|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-02-2014, 15:00 | #1 |
|
Galleye Müstehak Vakıf Evladı Olunduğunun Tespiti - Görevli Mahkeme
6100 Sayılı HMK'dan önce galleye müstehak vakıf evladı olunduğunun tespiti davalarına bakmakla görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesiydi.
6100 Sayılı Kanun'a göre değerlendirdiğimizde, HMK m.382 (çekişmesiz yargı işleri) gereği sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu düşünülebilir mi? Teşekkürler... |
06-02-2014, 16:46 | #2 |
|
Sayın Meslektaşım, aşağıda ki kararda ; Vakıf hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların çekişmesiz yargı olarak nitelendirilemeyeceği belirtilmiş.. Belki size yön verebilir..
T.C. YARGITAY 18.Hukuk Dairesi Esas: 2012/3923 Karar: 2012/5822 Karar Tarihi: 17.05.2012 TESPİT DAVASI - DAVACININ VAKFIN SONA ERMESİNİ İSTEDİĞİ - VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN GÖRÜŞ BİLDİRME TEMYİZ ETME GİBİ HAKLARININ BULUNDUĞU - MAHKEMECE GÖREVSİZLİK KARAN VERİLMESİ GEREKTİĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU ÖZET: Somut olayda, davacı kanun maddesi gereğince vakfın sona ermesini istediği, bu uyuşmazlıkla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün görüş bildirme, temyiz etme gibi haklarının bulunduğu gözetildiğinde, mahkemece davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. (4721 S. K. m. 116) (6100 S. K. m. 2, 381, 382) Dava: Dava dilekçesinde, vakfın dağıldığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: Karar: Davacı vekili dava dilekçesinde, vakfın amacının gerçekleşmesinin imkânsız hale geldiğinden yetkili kurulca vakfın fesih ve tasfiyesine karar verildiğini ileri sürerek vakfın dağıldığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun görev konusunu düzenleyen 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla' şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olacağı aynı Yasanın 381. ve 382. maddelerinde ise çekişmesiz yargı işleri ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan ve ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ile hâkimin re'sen harekete geçtiği durumlar olarak tanımlanmış olup çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu açıkça belirtilmiştir. Vakıf hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların niteliği ve mevzuat gereği Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün her zaman ilgili sıfatına sahip olarak uyuşmazlık çıkartabileceği gözetildiğinde vakıf davalarının çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Somut olayda, davacı Türk Medeni Yasası'nın 116/1. fıkrası gereğince vakfın sona ermesini istediği, bu uyuşmazlıkla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün görüş bildirme, temyiz etme gibi haklarının bulunduğu gözetildiğinde, mahkemece davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.’nun 428.maddesi gereğince bozulmasına, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. NOT: KONUNUN ÖNEMİ GEREĞİ YEREL MAHKEME İLAMINA AŞAĞIDA YER VERİYORUZ. T.C. ANTALYA 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2012/161 KARAR NO: 2012/231 Mahkememizde görülmekte bulunan Vakıf davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, Gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde Antalya 1. Noterliği’nin 01.04.2011 gün ve 5582 yevmiye sayılı senedi ile R.Ö.A. Kültür Ve Eğitim Vakfı’nın kurulduğunu, vakfın amacına ulaşamayacağının anlatıldığını ve 28.01.2012 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul sonucu vakfın feshine ve tasfiye edilmesine karar verildiğini, bu nedenle ana sözleşmenin 21. maddesi ve TMK.’nun 116 maddesi uyarınca vakfın sicilden silinmesine karar verilmesini talep etmiştir. Talep dilekçesi ve ekleri incelenmiş, R.Ö.A. Kültür ve Eğitim Vakfı’nın 01.04.2011 tarihinde kurulduğu, vakıf senedinin 21. maddesine göre vakfın herhangi bir sebeple sona ermesi halinde vakfın tasfiyesinden arta kalan mal varlığı mütevelli heyet üye tam sayısının en az 2/3 sinin alacağı kararla konusuna en yakın olan bir başka vakıf ya da ihtiyacı olan eğitim kurumlarına devredileceği, ayrıca bu vakıf senedinde düzenlenmeyen konular TMK.’nun vakıflara ilişkin hükümleri ile bu kanuna dayanılarak çıkarılmış veya çıkartılacak olan tüzük hükümlerinin uygulanacağının karar altına alındığı, TMK.’nun 116 maddesine göre vakıf amacının gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde vakıf kendiliğinden sona ereceğinden ve mahkeme kararı ile sicilden silineceğinden talebin kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki peklide hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Talebin KABULÜ ile, R.Ö.A. Kültür ve Eğitim Vakfı'nın SİCİLDEN TERKİNİNE, Bu hususta Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, Bakiye harç alınmasına yer olmadığına, Açılışta davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 17/02/2012 (¤¤) (KAYNAK: Av: Orhan EVREN) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı |
06-02-2014, 17:18 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
[quote]
Sayın meslektaşım; sunduğunuz karar konuyu açıklığa kavuşturdu. Çok teşekkür ederim. Saygılarımla... |
06-02-2014, 18:25 | #4 |
|
Sayın meslektaşım,
2013 yılında Asliye Hukuk Mahkemesinde sonuçlandırdığımız dosyamız mevcuttur. Karar Yargıtay tarafından da onandı. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Tereddütünüz olmasın. |
11-03-2015, 13:08 | #5 |
|
Sayın meslektaşlarım size bir soru sormak istiyorum:
Galleye müstehak vakıf evladı olunduğunun tespiti hususu ile ilgili görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bu noktada sıkıntı yaşamıyoruz fakat yetkili mahkeme neresi olacaktır? Bazı eski tarihli kararlarda davacıların (vakıf evlatlarının) ikametgahları olduğu belirtiliyor. Daha önce okuduğum bir kararda tespit hükmü niteliğinde olduğu için Türkiye'nin her yerinde açılabilir demektedir. Fakat ben bu karara ne yazık ki ulaşamıyorum. Bilgilerinizi paylaşabilirseniz çok memnun olacağım. Şimdiden hepinize teşekkür ederim. |
10-04-2015, 16:08 | #6 |
|
Sayın Meslektaşım;
Galleye müstehak vakıf evladı olduğunun tespitine dair davada yetki sorununu bir çözüme kavuşturabildiniz mi? Teşekkür Ederim... |
12-04-2015, 15:55 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2011 / 18-429 Karar: 2011 / 515 Karar Tarihi: 13.07.2011 ÖZET: Dava, vakıf evlatları tarafından açılan intifa hakkının (galle fazlasının) tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda, mazbut vakfın kurulduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi isabetsiz olup Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi isabetsizdir. Dava: Taraflar arasındaki <intifa hakkının tespit ve tahsili> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce dava dilekçesinin yetki yönünden reddine dair verilen 15.07.2009 gün ve 2009/93 E. 2009/291 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesi'nin 15.02.2010 gün ve 2009/12338- 2090 K. Sayılı ilamı ile, (...5737 sayılı Vakıflar Kanununun 3. maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflardır. İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve galle) tespit ve tahsili için mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer); mazbut vakıflar da ise bunlar Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmekte olup yerleşim yeri ile bir ilgilerinin kalmadığından ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yerleşim yeri de Ankara bulunduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9. maddesi de dikkate alınarak Ankara Mahkemeleri yetkilidir. Kaldı ki, somut olayda fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak galle alacağının tahsili istenilmektedir. Bu açıklamalar karşısında, davaya devamla tarafların göstereceği deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mazbut vakfın kurulduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Karar: Dava, vakıf evlatları tarafından açılan intifa hakkının (galle fazlasının) tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Yerel Mahkemece; mazbut Hacı S. oğlu K. E. Mehmet Efendi Vakfı'ndan dolayı davacılara ait gelir hakkının tespiti ve tahsili talebine ilişkin davada Vakıflar Genel Müdürlüğü yazıları itibariyle dava konusu Vakfın İstanbul ilinde kurulduğunun ihtilafsız olduğu, davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, davanın niteliği itibariyle vakfın kurulu olduğu yer merkezinde görülmesi gerektiği kanaatine varılarak davalı vekilinin yetki itirazının kabulüne, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, davaya bakmaya İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir. Yüksek Özel Daire'ce; yukarıda açıklanan gerekçelerle, mahkemenin davaya bakmakla yetkili olduğuna ve bu yönden verilen red kararının isabetsiz olduğuna işaretle karar bozulmuştur. Yerel mahkemece; Vakfın, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından idare edildiği noktasında taraflar arasında çekişme olmadığı gibi dosya kapsamı ile de sabit ve mahkemenin de kabulünde olduğu, ancak davaya konu Vakfın İstanbul'da kurulduğu, dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere vakfın tüzel kişiliğinin halen devam ettiği, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından vakıf evlatlarının mütevellilik talebi olmadığından niyabeten (vekaleten) idare edildiği, toplanan delillerden anılan vakfın ayrı bir bütçesi olup, gelir giderleri, borçları ve vakıf evlatlarına yapılan ödemelerin bu bütçeden karşılandığı, dolayısıyla dava konusu vakfın mal varlığının Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmediği, bununla birlikte Vakıf evlatları tarafından açılan davaların İstanbul Beyoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp neticelendiği, Vakfın niyabeten (vekaleten) Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından idare ediliyor olmasının mazbut vakıf olduğunu göstermeyeceği gibi, husumetin Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne yönlendirilmiş olmasının da yetkili Mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu göstermeyeceği, dolayısıyla bozma ilamının dava konusu vakfın mahiyetine ve vasfına uygun olmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. Bu karar davacılar vekilinin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulu'nun 10.11.2010 tarihli kararıyla; mahkemece kısa kararın hüküm fıkrası ile gerekçeli hüküm fıkraları çelişkili olup yerel mahkeme kararının işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin salt bu usulü eksikliğe dayalı olarak bozulmakla, usulünce yeniden direnme kararı verilmiştir. Davacılar vekili hükmü temyiz etmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelen uyuşmazlık; Dava konusu Vakfın galleye müstehak evlatları tarafından açılan intifa hakkının tespit ve tahsiline ilişkin davada yetkili mahkemenin vakfın kurulduğu yer mahkemesinde mi yoksa mazbut vakıf olması nedeniyle Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ikametgahı mahkemesinde mi görüleceği noktasında toplanmaktadır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esası incelenmeden evvel,mahkemece ilk kararda verilen yetkisizlik kararının gerekçesi olarak, davanın niteliği itibariyle mazbut Vakfın kurulduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği görüşü yer aldığı halde, bozma sonrası kararında, vakfın ayrı tüzel kişiliğinin ve mal varlığının bulunduğu, mütevellisinin bulunmaması nedeniyle niyabeten (vekaleten) idare edildiği gerekçesine dayanılması karşısında, temyize konu bu kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ön sorun olarak tartışılmıştır. Heyetçe, ilk karar ve bozma kapsamı itibariyle vakfın mazbut vakıf olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, mahkemece niyabeten yönetildiğinin belirtilmesinin ilk hükümden ayrıldığı anlamına gelmediği, bu haliyle ortada yeni hüküm bulunmadığı, temyize konu kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı olduğu, temyiz incelemesinin Kurulca yapılması gerektiği oybirliği ile karara bağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir. İşin esasına gelince; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi kurulun çoğunluğunca usul ve yasaya aykırı bulunmuş; bu nedenle direnme kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar verilmiştir. Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, oyçokluğu ile karar verildi. |
20-04-2015, 08:47 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
İş yoğunluğundan geç yanıt verebiliyorum kusura bakmayın. evet çözüme kavuşturduk Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtık davamızı. |
20-04-2015, 08:49 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn. AKÇADAĞ Paylaşmış olduğunuz karar davamız için önemliydi.Yardımınız için çok teşekkür ediyorum... |
29-01-2017, 12:46 | #10 |
|
merhaba.. Yukarıda son paylaşılan HGK, E:2011/18-429 K:2011/515 13/07/2011 tarihli içtihadı okudum..
Sonuç olarak, bir içtihat değişikliğine gidilmediyse, galleye müstehak mazbut vakıf evladı olunduğunun tespitine ilişkin açılacak olan davada, yetkili mahkeme vakfın kurulduğu yer mahkemesi mi yoksa Vakıflar Genel Müdürlüğünün (VGM) ikametgahı mahkemesinde mi açılmalıdır? VGM'nin bölge müdürlükleri de var.. Kararda, HGK, Vakıflar Genel Müdürlüğünün ikametgahında demiş.. Mazbut vakfın kurulduğu yer ilgili bölge müdürlüğüne açılırsa yetkisizlik sonucu doğar mı? Cevabınızı beklerim, teşekkürler.. |
15-04-2019, 11:16 | #11 |
|
galleye müstehak mazbut vakıf evladı olunduğunun tespitine ilişkin açılacak olan davada, yetkili mahkeme vakfın kurulduğu yer mahkemesi mi yoksa Vakıflar Genel Müdürlüğünün (VGM) ikametgahı mahkemesinde görüleceği hususu açıklığa kavuştu mu?
|
24-04-2019, 12:52 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Vakfın kurulduğu yerde açtığımız dava kabul edildi. Kesinleşti v.s Bilg. |
10-10-2019, 14:10 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Davayı, vakfın kurulduğu yer mahkemesinde açtım, yetkisizlikle karşılaşmadım... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
vakıf evladı alacağı | av.ertürkyıldız | Meslektaşların Soruları | 4 | 09-08-2016 09:57 |
Vakıf Tescili Görevli Mahkeme | av.gokcen | Meslektaşların Soruları | 1 | 04-11-2013 14:59 |
2-B uygulaması sebepli Zilyetliğin tespiti davalarında görevli mahkeme | Av.kerami ÖZDEMİR | Meslektaşların Soruları | 1 | 31-10-2012 21:04 |
Askerlik Borçlanmasının Tespiti Davasında Görevli Mahkeme | MTL | Meslektaşların Soruları | 2 | 30-11-2010 09:39 |
nüfus kaydının düzeltilmesi ve soybağının tespiti birlikte açılmışsa görevli mahkeme | Aybüke Kağan | Meslektaşların Soruları | 3 | 02-09-2010 12:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |