Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Taahhüdü ihlal suçunda asgari ücret sınırı getirildi!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-04-2011, 15:15   #31
Av.Arzu Erkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Peki ; Bu kanun maddesi ;
Bu kanundan önce şikayet edilen dosyaları da kapsıyor mu ?
Evet kapsıyor. Savcılıktan ilgili dosyalar bila infaz isteniyor, yeniden değerlendiriliyor. Ya aynen infaz kararı veriliyor ya da ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar veriliyor.
Old 20-04-2011, 16:18   #32
Av.Serkan Arıcan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Arzu Erkan
Evet kapsıyor. Savcılıktan ilgili dosyalar bila infaz isteniyor, yeniden değerlendiriliyor. Ya aynen infaz kararı veriliyor ya da ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar veriliyor.

Borçlum içeri girmiş, cezaevi savcılığı vasıtasıyla hükmü veren mahkemeye borç miktarı sordurtuluyor. Memlekete bakın be, eskiden borçlunun yüzü kızarırdı, şimdi neredeyse alacaklı asgari ücretin altına takip yaptı diye dışlanacak. Kardeşim bundan sonra asgari ücretin altında borç istemeyin, kredi istemeyin, fatura getirtmeyin, alışveriş yapmayın )
Old 04-05-2011, 12:07   #34
Av.Hukuki

 
Varsayılan

Daha Alacaklı ve müşteki mağdur lehine bir düzenleme çıktığını görmedim.Sanki Adalet dağıtmak istenmiyor icraların infazı istenmiyor gibi davranılıyor.Açın bakın medyaya karşılıksız çek keşide eden haysiyetli! vatandaşlarımız çek mağduru diye tanımlanıyor.Suç öğülüyor.Alacaklı olanlar asıl mağdur oldukları halde dikkate alınmıyor pes doğrusu.
Namuslu olmak dürüst olmak ne zaman prim yapmaya başlar sizce?
Old 04-05-2011, 12:17   #35
Sayın avukatım

 
Varsayılan

Bir avukat olarak alacaklı-müvekkilimin haklarını nasıl savunacağım artık bilemiyorum!! Müvekkile; çekle alış-verişini sınırlı tut, mümkünse yapma; 800-tl'nin altındaki satışlarını peşin yap, emekliye dikkat et (Çoğunun maaşı bankalardan hacizli) demeyi düşünüyorum..Başka bir yol düşünen arkadaşlar varsa lütfen paylaşsınlar...
Old 04-05-2011, 12:19   #36
Av.Fatih Davran

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hukuki
Daha Alacaklı ve müşteki mağdur lehine bir düzenleme çıktığını görmedim.Sanki Adalet dağıtmak istenmiyor icraların infazı istenmiyor gibi davranılıyor.Açın bakın medyaya karşılıksız çek keşide eden haysiyetli! vatandaşlarımız çek mağduru diye tanımlanıyor.Suç öğülüyor.Alacaklı olanlar asıl mağdur oldukları halde dikkate alınmıyor pes doğrusu.
Namuslu olmak dürüst olmak ne zaman prim yapmaya başlar sizce?

geçen 5-6 dosyamın duruşması vardı, biri hariç hepsi 400-500 TL tutarlı dosyalardı..biri ise borçlu 1.100 TL ye taahhüt vermiş, hakim bu dosyaya da beraat verdi tabii..cevabını bile bile sordum hakime bu dosyada neden beraat verdiniz? cevap manidardı : 'avukat bey bu değişiklik kimin yararına yapıldı sizce ve kimin yararına yorumlamak gerekir? dosyanızda anapara asagari ücretin altında bu sebeple beraat veriyorum' dedi..evet amaç borçluyu korumak ve yorum/uygulama anapara üzerine olacaktır arkadaşlar..

