Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ek davada faiz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-03-2012, 12:27   #1
cizre

 
Varsayılan ek davada faiz

Arkadaşlar sitede bu konuda açılan daha önceki mesajları okudum. Ancak bana faydası olmadı. Haksız fiilden kaynaklı 2005 tarihli davamızda fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak dava açtık. Bu davamızın kabulüne karar verildi. Biz de yargıtay onamasından sonra ek dava açtık. Ek dava dilekçemizde önceki dava dosyasının dosya içerisine alınmasını ve bilirkişi raporundaki kalan miktar yönünden davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmişiz. Ancak bu ek davada olay tarihinden itibaren faiz istemeyi unutmuşuz. Daha önceki mesajlarda Yargıtay 11. dairenin "ek davada faiz istenmemiş olsa da ilk davada istenmişse ek davada da faize hükmedilir" şeklinde bir kararı olduğu söylenmiş, ancak esas ve karar nosu yazılmamış. Böyle bir karar var ise verebilecek arkadaş varsa çok sevinirim. Ek davamız da karara çıktı. En azından bu yargıtay kararı ile temyiz edip düzelterek onama isteyebiliriz. Veya başka bir yol bilen arkadaşlar var ise cevaplarlarsa minnettar kalacağım. Çok teşekkürler...
Old 19-03-2012, 15:48   #2
nazell

 
Varsayılan

ek davada talep edilmemiş olan faiz alacağı ek davada istenen bakiye alacağın feri niteliğinde olduğundan BK 131 maddesi uyarınca asıl alacak hakkındaki zamanaşımı hükümlerine tabidir.19. H.D 2009/11188 E. 2010/5426 K.
Old 19-03-2012, 16:19   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cizre
Arkadaşlar sitede bu konuda açılan daha önceki mesajları okudum. Ancak bana faydası olmadı. Haksız fiilden kaynaklı 2005 tarihli davamızda fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak dava açtık. Bu davamızın kabulüne karar verildi. Biz de yargıtay onamasından sonra ek dava açtık. Ek dava dilekçemizde önceki dava dosyasının dosya içerisine alınmasını ve bilirkişi raporundaki kalan miktar yönünden davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmişiz. Ancak bu ek davada olay tarihinden itibaren faiz istemeyi unutmuşuz. Daha önceki mesajlarda Yargıtay 11. dairenin "ek davada faiz istenmemiş olsa da ilk davada istenmişse ek davada da faize hükmedilir" şeklinde bir kararı olduğu söylenmiş, ancak esas ve karar nosu yazılmamış. Böyle bir karar var ise verebilecek arkadaş varsa çok sevinirim. Ek davamız da karara çıktı. En azından bu yargıtay kararı ile temyiz edip düzelterek onama isteyebiliriz. Veya başka bir yol bilen arkadaşlar var ise cevaplarlarsa minnettar kalacağım. Çok teşekkürler...

Öyle bir karar varsa, merakla okurum.
Old 19-03-2012, 18:10   #4
cizre

 
Varsayılan

Sitede aşağıdaki gibi bir karar buldum. Benim olayımda davalı şirketin şoförünün kusuru sebebiyle meydana gelen olayda müvekkilim yaralanmış. Bu durumda faiz alacağı 10 yıllık zamanaşımına tabi midir?

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1975/1938

K. 1975/4262

T. 24.6.1975

• FAİZ DAVASI ( Faizin Esas Alacağın Dışında Ayrı Bir Dava Konusu Yapılabilmesi )

• ALACAĞIN TAHSİLİNE İLİŞKİN DAVA ( Faiz Hakkının Saklı Tutulmamasının Sonradan Dava Açılmasına Engel Olmaması )

• HAKSIZ EYLEMDEN DOĞAN FAİZ ALACAĞI ( Beş Yıllık Zamanaşımına Bağlı Olması )

• ZAMANAŞIMI ( Alacak Faizlerinde On Yıllık Zamanaşımı Süresinin Olması )

