21-05-2006, 02:32 | #1 |
|
MK 166/4'e göre Boşanma Davası
Benim sorum M.K 166/4 fıkrasıyla ilgili olacak.Acaba ben yanlış mı anlıyorum.Bu fıkraya göre bir boşanma davası açılmış olsun sebebi ne olursa olsun.eğer bu boşanma davası red olursa tarafların 3 yıl beklemek zorunluluğu mu var?Diyelim adam terk nedeniyle boşanma davası açtı.Fakat terk nedeniyle açılan boşanma davasının şekil şartalarına uymadığı için dava red olundu.(Diyelim terkte ihtarnameyi 4 ay geçmeden çekti).
Şimdi adam tekrar başka bir boşanma davasına dayanarak boşanma davası açamayacak mı?Örneğin adamın karısı dava red olduktan sonra; kadın başka bir erkekle zina yapmış.Şimdi adam dava açmak için 3 yılmı bekleyecek. |
21-05-2006, 22:48 | #2 |
|
avukat değilim ama terk nedenine dayalı davalarda eşin eve bir gün gelmesi bile davayı açan kişi boşanamaz çünkü eve dön ihtarına geldiği için ayrıca zinaya dayalı ayrı dava açabilir niye açmasınki tabiki delil kanıt varsa avukatlar daha iyi cevaplar ama bildiğimi yazmak istedim yanlış biliyorsam özür dilerim
|
21-05-2006, 23:36 | #3 |
|
Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. |
22-05-2006, 11:15 | #4 |
|
Sayın Arzaplı,
MK 166/4 başlı başına bir boşanma sebebidir. Davanızı fiili ayrılığa dayandıracaksanız, en az 3 yıl önce rededilmiş ve kesinleşmiş bir boşanma davasının(sebebi ne olursa olsun)bulunması gerekmektedir. Fiili ayrılığa dayalı davada hakimin takdir yetkisi bulunmamaktadır. Önceki dosya incelenecek, kesinleşme tarihinden itibaren 3 yılın geçip geçmediğine bakılacak ve bu süre içinde tarafların biraraya gelmediği kanıtlanırsa başkaca bir araştırmaya gerek kalmaksızın dava sonuçlanacaktır. Dolayısıyla sözkonusu 3 yıl zorunlu bekleme süresi değil, taraflara tanınmış bir haktır.Bunun için de, 3 yıl içinde diğer boşanma sebeplerine dayanarak dava açılabilmektedir. Saygılarımla |
29-06-2006, 13:50 | #5 |
|
boşanma yada ayrılık
Tarafların istemi üzerine hakim boşanmaya değilde ayrılığada karar verebilir.Taraflar bu ayrılık süresince ayrı yaşama hakkına sahiptir.Ancak evlilikten doğan tüm yükümlülükler devamını korur ozellikle sadakat yükümlülüğü.3 yıl ayrı yaşayan eşler 3. yılın sonunda ortak hayatı yeniden kuramamışlarsa ımkansız ise hakim boşanmaya karar verebilir.
saygılarımla... |
29-06-2006, 13:57 | #6 |
|
Syn: Ebru 75 zina davası ile ilgili hak düşüm sürelerini vermiş.Bu süreyi sadece zina için solemek doğru olucagını zannetmıorrum.Pek kötü muamele ve onur kırıcı davranısta bu süre kapsamına girer.Buradada hak düşümü süreleri vardır.Ve bunun gıbı bır kaç konuda daha.
|
29-06-2006, 14:10 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Sayın çağdaş, Sayın arzaplı'nın sorusu TMK 166/4 ile ilgilidir. Siz hangi soruya yanıt vermek istediniz? Saygılarımla |
30-07-2006, 23:53 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Ergin, bahsettiğiniz hususta MK 184 ile bir çelişki yok mudur? |
31-07-2006, 11:07 | #9 | |||||||||||||||||||
|
Bence bir çelişki yoktur. Sanırım Sayın Ergin, boşanma sebebinin yani fiili ayrılığın, boşanmayı gerektirip gerektirmeyeceği konusunda takdir yetkisi yoktur demek istedi. Fiili ayrılığın mevcut olup olmadığını ise hakimin araştırma yetkisi tabi ki vardır.
|
31-07-2006, 11:09 | #10 |
|
nasıl bir çelişki, biraz açar mısınız
|
31-07-2006, 11:37 | #11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın selimbalku, sorulan soru yukarıdadır.
Benim verdiğim cevap da budur. Sayın Özoğul benim yerime açıklamış zaten. Ama ben maddenin ilgili fıkrasını da aktarayım.
