Adli Tatilde Sulh Hukuk Mahkemesi'nin Bakacağı İşlerden Ne Anlamak Gerekir?

Sayın Meslektaşlarım,
HUMK'un 176.m.sinde adli aravermede görülecek dava ve işler tahdidi olarak sayılmış;bu maddenin 10.bendinde de "Kanunların sulh mahkemesini veya hakimini görevlendirdiği dava ve işler"denilmekte;ancak gerek Baki Kuru'nun "Hukuk Muhakemeleri Usulü" kitabında(4.cilt s.3790) gerekse B.Kuru,R.Arslan,E.Yılmaz'ın "Medeni Usul Hukuku" ders kitabında (s.550) "dava"dan söz edilmeyerek sadece "işler" kavramına yer verilmiştir.En son baktığım kanun metninde ise "dava ve işler" kavramları birlikte kullanılmıştır.Şimdi bu durumda bir eksik ifade mi vardır? Yoksa HUMK 8.m.gereği Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren bütün dava ve işler adli tatilde de görülecek midir?Örneğin tahliye davasında verilen tahliye kararı aravermede tebliğ edilirse temyiz süresi işleyecek midir?Bilgisi ve deneyimi olan arkadaşların görüşlerini bekliyorum.Herkese iyi tatiller diliyorum.Saygılarımla.

HUMK.m.159.- Müddetleri kanun veya hâkim tayin eder...

HUMK.m.177 yasal süreler içindir.

--Dava ve işler >>> m.176
--Temyiz süresi >>> m.177

Sayın Metin,anladım.Dava ve işler görülse de temyiz süresi adli aravermede işlememekte.Teşekkür ederim.Saygılar.

HUMK 8.m.gereği Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren bütün dava ve işler adli tatilde de görülür.Örneğin tahliye davasında verilen tahliye kararı aravermede tebliğ edilirse temyiz süresi işler ve 12.eylüle kadar uzatılmış sayılmaz.

HUMK.176maddesinde adli aravermede görülecek " dava ve işler " sayılırken 10.bentde de Sulh Mahkemesi veya hakiminin görevlendirildiği " dava ve işler" denilmekte 8.madde de Sulh Mahkemesinin görevi sayılırken " dava ve işler " sözcüğü kullanılmaktadır.

Kanundaki metin açıkolduğu halde Sayın KURU'nun kitaplarında sadece "işler" diye yazılması maddi bir hatadan kaynaklanabilir.

Bunun gibi Medeni Usul Hukuku Ders kitabındaki fihriste " ihtiyati tedbir" sözleri "ihtiyari tedbir" diye yazılmakta ve yeni baskılarında da bu yanlışlık sürdürülmekte.

Saygılarımla.

Sayın Yücel Kocabaş,
Sayın Metin'in mesajını adli tatilde görülen dava ve işler açısından sürelerin işlemeyeceği şeklinde algıladım.Ancak tekrar baktım:Baki Hoca temyiz süresinin uzamayacağını ve HUMK 177'nin bu durumda uygulanmayacağı görüşünde.Katkılarınız için teşekkür ederim.

6100 sayılı HMK 103. madde GEREKÇESİ

Gerekçe: Madde, 1086 sayılı Kanunun 176 ncı maddesini kısmen karşılamakla birlikte, bazı farklı hükümler içermektedir.

Birinci fıkranın (a) bendinde, adli tatilde verilebilecek bazı geçici hukukî koruma tedbirleri örnekleme yoluyla sayıldığından “gibi” ifadesi kullanılmıştır. Başka örnekler olarak; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 6 ncı maddesindeki, hâkimin koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler alması, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun 1 inci maddesindeki, hâkimin ailenin korunmasına ilişkin yetkisi ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 22 nci maddesindeki koruma önlemleriyle ilgili hükümler gösterilebilir.

Birinci fıkranın (c), (d), (e), (f) ve (g) bentleri, 1086 sayılı Kanunun 176 ncı maddesine benzer şekilde düzenlenmiş olup, esaslı bir değişiklik içermemektedir.

(b) bendinde, şahsın hukuku ve aile hukuku kapsamında yer alan bazı davalar sayılmış, “dava” ile birlikte “işler” de özellikle vurgulanmıştır. Çünkü bu bentteki uyuşmazlıkların bir kısmı çekişmesiz yargı işleri kapsamında olup, çekişmesiz yargıya dikkat çekmek açısından bu ifade kullanılmıştır.

Birinci fıkranın (ğ) bendinde, kanunlarda ivedi olduğu belirtilen işlerin yanında “taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler” de sayılmıştır. Bu bentteki düzenlemenin önemli bir fonksiyonu vardır. Çünkü bu maddede sulh hukuk mahkemelerinin görevine giren dava ve işler, adli tatilde görülecek işler kapsamından çıkartılmıştır. Sulh hukuk mahkemesinin baktığı her işin, ivedi sayılmasına, yani adli tatilde bakılmasına gerek görülmemiş, taraflardan birinin herhangi bir mahkemede talepte bulunması, mahkemenin de bu talebi haklı bulur ise davaya adli tatilde bakması şeklinde bir düzenlemenin daha uygun olacağı düşünülmüştür.

Maddenin üçüncü fıkrasında, adli tatilde görülemeyen dava ve işlerle ilgili olarak, mahkemeye dava veya cevap dilekçesi verilmesi veya her türlü tebligat gibi usul işlemlerinin yapılabilmesine imkân tanınmıştır. Ancak, karşı tarafın bu dilekçelere vereceği cevap veya yapacağı işlemler açısından süre işlemeyecektir. Bu sürelerin işlemesi “Adli tatilin sürelere etkisi” başlıklı 110 uncu madde hükmüne tâbidir.