818/m.113, 125, 126

ÖZET : Bir alacak kısım kısım dava edilebileceği gibi faizi de esas alacağın dışında ayrı bir dava konusu yapılabilir. Alacağın tahsiline ilişkin davada faiz hakkının saklı tutulmaması sonradan dava açılmasına engel olamaz, saklı tutulmuş olması da zamanaşımını kesen bir neden değildir.
Faiz muayyen zamanlarda ödenen akdi faizi ifade eder. Haksız eylem, haksız iktisap ve temerrüdden doğan faizler re'sülmal faizi gibi beş yıllık değil, 10 yıllık zamanaşımına bağlıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince verilen 22/01/1975 tarih ve 440/13 sayılı hüküm duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Antalya içme suyu tesislerinin müteahhidi olan müvekkilinin, davalı aleyhine ( 373.519.83 ) lira alacağın tahsili için 1. Ticaret Mahkemesine 964/230 esas sayılı davayı açtığını, o davada ( 195.818.75 ) lira alacakları bulunduğunu ve ( 75.000 ) liralık teminat mektuplarının iadesi gerektiğinin karar altına alındığını, kararın kesinleştiğini, evvelki davada faiz talep etmediklerini belirterek, evvelki davada hüküm altına alınan ( 195.818,75 ) lira üzerinden, o davanın ikame tarihi ( 15/08/1964 )den itibaren %10 oranındaki faiz ( 119.940 ) liranın ve teminat mektubunun serbest bırakılmaması sebebiyle bugüne kadar ödemek zoruna kaldıkları komisyon ve gider vergisi ( 25.200 ) lira ile onun üçer aylık devrelerde taahhuk ettirilen faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki istisna aktinin bozulduğunu, tasfiyeye karar verildiğini, zamanaşımı bulunduğunu, evvelki kararın henüz temyiz safhasında bulunduğunu, ileri sürmüştür.
Davalı vekili 06/08/1971 dilekçesinde, davacının Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilişiğini henüz kesmiş olduğunu, banka Müdürler Kurulunca, teminat mektubunu ( 41.581,25 ) lira kiralık kısmını serbest bırakılmasına 22/07/1971 tarihinde karar verildiğini, bu durumun Garanti Bankasına 05/08/1971 tarihli yazı ile bildirildiğini davacının Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilişiği devam ettikçe teminat mektubunun iade edilemeyeceğinin tasfiye kesin hesabı sonunda davacı alacağının ( 33.418,75 ) lira olarak tespit edildiğini, teminat mektubunun bu kadarlık kısmının iadesinin istenemeyeceğini ileri sürmüştür.
Davacı vekili 07/02/1973 günlü dilekçesinde, teminat mektubunu iadesine matuf son savunmanın tevsi olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, davacının ilk davada faiz istemediği bu hakkın mahfuz da tutulmadığı, Borçlar Kanununun 113. maddesine göre faizin yeni bir davaya konu edilemeyeceği, kaldı ki davanın açılış tarihi itibariyle olayda zamanaşımı bulunduğu, teminat mektubu masraflarına gelince 506 Sayılı Kanunun 83. maddesine göre davacının ilişiği kesilmeden mektubun iade edilemeyeceği Antalya Sosyal Sigortalar Kurumunca teminat mektubunun 16/06/1971 de iade edildiğini dava tarihinde kesilmemiş olduğu açıklanan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi davacı davalı aleyhinde dava önce açtığı davada talep etmediği faiz ile iade edilmeyen teminat mektubunu komisyon ve gider vergisinin tahsilini istemiştir. Sözü edilen önceki davada tarafların kabul ettikleri 17/10/1973 tarihli sulhnamede davacının açtığı bu davaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. ayrıca 75000 liralık teminat mektubunu iadesi de o sulhnamede kararlaştırılmıştır.
Bir alacağın kısım kısım dava edilebilmesi gibi faiz de esas alacağın dışında yarı bir dava konusu yapılabilir. Alacağın tahsiline ilişkin davada faizin mahfuz tutulmaması bilahare dava açılmasına engel olamaz; mahfuz tutulmuş olması da zamanaşımını kesen bir neden değildir.
Borçlar Kanununun 126. maddesini birinci bendine konu faiz muayyen zamanlarda ödenen akdi faizi ifade eder. Haksız eylem haksız iktisap ve temerrütten doğan faizler re’sulmal faizi gibi beş yılık değil Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımına tabidir. bu nedenle olayda zamanaşımı da gerçekleşmemiştir.
Bundan başka sulhnamede taraflar teminat mektubunun iadesinde mutabakat sağladıklarına göre davacı müteahhidin ilişiğinin kesilmediğinden bahisle teminat mektubunun iade edilmemesinden doğan isteklerini reddedilmesinde de isabet görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş önceki davayı sona erdiren sulhname koşulları ve tarafların iddia ve savunmaları gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 24/06/1975 tarihinde oybirliğiyle
------------------
Old 19-03-2012, 18:25   #5
cizre

