Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anne İsminin değiştirilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-10-2008, 21:06   #1
devrimali

 
Varsayılan Anne İsminin değiştirilmesi

Ayşe ve Fatma 6 ve 8 yaşlarında iken anne ve babası ayrılıyorlar baba başka bir kadınla evleniyor ve çoçukların nüfusuna anne ismi olarak üvey annenin ismi yazılıyor (gerçek anne -baba arasında resmi nikah olmadığından) Ayşe ve Fatmanın baba isimlerinde sorun yok..Ancak gerçek anneleri de başka birisiyle evleniyor ve yeni evliliğinden çocukları oluyor..gerçek babanın evlendiği üvey annelerinden de çocukları oluyor..şimdi Ayşe ve Fatma 36-38 yaşlarındalar ve gerçek annelerini yeni bulmuşlar..şuanda hayatta olan ise sadece gerçek ANNE..ÜVEY ANNE İLE GERÇEK BABALARI HAYATTA DEĞİL..ANCAK GERÇEK ANNE VE BABANIN HER İKİ EVLİLİKLERİNDEN ÇOCUKLARI VAR..AÇILACAK BİR ANNE İSMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA DAVALI OLARAK KİMLER GÖSTERİLMELİDİR.1-)GERÇEK ANNE 2-)NÜFUS MÜD. ANCAK İKELEMDE OLDUĞUM KISIM ÜVAY ANNE YANİ ŞUAN NÜFUSTA ANNELERİ OLARAK GÖZÜKEN KİŞİNİN MİRASÇILARINI DAVALI OLARAK GÖSTERMEK ZORUNDAMIYIM..GÖSTERMEMEM DURUMUNDA DAHA SONRA BUNLARI DAVAYA DAHİL EDEBİLİRMİYİM?..TEŞEKKÜRLER.
Old 03-10-2008, 21:47   #2
Av.Mürsel SARI

 
Varsayılan

İsim tahsisi dediğimiz, ismin düzeltilmesi şeklinde açılacak bir dava daha mantıklı geliyor.Baba ve annenin hayatta olmamaları üzerine böylesi bir kanıya vardım.

MK'nun m.27/3 te zarar görenlerin Öğrendiklerinden bir yıl süre ile itiraz edebileceklerini belirtiyor.
Old 04-10-2008, 10:30   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

İsim değişikliği ile miras hakkı etkilenebilecek olanların da davaya dahil edilmelerine karar verilir. Yürüttüğüm bir davada da aynı şekilde oldu.

Şu anda anne gözüken, üvey annenin de mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerekmektedir.

Davayı açarken davalı olarak; ölü x mirasçıları, a,b,c, şeklinde de açılabilir.

Diye düşünmekteyim.

Saygılarımla.
Old 04-10-2008, 11:15   #4
m_argun

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/3182
K. 2006/9332
T. 12.6.2006

• NÜFUS SİCİLİNİN DÜZELTİLMESİ ( Ana Adının - Davanın Hukuku Etkilenecek Olanlara Tevcihi Zorunluluğu/Annenin Nüfus Kaydı Getirtilerek Sağsa Kendisine Ölmüş İse Husumetin Mirasçılarına Yöneltilerek Taraf Teşkili Gereği )

• ANA ADININ DÜZELTİLMESİ ( Nüfus Kaydı Getirtilerek Sağsa Kendisine Ölmüş İse Husumetin Mirasçılarına Yöneltilerek Taraf Teşkili Gereği - Davanın Hukuku Etkilenecek Olanlara Tevcihi Zorunluluğu )

• TARAF TEŞKİLİ ( Nüfus Sicilinde Ana Adının Değitirilmesi - Annenin Nüfus Kaydı Getirtilerek Sağsa Kendisine Ölmüş İse Husumetin Mirasçılarına Yöneltilerek Taraf Teşkili Gereği )

1086/m. 73

ÖZET : Dava nüfus sicilinin düzeltilmesine ilişkin olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca sonuçta hukuku etkilenecek olanlara tevcihi zorunludur. Mahkemece davacının annesi olduğunu iddia ettiği Hatice'nin nüfus kaydı getirtilerek sağ olması halinde kendisinin hasım olarak gösterilmesi, ölmüş ise husumetin mirasçılarına yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması suretiyle davanın görülüp sonuçlandırılması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Davcının Niğde Nüfus Müdürlüğü aleyhine açtığı davada, nüfus kütüğünde Fatma olan ana adının Hatice olarak düzeltilmesine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Dosya içinde mevcut nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden davacının 10/4/1953 doğumlu olduğu, nüfusa 15/4/1953 tarihinde tescil edildiği, 15/4/1953 doğumlu olan ve nüfusa 29/4/1953 tarihinde tescil edilen Naciye Gümüştepe adlı bir kardeşinin bulunduğu görülmüştür.

