sigortalı çalışanın devlet memuru olması nedeniyle kıdem tazminatı hakkı

8 yıl sigortalı olarak çalışan müvekkil daha sonra devlet memuru olmuştur. Sigortalı olarak çalıştığı kurumda part tıme çalışmaya devam ettiği için primleri yatırılmasada henüz çıkışını gerçekleştirmemiştir.
ögrenmek istediğim bu kişinin devlet memuru olması nedeniyle işten ayrılması sonucu kıdem tazminatı alamaya hakkı var mıdır?
m.24' e veya başka bir maddeye dayanarak kıdem tazminatını talep edebilir miyiz?

öncelikle bu çalışanın sigorta primleri yatırılmasada diyorsunuz. bu şu anlama mı geliyor : kişi çalışıyor ancak işveren sigorta primlerini ödemiyor ücreti yasal olmayan şekliyle elden ödüyor.

Müvekkiliniz kurumda sigortalı olarak çalışıyor ise ve işe girişi yapılmış ise sigorta priminin yatıp yatmadığı kıdem tazminatı hak sahipliğini etkilemez.

İşten ayrılma nedeni devlet memuru olması ise bu bir haklı fesih sebebidir.

Yapmanız gereken çok basit. Devlet memurluğuna atandığına dair yazıyı ve işten ayrılmak istediğine dair dilekçeyi kuruma vermeniz yeterlidir.

Sigorta Primleri yatmasa dahi sigortalılık süresi belirli olduğundan kıdem tazminatı alır.

zaman ayırdığınız için teşekkürler. Bir sey daha sormak istiyorum; fesih dilekçesini veririken fesih ihbar sürelerine uyarak mı çıkış yapmamız gerekiyor yoksa haklı nedenle fesih olduğu için 8 hafta beklemeden dilekçenin verilmesi ile işten ayrılabilir mi?

Sayın ssbll ve Sayın Toklu, işçinin memuriyete geçecek olmasının haklıfesih sebebi olacağına dair 4857 Sayılı İş Kanunu m.24'te herhangi bir hüküm yoktur. Öte yandan bu durumdaki çalışana kıdem tazminatı ödenmesi de mümkün değildir. Kıdem tazminatı talep halleri 1475 SK 14. maddede sayılmıştır.
Son olarak 8 yıl kıdemi olan bir işçi 8 hafta önceden işi bırakacağını (istifa) işverenine yazılı olarak bildirmez ise ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.

Alıntı: Yazan Av. Aykut Toklu Müvekkiliniz kurumda sigortalı olarak çalışıyor ise ve işe girişi yapılmış ise sigorta priminin yatıp yatmadığı kıdem tazminatı hak sahipliğini etkilemez. İşten ayrılma nedeni devlet memuru olması ise bu bir haklı fesih sebebidir. Yapmanız gereken çok basit. Devlet memurluğuna atandığına dair yazıyı ve işten ayrılmak istediğine dair dilekçeyi kuruma vermeniz yeterlidir. Sigorta Primleri yatmasa dahi sigortalılık süresi belirli olduğundan kıdem tazminatı alır.

Kişinin devlet memuru olması haklı nedenle fesih hakkı kesinlikle doğurmaz bu konuda size katılmıyorum. doğal olarakta kıdem tazm. haketmez.
Ayrıca bu şekilde ayrılması sıradan bir fesih olduğu için ihbar önellerine uymasıda zorunludur.

yani bunca yıl çalıştığı halde devlet memuru olması nedeniyle işten ayrılacağı için kıdem tazminatı almaya hakkı yok
bizim için olumsuz sonuç doğursada cevapınız için teşekkürler

Alıntı: Yazan ssblll 8 yıl sigortalı olarak çalışan müvekkil daha sonra devlet memuru olmuştur. Sigortalı olarak çalıştığı kurumda part tıme çalışmaya devam ettiği için primleri yatırılmasada henüz çıkışını gerçekleştirmemiştir. ögrenmek istediğim bu kişinin devlet memuru olması nedeniyle işten ayrılması sonucu kıdem tazminatı alamaya hakkı var mıdır? m.24' e veya başka bir maddeye dayanarak kıdem tazminatını talep edebilir miyiz?

sizin bu durumda tek şansınız müvekkil çalıştığı halde sigorta girişi yapılmamışsa/sigorta primleri ödenmiyorsa 24/II/e kapsamında haklı nedenle fesih gerçekleştirebilirsiniz.

Devlet Memuru olarak çalışan kişinin haricen bir işte çalışması yasaktır. Eğer aday memursa adaylığını bile yakabilir. Bu nedenle şimdiye kadar yapılmayan istifanın bu aşamada yapılması hele ki primlerinin yatırılmadığı söylenerek kendisi açısından son derece tehlikelidir.

müvekkilin işe girişide zamanında başlatılmış, devlet memuru olana kadar ki sureçte primleri düzenli yatırılmış olduğu için m24 e dayanamıyoruz.

bu arada kişi akşam 5 ten sonra daha önce çalıştığı yerde aynı iş kolunda (yüzme antrenörü olarak)çalışmaya devam etmiştir. bu durumun devlet memuru sıfatını olumsuz etkilediğini bilmiyordum cevaplarınız için teşekkürler.

Okuma ile alakalı bir sorun oluşmuş ben 8 yıl sigortalı çalıştığı ancak primlerinin yatmadığı sonra da devlet memuru olmak için oradaki işi bırakacağını bu nedenle de ayrıca kıdem tazminatı isteyeceğini anlamışım...