bundan sonraki aşamada 2004 sayılı yasanın ceza hükümlerinin -belki nafaka dışında tutulabilir- kaldıracaklarını düşünüyorum..icra müdürlüklerinin, cebri icra sisteminin etkinliği bu sürede ne kadar arttırılır bilinmez..moral bozmayalım hayat devam ediyor
Old 04-05-2011, 13:37   #37
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sonraki değişiklik için öneri:
Konusu asgari ücretin altında bir para ya da değer olan hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, rüşvet, görevi kötüye kullanma, güveni kötüye kullanma, mala zarar verme, karşılıksız yararlanma, suç eşyasının satın alınması gibi suçlar da serbest bırakılsın. Asgari ücretin altındaki para cezaları infaz edilmesin. Asgari ücretin altındaki harçlar tahsil edilmesin. "Ciğeri beş para etmez" deyimi "Ciğeri asgari ücret etmez" şeklinde değiştirilsin. Borçlunun asgari ücretin altında bir tutar için ödeme taahhüdünü kabul eden alacaklı vekillerine asgari ücret kadar para cezası verilsin; hele bir de borçluyu taahhüdü ihlalden şikayet etmişlerse başlarına asgari ücret kadar taş düşsün.
Old 04-05-2011, 13:40   #38
Av.Fatih Davran

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sonraki değişiklik için öneri:
Konusu asgari ücretin altında bir para ya da değer olan hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, rüşvet, görevi kötüye kullanma, güveni kötüye kullanma, mala zarar verme, karşılıksız yararlanma, suç eşyasının satın alınması gibi suçlar da serbest bırakılsın. Asgari ücretin altındaki para cezaları infaz edilmesin. Asgari ücretin altındaki harçlar tahsil edilmesin. "Ciğeri beş para etmez" deyimi "Ciğeri asgari ücret etmez" şeklinde değiştirilsin. Borçlunun asgari ücretin altında bir tutar için ödeme taahhüdünü kabul eden alacaklı vekillerine asgari ücret kadar para cezası verilsin; hele bir de borçluyu taahhüdü ihlalden şikayet etmişlerse başlarına asgari ücret kadar taş düşsün.



mecliste hatırı sayılır avukat milletvekili vardı değil mi?
Old 05-05-2011, 08:56   #39
Av. Asena

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kezzy
Alacaklıların vay haline...Ben bundan sonra borçlu vekili olmaya karar verdim


Alıntıladığım Sayın kezzy'nin düşüncesine katılmamak mümkün mü? Eskiden borçlu vekili olmaya korkardım, şimdi ise gelsin borçlular.. Alacaklılara "senin bu alacağını tahsil konusunda devlet bile yardım etmiyor, ben hiçbir şey yapamam" demek istemem valla
Old 03-06-2011, 16:51   #40
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Konu bir sonuca bağlanmamış...asıl alacak mı takip çıkış miktarı mı yoksa vek.ücreti,masraflarla birlikteki miktar mı baz alınıyor?

Bir de Asgari ücret belirlemesi hangi tarihe göre olacak?

Takip tarihi mi,taahhüd verildiği tarih mi ,taahhüt ihlal edilerek suçun oluştuğu tarih mi yoksa şikayet tarihi vs.mi ?
Old 03-06-2011, 17:06   #41
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.SERTANn
Konu bir sonuca bağlanmamış...asıl alacak mı takip çıkış miktarı mı yoksa vek.ücreti,masraflarla birlikteki miktar mı baz alınıyor?

Bir de asgari ücret belirlemesi hangi tarihe göre olacak?
Takip tarihi mi,taahhüd verildiği tarih mi ,taahhüt ihlal edilerek suçun oluştuğu tarih mi yoksa şikayet tarihi vs.mi ?

Asıl Alacak miktarı baz alınıyor...
Old 04-06-2011, 08:55   #42
Av.Fatih Davran

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.SERTANn
B]Asgari ücret belirlemesi hangi tarihe göre olacak?

Takip tarihi mi,taahhüd verildiği tarih mi ,taahhüt ihlal edilerek suçun oluştuğu tarih mi yoksa şikayet tarihi vs.mi ? [/b]

elbette yorum yapılacak, borçlunun yararına olan tarih uygulanacak..takip tarihindeki hatta alacaklı ile borçlunun ilk tanıştıkları zamanki asgari ücret bile uygulanabilir !!!
Old 04-06-2011, 09:25   #43
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.SERTANn
Asgari ücret belirlemesi hangi tarihe göre olacak?

Takip tarihi mi,taahhüd verildiği tarih mi ,taahhüt ihlal edilerek suçun oluştuğu tarih mi yoksa şikayet tarihi vs.mi ?