 
Varsayılan

Sayın Ergin Aşağıdaki yanıt http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=32341 linkinde avturgayk tarafından yazılmış. Aslında ben de bu kararı bulmak istiyorum. Ama bulamadım.
"Cevap vermek için biraz geç gibi oldu ama Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2009 tarihli yeni bir kararı mevcut bu konuda; Yargıtay bu kararı ile , Islah dilekçesi ile faizin talep edilmemesinin gerek olmadığını zira dava dilekçesinde faiz talep edilmiş ise ıslahtan itibaren de faizin işleyeceğini kabul etmiştir. (Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında ıslah edilen miktar için de olay tarihinden -Sigortacı açısından ise dava tarihinden itibaren ). Faiz hiç talep edilmemiş ise asıl alacağın tahsil edilmemiş olması halinde zaman aşımı süresi için de olmak kaydı ile her zaman faiz için dava açılabilir, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması da aranmayacaktır. Saygılarımla avturgay"
Old 19-03-2012, 18:33   #6
av.buğra

 
Varsayılan

Sorunuzda olmasa da şu konuyu da atlamamak lazım gelir. Ek davada faiz istenmiş olsa dahi ek davadaki faiz , ek davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecektir.

ayrıca ek davayı kısmi dava devam ederken açıp birleştirmemişsiniz, dolayısı ile ,kesinleşen kısmi davanız ile ek dava ayrı ayrı davalardır, sadece fazlaya ilişkin hakkınız yani asıl alacak konusunda devamı mahiyeti taşımaktadır.
Old 19-03-2012, 19:02   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.buğra
Sorunuzda olmasa da şu konuyu da atlamamak lazım gelir. Ek davada faiz istenmiş olsa dahi ek davadaki faiz , ek davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecektir.

.

Olay tarihinden itibaren talep edilirse, olay tarihinden itibaren faize hükmolunur.
Old 19-03-2012, 19:04   #8
av.buğra

 
İnceleme

Faizin asıl davadan ayrı dava konusu yapılabileceğine ilişkin şöyle bir karar var.

T.C.

YARGITAY


4. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/9029

K. 2000/11637

T. 18.12.2000

• FAİZ ALACAĞI TALEBİ ( Asıl Alacak İçin Açılan Davada Faiz Hakkının Saklı Tutulmamış Olması)

• ASIL ALACAK İÇİN AÇILAN DAVADA FAİZ HAKKININ SAKLI TUTULMAMIŞ OLMASI ( Ek Davayla Faiz Alacağı Talebi)

818/m.113/2

ÖZET : Zararın oluştuğu günden itibaren faiz isteme hakkı bulunan davacının, açtığı davada asıl alacağın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini istemiş ve mahkemece buna hükmedilmiş olması, davacının zararın oluştuğu tarihle dava günü arasındaki döneme ait faizden zımnen vazgeçtiği anlamına gelmez. Olayda BK.nun 113/2. maddesinde yazılı koşulların varlığı halinde, bu döneme ait faizler için ayrı dava açmak hakkı mevcuttur.
DAVA : Davacı Bülent vekili Avukat Ekrem tarafından, davalı Maliye Hazinesi aleyhine 8.12.1999 gününde verilen dilekçe ile faiz alacağı istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 31.5.2000 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, faiz alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş olup, kararı davacı temyiz etmiştir.
Faiz, asıl alacağa bağlı fer'i bir haktır. Asıl alacağın ödenmesiyle birlikte faiz alacağı da sona erer. Asıl alacak devam ettiği sürece faiz alacağının asıl alacaktan ayrı olarak takip ve dava konusu edilmesi mümkündür. Aynı şekilde faizin belli bir dönemde işleyen bölümünün de asıl alacaktan bağımsız olarak istenmesi olanaklıdır. Asıl alacağın ödenmesi için açılan davada faizin hiç istenmemiş veya faizin kısmen istenmiş olması ve fazlaya ilişkin faiz hakkının saklı tutulmamış bulunması daha sonradan faiz alacağı yönünden ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmez. Yeter ki faiz isteme hakkı devam etmekte bulunsun. BK.nun 113/2. maddesinde düzenlenen ayrık durumun varlığı halinde de faiz isteme hakkı asıl alacağın ödenmesinden sonra da devam eder.
Somut olayımızda davacının zararının 7.1.1997 günü oluştuğu ve bu tarihten itibaren faiz isteme hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının 25.9.1997 gününde açtığı davada asıl alacağın dava gününden faiziyle birlikte ödenmesini istemesi ve buna hükmolunması davacının 7.1.1997-25.9.1997 dönemine ilişkin faizden zımnen vazgeçtiği anlamını taşımaz. Yukarda açıklanan ilkeler gereğince ayrı dava açma hakkı mevcuttur. Somut olayda davacının asıl alacağı alıp almadığı ve almışsa faiz isteme hakkını saklı tutmak suretiyle mi aldığı hususları araştırılarak diğer bir ifadeyle BK. 113/2. maddesinde yer alan koşulların olayda bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece faiz isteme hakkından zımnen feragat edildiği ve faiz istenemeyeceği nedeniyle davanın reddedilmesine ilişkin karar yukarda açıklanan ilkelere aykırı görüldüğünden bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle ( BOZULMASINA) ve peşin alman harcın istek halinde geri verilmesine, 18.12.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-03-2012, 19:10   #9
av.buğra

