yanlış teşhis

merhabalar,
02,03,10 tarıhınde 26 yaşındaki kız kardeşimi kaybettım.27,02,10 cmt.gunu el ve ayak parmaklarında acıma uyuşma hıssı oluştu.28,02,10 buyuk bır devlet hast.nörolojı acil serv.gittik.tomografı ve kan tahlıllerınde bır sey bulamadılar.psıkıyatrı acıl serv.sevkettıler orada da bırsey cıkmadı sakınlestırıcı yapıp evde ıstırahat etsın gecer deyıp eve yolladılar.01,03,10 pazrt. sabahı kardesım yatakta hıc kıpırdayamıyordu.hemen başka bır devlet hast.nörolojıye gıttık orasıda nörolojık bır sey olmadıgını psıkıyatrıye gıtmemızı soyledı.psikiyatrı serv.gıttık bır sınır krızı gecırıyor 1 hafta dınlensın gecer deyıp gonderdıler... 01,03,10 sabahı kardesım boynunuda kullanamıyordu felçlı bır hasta gıbı yatakta yatıyor tuvalet ıhtıyacını bıle hasta bezı ıle gıderıyordu.ılk gıttıgımız hastaneye tekrar gıttık bu haldeyken bıle kardeşime yatış yapmıyorlardı..önce psıkıyatrıye gırış yaptık bır sey yok norolojık dedıler ordan tekrar norolojıye gectık butun bu gecışler ambulanslarla yapıldı..acıle yatırdılar serum taktılar beslenmesı ıcın ama kardeşim artık tukurugunu bıle yutamıyordu...kaybetmemıze 1-2 saat kala sınır ucu ıltıhabı teshısı kondu ıc organlarda gelıştıgını teşhısının cok zor oldugunu söyledıler...ben napabılırım kımden hesap sorabılırım hayat dolu bır ınsanın sedyelerde 3 gun boyunca suruklenmesını gözümüzün önünde ölmesinin ilgisiz ve yetersız doktorları kıme sıkayet edebılırım...yardımcı olursanız cok duacı olurum...acımız çok büyük...

öncelikle başınız sağolsun ve sabır diliyorum.Hak kaybına uğramamak için bir avukatın yardımına ihtiyacınız var.Kardeşinizin ölümünden sorumlu olduğunu düşündüğünüz/iddia ettiğiniz şahıslardan tabi ki hukuki ve cezai anlamda hesap sorulabilecektir.Bunu bir avukatla birebir görüşmeniz gerekir.Elinizde olayla ilgili bilge belge vs ne varsa bunlardan hareketle yola çıkılabilecektir.Burdan alabileceğiniz yardım kanaatimce sınırlı olacak ve yetersiz kalabilecektir.

Sayın Katılımcı,

Gittiğiniz hastanelerde tanı koyulamaması ve zamanında müdahale yapılmaması nedeniyle devlet sorumludur. İdare mahkemesinde tam yargı davası açarak maddi ve manevi zararınızın karşılanmasını isteyebilirsiniz. Ancak olayda kimin nasıl kusurlu olduğunu bilirkişi belirleyecektir. Ayrıca bir avukattan doğrudan hukuksal destek almanız çok önemlidir, olayı ayrıntılarıyla değerlendirecek olan avukatınızdır. Zaman geçirmeden bir avukata başvurmanızı öneriyorum, mali gücünüz elverişli değilse bulunduğunuz yerdeki baronun adli yardım birimine başvurabilirsiniz.

Saygılarımla

Sayın konuk,

Vefat eden kızkardeşinize ait hastane kayıtlarının onaylı bir suretini, üniversitelerin adli tıp ana bilim dalına başvurmak suretiyle ibraz ederek, ilgili kurum tarafından ölüm olayı ile ilgili görüş oluşturulmasını, hekimlerin kusur durumunun değerlendirilmesini talep edebilirsiniz.

Bu rapora göre, gerek suçun işlendiği yer Cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunma yolu, gerek ilgili bulunacak mahkemede tazminat davası açma yoluna gidebilirsiniz.

İhmal, ilgisizlik gibi kusurlu uygulamadan şikayetçi olduğunuza göre bir yandan hukuki girişimlerinizi yaparken, Sanırım iki ayrı hastaneye gitmişsiniz, hastanelerin hasta hakları ile ilgili kurumlarına baş vurarak yardım istemelisiniz. Zira tıp açısından hatanın hangi aşamada, nasıl yapıldığının belirlenmesi, hukuki sürece katkıda bulunacaktır.