Yapılan, bir ceza yargılaması olduğuna göre, suç tarihindeki (ihlal edilen taahhüt tarihindeki) asgari ücret esas alınmalıdır.
Old 19-07-2011, 15:51   #44
Salut

 
Varsayılan

Dava, ceza yargılamasına ilişkin olduğu için sanığın lehine olan tarihteki asgari ücretin baz alınacağını düşünüyorum; yani, karar tarihindeki asgari ücret asıl alacağın üstündeyse karar tarihindeki asgari ücrete göre sanığa ya ceza verilecek ya da beraat kararı verilecektir.
Old 09-02-2012, 17:53   #45
Av. Şükrü

 
Varsayılan meclisteki avukatlar

Arkadaşlar nerede ise her dönemde meclisteki vekillerin 1/3'ü avukat kökenli bakanlardan da bir çoğu hukukçu oluyor ancak nwe hazinki 353. maddedeki değişiklik teklifini veren ve konuşma yapan vekil Akif Akkuş bir hukukçu değil ve muhalefet partisi vekili ve konuşmasında hakimin alacağı hesaplamasının yargılamayı uzatacağından bahisle TOPLAM ibaresinin kaldırılmasını istiyor, bir tane hukukçu millet vekili çıkıpta bu konuda konuşmuyor. Bizi,i 3 gün önce bizimle birlikte baro odasında oturup değişikliklerden şikayet ederken vekil olup meclise giden gidince de parmak indirip kaldıran meslektaşlarımız düşünmedikten sonra kimse düşünmez.
Şuan meclisteki yeni hızlandırma paketi ile ev eşyası haczi de sınırlandırılırsa artık alacak tahsili için gelen müvekkilleri siyasi parti genel merkezlerine yönlendireceğim, zira bir avukat olarak yapabileceğimiz çok fazla bir şey kalmadı 500 TL lik borç için 3000 TL masraf yapıp taşınmaz satışımı yaptıracağız... meskeniyet iddiası olmazsa tabi
Old 11-02-2012, 01:46   #46
Mardin

 
Varsayılan

Teahüdü ihlal ile ilgili karar ektedir.
İyi çalışmalar diliyorum.

