Süresinde cevap vermeyen davalının ayrıca açtığı dava asıl dava ile birleşince..

Merhaba..

Müvekkil ile karşı taraf bir sözleşme akdetmişlerdir. Ancak karşı taraf sözleşme gereği edimlerini ifa etmemiştir. Müvekkil sözleşmenin ifası yönünde değil; bugüne dek ifa ettiği edimler sonucu yaptığı ödemelerin iadesi yönünde bir talimatta bulundu.

Bunun üzerine "sebepsiz zenginleşme" nedenine dayanarak müvekkilce yapılan ödemelerin iadesi talepli davamızı açtık. Karşı taraf süresinde cevap vermedi. Süresinde olmayan cevaplarını kabul etmedik ve muvafakat te vermedik.

Bu sefer karşı taraf aralarındaki sözleşmenin iptali talepli ayrı bir dava açtı ve her iki dosyanın birleştirilmesini talep etti.

Mahkeme de her iki dosyayı birleştirdi. Şu durumda karşı taraf, süresi içinde cevap verme yükümlülüğünün sonuçlarından da kurtulmuş olmuyor mu?

Kanaatimiz o yöndedir ki; mahkeme dosyaları birleştirmemeliydi. Nitelik olarak bir "karşı dava" olan bu davanın, süresinde açılmamış olmasından dolayı "açılmamış sayılmasına" karar vermeliydi. Asıl davaya devamla; süresinde olmayan cevaplara muvafakat vermememiz nedeniyle, karşı tarafın savunmanın genişletilmesi yasağını delmesine de müsaade etmeden; bir hükme varmalıydı.

Bu kanaatimizle ilgili değerli tecrübe ve düşünceleriniz ile kanaatimizi doğrular emsal karar paylaşımlarınızı rica ederim. Şimdiden teşekkürler..

Sevgili Meslektaşım,
Malum olduğu üzere süresi içerisinde davaya cevap verilmemesi davanın inkarı sayılır. Yani iddialarınız davalı tarafından reddedilmiş demektir. Bu durumda davalının artık ilk itirazda bulunması mümkün olmadığı gibi, kendisi için savunmayı genişletme yasağı da başlamış olur. (muvafakatınız yoksa). Davalı davayı inkarının delillerini ileri sürebilir. Ancak davalının ayrı bir dava ile sözleşmenin feshini istemesi; böylelikle esas davaya süresi içerisinde cevap vermemesinin doğurabileceği olumsuzlukları bertaraf etmek amacını güdebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır ve birleştirilmesine karar verilebilir. Ben birleştirme kararının doğru olduğunu düşünüyorum. Zira esasa cevap süresi içerisinde açılacak karşı davanın aynı esasta, bu süreden sonra açılacak davanın ise birleştirme talebini havi olması ve ikinci davanın açıldığı mahkemenin bu konu hakkında olumlu bir karar vermesi ile mümkün olduğunu da ifade etmek isterim. Mahkemenin birleştirme kararı vermesinin hukuki durumunuzda olumsuzluk yaratacağını düşünmüyorum. Saygılarımla.

Sayın meslektaşım;

Bir kısma kadar söylediklerinizde ben de hemfikirim. Ancak bu şekilde karşı taraf, savunmayı genişletme yasağına takılarak ileri süremeyeceği iddiaları ileri sürebilecek ve hatta delillendirebilecek te.. Asıl sorunum bu.. Mukabil dava desek; süresinde olmadığından reddi gerekecekti. Lakin buradaki bir müstakil dava.. ???????????

Ama böyle bir dava açmasına yasal bir engel bulunmamakta. Elbette böyle bir sonuca ulaşılabilmekte. Ama bence yasal bir engel yok.

Kıymetli meslektaşlarım,tabiki davalı tarafın müstakil bir dava açmasını engeller bir yasal düzenleme mevcut değildir.Ancak Yeliz Hanımın açtığı davanın sonucu,karşı tarafça açılacak davanın sonucunu etkileyecek ya da konusuz bırakacak ise; bu durumda mahkeme öncelikle Yeliz Hanım'ın davasını görecek ve diğer dava için bekletici mesele yapacaktır.Mahkemenin bu durumu görmeden davaları birleştirmesi esasa bu noktada etki etmeyecek ise de;bu hususu ileri sürmek ve birleşen davalardan önce açılanı sonra açılan için bekletici mesele yapmak ve ilk dava lehe sonuçlandığından ikinci davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir diye düşünüyorum.Yani davaların birleştirilmesi her iki davanın da aynı anda ve aynı delillerle devam etmesi ya da meslektaşın dediği gibi hukuk dolanarak,süresinden sonraki savunmayı genişletmeye imkan tanıyacak bir durum olmadığı düşüncesindeyim.Saygılarımla

Arkadaşlar.. tecrübelerinize de danışarak bir şey sormak istiyorum;

Karşı Dava; derdest bir davaya verilen cevap dilekçesi ile davacı tarafa iddia ve talep yöneltmek midir sadece? Bir dilekçenin karşı dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesi için illa ki bu şekilde mi bir yol tutulmuş olması gerekir? Yoksa derdest dava davacısına ayrı bir esasa kaydedilmiş bir dava da nitelik olarak karşı dava olarak kabul edilebilir mi? Yani karşı dava sıfatını haiz olması için sadece şekli bir değerlendirme mi yapılmalı?