Öncelikle başınız sağolsun
Hastanelere giriş ve çıkışlarınıza ilişkin ve sair her türlü belge delil niteliğinde olduğundan bunların toplanması önemlidir. Bu konularda kanaatimce seri bir şekilde (bu noktada bir hukukçunun yardımından faydanılmalı) yargı yoluna başvurulmalı, ve yargı eliyle gerekli kusur tesptilerinin yapılması talep olunmalıdır. Ülkemizde bu konuda şikayet sayılarının çokluğuna rağmen yargıya intikal eden şikayet sayısı hayli azdır. Özellikle son yıllarda emsal niteliğinde bir çok karar verilmiştir. Sayın Meslektaşımız, Av. Habibe Yılmaz KAYAR'ın paylaştığı kararlara bir göz atmanızı tavsiye ederim.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=6105
Tekrar taziyelerimi sunari sizlere sabır dilerim.Saygılarımla

Allah gani gani rahmet eylesin, sabırlar versin...
İlk gittiğiniz hastane asli kusurludur ve sayın Özge Hanımın izah ettiği gibi, Devlet Hastanesi olduğu için idari yargıda Sağlık Bakanlığı, tam yargı davası adı altında tazminatla sorumludur.
Yazı başlığınızda belirttiğiniz gibi "yanlış teşhis" gerçekleşmiş. İşbu yanlış teşhis de, gerekli tıbbi tetkikler yapılmadan, hastadan (hasta konuşamayacak durumdaysa ailesinden) anemnez (hastalığın somut öyküsü) alınmadan, olasılıklara göre keyfi biçimde konulmuştur. Keyfilik zaten başlı başına hizmet kusurudur. Tıp hukuku kurallarına riayet edilmediğinden de tam kusur söz konusudur.
Hasta dosyasında bu süreç kayıt altına alınmış olmalıdır.
Anlatımınıza göre olayın hukuki yönü cezai yönünden daha ağır basıyor. Yani savcılığa şikayet ve ceza davası yerine doğrudan tazminat (tam yargı) davası düşünülebilir.
Umarım hukuk çerçevesinde hesabını soracaksınız...

Öncelikle başınız sağolsun.

Tedavi amacıyla başvurduğunuz hastanelerden , hasta dosyasının sayı verilerek onaylı bir örneğini almanız birincil önceliğiniz olmalıdır. Üniversitelerin adli tıp kürsülerine olay hakkında rapor almak için başvurabilirsiniz.
Açılacak olan ceza ve tazminat davalarında da dosya bilirkişiye gidecektir.
Kamu hastanesinde olay gerçekleştiği için idari yargıda tam yargı (tazminat) davası açabilirsiniz. Hastadan sorumlu hekimin kişisel ve/veya hizmet kusuru var ise Adli yargıda hakkında suç duyurusunda bulunabilir aynı zamanda bağlı olduğu mesleki birliğe de şikayet edebilirsiniz.

Her halukarda konunun uzmanı bir hukukçudan destek almanızda fayda bulunmaktadır.