Görüldüğü üzere kanun hükmü emredicidir. "Sayılabilir" "karar verilebilir" denmemiştir. Hakimin bu hususta takdir yetkisi bulunmamaktadır. Hakim önceki dosyayı inceleyecek, kararın kesinleşip kesinleşmediğine bakacak; kesinleşmişse, o tarihten itibaren 3 yıl içinde tarafların biraraya gelip gelmediğini araştıracak; biraraya gelmemişlerse, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılacak ve boşanma kararı verecektir. Dolayısıyla 184 üncü madde ile ilgili bir çelişki bulunmamaktadır. Saygılarımla |
31-07-2006, 12:17 | #12 |
|
MADDE 166.- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. MADDE 184.- Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir: 1. Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz. 2. Hakim, bu olgular hakkında gerek re'sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. 3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz. 4. Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder. 5. Boşanma veya ayrılığın fer'i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. 6. Hakim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir İki maddeyi ayrıntılı olarak incelersek kanımca bir çelişki olduğunu görürüz aslında çelişki olan hükmün esası değil, tatbikin yanlışlığıdır. Şöyle ki; 166/4 bağımsız bir boşanma sebebi olduğunu söyledik, Sayın Ergin’in belirttiği gibi hâkimin takdirine bırakılmadan taraflar boşanıyor ki bu hususa katılıyorum uygulama böyledir. Ancak hâkimin takdirine bırakılmadan boşanmanın kati’liğinin dayanağını ben bulamadım… 166/3 fıkrasının son cümlesine dikkat edersek (altını çizdim) tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı açıkça yazılmıştır ancak 4. fıkrada böyle bir açıklama yapma bilakis lüzum görünmemiştir… 184. madde hükmü ile yargılama usulü belirtilmiştir. 166/4 bu hükmü bertaraf edip emredici hukuk kuralı koymuştur, kanımca bu çelişki yaratmaktadır, şöyle ki 184 md ile hâkime boşanmanın olguları oluştuğuna dair vicdanen rahat değilsen boşama denmiş, peki 166/4 demiş ki, eğer bir boşanma daha önceden reddedilmişse ve aradan 3 yıl geçmişse ve taraflar hala bir araya gelmemişse sen vicdanına falan bakma tarafları boşa… (amiyane betimleme yaptığım için özür dilerim) Bir misal vererek açıklayım, Başkasına aşık olan Ahmet, Ayşe’ye boşanma davası açmıştır, dava reddedilmiştir. Reddedilen davadan sonra Ahmet Ayşe ile arasını iyi tutmuş, arada bir, görüşmüş, “sen benim karımsın demiş” ancak Ahmet çalışmak zorunda olduğunu söyleyerek sevgilisiyle yurtdışına çıkmıştır, 3 yıl süre ile yurt dışından dönmemiş, ancak karısı Ayşe’yi arada bir telefonla arayarak gönlünü hoş etmiş, çocukların masrafları için para göndermiş, hatta senede 1-2 defa Ayşe’yi yurt dışından ziyarete gelmiş. Ayşe de kocam beni seviyor diye evli gibi yaşamaya devam etmiştir(olay kurgusal değil gerçektir) 3 yılın neticesinde 166/4 göre açılan boşanma davasında, hâkim ortak hayat kurulamadı diye tarafları boşar. Vicdanen hâkime takdir hakkı verilmemiştir. Taraflar 3 yıl bir araya geldi mi, gelemedi… Peki ya ortak hayatın kurulamadığını belirleyecek olan makam kimdir? Hâkim burada ortak hayat kurulamadığından dolayı tarafları boşayacaktır ancak 184 de belirtilen vicdani olgular oluşmadan… Çözüm olarak 166/4 hükmün son cümlesine 166/3 deki gibi bir hüküm eklenmedikçe, kanımca çelişkiye mahal verecektir… Teşekkürler |
31-07-2006, 14:02 | #13 |
|
Sayın selimbalku,
Benim yanlış bilgi verdiğimi düşündüğünüzü sanmıştım.O yüzden açıklama yapmıştım. Saygılarımla |
02-08-2006, 21:00 | #14 |
|
TMK.166/4 ile ilgili bir soru:
Hakim, önceki redle sonuçlanan ve kesinleşen kararı takip eden üç yıl içinde taraflar her ne sebeple olursa olsun bir araya gelmemişlerse, boşanmaya karar verir demekte hüküm. Yani hakimin bu fıkrayla ilgili takdir hakkı yok ve kimin başvuruda bulunacağı da yine madde metnine göre önem arzetmiyor. Öyleyse kusur araştırması da yapmıyor hakim, yapamıyor. Peki bu nedene dayalı olarak açılan davalarda maddi ve manevi ödence istemlerinin akibeti ne olacak? Diyelim ki her iki tazminat türü de, kusur araştırmasına gidilemeyeceğinden yapılamayacak. Peki mal rejimleri ile ilgili durum ne olacak? Katkı payı davalarının yürütülmesine bir engel yok herhalde, değil mi? (Daha önce uygulamasıyla karşılaşmadım) Saygılarımla. |
