yeni hmk madde 107 ve 109 iş kazası tazminatı

Merhba, iş kasazı maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkin açılacak dava türünün ne olacağı konusunda (belirsiz alacak davası niteliği olark mı değerlendirileceği yoksa kısmi dava olrak mı nitelendirilmesi gerektiğine ilişkin) bilgisi olan varsa yardımlarını rica ediyorum

Bence; davanızı belirsiz alacak şeklinde açmalısınız.Eğer iş kazası geçiren kişinin henüz tedavisi tamamlanmamışsa hastane evrakları da tamamlanmamış olduğundan gerçek zararı,maluliyet oranını,vs.belirlemeniz mümkün değildir.Yargılama sırasında bilirkişi,eğer talebinizin üzerinde bir rakamı rapor etmişse,bunu "ıslah"yoluyla talep edebileceksiniz.
Belirsiz alacak davasında kriter "talep edilen miktarın belirlenmesinin imkansız ya da bilinmesinin davacıdan beklenemeyecek durumda olmasıdır".

maluliyet oranı belirlenmiş dahi olsa, kusur oranı belirlenmediğinden, belirsiz dava açmak gerektiğini ve ıslaha dahi gerek duymadan rapor doğrultusunda maddi ve manevi tazminat talebinin arttırılabileceğini düşünüyorum... fikirlerinizi bekliyorum....

hmk 107. madde bu konuda açık ve net olup ; alacağın değerinin belli olmadığı durumlarda belirsiz dava açılabileceği yazmaktadır. iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri için belirsiz alacak davası açılır ve aasgari bir miktar belirleyerek bu davayı açın. bu dava türü ile birlikte manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi kalkmış olup manevi tazminat talebi de sonradan yükseltilebilir. ancak manevi tazminatı mümkün olduğunca yüksek tutup manevi tazminatın bölünmezliği ilkesine uygun açın, Çünkü ; manevi tazminat bilirkişiler tarafından hesaplanabilen bir talep değildir ve Borçlar kanunundada değinildiği üzere hakimin takdirine bağlıdır, hakimin karar vermesinden önce maddi tazminatta olduğu gibi bir bilirkişi incelemesi ilede bir manevi tazminat rakamı ortaya çıkmaz. bu sebeple bu konuda çok dikkat etmek gerekmektedir.

Ayrıca belirsiz alacak davasında tahkikat aşamasında talebinizi yükseltirken ıslaha tabi olmadan talebinizi değiştirme hakkınız bulunmaktadır. ikinci kez değiştirme hakkını kullandığınızda ise ıslah kurumu ile bunu yapmak durumunuzda kalırsınız....
belirsiz alacak davası diğer dava türlerine göre avantajlı bir dava türüdür.

Alıntı: Yazan AV.POYRAZ hmk 107. madde bu konuda açık ve net olup ; alacağın değerinin belli olmadığı durumlarda belirsiz dava açılabileceği yazmaktadır. iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri için belirsiz alacak davası açılır ve aasgari bir miktar belirleyerek bu davayı açın. bu dava türü ile birlikte manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi kalkmış olup manevi tazminat talebi de sonradan yükseltilebilir. ancak manevi tazminatı mümkün olduğunca yüksek tutup manevi tazminatın bölünmezliği ilkesine uygun açın, Çünkü ; manevi tazminat bilirkişiler tarafından hesaplanabilen bir talep değildir ve Borçlar kanunundada değinildiği üzere hakimin takdirine bağlıdır, hakimin karar vermesinden önce maddi tazminatta olduğu gibi bir bilirkişi incelemesi ilede bir manevi tazminat rakamı ortaya çıkmaz. bu sebeple bu konuda çok dikkat etmek gerekmektedir.

Sayın meslektaşım,

Manevi tazminatın sonradan yükseltilebileceği yönüdeki kanaatinizi açar mısınız ?

"Belirsiz alacak ve tespit davası
MADDE 107. (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."

Maluliyet oranı belirli dahi olsa, dava devamında kusur oranın belirlenmesi anı itibari ile, davanın artırılabileceğini düşünsem de, yinede tam ve kesin bir tespitten hakim "bu kadar manevi tazminat verecem" demediği sürece bahsedilemeyeceğini düşünüyorum. Yani şöyle bir kısır döngü içindeyiz, tanım olarak belirsiz davaya giren manevi tazminat, hiç bir zaman tam ve kesin olarak bilinemiyeceğinden artırılamayacak !!! Fakat bu düşüncede kanun sistematiğine uymamakta....ilk paragrafa göre asgari tutarda açılabilen bir dava ikinci paragrafa göre arttıramıyor?????

Benim olayımda işçinin maluliyet oranı SGK tarafından belirlenmiş ancak ceza dosyası soruşturma aşamasında olduğu için kusur oranı belirlenmemiş. Bu durumda da belirsiz alacaktan söz edebilir miyiz?

Alıntı: Yazan muzio Benim olayımda işçinin maluliyet oranı SGK tarafından belirlenmiş ancak ceza dosyası soruşturma aşamasında olduğu için kusur oranı belirlenmemiş. Bu durumda da belirsiz alacaktan söz edebilir miyiz?

Üstadım, manevi tazminatın tutarının mahkemece belirleneceği ve maddi tazminatın tutarının da kusur oranı, maluliyet ve ücret faktörleri ile birlikte değerlendirilebileceği nazara alındığında, sizin olayda da belirsiz alacak davası sözkonusudur.

Zira maddi tazminat hesabında da bu üç faktörün de kesin olarak bilinmesi gerekmektedir. Sizde kusur belirlenmediğine göre, kaldı ki işverenin maluliyet oranına itiraz hakkı da bulunduğuna göre davanızın niteliği belirsiz alacak davasıdır

Kusur ve maluliyet oranları belirlenmemiş ise ne yapmamızı önerirsiniz ? Oranları beklemeli miyim ya da belirsiz alacak davası başlatmalı mıyım ?