Sayın Katılımcı;
Öncelikle kardeşinize Allah rahmet eylesin, başınız sağ olsun. Hukukçu olmadığım için olayın hukuki yönü hakkında yardımcı olamayacağım ancak anlattıklarınıza bakılırsa kardeşinizde çok hızlı ilerleyen tahminime göre Gullian Barre Sendromu olduğunu düşündüğüm bir Nörolojik bir hastalık gelişmiş. Hastalığın seyri alışılagelmiş durumdan çok hızlı olması teşhis için yanılgıya düşülmesine ve gerekli olan tetkikler için yeterli vakit olmamasına sebep olmuş. Hastanızdan tomografi çekilmiş ama sonrasında MR çekilmesi, belden beyin sıvısı alınması ve tetkik edilmesi gerekirdi. Ancak bunlar ilk gittiğinizde bile yapılsaydı bir sonraki gün ancak sonuçlar elde edilebilirdi. Tedavi için yeterli vakit maalesef yine kalmayacaktı. İlk gittiğiniz hastanede daha şikayetlerin başlangıç aşamasında olmasından -sadece el ve parmaklarda belirti olduğu için- teşhis konamamış olmasını yadırgayamıyorum ancakbir gün sonra gittiğinizde daha ilerlemiş bir halde başvurmanıza rağmen, ciddi bir nörolojik problem kliniği olmasına rağmen nöroloji bölümünden psikiatri bölümüne sevk edilmeniz hatadır, ama sonuçta psikiatriden tekrar nöroloji bölümüne geri gönderilmişsiniz, ambulans ile aynı hastane içinde olduğu için pek de vakit kaybından bahsedemeyiz. Sonuçta bunlar elbette ki bahane olamaz. Kusur tabii ki var, ilk başvurduğunuz hastanenin nöroloji bölümü birinci dereceden kusurlu görünüyor. Hasta eve gönderilmeyip ileri tetkiklere devam edilebilirdi ve belkide sonuşlar beklenmeden hastalık seyrini yavaşlatacak ilaçlar başlanabilirdi (sanırım bu kadar hızlı ilerleyeceğini kimse tahmin etmemiş, bunu içinde tedavide aceleye gerek duyulmamış). İkinci nöroloji kliniğinde müşahadede serum takıldı derken boş serum mu yoksa, hastalığın seyrini yavaşlatan ilaçları içeren serum mu takıldı bilmiyorum. ikinci nörolji kliniğinde tam teşhis konmadan tedavi başlanmamış olabilir, teşhis konduktan hemen kısa bir süre sonra hastanız vefaat etmiş. Bazı durumlarda (sizin hastanız gibi) çok hızlı seyreden hastalık hallerinde kesin teşhis konmadan da tahmini hastalığa göre de tedavi başlanır. Sizin hastanızın çok hızlı seyirli olduğu bir önceki günkü şikayetlerin bir gün aradan sonra çok ilerlediği aşikar ortada iken ikinci klinikte teşhis konana kadar herhangi tedavi edici bir ilaç başlanmadı ise bu da ayrı bir hata olarak kabul edilebilir. Şikayetçi olmanız halinde sonuçta hastanıza ilgilenen tüm doktorlar inceleme altına alınacaktır. Nörolojik bir hastalık olduğu halde nöroloji doktorları tarafından hastada nörolojik bir problem yoktur diye psikiatri bölümüne sevk edildiği için hastanıza bakan psikiatri doktorlarının hatasından, teşhis yanlışlığından bahsedemeyiz. Basit bir uyarı cezası uygulanır. Nöroloji bölümleri ile ilgili incelemede kararı vercek olan tıp kurulu hastalığın çok hızlı ilerlediğinden dolayı teşhis konması için yeterli vakit vs olmadığı tarzında bir karar verebilir. Hukuki yollar konusunda avukat arkadaşların cevapları yeterlidir sanırım. Ancak ne olursa olsun şikayetçi ve davacı olduğunuzu bildirin, gerekli incelemeler yapılsın.
Tahminime göre gittiğiniz acillerde size bakan doktor arkdaşlarım asistan. Asistan doktor demek daha o branşta yeterliliğini ispatlayamamış o branşta eğitim alan biri demek. O branşta eğitim alan bir doktordan o branş ile ilgili yeterlilik beklenemez. Devlet hastanelerinin çoğunun acillerinde maalesef uzmanlar bulunmuyor. Sağlık sistemimiz maalesef bu şekilde. Siz şikayetçi olmaz iseniz, diğer insanlar şikayetçi olmaz ise bu durum çözülmez.
Allah rahmet eylesin

Derdime Ortak Olup Çare Bulmaya ÇaliŞan TÜm Avukat Ve Doktor ArkadaŞlara Ayri Ayri TeŞekkÜr Ederim...verdiginiz Bilgiler DoĞrultusunda Bugun İlk Adimi Atip GİttİĞİmİz BÜtÜn Hastanelerden Evraklari Toplayip Davamizi AÇiyoruz...zorluk Cikarirlarmi Bilmiyorum...gittigimiz Avukat Adlİ Tipin Genelde Doktorlari Koruyucu Bir Tavirda Oldugunu SÖylÜyor...ama Yinede Şansimizi Deneyecegiz..(dİlerİm Bİz Davayi Kaybederiz,eĞer GerÇekten Bir YanliŞ TeŞhis Sonucu KardeŞİmİ Kaybettigimiz Ortaya Cikarsa Acimiz Cok Daha Derin Olacak...)saygiyla...

Sayın Konuk;
Avukatınız dava/şikayet dilekçesini hazırlarken tıbbi konularda yeterli bilgiye sahip olmadığı için eksik kalacaktır. Avukatınız hastane dosyalarını incelerken birşey anlamayabilir.Bu konuda başka bir doktordan-doktorlardan yardım almanızda fayda vardır. Dava/şikayet dilekçesinin tıbbi kısmını bir doktorun yazması- varsa yapılan tibbi hataları bilimsel yönleri ile açıklaması faydalı olur. Sanırım benim bahsettiğim bu konu tıp hukukunda yapılan bir şey değil.
Dava/şikayet dilekçesinin eksikliği nedeniyle kaybedilen bir sürü dava biliyorum.

sayın hukuksever dr.
Bahsettıgınız durumla alakalı cok haklısınız benımde aklıma takılan bır konuydu bu avukatımız bu konuyla ılgılı yeterlı donanıma sahıp olmayabılır... ben böyle bır yazıyı kımden ısteyebılırım herhangı bır doktor olabılır mı?altında ımzası gerekır mı?sızın ve dıger katılımcıların yazmış oldugu önerılerı avukatımıza ılettım hepsini inceledi...bu arada hastaneler evrak vermıyor ancak mahkemeden yazılı bır talep olursa verebılıyorlarmış

Sn.Katılımcı

1-Dava veya şikayet dilekçesi hazırlanamadan önce dahi ilk yapılması gereken işlem; davaya konu olan eylemle ilgili Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalına başvurarak ilgili uzmanın katılımı ile görüş alınmasıdır.Bu görüşte ilgililerin bir kusuru olup olmadığı ve varsa sorumlulukları da açıklanacaktır.

Bu sonuca göre tazminat davası açıp açmama veya şikayet edip etmemeye karar vermek en sağlıklı yoldur.

Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından oluşturulacak görüş bir kusur olmadığı yönünde olur ise belki de hiç bir yasal yola bağvurmayı seçemeyeceksiniz.

Bu sizi gereksiz masraf ve emekten koruyacağı gibi,rapora göre kusursuz olduğu anlaşılan hekim/sağlık personelini de koruyucu bir tutum olacaktır.

Bu nedenle böyle bir görüş alınmadan hukuki başvuru yapılmamasını öneriyorum.

Kusur ve sorumluluk belirlenmiş ise raporun bu bölümü dilekçenizde yer alacaktır.Böylece tıbbi bilgi sorunu da çözülmüş olacaktır.

2-Hasta Hakları Yönetmeliği 16.madde gereği ilgili başhekimliğie bir dilekçe yazmanızı,dilekçeyi evrak kayıttan geöirmenizi öneriyorum.Böyle bir başvuru yapma hakkınız bulunmaktadır.

Başvurunuzda veraset ilamı eklemeniz uygun olur.Böylece yasal başvuru hakkınızın olduğunu belgeleyebilirsiniz.

Usule uygun biçimde yapılmış başvuruyu kurumun reddetmesi mümkün değildir.Eğer buna rağmen verilmez ise önce bu eylemin hukuka aykırılığının giderilmesi geekecektir.

Bu arada kurumdan dosyayı istemenin diğer bir yolu,Üniversite Adli Tıp Ana Bilim dalına yapacağınız başvuruda evrakları temin edemediğinizi belirterek ,ilgili kurumdan istenmesini talep edebilirsiniz.Adli Tıp Ana Bilim Dalı başkanlığı ilgili kuurma yazarak dosyayı isteyecektir.

Merhaba,

Avukatınız bir dilekçe yazarak ilgili hastanelerden evrak temin edilmesini isteyebilir. Uygulamada hastaneler bunu reddetmiyor. Ancak mahkemeden müzekkere ile gelen talepleri kabul ettiklerini belirtmeleri açıkçası çok şaşırtıcı. Sonuçta dava açmak için istediğiniz ne malum?

şikayetciyim

Sn Konuk, sorunuzu ve daha önceki yanıtları birkaç kez okudum.
Öncelikle başınız sağolsun. Sn hukukseverdoktor un da mesajından anladığım kadarı ile sonuç kaçınılmaz olsa da ihmal durumunun ve teşhis koyulamamasının nedenleri araştırılmalıdır.

Hastalık çok hızlı ilerlese de anlatımınızdan hastane içerisinde teşhis konulamadığı anlaşılmaktadır. Teşhis konulamayan her nörolojik rahatsızlığı psikiyatrik olarak değerlendirmek yanlıştır.

Eğer hastane bu hastalığın teşhisi için tam donanımlı ise teşhis konmadan geri çevirmek hasta hakları ihlalidir. Eğer donanımda sorun varsa bu durumda sevk etmediği ve geri gönderdiği için yine kusurludur.

Daha önce yanıtlandığı gibi, öncelikle hastanenin hasta hakları birimine şikayet ediniz. Daha sonra dilekçe ile birlikte hastanızın dosyasını alarak Sn Avukatların belirttiği yolu izleyiniz.

Tekrar başınız sağolsun.
Saygılarımla.

öncelikle başınız sağolsun. Ben,bu durumlarda, öncelikle savcılığa başvurmayı ve şikayetle birlikte özellikle delillerin muhafaza altına alınmasını talep etmeyi daha uygun buluyorum.Zira bütün kayıtlar hastanenin elinde olduğu için, sonradan değiştirilebiliyor, Olayda, teşhis kusuru, üstlenme kusuru, anamnez alma kusuru olduğu açık kanımca.Hastalığın hızlı ilerliyor olması, bu durumdaki bir hastanın eve geri gönderilmesinin mazereti olamaz. Belli bir doktorun özel bir kişisel kusuru yoksa, İdare aleyhine İdari yargıda tam yargı davası açmanızı öneririm. Zaten avukatınız gerekli her türlü hukuki girişimlerde bulunacaktır. Saygılar