04-08-2006, 18:40 | #15 |
|
sayın sehper,
boşanma konusunda kusur araştırması yapmayacaktır ama maddi- manevi tazminat talebi sözkonusuysa doğaldır ki kusur araştırmasına girecektir. Hakim boşanma hükmünü 3 yıllık ayrılığa dayandıracak, tazminata ilişkin hükmünü de kusura dayandıracaktır. Saygılarımla |
31-12-2007, 14:47 | #16 |
|
bu konudaki en son cevap 2006 yılında verilmiş ama benim soracağım husus acaba reddedilen boşanma davasının red sebebi önemlimidir? mesela terk nedeniyle açılan bir boşanma davasında ihtar şartı gerçekleştirilemediğinden reddedilmişse 3 yıl sonra boşanma davası MK 166/ 4.md ye göre açılabilir mi? Yoksa red sebebi önemlimidir? yukarıda da bu soru sorulmuş ama cevaplanmamış oyüzden tekrar sormaktayım.şimdiden teşekkür ederim ve tüm türk hukuk sitesinin üyelerinin yeni yılını kutlarım.
|
31-12-2007, 15:12 | #17 | |||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım . Medeni Kanun madde 166/4
Daha önce ki mesajlardanda anlaşılacağı üzere burada boşanma davasının hangi nedenle reddedilidiği önem arz etmemektedir. ''Boşanma nedenlerinden herhangi biriyle'' demek suretiyle boşanma davasının hangi nedenle açıldığı ve hangi nedenle reddedildiği hususları arasında bir ayrım yapılmamış olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarınızda başarılar. |
21-02-2008, 15:52 | #18 |
|
MK 166/son ile ilgili farklı bir durum için birçok kaynaktan arayıp en sonunda bulduğum bir Yargıtay kararını ekliyorum.
Karar, taraflar arasındaki reddedilip kesinleşen ilk davadan sonra 3 yıl geçmeden açılmış ikinci (hatta üçüncü) bir dava bulunması hali ile ilgili. T.C. YARGITAY 2. Hukuk Dairesi 2004/2016 Esas 2004/5035 Karar 20.04.2004 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden İ. Ö. vekili Av. A. H. N. geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması icin duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandıgı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlıslık görulmemesine gore davacının sair temyiz itırazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine gore boşanma kararı verilebilmesi için reddedilen boşanma davasının taraflar arasındaki en son dava olması gerekli değildir. ( Y2HD 25.01.1994 E.12290 - K.698 ) O halde taraflar arasındaki diger bosanma dosyaları incelenmeden yazılı bicımde hükum kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Hükmün bozma kapsamı dışında kalan kesimlerinin l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, hükmün 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 375.000.000 lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 20.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
26-06-2009, 10:46 | #19 |
|
Aradan bir yıl geçmiş ancak konuyu yeniden canlandırmak adına soruyorum.Diyelim ki taraflardan biri fiili ayrılık süresi dolmadan fiili ayrılık sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış.Bu davanın reddedileceği açıktır.Bu defa davacının bu davasından vazgeçerek veya vazgeçmeden yeni bir sebebe dayalı boşanma davası açması mümkün müdür?Veya yargılama devam ettiği sürede fiili ayrılığa ilişkin 3 yıllık süre dolmuşsa eski davadan vazgeçerek yeniden fiili ayrılığa dayalı boşanma davası açılabilecek midir?
|
26-06-2009, 11:10 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
1- Hukuki sebepleri faklı olan iki dava açmak mümkündür. Örneğin, fiili ayrılığa dayalı dava devam ederken, diğer taraf zina yapmışsa; zinaya dayalı dava da açılabilir. Derdestlik sözkonusu olmaz. 2- Mesajınızın hemen üzerindeki karardan da anlaşılacağı üzere, fiili ayrılık davasının dinlenebilmesi için taraflar arasında görülen(ve kesinleşen) son davadan itibaren 3 yıl biraraya gelinmemiş olması şarttır. Bu nedenle verdiğiniz örmekte dava red edilecektir. |
26-06-2009, 11:26 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-06-2009, 12:33 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Hem KHS'ye yazıp aynı anda meslektaş sorusu yanıtlamamak lazımmış. Hızlı okurken yanlış okumuşum. |
26-06-2009, 13:03 | #23 |
|
Evet galiba biraz hızlı okumuşsunuz ben zaten davanın reddedileceğini yazmıştım.Siz tekrar davanın reddedileceği konusunda görüş bildirmişsiniz.
