Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

karbona imza

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-01-2009, 16:07   #1
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan karbona imza

Karbon kağıdı kullanılarak atılan bir imzanın geçerliliği nedir? Ben geçerli olmayacağını tahmin ediyorum. Ama müvekkil illi ki bu konuyla ilgili yargıtay kararı istiyor. Bilgisi olan benimle paylaşırsa memnun olurum. Saygılar...
Old 06-01-2009, 16:49   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Müvekkiliniz bu Yargıtay kararını kabul eder mi bilmiyorum.


T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10476
K. 2005/6811
T. 17.6.2005
DAVA : Taraflar arasındaki cezai şartın alınması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin SS Büyük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifinden kooperatife ait kum ocağını işletmek üzere kiraladığını ve davalılar ile ocaktan çıkan kumun satışı konusunda 25.11.1998 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmeye aykırı davranan tarafın 6.000.000.000.TL tazminat ödemesinin de kararlaştırıldığını, davalıların sözleşmeye aykırı davrandığını ve kum almadığını belirterek 6.000.000.000.TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Bir kısım davalılar vekili, davacının öncelikle var olduğunu iddia ettiği sözleşme aslını ibraz etmesi gerektiğini, fotokopi belge ile davanın yürütülemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre sözleşmenin aslının ibraz edilmediğini davalıların sözleşmenin altındaki imzanın kendilerine ait olmadığını savunarak teklif edilen yemini eda ettikleri, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda da karbon nüsha belgelerde tanı unsurlarının kayba uğraması nedeniyle inceleme yapılmasının sakıncalı olduğu bildirildiğinden kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-01-2009, 17:12   #3
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

Teşekkür ederim. Bir gösterelim bakalım ne diycek
Old 06-01-2009, 21:57   #4
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1987/87

K. 1987/921

T. 18.2.1987

• BİLİRKİŞİ TETKİKATI ( Senetteki İmzanın İncelenmesi )

• SENETTEKİ İMZANIN İNCELENMESİ ( Bilirkişi Tetkikatı )

6762/m.688

2004/m.72

ÖZET : İptali istenilen bonodaki imzanın, araya karbon kağıdı konularak başka bir senetten elde edildiği ileri sürülüyorsa, senetteki imzanın borçlu tarafından atılmış olup olmadığının bilirkişilerce yapılacak incelemeye göre belirlenmesi gerekir.
DAVA: Taraflar arasındaki davadan dolayı Bolu Asliye 1. Hukuk Hakimliği`nce verilen 8.7.1986 tarih ve 398-616 sayılı hükmün tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı nevakısın ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu kere ikmalen gelmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin koyun alışverişinden dolayı ( 550.000 ) liralık bonoyu imzalayarak davalıya verdiğini, davalının imza sırasında mavi renkli kopya kağıdı ile ikinci bir bonoya davacının imzasını aldığını, daha sonra, borcun ödenmesinde ikinci bonoyu iade ettiğini ve asıl ilk nüshayı mükerrer olarak icra takibine koyduğunu ileri sürerek, hile ile tesis edilen ( 550.000 ) liralık bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve bononun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ve vekili, koyun alışverişinden dolayı davacının önce ( 1.570.000 ) liralık bono verdiğini, vadesinde ödemediğinden, elden yaptığı ödemeler düşüldükten sonra ( 550.000 )`er liralık iki ayrı bono düzenlenmesi karşısında ilk bononun iade edildiğini, dava konusu bononun hile ile alınmadığını ve ödenmediğini savunmuştur.
Mahkemece iddia ve savunmaya, ibraz edilen delil ve belgelere, taraf tanıklarının beyanlarına ve davacının teklif ettiği yeminin eda edilmiş olmasına göre sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, iddiasında, davalı ile aralarındaki ilişki sonucu evvelce ( 1.570.000 ) lira olarak düzenlenip davalıya verdiği emre muharrer senedin kısmen ödenmesi sebebiyle geri kalan ( 550.000 ) lira borcuna karşılık 14.11.1984 tanzim tarihli ( 550.000 ) lira tutarlı diğer bir emre yazılı senedi imza etmek suretiyle ve senedin diğer kısımları boş olarak davalıya verdiğini, ( 550.000 ) liralık bir tek emre yazılı senetle borçlu olduğundan ve bunu da ödemiş bulunduğundan takip konusu ikinci senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. İbraz edilmiş olan ( 550.000 ) liralık iki adet ve 14.11.1984 tanzim tarihli senetlerdeki borçlu imzaları ile tanzim tarihinin birbirine çok benzemekte olduğu çıplak göz ile de anlaşılmaktadır. Davalı dahi, senetlerin imza dışındaki kısımları boş olarak kendisine verildiğini ve boş kısımların tarafından doldurulduğunu kabul etmiştir. Ancak mahkemece, fenni bir inceleme konusu sayılan imza benzerliğinin bilirkişi aracılığı ile incelemesi yaptırılmamıştır. Mahkemece yapılacak, iş yetenekli bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile 14.11.1984 tanzim tarihli ve ( 550.000 )`er liralık iki adet bono altındaki davacı imzalarının ayrı ayrı davacı tarafından yazılıp yazılmadığını, dier bir ifade ile senetlerden birindeki imzanın gerçek imza diğerindeki imzanın ise kopya kağıdı konulmak suretiyle elde edilmiş imzalar olup olmadığını tespit ettirmek ve senedin birindeki imzanın kopya kağıdı konularak elde edildiği anlaşıldığı takdirde, olayda hile unsurunun bulunup bulunmadığını ve T.T.K.`nun 668 ve 688/7. maddelerinin gözönüne alınarak, kopya suretiyle elde edilen imza ile düzenlenen senedin geçerli bir kambiyo senedi sayılıp sayılmayacağı hususu teemmül edilip değerlendirilerek ve şayet senetlerden birisi geçersiz addedilirse o takdirde ( 550.000 liralık tek bir borcun mevcut olduğu ve bunun da daha önce ödendiği göz önünde tutulup sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu hususlar gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.2.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Old 06-01-2009, 23:11   #5
Levent Cirit

