde bulunabilmeyi, Türkiye'de şube açma ve bu konuda izin alma koşuluna bağlı kılan düzenlemelerini aşmak amacıyla havale biçimi verilmiş mevduat toplama işlemlerinin mevcut olduğunu göstermesi ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca inceleme elemanına verilen bilgiler arasında ... Bankası Anonim Ortaklığı tarafından davacı Bankaya bildirilen havale işlemleri arasında söz konusu işlemlerin yer almaması karşısında, bu biçimsel işlemlerin, Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin ( B ) fıkrasında öngörülen gerçek mahiyet esası uyarınca, havale işlemleri olarak kabulüne olanak bulunmadığından, mahkeme kararının açıklanan gerekçesine katılmak mümkün değilse de; iki banka arasındaki söz konusu ilişki nedeniyle, ... Bankası Anonim Ortaklığı adına daimi temsilci sıfatıyla salınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, ... Vergi Mahkemesinin 10.11.1999 gün ve E: 1999.35; K: 1999.637 sayılı kararının temyizi üzerine Dairemizce verilen 30.1.2002 gün ve E: 2000.285; K: 2002.335 sayılı kararda, dosyadaki saptamalara göre, Vergi Usul Kanununda vergilendirme işlemleri bakımından getirilen "gerçek mahiyet" esasının ışığı altında, ortada, bankacılık anlamında gerçek bir off shore ( kıyı ) bankasının bulunmadığı; ... Bankası Anonim Ortaklığı tarafından Ulusal mevzuatın sınırlayıcı ve yükümlülük getirici kurallarına tabi olmayan kıyı bankacılığının sağladığı avantajlardan yararlanmak amacıyla, gerçekte, ... bank Şubeleri tarafından kendi ad ve hesabına yapılması doğal ve mutad olan işlemleri, off shore bankası organizasyonu altında gerçekleştirmek yoluna gidildiğini açığa çıkardığı; yukarıda sözü edilen genelge ile ... bank Şubelerine verilen talimat ve bu talimatla, serbest rekabetin geçerli olduğu bankacılık sektöründe, rakip durumundaki iki banka arasında oluşturulan, olağan sayılmayacak ölçüdeki işbirliği ve dayanışmanın, bunun açık göstergesi olduğu gerekçesiyle tarhiyata ... Bankası Anonim Ortaklığının muhatap alınmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığına karar verildiğinden; olayın gerçek mahiyeti itibarıyla ... Bankası Anonim Ortaklığı adına salınması gereken verginin davacı Banka adına salınmasında isabet yoktur.
SONUÇ : Bu nedenle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sonucu itibarıyla yerinde görülen mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığından, istemin reddine, 4.6.2002 gününde oybirilği ile karar verildi.
Old 14-08-2008, 10:07   #7
av.özlem önal

 
Varsayılan

Sayın Yılmaz;

Öncelikle emekleriniz için teşekkür etmek istiyorum.

Hukukî görüşüm sizinki ile aynı doğrultuda. Gerek Bankalar Kanunu ve Ticaret Kanunu açısından ve gerekse hukukun ruhundan yola çıkarak, Türkiye'de gerçekleştirilen herhangi bir bankacılık işlemi ve hatta genel olarak herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığı kanaatindeyim. Eklediğiniz Danıştay Kararı bire bir bir örnek olmasa da, konuya benzer bir mantıkla yaklaşıyor. Kaldı ki, bu karara konu olayda, dolaylı da olsa Türkiye'de gerçekleşen bir işlem olduğu halde, benim soruma konu olayda işin Türkiye'deki tek ayağı, İnternet kullanıcısının Türkiye'de ikâmet ediyor oluşu ve İnternet hizmeti servis sağlayıcısının Türk Kanunları kapsamında kurulmuş olmasıdır ki, bu durum kanaatimce ticarî faaliyetin ve dolayısıyla hukukî ilişkinin Türkiye'de gerçekleştiğini ortaya koymayacaktır.

Bu konuda bilgim haricinde kalan herhangi bir sürprizle karşılaşmamak için, konuyla doğrudan ilgili ... makamı ile yaptığım görüşme sırasında, herhangi bir hukukî gerekçe açıklamaksızın aksi görüş beyan etmeleri üzerine, konuyu somut olarak gerekçelendirmek gereği hissettim ve araştırmaya başladım. İnternet Hukuku ile ilgili uzmanlaşmış arkadaşların bu konuda yardımı olabileceğini düşünüyorum. Türkiye'deki kaynaklara ulaşmam güç olduğundan, şu aşamada öncelikle bir araştırma hedef belirlemem gerekiyor.

Esasen bu konunun sadece Bankacılık Hukuku ile ilişkili olmadığını ve 'Sınırsız Ülke' internette gerçekleşen hukukî işlemlerin ortak bir problematiği olduğunu düşünüyorum. Alım-satım ve benzeri, salt özel hukuku ilgilendiren meselelerde sorunların Milletlerarası Özel Hukuk kuralları çerçevesinde çözülmesi mümkünse de, işin içine örneğimizde olduğu gibi bir 'Kamusal Otorite'nin iznine tabî bir işlem girdiğinde, çözüm biraz daha çetrefilleşiyor. Bu da sanırım hukuk kültürümüzün henüz devletin sınırlarını yeni yeni aşmaya başlamasından kaynaklanıyor.

Konuyu araştırmaya devam ediyorum. Gelişmeleri elbette paylaşacağım. Ancak bu arada İnternet Hukuku konusunda uzman arkadaşların tartışmaya dahil olması beni sevindirir.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
bankacılık ve müşteri sırları stjav.umut Meslektaşların Soruları 3 05-12-2007 18:48
ahzu kabz yetkisi ve bankacılık işlemleri piedra Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 1 09-10-2006 22:45
Elektronik Haberleşme Hukuku mcobaz Hukuk Sohbetleri 0 16-06-2006 02:48
Bankacılık Ve Krediler katilla Hukuk Soruları Arşivi 1 16-03-2005 13:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06197906 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.