Menfi Tespit Davası ve İpotek - Hacizlerin Kaldırılması

Sayın Meslektaşalarım fikrinizi almak istediğim bir hukuki problem mevcut.

Türkiye de taşınmaz edinen bir yabancı müteahhite taşınmazın bedelini 2005 yılında ödüyor 5-6 yıldan beride kendisi bir fiil bu taşınmazı kullanıyor fakat tapu tescili mahkeme kararı ile 2010 yılında yapılabiliyor. Aynı hakkın doğum tarihi 2006 yılı

fakat taşınmaz üzerinde 2008 ve 2009 yıllarında serh düşülmüş ipotek ve hacizler mevcut.

Bu ipotek ve hacizlerin hiç birinde borçlu olan taraf müvekkil değildir. Müteahhit ile Alt Müteahhit arasında kredi çekilmesi sırasında kurulmuş ipoteklerdir.

Bu ipoteklerin kaldırılması için Menfi Tespit Davası ve İpotek Fekki istenmesi yararlı ve isabetli bir hukuki çare olabilir mi?

Bu konuda yararlı yargıtay kararlarına ulaşamadım

Yardımlarınız bekliyorum..

Teşekkür Ederim

Sayın Meslektaşım,
Anladığım kadarı ile müvekkiliniz, müteahhitten satın aldığı dairenin tapuda kendi adına tescilini ancak 2010 yılında yaptırabilmiş. Tapu da tescil işlemi yapılana kadar geçen sürede tapuda malik olarak görünen kişinin 3.kişiler lehine tesis etmiş olduğu ipotekler ve konulmuş olan hacizler korunacaktır.Kanımca, ancak ipotek bedellerini ve haciz konulan icra dosyaları tutarlarını ödeyerek kaldırabilir ve bu zararınızı Müteahhitten ancak talep edeilirsiniz.
Saygılar

İlginiz ve cevabınız için teşekkür ederim.
Şu hususlarıda belirtmekte yarar görüyorum:
Müteahhitten alacaklarını alamayan taşeron firma mal sahibi borçlanıyor ve bu borçlarından dolayı 300.000 civarinda haciz konuluyor gayrimenkulüne, fakat hacizler 2008 2009 tarihinde konulmuş olmasına rağmen müvekkilimin ayni hakkı 2006 yılında doğmuştur ve tapu devri dava ancak bittiğinden 2010 yılında yapılabilmiştir. söz konusu hacze konu alacak bakımından müvekkilim borçlu sıfatı taşımamaktadır. malı 2006 satmış olmasına rağmen 2008 ve 2009 da bu mala haciz konulmasına hiç bir itirazı olmayan mal sahibi kötü niyetlidir. ayrıca mal sahibinin başkaca gayrımenkulleride vardır. bu sebeple hacizlerin kaldırılmasını veyahut başka taşınmazlara kaydırılmasını menfi tespit davası ile birlikte talep etmenin hukuki bir yararı olur mu diye düşünüyorum

Sayın Canberk,

Av. Ergün cevabına aynen katılıyorum. ancak sorunuzda yer alan "aynı haklar 2006 yılında doğdu" ifadesinden tam olarak neyi kastettiğinizi anlayamadım.zira 2006 olarak vermiş olduğunuz tarih haciz ve ipotek tesis tarihlerinden öncesidir. belki bu tarih itibariyle oluşan işlem işinize yarayabilir. aksi halde 2010 yılı itibariyle mülkiyete hak kazanan müvekkiliniz bakımından meslektaşımın tespitlerini doğru buluyorum. bu aşamada açacağınız menfi tespit veya ipotek fekki davalarının -ilgili dönemde malik sıfatına haiz olmamamız nedeniyle- lehinize sonuçlanmayacağı kanaatindeyim.

acaba müvekkilin mülkiyetle ilgili açmış olduğu ve 2010 da sonuçlanan davanın gerekçeli kararında "takyidatlardan ari" veya benzer bir ifade mevcut mu? bu veya buna benzer bir ifade varsa işiniz zaten hallolmuş demektir.

selamlar

taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereği müvekkilimce kendi edimi olan taşınmazın bedelini ödeme borcu yerini getirilmiş ve bahse konu gayrımenkule ilişkin olarak bir ayni hakkı doğmuştur. fakat karşı tarafça tapu devri yapılmadığından dava açılmış ve tapu tescili 2010 da sağlanabilmiştir. ögrenmek istediğim husus şu 2006 tescil olması gereken gayrımenkulün tescilinin 2010 da yapılmasında müvekkilimin hiç bir kusuru yokken arada geçen dört yılda kurulan hacizlerden sorumlu olması ve kaldırılaması hukuken korunmsı gereken bir durum mudur? müvekkilim ne hacze konu borçta tarafdır ne de geç tescil sorumludur?

Değerli meslektaşım,

Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden açılan davada, gayrimenkulün ayni ile ilgili bir uyuşmazlık söz konusu olduğundan ihtiyati tedbir talep edilmiş olmalı. Eğer işbu dava ile ilgili ihtiyati tedbir talep edilmiş ve Mahkemece karar verilmiş ise bu takdirde konulan hacizler bu tedbir çerçevesinde sonraya kalır ancak bu halde ipotek tesisi mümkün olamayacaktır. Tedbir talebi reddedildi ve neticeten bu duruma gelindi ise son ihtimal olarak Adalet Bakanlığının sorumluluğu düşünülmelidir.

Saygılar ,