CG 00 <> E: 2001/8-151 <> K: 2001/169 <> T: 25.09.2001
* TAAHHÜDÜ BOZMA
Borcundan dolayı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine yapılan haciz sırasında borçlu sanığın borcunu 30.04.2000 günüde ödemeyi taahhüt ettiği, alacaklı vekili tarafından da kabul ve taahhüdü kabul muhturasının da yöntemine uygun olarak borçlu-sanığa tebliğ edilmesine karşın borcunu ödemeyip taahhüdünü yerine getirmeyen sanığın -borç miktarına bakılmaksızın- cezalandırılması yasaya uygundur.
(2004 s. İİK. m. 340)
Taahhüdü ihlal suçundan sanık Veysel'in İİY.nın 340. maddesi uyarınca 1 ay hafif cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (Akhisar icra Ceza Mahkeme-si)nce 21.07.2000 gün ve 465-801 sayı ile verilen kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesince 16.05.2001 gün ve 5148-10660 sayı ile;
"Takibe konu borcun miktarı ve günün ekonomik koşullan gözönünde alındığında; borçlunun, alacaklıyı kayda değer bir zarara soktuğu kabul edilemeyeceği gözetilmeden, yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 26.06.2001 gün ve 128592 sayı ile; "İİK. 111. maddesi taksitle ödemeyi 340. maddesi de "111. madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu, ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikayeti ile tetkik mercii tarafından bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır." demektedir.
Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi borcunu ödemek için taahhütte bulunan borçlu bu taahhüdünü yerine getirmediği takdirde cezalandırılacağı belirtilmiştir.
İİK. 337. maddesi mal beyanında bulunmama halinde cezai yaptırımı hüküm altına almış, son cümlesi de şayet alacaklı, borçlunun borca yeter haczi kabil malını bildiği veya bilmesi gerektiğini ispat olunması halinde ceza verilmeyeceğini belirtmiştir.
Bu husus içtihatlarla geliştirilmiş asgari ücret tutarındaki bir alacak için herkesin üzerinde bulunabileceği kabul edilmiş bu miktardaki bir borçtan dolayı takip halinde borçlu mal beyanında bulunmaz ise 337/1-son cümlesi dayanak gösterilerek ceza tertibine yer olmadığına karar verilmeye bağlanmıştır. Bu arada dayanak İİK. 337/1-son cümlesidir.
Taahhüdü ihlal suçunu işleyenler hakkında ise İİK. 340 ve devam eden maddelerinde Yargıtay Sekizinci Ceza Dairemizin kararını destekleyen bir hüküm bulunmadığı gibi dayanak bir maddede yoktur.
İİK. 354. maddesi de "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava bütün neticeleri ile beraber düşer" denilmektedir.
Taahhüdü ihlal suçunun müeyyide altına alınmasının amacı, borçlunun rızası ile ödemenin ne zaman yapılacağı sözünün verilmesi bu sözün yerine getirilmemesi halinde cezalandırılacağını borçlunun bilmesidir. Müeyyide altına alınan husus verilen sözde durulmamasıdır. Borcun miktarının az veya çok olması önemli değildir. Bunun yanında kendisine yukarıda İİK.nun 354. maddesinde belirtildiği gibi az olan borcun ödenmesi halinde ceza verilemeyeceği daha doğrusu dava bütün neticeleri ile düşeceği konusunda kanun bir hak vermiştir.
İİK. 340 ve 354. maddeleri açıkken borç miktarının günün ekonomik koşulları gözönüne alındığında, borçlunun alacaklıyı kayda değer bir zarara sokmadığı düşüncesi bu maddelerin lafsına ve ruhuna aykırı düşmektedir." görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel daire kararının kaldırılmasına ve hükmün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, somut olayda sanığa yüklenen taahhüdü ihlal sucunun unsurlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
'İcra ve iflas Yasasının 340. maddesi hükmü ite aynı Yasanın 111. maddesine göre yapılan taksitle ödeme taahhüdüne veya takibin kesinleşmesinden sonra alacaklının muvafakati ve icra Dairesinde kararlaştırılan borcun taksitte ödenmesine Islan taahhüde, geçerli bir neden olmaksızın uyulmaması eylemleri yaptırıma bağlanmıştır. Görüldüğü gibi borçlunun, borcun tamamını kapsayacak şekilde taahhütte bulunması halinde, maddede borç miktarının ya da bir başka anlatımla taahhüdün yerine getirilmemesinden doğan zararın miktarının esas alınarak bir düzenleme yapılmadığı açıktır. Hukuken geçerli bir taahhüdün gerçekleşmesinden sonra, borçlu-sanığın taahhütde bulunduğu taksitlerden birini yerine getirmemesi ile suç oluşacaktır. Burada korunan yarar, alacaklının yapılan ödeme taahhüdüne güvenidir. Nitekim, suç ilk taksitin ödenmemesi üzerine oluştuktan sonra artık sonraki ihlallerin yeni bir suç oluşturmamaları da bunu göstermektedir. Zira yaptırım altına alınan, ödeme taahhüdüne olan güvenin sarsılmasıdır, yoksa ödeme taahhüdüne esas olan alacak-borç miktarı değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınıp değerlendirildiğinde;
Sanık aleyhine 50.000.000 lira borcundan dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde örnek 163 nolu ödeme emri 06.12.1997 tarihinde usulünce tebliğ edilip, takibin kesinleşmesi üzerine 13.01.2000 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlu-sanık toplam 152.000.000 lira olan borcu, 30.04.2000 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Bu taahhüdünün alacaklı vekili tarafından kabul edilmesi üzerine, 29.01-2000 tarihinde taahhüdü kabul muhtırasının borçlu-sanığa usulünce tebliğ edildiği ve bu muhtırada borç miktarının açıkça toplam 152.000.000 lira olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Sanık taahhüdünü yerine getirmemiştir. Bu itibarla Yerel Mahkemenin taahhüdü ihlal suçunun oluştuğunu kabul ederek kurduğu mahkumiyet hükmü isabetli olduğundan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri ise, "Özel Daire bozma kararı haklı nedenlere dayanmakta olup isabetlidir, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir." görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının (KABULÜNE), Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesinin 16.05.2001 gün ve 5148-10660 sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Akhisar icra Ceza Mahkemesinin 21.07.2000 gün ve 465-801 sayılı hükmünün (ONANMASINA), dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 25.09.2001 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 23-10-2012, 14:01   #47
Av. OnurO

