Muvazaa nedeniyle tapu iptali veya tenkis...?

Herkese merhaba, araştırmalarıma rağmen yine de teredütlerimin olduğu bir konuda görüşlerinize başvurma ihtiyacı hissettim.
Müvekkilin anne bir iki üvey erkek kardeşi, anneleri sağken , 2000 yılında, anne adına kayıtlı taşınmazları satış yoluyla devralıyorlar. Anne 2008'de vefat ediyor. Bayan olan müvekkil ise, küçükken amcasının nüfusuna kaydedildiği için, yani gerçek annesi nüfusta annesi olarak görünmediği için, annesine mirasçı olamamış. Bu sebeple önce nüfustaki kaydın düzeltilmesi için dava açılıp, ölü olan gerçek anne ve babasının nüfusuna kaydı yapılıyor.
Müvekkil şimdi de, üvey erkek kardeşlerine muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası açmak istiyor. Anne 2008'de öldüğü için tenkis talep ederse sanırım süreden kaybetme riski var. Ancak muvazaa davasında ispat konusunda sıkıntı yaşanır mı bilemiyoruz.
Müvekkil yönünden hak kaybı olmaması için, böyle bir durumda açılması gerekli doğru dava hangisi olmalıdır?
İspat konusunda neler yapılabilir, mesela tanık dinlenebilir mi?
Bu konuda deneyimlerinizi paylaşmanız bizim için aydınlatıcı olacaktır. Teşekkür ederiz.

Sayın Meslektaşım;

Anlattığınız hukuki vaka artık klasikleşmiş bir muris muvazaası olayıdır. Belki buna benzer 10 binlerce dava vardır.

Şimdi uzun uzun anlatmak istemiyorum ama, bu tür davaları sıkça takip eden bir meslektaşınız olarak şu şekilde özetleyebilirim.

Muris muvazaası kavramı, 1974 tarihli bir Hukuk Genel Kurulu Kararına dayanmaktadır. Bu içtihat gereğince, görünürdeki satış işlemi bağış amacı taşıdığından geçersiz olmakta, bağış işlemi ise şekle aykırı yapıldığından geçersiz sayılmaktadır.

Yani, burada üvey kardeşlerin yaptığı satış işlemi hukuken geçersiz gibi görünmektedir. Bu sebeple, muris muvazaası davasını kazanma ihtimaliniz yüksektir. Yalnız burada murisin toplam terekesini de dikkate almalısınız. Terekede bu iki daireden başka mal varsa hukuki durumunuz biraz değişebilir.

Genelde muris muvazaası davaları tenkis davası ile birlikte terditli olarak açılır. Bu durumda tenkis davası muris muvazaası davasının sonucunu bekleyecektir. Kanaatimce Tenkis davasında süre kaybınız da söz konusu değildir. Çünkü, TMK 571. madde gereğince tenkis davasında hak düşürücü süre, saklı payın zedelendiğini öğrendikten itibaren başlamaktadır. Ölümden itibaren 10 yıl geçmediğine göre, bence muris muvazaası davası ve tenkis davasını birlikte açabilirsiniz. Ancak, muris muvazaası davasına ağırlık vermenizi tavsiye ederim.

İyi Çalışmalar

Sayin Saltik cevabiniz icin tesekkür ederim, peki tanik dinletme konusunda sikinti Yasar miyiz sizce?

Muris muvazaası davalarında tanık en önemli delillerden biridir. Murisin hangi amaç ve saikle bu işlemleri yaptığını anlatabilecek tanıklar diğer delillerle desteklendiğinde önem arz edecektir.

meslektaşımın görüşlerine katılmakla beraber olayınız da özellikli durumlar var ise bunları da gözeterek olayı değerlendirmenizi tavsiye ederim. bu konu ile ilgili araştırma yaparken bazı Yargıtay kararların da murisin bakımının yapıldığı hallerde - bahsettiğim ölünceye kadar bakma akdi değil- denkleştirme esasının göz önüne alındığını tespit ettim. onun dışında satış işleminin yapıldığı esnada murisin paraya ihtiyacının olup olmadığı, geçimini nasıl sağladığı, taşınmazı satın alan mirasçıların alım gücü,yaşı vs, davadaki en önemli iki unsurdur.bu anlemeda delil listenizde murisin maaş alıyorsa bunu diğer gelirlerini ispatlayın banka hesapların da herhangi bir hareketlilik var mı yok mu bunları tespit edin, mirasçıların gelir düzeylerini belirleyin. tanık hususunda murisin geçimini kendi sağladığı taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığı konusunda dinletin. kolay gelsin

Muvazaaya dayalı tapu ıptalı ve tescıl veya tenkıs davalarında genellıklı talep kısmında; mevcut tapunun ıptalı ıle terekeye iadesine seklinde yazilir. Ancak bu durumda Yargitay, diger mirascilarin da davaya dahil edilmesi gerektigi ve ayrica terekeye temsilci tayini yoluna gidilmesi gerektigi yönünde bu kararlari bozmaktadir. Terekeye temsilci tayinide davayi daha da uzatmakta ve davali sayisinin cok olmasi, bir kisim davalilarin yurt disinda yasamasi gibi hallerde icinden cikilmaz bir hal almaktadir.
Acaba bu tür davalarda, dava konusu parsellerin terekeye iadesi yerine, tapunun iptali ile davacinin miras payi oraninda adina tesciline (yani veraset ilamindaki paylar dogrultusunda davalilarla birlikte istirak halinde mulkiyetin tesciline seklinde) bir talep sözkonusu olabilir mi?
Terekeye iade icin temsilci tayiniyle zaman kaybetmemek icin daha kisa bir yol düsünüyorum. Bu konuda görüsü olan arkadaslar paylasirlarsa memnun olurum.

Sayın Meslektaşım

Muvazaa iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davası miras payı oranında tapu iptali ve tescili biçiminde açılır / açılabilir.

Saygılar,

Sayin Bozoglu, müvekkil aslinda sadece muvazaa isleminin tarafi olan iki erkek kardesine dava acmak istiyor. Bir de kiz kardesi var ve bu kardesi ölü oldugu icin, cocuklarinin hepsi yurt disinda yasiyor. Bu durum da davayi epey uzatacak bir durum. Zaten yiyenlerinin bu anlamda bir talepleri de yok. Tapunun iptali ile müvekkilin payi oraninda adina tescilini talep mümkün dediniz, boyle bir talep halinde, diger mirascilarin davaya dahil edilmesi ve tereke temsilci tayinine gerek kalmaz mi diyorsunuz emin olamadim. Birde, eger tapu iptal edilipte müvekkilin payi oraninda adina tescili seklinde bir karar cikmasi halinde, istirak halinde mulkiyette varislerin payi belli olmadigindan, adina tescil nasil olacak? Kafam karisti!

Sayın advokat34, davacınız lehine işlem yapılan mirasçılara karşı muvazaa nedeni ile miras payı oranında tapu iptal ve tescil davası bu mümkün görülmezse tenkis isteminde bulunacaktır.

Alıntı: Müvekkilin anne bir iki üvey erkek kardeşi, anneleri sağken , 2000 yılında, anne adına kayıtlı taşınmazları satış yoluyla devralıyorlar.

Kız kardeşin çocukları davacı olmuyorlarsa ve davalı da olamayacaklarına göre..?