Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ıslah mı yapmalıyım yoksa yeni dava mı açmalıyım

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-06-2007, 16:35   #1
gencerx07

 
Varsayılan ıslah mı yapmalıyım yoksa yeni dava mı açmalıyım

satış vaadi uyarınca taşınmazın üzerinde ki hacizlerin arındırılarak adımıza tapuya tescılını istedik. fakat dava dilekçesinde haciz koyan sahsi hak sahiplerini davalı olarak göstermedik. bu durumda sanırım ıslah yolunu seçip sahsi hak sahiplerini davalı olarak gösteremiyorum. ayrı dava açıp birleştirme dışında izleyebileceğim bir yol var mı
Old 21-06-2007, 16:58   #2
Av.Demet

 
Varsayılan

Açmış olduğunuz davada ıslah yoluyla davalı tarafta yer alan şahısları değiştiremez ve genişletemezsiniz..Islah yoluyla hasım değiştirlmesi mümkün değildir.Belirttiğiniz gibi ancak yeni dava açıp, davaların birleştirilmesini talep edebilirsiniz...

Saygılar...
Old 21-06-2007, 17:41   #3
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Derdest davanıza diğer haciz koyan şahsi hak sahiplerini de dahili davalı olarak dahil edebileceğinizi düşünüyorum. usul ekonomisi açısından bu daha uygun olacaktır sanırım..
Old 21-06-2007, 18:05   #4
avayhanuygur

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Yargıtay'ın yerleşik görüşüne göre; ıslah yolu ile davalı değiştirilemiyor, arttırılamıyor. Fakat bilmeni isterim ki Baki Kuru bu görüşe tamamen karşı. Bu durumda yeni dava açman gerekecek zannımca.

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 3


Esas No.
2003/9489
Karar No.
2003/9888
Tarihi
11.09.2003


818-BORÇLAR KANUNU/41

1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/49/83



HAKSIZ FİİL NEDENİYLE TAZMİNAT TALEBİ
DAVAYI İHBAR
ISLAH
TARAF SIFATI
DAHİLİ DAVALI HAKKINDA HÜKÜM


ÖZET
KENDİSİNE DAVA İHBAR EDİLEN ÜÇÜNCÜ KİŞİ, DAVAYA MÜDAHALE ETMEZ VEYA ( FER'İ MÜDAHİL SIFATIYLA KATILIRSA ) ONUN HAKKINDA HÜKÜM KURULAMAZ. AÇILMIŞ BİR DAVAYA, TEŞMİL YOLUYLA ÜÇÜNCÜ BİR KİŞİNİN TARAF SIFATIYLA DAHİL EDİLMESİ MÜMKÜN OLMADIĞI GİBİ, ISLAHEN HASIM DEĞİŞTİRİLMESİ VE ÜÇÜNCÜ BİR KİMSENİN DAVALI KONUMUNA KONULMASI DA MÜMKÜN DEĞİLDİR.DAVA DİLEKÇESİNDE DAVALI OLARAK GÖSTERİLMEYEN VE DAVADA TARAF SIFATI OLMAYAN DAHİLİ DAVALI HAKKINDA BU DAVADA ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASI ( VE BU SURETLE DAVALININ ÜÇÜNCÜ KİŞİ İLE ARALARINDAKİ SÖZLEŞMEYE DAYALI OLARAK HAKKINI İSPAT İLE RÜCU HAKKININ BU DAVADA KURULAN HÜKÜMLE ORTADAN KALDIRILMASI ) YERİNDE DEĞİLDİR. AYRICA, HAKSIZ FİİLDE DAVALININ SIFATINA GÖRE ALACAĞA AVANS FAİZİ YÜRÜTÜLMESİ DE DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR


Dava dilekçesinde 80.265.127 lira tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı yönünden kabulü, dahili davalı yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davada, kazı esnasında kurum kablolarına zarar veren davalı Belediye'den 80.265.127-TL. tazminatın hasar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, davanın devamı esnasında davalının talebi üzerine A .Ltd.Şti.ne dahili davalı olarak dava dilekçesinin tebliği cihetine gidilmiş, yargılama sonunda davalı Belediye yönünden davanın kabulü, kusuru ve sorumluluğu ispat edilemeyen dahili davalı hakkında davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUMK'nun 49. maddesi gereğince; "iki taraftan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü şahsa rücu hakkı olduğu mülahazasında bulunursa, makamına kaim olarak davayı takip veya davada 3. şahıs sıfatı ile kendisine iltihak etmesi lüzumunu o şahsa ihbar edebilir." Kendisine dava ihbar edilen üçüncü kişi, davaya müdahale etmez veya ( fer'i müdahil sıfatıyla katılırsa ) onun hakkında hüküm kurulamaz.
Kaldı ki; açılmış bir davaya, teşmil yoluyla üçüncü bir kişinin taraf sıfatıyla dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi, HUMK.nun 83 ve sonraki maddelerinde açıklanan hükümlere göre ıslahen hasım değiştirilmesi ve üçüncü bir kimsenin davalı konumuna konulması da mümkün değildir.
Bu nedenle dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ve davada taraf sıfatı olmayan dahili davalı hakkında bu davada esas hakkında hüküm kurulması ( ve bu suretle davalının üçüncü kişi ile aralarındaki sözleşmeye dayalı olarak hakkını ispat ile rücu hakkının bu davada kurulan hükümle ortadan kaldırılması ) doğru görülmediğinden ötürü hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.Ayrıca, haksız fiilde davalının sıfatına göre alacağa avans faizi yürütülmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.9.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-06-2007, 23:05   #5
gencerx07