 
İnceleme

Belirtmek istediğim , kesinleşen ilk kısmi davadan sonra açılan ek davadaki faiz başlangıcı idi ,

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/4178
Karar: 2002/4064
Karar Tarihi: 13.03.2002
ÖZET: Ek dava ile istenen miktarlar açısından ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
(818 S. K. m. 101)
Dava: Davacı, ihbar, kıdem tazminatı hafta tatili ücreti ile fazla çalışma alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Kıdem tazminatı dışındaki işçilik hakları için ilk ve ek dava ayrımı yapılmaksızın faiz başlangıç tarihi olarak ilk dava tarihin esas alınması hatalıdır Ek dava ile istenen miktarlar açısından ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.3.2002 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.(¤¤)

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/16749
K. 1997/20080
T. 3.12.1997
• BELİRLİ SÜRELİ HİZMET AKDİ ( Akdin Süresinin Bitiminden Önce İşveren Tarafından Haksız Olarak Feshi )
• İŞ AKDİNİN FESHİ ( Belirli Süreli Hizmet Akdinde Süre Bitmeden İşveren Tarafından Haksız Olarak Fesih Hali )
• İŞÇİNİN ÇALIŞMAKLA ELDE ETTİĞİ TUTAR ( İşveren Tarafından Haksız Fesih Durumunda Ödenecek Ücretten Mahsup Edilmesi )
1475/m.9
818/m.325
ÖZET : Belirli süreli hizmet akdi işverence süresinin bitiminden önce ve haksız olarak feshedildiğinde, işçinin geri kalan süreye ilişkin ücret talebinde, BK m. 325'e göre indirim yapılıp yapılmayacağı araştırılmadan hüküm tesisi hatalıdır.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Dava konusu istek belirli süreli hizmet akdinin süre bitiminden önce haklı bir neden bulunmadığı halde işveren tarafından sona erdirilmesi sebebiyle bakiye süreye ait ücret alacağına ilişkindir. Mahkemece, davacının işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir işi ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyi mahsup etmeye mecburdur. Mahkemece Borçlar Kanununun 325 maddesini uygulamadan hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir:

3. İlk dava açılan bu ek dava için temerrüt oluşturmadığından ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken ilk dava tarihinden faiz yürütülmesi hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/12/1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-03-2012, 19:13   #10
cizre

 
Varsayılan

Verilen cevaplara teşekkürler,
SAYIN ERGİN, SAYIN BUĞRA, Benim sıkıntım faiz için ayrıca dava açmak değil. Alacağı tahsil etmedik. Dosya yargıtaya gidecek. Dava haksız eylem nedeniyle yaralanan müvekkile tazminat davası. Olay tarihi 2004. Adli tıp raporu sanırım 2006 tarihli. Bilirkişi raporu da 2007 tarihli. Ek davanın açılış tarihi ilk davada yargıtay onaması sonrası 2009.Müvekkilin vücudunun çeşitli yerleri yanmış. Halen tedavisi devam ediyor. Faiz için zamanaşımı dolmuş mudur? Yukarıda verdiğim yargıtay kararında 10 yıllı zamanaşımından bahsediliyor. Bu geçerli mi? Cevap verirseniz çok memnun olurum. Şİmdiden teşekkürler...
Old 19-03-2012, 19:14   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cizre
Sayın Ergin Aşağıdaki yanıt http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=32341 linkinde avturgayk tarafından yazılmış. Aslında ben de bu kararı bulmak istiyorum. Ama bulamadım.
"Cevap vermek için biraz geç gibi oldu ama Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2009 tarihli yeni bir kararı mevcut bu konuda; Yargıtay bu kararı ile , Islah dilekçesi ile faizin talep edilmemesinin gerek olmadığını zira dava dilekçesinde faiz talep edilmiş ise ıslahtan itibaren de faizin işleyeceğini kabul etmiştir. (Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında ıslah edilen miktar için de olay tarihinden -Sigortacı açısından ise dava tarihinden itibaren ). Faiz hiç talep edilmemiş ise asıl alacağın tahsil edilmemiş olması halinde zaman aşımı süresi için de olmak kaydı ile her zaman faiz için dava açılabilir, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması da aranmayacaktır. Saygılarımla avturgay"