Mahkemece ana olduğu iddia edilen Hatice Gümüştepe'nin nüfus aile kaydının getirtilmediği anlaşılmıştır.

Dosya içeriğinden davacının doğum tarihi ile nüfus kaydına göre baba bir kardeşi Naciye'nin doğum tarihleri arasında beş günlük bir sürenin bulunduğu, davacı ile Naciye'nin ikiz oldukları ve aynı gün doğdukları konusunda bir iddianın da ileri sürülmediği görülmüştür. Bir kadının beş gün ara ile çocuk doğurması mümkün olmadığı halde, davacının Fatma olan ana adının Hatice olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir.

Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, bu kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, bu hususa uyulmaması doğru bulunmamıştır.

Diğer taraftan, dava nüfus sicilinin düzeltilmesine ilişkin olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca sonuçta hukuku etkilenecek olanlara tevcihi zorunludur. Mahkemece davacının annesi olduğunu iddia ettiği Hatice Gümüştepe'nin nüfus kaydı getirtilerek sağ olması halinde kendisinin hasım olarak gösterilmesi, ölmüş ise husumetin mirasçılarına yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması suretiyle davanın görülüp sonuçlandırılması gerekirken eksik hasımla hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 12.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1998/2 - 87

K. 1998/77

T. 11.2.1998

• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ

• ZAMANAŞIMI ( Nüfus kayıt düzeltilmesi )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Nüfus kayıt düzeltilmesi )

743/m.38

ÖZET: 1- Dava, nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin olup her türlü delille kanıtlanabilir. Bu yönüyle zamanaşımı ve hakdüşürücü süreye tabi değildir.
2- Davalı'nın, davaya dahil edilen Fatma'dan doğup doğmadığının kesinlikle belirlenememesi, Mustafa ve Ayşe'den doğmamış olduğu gerçeğinin hüküm altına alınmasını engellemez.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "nüfus kayıt düzeltilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19/8/1996 gün ve 1996/31 - 737 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 28/1/1997 gün ve 1997/12496 - 1026 sayılı ilamı;
( ... Dava, nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin olup her türlü delille kanıtlanabilir. Bu yönüyle zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi değildir. Aradan uzun süre geçmesi ve davalını Fatma'dan olup olmadığının kesinlikle belirlenememesi davanın kabulüne engel değildir. Dinlenen tanık ifadeleriyle ve 30/11/1994 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile davacı ile davalının kardeş olmadıkları, davalının davacının babası Mustafa ve annesi Ayşe'den olmadığı açıkca belirlenmiştir. Davanın bu yönüyle kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddi bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davalı Ayşe Sarı ( Kınay )'ın kendi üst soyunun tesbiti için dava açmasının mümkün bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile, karar verildi.
Old 05-10-2008, 17:11   #5
devrimali

 
Varsayılan

Sayın Ufuk, benim de kararsız kaldığım husus tam da oydu..yani üvey annenin (nüfusta anne olarak gözüken kişi) mirasçılarının davalı olarak gösterilip gösterilemeyeceği... Zira; ü-vey anne mirasçılarının işbu davadan Hukuku Etkilenecek kişiler olup olmadığı konusunda emin değilim..etkilenecekse bile bunun nasıl olacağını tahmin edemiyorum..ama yine de sanırım davalı olarak göstermek gerekecektir..teşekkürler..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Anne İsminin Tashihi - Mezar Açma-DNA Karşılaştırması Turkmen Meslektaşların Soruları 7 08-07-2013 17:33
acil-nüfusta anne baba kaydının değiştirilmesi parézer Meslektaşların Soruları 7 20-04-2010 09:52
anne ve babamın evliliği Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 17-08-2008 23:17
Bekar Anne Adayıyım. Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 05-12-2007 22:32
Hiv taşıyıcısı anne "kötü" anne midir? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 14 15-02-2007 16:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04675102 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.