 
Varsayılan

davayı tamamen ıslah etsek? yani dava dilekçesini ılsah etsek..yine mi gösteremem..
Old 22-06-2007, 23:33   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/6786
Karar: 2004/7798
Karar Tarihi: 24.06.2004
ÖZET: Islah usule ilişkin işlemler için söz konusu olup ıslah yolu ile taraf değiştirilemez. Öte yandan, davada yer almayan kişiye dahili dava yoluyla da olsa taraf sıfatı verilemez.
Hal böyle olunca, davada taraf sıfatı bulunmadığı anlaşılan E. hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir

(1086 S. K. m. 38, 83)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı bulunduğu 453 parsel sayılı taşınmazdaki 357 ve 358 sayılı özel parsellere davalıların tel örgü ile çevirmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürüp el atmanın önlenmesi ile tel örgünün yıkımına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı S, çekişme konusu taşınmaza bir müdahalesinin olmadığını belirtip davanın reddini savunmuş, davalı E. ise ıslah yolu ile taraf değiştirilmeyeceğini, dava konusu özel parsellerin kendisine ait olduğunu belirtip davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak önceden verilen karar, dairece "yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı, dava konusu 453 parselin tüm paydaşlarını gösterir kayıtların getirtilmesi, paydaşlık durumunun açıklığa kavuşturulması, çekişmeli yerin kimin ya da kimlerin paylarına isabet ettiğinin kesin olarak saptanması gerektiği"ne değinilerek bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı E. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi E.K'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar
Dava, çaplı taşınmazda bulunan özel parsellere el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; özellikle dava dilekçesi içeriğinden davanın davalı S'ye karşı açıldığı, yargılama devam ederken verilen ıslah dilekçesi ile S'nin eşi E'ye yöneltildiği anlaşılmaktadır.
H.U.M.K.'nun 83. ve devam eden maddelerine göre ıslah usule ilişkin işlemler için söz konusu olup ıslah yolu ile taraf değiştirilemez. Öte yandan, davada yer almayan kişiye dahili dava yoluyla da olsa taraf sıfatı verilemez.
Hal böyle olunca, davada taraf sıfatı bulunmadığı anlaşılan E. hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalı E'nin temyiz İtirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.06.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 25-07-2014, 19:07   #7
tunca07

 
Varsayılan

Tapu İptal ve Tescil Davası açıldıktan sonra, kötüniyetli olarak muvazaa ile dava konusu bağımsızları alan kişiye karşı dahili davalı dilekçesi ile davayı teşmil ettim, kabul olunduğu gibi söz konusu dava konusu üzerine davalıdır şerhi koydurdum. Bu durumda kanun yoluna gidildiğinde bir sorun çıkabilir mi? Sonradan davaya dahil ettiğim şahıs için şimdi yeniden bir dava açıp söz konusu davaları birleştirmeyi düşünüyorum garantilemek için. Ayrıca kötüniyetli üçüncü kişi dava konusu dışında 3 bağımsız bölüm daha kötüniyetli olarak iktisap etiği için arsa sahiplerini ve bu şahsa karşı yeni bir dava açmalıyım böylece dahili davalı olan kişi dersdestlik itirazında bulunabilir mi, veya böyle bir itirazı olmasa dahi sorun yaşarmıyım, görüşlerinizi bekliyorum
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davanın tamamen ıslah edilmesi ile faiz ıslah tarihinden itibaren mi istenecektir? Av.E.Fırat Kuyurtar Meslektaşların Soruları 8 26-02-2007 21:55
şiddetli geçimsizliğe dayalı dava kesinleşmeden yeni bir dava açılabilirmi? avukatyildiz Meslektaşların Soruları 17 25-09-2006 13:56
Hangi Davayı Açmalıyım? Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 3 26-10-2002 16:34
İlamsız İcra Takibi Başlatabilmem İçin Neler Yapmalıyım, Alacağım İçin Nasıl Dava Aça ufukgenturkoglu Hukuk Soruları Arşivi 3 02-03-2002 00:10
kooperatiflerde uyuşmazlık durumlarında hangi mahkemeye dava açmalıyım Kooperatifzede Hukuk Soruları Arşivi 1 12-02-2002 01:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05698609 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.