Karar Kazancı'da bulunmamaktadır.
Old 19-03-2012, 19:15   #12
cizre

 
Varsayılan

sayın buğra sizin kararlarınız işçi alacakları için. doğrudur o davalarda ıslah tarihinden veya ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülür. Ancak haksız fiilden kaynaklı davalarda haksız fiil tarihinden faiz yürütülür. Meslektaşların çoğu bu kararları birbirlerine karıştırıp Yargıtayın eski uygulaması, yeni uygulaması diyorlar. Ancak yargıtayın bu iki hususta faiz başlangıcı ile ilgili kararları farklı.
Old 19-03-2012, 19:16   #13
cizre

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Karar Kazancı'da bulunmamaktadır.
ben de kazancıya baktım bulamadım.
Old 19-03-2012, 19:19   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.buğra
Belirtmek istediğim , kesinleşen ilk kısmi davadan sonra açılan ek davadaki faiz başlangıcı idi ,

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/4178
Karar: 2002/4064
Karar Tarihi: 13.03.2002
ÖZET: Ek dava ile istenen miktarlar açısından ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
(818 S. K. m. 101)
Dava: Davacı, ihbar, kıdem tazminatı hafta tatili ücreti ile fazla çalışma alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Kıdem tazminatı dışındaki işçilik hakları için ilk ve ek dava ayrımı yapılmaksızın faiz başlangıç tarihi olarak ilk dava tarihin esas alınması hatalıdır Ek dava ile istenen miktarlar açısından ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.3.2002 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.(¤¤)

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/16749
K. 1997/20080
T. 3.12.1997
• BELİRLİ SÜRELİ HİZMET AKDİ ( Akdin Süresinin Bitiminden Önce İşveren Tarafından Haksız Olarak Feshi )
• İŞ AKDİNİN FESHİ ( Belirli Süreli Hizmet Akdinde Süre Bitmeden İşveren Tarafından Haksız Olarak Fesih Hali )
• İŞÇİNİN ÇALIŞMAKLA ELDE ETTİĞİ TUTAR ( İşveren Tarafından Haksız Fesih Durumunda Ödenecek Ücretten Mahsup Edilmesi )
1475/m.9
818/m.325
ÖZET : Belirli süreli hizmet akdi işverence süresinin bitiminden önce ve haksız olarak feshedildiğinde, işçinin geri kalan süreye ilişkin ücret talebinde, BK m. 325'e göre indirim yapılıp yapılmayacağı araştırılmadan hüküm tesisi hatalıdır.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Dava konusu istek belirli süreli hizmet akdinin süre bitiminden önce haklı bir neden bulunmadığı halde işveren tarafından sona erdirilmesi sebebiyle bakiye süreye ait ücret alacağına ilişkindir. Mahkemece, davacının işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir işi ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyi mahsup etmeye mecburdur. Mahkemece Borçlar Kanununun 325 maddesini uygulamadan hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir:

3. İlk dava açılan bu ek dava için temerrüt oluşturmadığından ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken ilk dava tarihinden faiz yürütülmesi hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/12/1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Aktardığınız karar işçilik alacaklarıyla ilgili olup, forum konusuyla ilgisizdir. İşçilik alacaklarında (kıdem tazminatı hariç)tabii ki temerrüd yoksa dava ve ek dava(ıslah) tarihinden itibaren faiz yürütülmektedir. Ancak soru trafik kazasından dolayı maddi tazminat davasıdır. Bu nedenle ek dava veya ıslah tarihinde, "olay tarihinden itibaren" faiz talep edilmişse, ona karar verilir.
Old 19-03-2012, 19:20   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cizre
sayın buğra sizin kararlarınız işçi alacakları için. doğrudur o davalarda ıslah tarihinden veya ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülür. Ancak haksız fiilden kaynaklı davalarda haksız fiil tarihinden faiz yürütülür. Meslektaşların çoğu bu kararları birbirlerine karıştırıp Yargıtayın eski uygulaması, yeni uygulaması diyorlar. Ancak yargıtayın bu iki hususta faiz başlangıcı ile ilgili kararları farklı.

Mesajınız görmeden son mesajı yazdım. Aynen katılmaktayım.
Old 19-03-2012, 19:24   #16
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cizre
Verilen cevaplara teşekkürler,
SAYIN ERGİN, SAYIN BUĞRA, Benim sıkıntım faiz için ayrıca dava açmak değil. Alacağı tahsil etmedik. Dosya yargıtaya gidecek. Dava haksız eylem nedeniyle yaralanan müvekkile tazminat davası. Olay tarihi 2004. Adli tıp raporu sanırım 2006 tarihli. Bilirkişi raporu da 2007 tarihli. Ek davanın açılış tarihi ilk davada yargıtay onaması sonrası 2009.Müvekkilin vücudunun çeşitli yerleri yanmış. Halen tedavisi devam ediyor. Faiz için zamanaşımı dolmuş mudur? Yukarıda verdiğim yargıtay kararında 10 yıllı zamanaşımından bahsediliyor. Bu geçerli mi? Cevap verirseniz çok memnun olurum. Şİmdiden teşekkürler...

