Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

HGK.nun 2000/2-833 sayılı ilamını arıyorum.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-11-2010, 20:48   #1
sailor1981

 
Varsayılan HGK.nun 2000/2-833 sayılı ilamını arıyorum.

HGK.nun 2000/2-833 sayılı
Yarg.2HD.2007/19127
Yarg. 6.HD.1991/5541
ilamını arıyorum.saygılar..
Old 05-11-2010, 21:37   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2000/2-833 Karar: 2000/867 Karar Tarihi: 03.05.2000

Taraflar arasındaki <nüfustaki ölüm kaydının düzeltilmesi> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.2.1999 gün ve 1996/735 E.- 1999/87 K. sayılı kararın incelenmesi Cumhuriyet Savcısı ve Davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 28.6.1999 gün ve 1999/5685 E.- 1999/7473 sayılı ilamı ile;

(...Davalı Mehmet davayı kabul etmiştir. Dinlenen tanık Ali Y.'de Ahmet S. ile Yeter’in evliliklerinin 3 yıl devam ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda Yeterin ölüm tarihin 1992 olarak tashihine karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDENLER: 1- Kayseri Cumhuriyet Savcısı

2- Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava hukuksal nitelikçe ölüm kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.

Az yukarda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı özel Yargıtay dairesi tarafından bozulmuş, mahkeme önceki kararında direnmiştir.

1- Dava dilekçesinde, Yeterin Ahmet'ten önce ölmüş olduğunun tesbiti doğrultusunda istemde bulunulmuş, Ne var ki bu yönde ay, gün ve yılın belirlenmesi yapılmamıştır.

O nedenle, dava dilekçesinin belirsiz bu durumu davacıya usulün 75 inci maddesi uyarınca açıklattırılması gerekir.

2) Yine dahili davalı sıfatında bulunan Mehmet Dana'ya tebligatlar yakınlarının bilgisine sunularak yapılmıştır. Anılan dahili davalının davayı kabul ettiğini içeren 18.2.1999 tarihli bir dilekçesi dosyaya konulmuşsa da dilekçeyi verenin hüviyeti tesbit edilmediği gibi duruşmalara da katılmamıştır. Bu durumda, HUMK. nun 230 ve ardından gelen maddeler uyarınca dahili davalı isticvap edilerek beyanının alınması gerekir.

3) Öte yandan dosya içindeki ölüm tutanaklarındaki ölüm tarihleri ile ölüm sıra numarası arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmalı, alınacak sonuç delillerin değerlendirilmesinde gözönünde tutulmalıdır.

Mahkemece sıralanan tüm eksiklikler ve araştırmalar tamamlanmalı ve dairenin bozma kararındaki istenilenler doğrultusunda yapılacak inceleme sonucu hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davacılar vekilinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının davacılara iadesine, 03.05.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/19127 Karar: 2007/17541 Karar Tarihi: 13.12.2007

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacılar miraasbırakan Ali Arabacıoğulları’nın veraset belgesinin verilmesi isteminde bulunmuştur. Yerel mahkeme tarafından mirasbırakanın kesin ölüm tarihi belli olmadığı gerekçesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre miras paylarının belirlendiği görülmüştür.

Mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.(4722 Sayılı Kanun m.17)

Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin ölü olduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır.(T.M.K. m. 29)

Ölüm nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur.(TMK. m. 30/1). Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa gerçek durum her türlü kanıtla ispatlanabilir.(TMK. m. 30/2)

O halde mahkemece, davacılara Ali Arabacıoğulları’nın ölüm tarihinin tespiti için dava açması yönünde mehil verilip açılacak davanın sonucunu bekleyerek mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13.12.2007

Yargıtay 6.Hukuk Dairesi

Esas: 1991/5541 Karar: 1991/5938 Karar Tarihi: 01.05.1991

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ölüm ve tarihinin tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, nüfustaki soyadı kaydının düzeltilmesine ilişkin olup mahkeme ölüm tespitine karar vermiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, kardeşi Şevket'in öldüğünün tespiti ile ölüm kaydının nüfusa işlenmesini istemiştir. Bu istek Şevket'in nüfustaki sağ kaydının düzeltilmesini içermekte olduğundan kayıt düzeltme davası olarak nitelendirilmesi gerekir. 1587 sayılı Nüfus Kanununun 46. maddesine göre ise; kayıt düzeltme davalarının ilgilinin oturduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde, Cumhuriyet Savcısı ve nüfus baş memuru veya memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanması öngörülmüştür. Bu tür davalarda Cumhuriyet Savcısı ve Nüfus İdaresi mahkemenin rüknü durumunda olduğu için bunlar bulunmaksızın yargılama yapılması mümkün değildir. İnceleme konusu davada ise Savcının yargılamaya iştirak ettirilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair cihetlerin incelenmesine yer olmadığına, 1.5.1991 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay 15. HD 30.10.1989/3061 E/4526 K” sayılı ilamını arıyorum sailor1981 Meslektaşların Soruları 1 26-10-2010 11:49
Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 2006/4762 E. sayılı ilamını arıyorum sailor1981 Meslektaşların Soruları 1 21-10-2010 18:10
Y.12.HD.9/10/2000 T.2000/13811-14602 E.K. sayılı ilamın metni d35u Meslektaşların Soruları 1 20-08-2009 16:11
21.Hukuk Dairesi 22.11.2201 tarih 2001/7405 E. ve 2001/7361 K.sayılı ilamını arıyorum anofta Meslektaşların Soruları 2 12-06-2009 17:00
Y. 11.H.D. 2000/9623 E. sayılı Kararı arıyorum.. aydogdupeyami Meslektaşların Soruları 1 01-10-2007 18:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02981400 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.