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/1138
K. 2012/1207
T. 14.2.2012
• TAZYİK HAPSİ ( Ödeme Şartını İhlal - Nafaka Alacakları Hariç Alacak Miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu Tarafından Her Yıl Belirlenen Aylık En Yüksek Brüt Asgari Ücret Tutarının Altında Kalan Takiplerde Uygulanmayacağı/Alacak Miktarının Tespitinde Masrafların Dahil Edilmeyeceği )
• DİSİPLİN HAPSİ ( Ödeme Şartını İhlal - Nafaka Alacakları Hariç Alacak Miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu Tarafından Her Yıl Belirlenen Aylık En Yüksek Brüt Asgari Ücret Tutarının Altında Kalan Takiplerde Uygulanmayacağı )
• ÖDEME ŞARTINI İHLAL ( Nafaka Alacakları Hariç Alacak Miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu Tarafından Her Yıl Belirlenen Aylık En Yüksek Brüt Asgari Ücret Tutarının Altında Kalan Takiplerde Bu Kanunda Öngörülen Disiplin ve Tazyik Hapsi Uygulanmayacağı )
• ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA KALAN ALACAK ( Disiplin ve Tazyik Hapsi Cezalarına İtiraz - Alacak Miktarının Lehe Yasanın Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle Altında Kalması Nedeniyle İtirazın Kabulü Gerektiği )
2004/m.340,354
ÖZET : 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 354. maddesine eklenen 4. fıkrasında, "Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz" şeklinde getirilen düzenleme ile alacak miktarı her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takipler esas alınmıştır.

Yasanın, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerli olan brüt asgari ücret miktarının altında kalan alacak miktarlarına ilişkin takipler nedeniyle yapılan şikayetler sonucu verilen ( nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç ) disiplin ve tazyik hapsi cezaları hakkında uygulanması gerekecektir. Buradaki alacak miktarından ne anlaşılması gerektiğinin saptanması zorunlu hale gelmiştir. Dairemizce de benimsenen yüksek 12. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarına göre asıl alacağın, takibe konulan ve üzerine masraf, faiz ve vekalet ücreti gibi meblağların ilave edilmediği miktar olduğunun kabulü gerekmektedir. Somut olaya bakıldığında, alacak miktarının lehe yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerli olan brüt asgari ücret miktarının altında kalması nedeniyle itirazın kabulü gerekir.

DAVA : Ödeme şartını ihlal suçundan sanık O. K.'nun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine dair İzmir 5. İcra Ceza Mahkemesinin 01/06/2011 tarihli ve 2011/559-1215 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 6. İcra Ceza Mahkemesinin 14/06/2011 tarihli ve 2011/85 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine, Adalet Bakanlığından verilen 07.12.2011 gün ve 2011/15804-62726 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 31.01.2012 gün ve K.Y.B. 2011/407709 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle dosya incelendi:

Tebliğnamede, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesi ile değişik, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun, "Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz" şeklindeki 354/4. maddesi karşısında, takibe konu aslı alacak miktarının 780,00 Türk lirası olduğu, Asgari Ücret Tespit Komisyonunca belirlenen asgari ücret miktarının ise 796,50 Türk lirası olduğu hususu gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine, takip sonrası kesinleşen alacak miktarının belirtilen asgari ücret tutarından fazla olduğundan bahisle, reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir.

Gereği görüşüldü:

KARAR : Dosya kapsamına göre, İzmir 14.İcra Müdürlüğünün 2010/3171 esas sayılı dosyasında, sanık hakkında 05.03.2010 tarihinde 680,00 TL asıl alacak ve gecikme zammı ile birlikte toplam 852,49 TL'nın tahsili için takip başlatıldığı, sanığın icra dairesinde icra memuru huzurunda 780,00 TL'nın asıl alacak, işlemiş ve işleyecek faiz, masraf ve vekalet ücretiyle birlikte toplam 1.332,39 TL'nı taksitler halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, 17.03.2011 tarihli 200,00 TL olan taksidi ödememesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine İzmir 5. İcra Mahkemesinin 01.06.2011 tarihli ve 2011/559 esas, 2011/1215 sayılı kararı ile sanığın üç aya kadar tazyik hapsine karar verildiği, alacak miktarının, Asgari Ücret Tespit Komisyonunca belirlenen asgari ücretin altında kaldığından bahisle İzmir C.Başsavcılığınca yapılan itirazın, asıl alacağın ferileri de alacak kavramı içinde bulunduğundan, takip miktarının alacak olarak kabulü gerekeceğinden İzmir 1. İcra Mahkemesinin 09.06.2011 tarihli ve 2011/1043 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 354. maddesine eklenen 4. fıkrasında, "Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz" şeklinde getirilen düzenleme ile alacak miktarı her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takipler esas alınmıştır.

Yasaların geriye yürümezliği ilkesi esas olmakla birlikte, lehe olan yasal düzenlemeden, haklarındaki hüküm kesinleşmiş olan ilgililerin yararlanması gerektiği de ceza hukukunun temel prensiplerindendir. Hal böyle olunca anılan Yasanın, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerli olan brüt asgari ücret miktarının altında kalan alacak miktarlarına ilişkin takipler nedeniyle yapılan şikayetler sonucu verilen ( nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç ) disiplin ve tazyik hapsi cezaları hakkında uygulanması gerekecektir. Buradaki alacak miktarından ne anlaşılması gerektiğinin saptanması zorunlu hale gelmiştir. Dairemizce de benimsenen yüksek 12. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarına göre asıl alacağın, takibe konulan ve üzerine masraf, faiz ve vekalet ücreti gibi meblağların ilave edilmediği miktar olduğunun kabulü gerekmektedir. Somut olaya bakıldığında, 05.03.2010 tarihinde başlatılan ve alacak miktarı 780,00 TL olan takipte, alacak miktarının lehe yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerli olan brüt asgari ücret miktarının altında kalması nedeniyle itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname yerinde görülmekle, İzmir 6. İcra Ceza Mahkemesinin 14.06.2011 tarihli ve 2011/85 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Kararın bozulması nedeniyle CMK'nun 309/4-d maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerekmekle;

SONUÇ : Borçlu O. K.'nun ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına, hakkındaki mahkumiyet hükmünün çektirilmemesine, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 14.02.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

Uyuşmazlık, 31.3.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile İcra İflas Kanunu'nun 354. maddesine eklenen "Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz." fıkrasında geçen "alacak miktarı" ile hangi bedelin kastedildiği; asıl alacak mı yoksa takibe kadar işleyen faiz ve yargılama giderlerini içeren toplam tutar mı olduğu ve bunlardan hangisine asgari ücret kriterinin esas alınacağı, İİK.nun 340. maddesi uyarınca ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemekten üç aya kadar tazyik hapsi verilen borçluya uygulanıp uygulanmayacağı konularında toplanmaktadır.

İİK.nun 354. maddesindeki değişiklikle ödeme şartını ihlal suçunun unsurları arasına "alacağın brüt asgari ücretten fazla olması" şartı ilave edilmiştir. Maddedeki "alacak"tan kasıt takipteki asıl alacak ve fer'ileri toplamı yani takip talebinde yazılı, borçluya gönderilen ödeme emrinde bildirilen miktardır. Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için takibin kesinleşmesi gerekmektedir. Kesinleşen ve taahhütte bulunulan miktarın içinde asıl alacakla birlikte fer'ileri de bulunmaktadır. Taahhüde konu borcun ya da taksidin zamanında ödenmemesi halinde asıl alacak üzerinden değil kesinleşen takipteki toplam borç üzerinden hacze devam edilir. Esasen bir hukuki ilişkiden kaynaklanan asıl alacağın tek başına takibe konulması uygulamada nadir görülür. Alacaklılar genellikle borcun icraya geçildiği tarihe kadar geçen sürede işleyen faiz ile ifanın hiç yapılmamasından ya da geç yapılmasından doğan zararlarını da takipte isterler. Bu anlamda ödeme emri ( veya takip talebi ) takip hukukunun temeli niteliğinde sayılan bir belgesidir. Maddi hukuktan doğan bir paranın ödenmesine dair cebri icra, takip talebiyle başladığı gibi ödemeden mahsup, borca yeter haczin yapılması, taahhüt tutanağının düzenlenmesi, icra tahsil harcının hesabı ödeme emrinde yazılı olan toplam alacak miktarı esas alınarak yapılır. Usulüne uygun tebliğ edilen ödeme emrinde maddi hukuka ait alacak ile birlikte alacağın fer'ileri olan faiz, ceza, KKDF, BSMV, vade farkı, gecikme zammı ve ifanın gecikmesinden kaynaklı hususlar da yer alıp itiraz görmemesi durumunda sadece asıl alacak değil tamamı takip hukuku kapsamında kesinleşir. Asgari ücret kriterini borçlu ve alacaklı arasındaki temel ilişkiye indirgemek, borçlunun ödeme emrinde yazılı maddi hukuktan kaynaklanan asıl alacağa itiraz etmeyip fer'ilerine itiraz etmesi halinde fer'ilerinden dolayı devam eden icra takibinde borçluya ceza verilemeyeceği sonucunu doğurur ki bunun kabulü takip hukukunun uygulama ve ilkelerine aykırıdır. İcra inkar tazminatı ile ilgili bir HGK kararında vurgulandığı üzere takip hukukundan doğan bir davada borçlunun ödeme emrine yapmış olduğu itirazın haklılığı takip tarihindeki maddi olgulara ve takip talebinde yazılı şartlara göre belirlenir ( 16.10.1996-711 karar ). Bu nedenle İİK.nun 354/son fıkrasında yazılı olan "alacak" miktarından kasıt hukuki ilişkiden kaynaklanan asıl alacak değil, takip hukuku alanındaki takip belgesinde yazılı olan alacak ve fer'ileri toplamıdır. İİK.nun 67. maddesindeki icra inkar tazminatının hesaplanmasına ilişkin Yüksek Yargıtay 6. ve 19. Hukuk Dairelerinin yerleşmiş içtihatları sadece asıl alacağın değil takibe kadar işleyen fer'ilerinin de esas alınacağı yönündedir. ( Y.6.HD. 06.02.2006/10705-741 ve 10.11.2005 tarih 8203-10206, 19. HD. 01.06.2004 - 2003/10729, 2004/76526, aynı yönde KURU Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, 2. Tıpkı Baskı Sh 233 ).