Bence zamanaşımı dolmamıştır. Ceza davası açıldı mı? Onun akibeti nedir?
Old 19-03-2012, 19:27   #17
av.buğra

 
İnceleme

Faydalı olacağını düşündüğüm bir analizi aktarıyorum;

alacak veya tazminatın eki ve ödemede gecikmenin bedeli niteliğindeki “faizin zamanaşımı” ile “faiz davasının zamanaşımı” aynı süreye (asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı sürelerine) bağlı olmakla birlikte, bağımsız faiz davalarında bu sürelerin hesabı, asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasından farklıdır. Çünkü, asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süreleri ileriye doğru işlerken, bağımsız faiz davalarında zamanaşımı süresi, davanın açıldığı tarihten geriye doğru hesaplanmak gerekir.

Öte yandan, asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile, eğer açılan dava sürmekte ise veya dava sonuçlanmış olup ta para henüz tahsil edilmemişse, borçlunun temerrüdü para tahsil edilinceye kadar devam edeceğinden, faize ilişkin davanın açıldığı tarihten geriye doğru “asıl alacağın zamanaşımı süresi kadar” faiz istenebilir.

Görüldüğü gibi, “faizin zamanaşımı” asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süresi kadar olmasına karşın, asıl davada istenmesi unutulan veya istenmesine karşın mahkemece hüküm altına alınmayan faiz için ayrı bir dava açıldığında, bunun zamanaşımı (faiz davasının zamanaşımı) dahi asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süresi kadar olmakla birlikte, dava açılma zamanı, zamanaşımının başlangıcı ve sürenin hesabı, asıl alacak ve tazminatın başlama, kesilme ve sürelerinin hesaplanmasından farklı olmaktadır.

Faiz davasının zamanaşımı konusunda şu ayrıntıları belirtmeliyiz:

a) Dava ve takip konusu olan alacak tamamen ödenmiş olmadıkça borçlunun temerrüt hali devam eder ve bu suretle temerrüt faizi de her yıl sonunda gerçekleşir. Bu itibarla dava tarihinden geriye doğru gerçekleşen (asıl alacağın zamanaşımı süresi kadar) faiz isteğinde zamanaşımı yoktur.

b) Asıl alacağın eklentisi olan temerrüt faizi de aynı zamanaşımı süresine bağlı olup, asıl alacak ödenmediği sürece temerrüt hali devam eder.

c) Alacak veya tazminat faizi, asıl alacak ve tazminat ödenmediği sürece her gün doğan ve asıl alacak ve tazminatın bağlı olduğu zamanaşımına bağlı olan ek bir zarar niteliğindedir. Bu nedenle, faize ilişkin davanın açıldığı günden önceki (tazminat ve alacağın zamanaşımı süresi kadar) alacak veya tazminat faizine hükmedilmek gerekir.

d) Faiz alacağı zaman geçtikçe doğan bir alacak olup, kural olarak davacı, faiz alacağının doğduğu tarihten asıl alacağın ödendiği tarihe kadar faiz isteyebilirse de davalı zamanaşımı def'inde bulunmuşsa, bu durumda, davacı, faize ilişkin dava tarihinden geriye doğru (asıl alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresi kadar) faiz isteyebilir.

e) Faiz alacağından açıkça feragat edilmediği sürece bu alacak hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile, zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı faiz alacağını her zaman isteyebilir.


f) Dava dilekçesinde faiz istenmesine rağmen, mahkemece bu hususta bir karar verilmemişse, ana para tahsil edilmiş olsa dahi, ayrı bir dava ile istenen faiz alacağına ilişkin davanın kabulü gerekir.

h) Ekleyelim ki, sadece tazminat alacağına ilişkin olup, faiz istenmeyen ilk davanın açılmış olması faiz istemi yönünden zamanaşımını kesmez. Ayrıca bilindiği gibi, kısmi davada zamanaşımı, istenen miktarla sınırlı olarak kesilmiş olur; fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, gerek tazminat ve alacağın tespite ilişkin bölümü ve gerekse ilk dilekçede unutulan faiz yönünden zamanaşımını kesmez.
Old 19-03-2012, 19:29   #18
av.buğra

 
Varsayılan

sn. ergin teşekkür ederim , izahınız ışığında araştıracağım, iyi çalışmalar
Old 19-03-2012, 19:31   #19
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.buğra
Faydalı olacağını düşündüğüm bir analizi aktarıyorum;

alacak veya tazminatın eki ve ödemede gecikmenin bedeli niteliğindeki “faizin zamanaşımı” ile “faiz davasının zamanaşımı” aynı süreye (asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı sürelerine) bağlı olmakla birlikte, bağımsız faiz davalarında bu sürelerin hesabı, asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasından farklıdır. Çünkü, asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süreleri ileriye doğru işlerken, bağımsız faiz davalarında zamanaşımı süresi, davanın açıldığı tarihten geriye doğru hesaplanmak gerekir.