Kusura bakmayın...

Bu durumda diğer meslektaş arkadaşlarımın da dediği gibi hem devlet memuru olarak çalışıyor hem de part time çalıştığı yerde çalışıyor ise bu durumda kıdem tazminatı istemek için yaptıracağı tespit sırasında kendisinin hem memur olarak hem de diğer kurumda sigortalı olarak çalıştığı ortaya çıkacaktır bu da memuriyetini tehlikeye sokacak hatta ortadan kaldıracaktır.

Burada sizin bahsettiğiniz yatırılmayan primler şahıs devlet memuru olduğu için yatırılmamış...

Devlet memuru adayı olduğu andan itibaren işten çıkışı gerçekleşmiş olsa idi geçmişe dönük sigortalılık durumunun tespiti ile kıdem tazminatı alabilirdi. Ancak şimdi işten çıkışını alması ve kıdem tazminatı talep etmesi iki işte birden çalıştığını ortaya çıkaracaktır.

Ancak bu kıdem tazminatı alma hakkını tamamen de ortadan kaldırmaz diye düşünüyorum sonuçta kıdem tazminatı işverenin de insiyatifinde olan bir durum yani işveren ile anlaşıp kıdem tazminatını alabilir ve sessiz sakin bir şekilde işten çıkışını yaptırıp devlet memurluğu açısından da tehlikeyi ortadan kaldırabilir...

yardımlarınız için çok teşekkürler

Rica ederim iyi çalışmalar...

taşeron firmada çalışan bir kişi kpss'ye girip sınavı kazanıyor ve ataması olacak elinde de ataması olduğuna dair bir yazı.bu kişi çalıştığı işyerine(kişi radyolog) ve hastaneye devlet memuru olması sebebi ile ihtarname çekip işçilikten kaynaklı haklarını alabilir mi?

Aynı durum benim müvekkil için de geçerli. Kendisi istifa dilekçesi yazmış ve işten ayrılmış fakat herhangi bir tazminatını talep etmemiş. Davayı açtık şuan görülmeye devam ediyor (biraz umutsuzuk var kazanacağımıza dair ) Yine de pes etmeyip araştırmalar yapıyorum ancak bu konuyla ilgili Yargıtay kararı bulamadım . Bilgisi olan meslektaşım sunabilirse çok memnun olurum

İstanbul Barosu Dergisine yayinlanmasi icin gonderdigim makalemin ilgili kismini alintiliyorum.

Bir kısım yazarlar, kamu kesiminde çalışan işçinin işçi statüsünden memur veya sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi halinde kıdem tazminatı hakkının doğacağını ifade etmektedir. Yargıtay’ın genel görüşü ise işçinin memuriyete geçmesi durumunda kıdem tazminatına hak kazanmayacağı şeklindedir. Tabi burada her olayı kendi durumuna göre irdelemek icap etmektedir. İşçi memuriyeti kazanması hasebiyle iş akdini feshederek memurluğa geçmişse, bu halde işçinin kıdem tazminatına hak kazanmayacağı ortadadır. Ancak kamu kuruluşunda çalışan işçinin iş akdinin Kanun ya da idari tasarruf ile sonlandırılması halinde işçi kanaatimizce kıdem tazminatına hak kazanmalıdır. Bu sebeple 54 no’lu dipnotta belirtilen Yargıtay görüşü yerinde değildir. Nitekim; işverence yapılan fesihlerde kural olarak işçinin kıdem tazminatı hakki doğacaktır. Bu kuralın iki istisnası olduğunu ise yukarıda belirtmiştik. İş Kanunun 25/II ve TSGLK 45. Maddesi dışında işveren fesihlerinin kıdem tazminatına hak kazandıracağı belirtilmiştir. O halde Yargıtay’ın belirtilen görüşünün kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır. Bununla birlikte Yargıtay’ın konu ilgili isabetli kararları da bulunmaktadır: “Davacı hizmet akdi ilişkisi içinde işçi olarak çalışmakta iken, davalı Belediyenin 17/2/1981 gün ve 161 numaralı meclis kararı ile 1/3/1981 tarihi itibariyle memur statüsüne geçirilmiştir. Başka bir deyişle tek taraflı davalı tasarrufu ile aradaki hizmet ilişkisine son verilmiştir. Böylece İş Yasasının kıdem tazminatı hakkının doğması için öngördüğü ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı dışında iş akdinin işverence sona erdirilme temel koşulu olayda tamamlanmış davacı lehine kıdem tazminatı hakkı doğmuştur. Davacının sonraki statüye açık ya da kapalı karşı çıkmamış memur olarak çalışmaya devam etmiş olması bu hakkı ortadan kaldırmaz”.

YARGITAY 9. HD. 2001/3985 E. 2001/6897 K.ÖZET avacı işçi davalı idareye ait işyerinde mevsimlik işçi olarak çalışmakta iken sözleşmesinin askıya alındığı dönemde mevsimlik işçilere kadro tahsisi ile ilgili 4359 sayılı kanun uyarınca sınava girmiş ve sınavı da kazanarak, milli eğitim bakanlığında memuriyete atanmıştır. Bunun üzerine davalı idarece yasa gereği davacı işçinin sözleşmesi feshedilmiştir. Bu durumda sözleşmeyi fesheden idarenin haklı olduğu kabul edilmelidir. Bunun sonucu olarak kıdem tazminatının reddine karar verilmesi gerekir.