Somut olayda; İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2010/3171 esas sayılı dosyasında sanık hakkında 05.03.2010 tarihinde 780,00 TL asıl alacak ile işlemiş faiz toplamı 852,49 TL. nın tahsili için takibe geçildiği, sanığın kesinleşen miktar yönünden ödemeyi imzası ile kabul ve taahhüt ettiği anlaşılmıştır. Ödeme emrinde yazılı ve taahhüt tutanağında sanığın kabulünde olan 852,49 TL, suçun işlendiği 17.02.2011 tarihinde, Yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği 2011 yılının ilk yarı brüt asgari ücreti olan 796,50 TL. nın üstünde olduğundan borçluya verilen üç aya kadar tazyik hapsi ve buna yapılan itirazın reddine dair İzmir 6. İcra Ceza Mahkemesinin kararında takip hukukunun ilkeleri ile yasaya aykırı bir hal bulunmadığından kanun yararına bozma isteminin reddi gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmıyorum.
Old 26-04-2019, 17:22   #48
AV.SERTANn

 
Önemli

Taahhüdü ihlalde güncel durum nedir?Takip tarihindeki brüt asgari ücret mi yoksa taahhüt tarihindeki brüt asgari ücret mi dikkate alınmakta?

YARGITAY 19. Ceza Dairesi
Esas No : 2018/4643
Karar No : 2018/9842
Tebliğname No : KYB - 2018/63597

Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık E...'nın, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Kars İcra Ceza Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli ve 2016/143 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 30/05/2018 gün ve 94660652- 105-36-13075- 2018- Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/07/2018 gün ve KYB.2018/63597 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik İcra İflas Kanunu'nun 354. maddesinin 4. fıkrasında; "Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz." hükmü uyarınca, suçun oluşumu için, takip tarihindeki asıl alacak miktarının brüt asgari ücretin üstünde olması gerektiği, Kars 1. İcra Müdürlüğünün 2015/6925 esas sayılı dosyasındaki 15/12/2015 tarihli takibe konulan asıl alacak miktarının 667,35 Türk lirası olduğu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 01/07/2015-31/12/2015 tarihleri için belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının ise 1.273,50 TL Türk lirası olduğu, takibe konulan asıl alacak miktarının 2015 yılı ikinci yarısı için belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kaldığı anlaşılmakla, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Kars İcra Ceza Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli ve 2016/143 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
taahhüdü ihlal suçunda ekonomik sosyal durum araştırması ocean10 Meslektaşların Soruları 9 05-12-2012 17:47
mbb,taahhudu ihlal,asgari ücret.... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 13 19-07-2011 21:12
İcra cezada taahhüdü ihlal suçunda savunma usulü hakkaniyet_ Meslektaşların Soruları 33 29-01-2010 22:41
Taahhüdü ihlal suçunda makbul sebep -Yargıtay kararı hakkaniyet_ Meslektaşların Soruları 10 22-12-2009 16:59
Devlet sırrına 75 yıllık süre sınırı getirildi Seyda Hukuk Haberleri 1 19-03-2009 23:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08007789 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.