Öte yandan, asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile, eğer açılan dava sürmekte ise veya dava sonuçlanmış olup ta para henüz tahsil edilmemişse, borçlunun temerrüdü para tahsil edilinceye kadar devam edeceğinden, faize ilişkin davanın açıldığı tarihten geriye doğru “asıl alacağın zamanaşımı süresi kadar” faiz istenebilir.

Görüldüğü gibi, “faizin zamanaşımı” asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süresi kadar olmasına karşın, asıl davada istenmesi unutulan veya istenmesine karşın mahkemece hüküm altına alınmayan faiz için ayrı bir dava açıldığında, bunun zamanaşımı (faiz davasının zamanaşımı) dahi asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süresi kadar olmakla birlikte, dava açılma zamanı, zamanaşımının başlangıcı ve sürenin hesabı, asıl alacak ve tazminatın başlama, kesilme ve sürelerinin hesaplanmasından farklı olmaktadır.

Faiz davasının zamanaşımı konusunda şu ayrıntıları belirtmeliyiz:

a) Dava ve takip konusu olan alacak tamamen ödenmiş olmadıkça borçlunun temerrüt hali devam eder ve bu suretle temerrüt faizi de her yıl sonunda gerçekleşir. Bu itibarla dava tarihinden geriye doğru gerçekleşen (asıl alacağın zamanaşımı süresi kadar) faiz isteğinde zamanaşımı yoktur.

b) Asıl alacağın eklentisi olan temerrüt faizi de aynı zamanaşımı süresine bağlı olup, asıl alacak ödenmediği sürece temerrüt hali devam eder.

c) Alacak veya tazminat faizi, asıl alacak ve tazminat ödenmediği sürece her gün doğan ve asıl alacak ve tazminatın bağlı olduğu zamanaşımına bağlı olan ek bir zarar niteliğindedir. Bu nedenle, faize ilişkin davanın açıldığı günden önceki (tazminat ve alacağın zamanaşımı süresi kadar) alacak veya tazminat faizine hükmedilmek gerekir.

d) Faiz alacağı zaman geçtikçe doğan bir alacak olup, kural olarak davacı, faiz alacağının doğduğu tarihten asıl alacağın ödendiği tarihe kadar faiz isteyebilirse de davalı zamanaşımı def'inde bulunmuşsa, bu durumda, davacı, faize ilişkin dava tarihinden geriye doğru (asıl alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresi kadar) faiz isteyebilir.

e) Faiz alacağından açıkça feragat edilmediği sürece bu alacak hukuki varlığını koruyacağından alacaklı, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile, zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı faiz alacağını her zaman isteyebilir.


f) Dava dilekçesinde faiz istenmesine rağmen, mahkemece bu hususta bir karar verilmemişse, ana para tahsil edilmiş olsa dahi, ayrı bir dava ile istenen faiz alacağına ilişkin davanın kabulü gerekir.

h) Ekleyelim ki, sadece tazminat alacağına ilişkin olup, faiz istenmeyen ilk davanın açılmış olması faiz istemi yönünden zamanaşımını kesmez. Ayrıca bilindiği gibi, kısmi davada zamanaşımı, istenen miktarla sınırlı olarak kesilmiş olur; fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, gerek tazminat ve alacağın tespite ilişkin bölümü ve gerekse ilk dilekçede unutulan faiz yönünden zamanaşımını kesmez.

Kaynak gösterirseniz FSEK ile başınız derde girmez.
Old 19-03-2012, 19:46   #20
cizre

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bence zamanaşımı dolmamıştır. Ceza davası açıldı mı? Onun akibeti nedir?
Sayın Ergin ilginize teşekkürler. Ceza davası açılmadı. çünkü olay yurtdışında (Irak'ta) olmuştu. Savcılık aşamasında takipsizlik kararı verildi. Bizim de takipsizlik kararından çok geç haberimiz oldu.
Old 19-03-2012, 19:54   #21
cizre