 
Varsayılan

Bir karar da benden. Herkes imza dediğinizde nedense hemen senet anladı. Belki de başka bir evraktır

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas : 2002/2712
Karar : 2002/3244
Tarih : 11.04.2002
(506 sayılı SSK. m. 10)
KARAR METNİ :
Davacı, davalılardan Devlet Su İşleri tarafından Kuruma verilen işe giriş bildirgesinin kendisine ilişkin olduğunun tespiti ile, baba adının ve doğum tarihinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Suna Memlük tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacı sigortalının davalılardan işveren Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ilişkin işyerinde 1975 yılı 1.döneminde geçen 30 günlük sigortalı çalışmaya ait işe giriş bildirgesinde baba adının Kaya Mehmet yerine Hasan, doğum tarihinin 1958 yerine 1942 yazıldığından bahisle işbu sigortalı çalışmanın tarafına aidiyetinin tespiti ile sigorta kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Bu tür davalar nitelikçe kamu düzenine ait bulunduğundan özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmeli, gerekirse deliller re´sen toplanmalıdır.
Mahkemece red kararına dayanak kılınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik - Grafoloji Dairesinin 22.11.2001 günlü raporunda niza konusu 08.01.1975 işe başlama günlü işe giriş bildirgesindeki sigortalı imzasının davacıya ilişkin olmadığı öngörülmüş ise de;inceleme konusu belge işe giriş bildirgesinin aslı değil karbon nüshası olmakla bunun üzerinden aidiyet incelemesinin sakıncalı olduğunun aynı kurumun 08.06.2001 günlü önceki raporunda öngörülmesi, sigortalı imzasının zaman içerisinde değişmesinin ya da bildirgedeki sigortalı imzasının o bildirgeyi düzenleyen kişi tarafından atılmasının olasılık dahilinde bulunması itibariyle bu belgenin sair delillerle desteklenmedikçe hükme dayanak kılınamayacağı açıktır. Bu bağlamda,08.01.1975 günlü işe giriş bildirgesi aslının mevcut olmadığı olgusu da gözetilerek dosya içeriğinde mevcut ücret bordroları ile iş akdinin aslı işyerinden celbedilerek içeriğindeki sigortalı imzasının davacıya aidiyeti yönünden Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınmalı;aynı işyerinde 1975 yılının 1.döneminde davacı ile birlikte çalışanlar ile davacıyı tanıması muhtemel işyeri yetkilileri gerekirse re´sen saptanarak bu kişiler ile mümkün oldukça işe giriş bildirgesi ile iş akdini işveren adına düzenleyen Şube Baş Mühendisi Yılmaz SAYILI tanık sıfatıyla dinlenmeli; dava konusu işe giriş bildirgesinde sigortalıya ait nüfus,hane,cilt ve sahife numaralarının davacınınkinden farklılık nedenleri ile Sosyal Sigortalar Kurumu kartoteks kayıtlarında davacı dışında Hasan oğlu 1942 doğumlu Mustafa Ç.nın varlığı ve davacının varsa Sosyal Sigortalar Kanununa tabi sair sigortalı çalışmalarının aynı sigorta sicil numarası ile Kuruma bildirilip bildirilmediği araştırılmalı ve bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma,inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O durumda davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA,temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 11.04.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-01-2009, 15:06   #6
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

Kararlar çok işime yaradı. Emek veren herkesin yüreğine saglık. Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Senet metnine atılan imza-Uydurma imza Gamze Dülger Meslektaşların Soruları 3 17-05-2012 10:23
sahte imza Murat^^ Meslektaşların Soruları 1 20-12-2008 19:12
çekde tek imza ismail kaynar Meslektaşların Soruları 2 17-04-2008 12:10
açığa imza avukatsel Meslektaşların Soruları 3 14-11-2007 20:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05233407 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.