 
Varsayılan

Sayın Buğra yazınızdan alıntı yaptım. "Öte yandan, asıl alacak ve tazminatın zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile, eğer açılan dava sürmekte ise veya dava sonuçlanmış olup ta para henüz tahsil edilmemişse, borçlunun temerrüdü para tahsil edilinceye kadar devam edeceğinden, faize ilişkin davanın açıldığı tarihten geriye doğru “asıl alacağın zamanaşımı süresi kadar” faiz istenebilir." Bu durumda benim açacağım faiz davasında geriye doğru 10 yıllık mı 5 yıllık mı faize hükmedilecek? Eğer zamanaşımı süresi 10 yıl ise zaten zamanaşımı dolmamıştır ve ben gönül rahatlığı ile faiz davamı açabilirim.
Old 19-03-2012, 20:31   #22
cizre

 
Varsayılan

Sayın Buğra cevabı kendim buldum. Çelik Ahmet Çelik'in tazminathukuku.com isimli sitesindeki makaleden alıntı yapmışsınız.
Old 20-03-2012, 10:38   #23
av.buğra

 
İnceleme

sayın cizre ;zaten , başlangıçte "..bana ait olmayan.." yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir analiz olduğunu vurgulamıştım.
Old 19-06-2012, 20:52   #24
avturgayk

 
Varsayılan

Merhabalar, Sayın Meslektaşlarımın hangi konuda tartışma yaptığını, hangi hususlar da bilgi ve örnek karar istediğini, sorunun açık ve net olarak ne olduğu konusunda açıklayıcı bilgi sunması halin de ben de tartışmaya (bilgi alışverişine) zevkle katılırım.Ancak bir hususta görüş bildirmek isterim. Haksız fiilerden kaynaklanan tazminat davalarında faizin başlangıç tarihi konusunda Yargıtay' ın farklı görüşü yoktur. Her kararında Haksız fiil menşeeli tazminat davalarında ıslah veya ek dava da faiz başlangıcı olay tarihidir. (sigortacıya karşı ise dava tarihi ya da KTK'nunda yer alan maddeye göre ihbarın sigorta şirketine bildiriminden itibaren 8 iş günü sonra başlar, İhbar yok ise dava tarihidir. ) ayrıca zamanaşımı açısından uzamış ceza zamanaşımının uygulanması için ceza davası açılmış olmasının bir önemi yoktur. Haksız fiilin suç teşkil etmesi yeterlidir.(yaralamalı veya ölümlü trafik kazalarında, ya da fiilin suç teşkil ettiği durumlar, yani maddi hasarlı trafik kazalarında uzamış ceza zamanaşımı uygulanmaz.Saygılarımla avturgayk
Old 20-06-2012, 08:02   #25
Av.İzmir85

 
Varsayılan

ıslah dilekçesinde faiz talep edilmese de dava dilekçesinde istenmiş olması şartıyla faize hükmedilir denmiş yukarıda ama Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 23.12.2010 tarih 2009/1662E-2010/39606K.sayılı kararında ıslah dilekçesinde faizin istenmesi gerektiğine hükmetmiş.
Old 20-06-2012, 09:10   #26
av.buğra

 
İnceleme

kamulaştırmasız el atma davalarında , kesinleşen ,kısmi davadan sonra açılan ek davada faiz başlangıcı , el atmadan mı ? kısmi davanın açıldığı tarihten itibaren mi başlar,,,bende henüz netleşmedi,,,
Old 20-06-2012, 11:02   #27
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.buğra
kamulaştırmasız el atma davalarında , kesinleşen ,kısmi davadan sonra açılan ek davada faiz başlangıcı , el atmadan mı ? kısmi davanın açıldığı tarihten itibaren mi başlar,,,bende henüz netleşmedi,,,

İlk davanın açıldığı tarihten itibaren işler.
Old 07-07-2014, 07:58   #28
didem kunal

 
Varsayılan kredi masraflarının iadesinde faiz

Arkadaşlar, benim önümdeki dosyada da müvekkilim bankadan çektiği kredi için kendisinden kesilen masrafların iadesine ilişkin dava açmış. Ancak, dava dilekçesinde faiz istememişler.
Müvekkilim, açtığı davayı kazanıyor ve ana para tahsil ediliyor. Şimdi, bizim BK nun amir hükmü gereğince hiç istenmemiş faiz için ayrıca dava açma hakkımız var mıdır?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Faiz için ek davada görevli mahkeme Demir71 Meslektaşların Soruları 3 18-04-2011 18:18
derdest davada faiz talep etmek talep sonucunu değiştirmek-genişletmek sayılır mı? avenginakbaba Meslektaşların Soruları 2 11-04-2011 10:45
Asıl davada faiz talep edilmese daha sonra da faiz talep edilebilir mi?Hangi tarihten turgaygoller Meslektaşların Soruları 4 09-04-2011 19:43
İdari Eylem Nedeniyle Açılan Davada İstenmeyen Faiz Daha Sonra İstenebilir Mi? parézer Meslektaşların Soruları 9 27-03-2010 18:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09939098 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.