|
26-06-2009, 13:06 | #24 |
|
Aslında sorum çok net olmadı galiba.Fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davasının reddedilmesi beklenmeden bu davadan vazgeçerek yeniden fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilir mi?(İlk reddedilen davanın kesinleşme tarihi nazara alınarak.)
|
26-06-2009, 13:10 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
Fiili ayrılık hukuksal nedenine dayalı ilk davanız 3 yıllık süre dolmadan açılmış ve bu dava devam ederken 3 yıllık süre dolmuşsa, redde mahkum bu davanızdan feragat edip aynı hukuksal nedene dayalı yeni bir dava açabilirsiniz. |
26-06-2009, 15:24 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Sizin mesajınızı değil, Yargıtay kararını yanlış okumuşum. Sizin sorunuza verdiğim yanıt ikinci davanızın da red edileceği yönünde idi. Her ne kadar Cengiz Bey'in sunduğu karar aksini söylüyorsa da, bu konudaki tek karar varsa ikna olmam. Yargıtay'ın kökleşmiş görüşü varsa, saygı duyarım. |
26-06-2009, 15:44 | #27 |
|
Sayın Aladağ davadan feragat edersem ikinci kez aynı sebebe dayalı olarak davayı nasıl açabilirim ki?Davayı takipten vazgeçsem daha doğru olmaz mı?Yoksa feragat mi etmeliyim.Günlerden cuma saat akşamüstü.Haliyle aklım durdu.
|
25-05-2010, 13:15 | #28 |
|
konu açıkken bir soru sormak istiyorum. mk 166/son a göre açılan bir dava reddedildi. gerekçede mahkeme şöyle demiş; "...her ne kadar iş bu davada mahkemenin kusur araştırması yapma yetkisi olmasa da, davacının eşine ailesinin evinden bağımsız bir ev kuramadığı, eşinin ise aileden bağımsız bir evin olması halinde davacıya geri döneceği tanık beyanlarıyla da sabit olduğu, ancak davacının bağımsız bir ev kuramadığı, dolayısıyla da iş bu ayrılıkta davacının kusurlu olduğu ve daha fazla kusurlu olan tarafın da kendi lehine boşanma hükmü elde etmesinin hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği için davanın reddine..." bu red kararının üzerinden üç yıl geçmiş ve taraflar halen daha bir araya gelememişler. Şu halde tekrardan MK166/son a dayalı boşanma davası açabilir miyiz? Ayrı bir ev kuramamak kusurun davacıda olduğu anlamını mı taşır? (sonuçta evlenirken davalı kayınvalide yanında oturacağını bilerek evlenmiş)
|
26-05-2010, 10:49 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Kararın kesinleşmesinden itibren 3 yıl sonra taraflar hala bir araya gelmemişlerse 166/4 uygulanabilir. Ancak bu şu anlama gelmiyor, başka sebeplerle de dava açılabilir. "Terk" sebebiyle boşanma davası açıp da davası esastan yada usulden reddedilen kişinin eşi bir süre sonra "zina" yapacak olsa, 3 yıl boyunca buna göz mü yumacak; dava açma hakkı olmayacak mı!!!! Kanun maddesi garip anlam taşısa da ruhu itibariyle tespitimin doğru olduğunu düşünüyorum. |
26-05-2010, 11:02 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın av.kadirpolat, 166/4 ün amacı, bir sebepten dolayı boşanma davası red olmuş(haksızlığı sabit olmuş diyelim) eşin, yıllarca dava açamamasının, kangren olan bir ilişkiye devam etmek mecburiyetinde kalmasının önüne geçmektir. Geçmişte (1991 yılından önce) davası red olmuş ama 16-17 yıl ayrı yaşamasına rağmen yeni bir sebep bulamadığı için dava açamayan ve yeni bir hayata başlayamayan eşlere avantaj olarak getirilmiş bir hükümdür. Yani anladığınız şekilde "ceza" değildir. Açıkladığım nedenle ve sizin de belirttiğiniz gibi eşler 3 yıl beklemek zorunda kalmadan, bir başka sebebe dayanarak boşanma davası açabilecektir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Alman hukukuna göre boşanma | av.zuhala | Meslektaşların Soruları | 6 | 08-12-2009 14:43 |
Yüz kızartıcı suç-boşanma davası | Av.Zeynep | Meslektaşların Soruları | 5 | 09-05-2006 17:19 |
Boşanma Davası | haticek | Hukuk Soruları Arşivi | 17 | 17-03-2006 13:57 |
Boşanma Davası | tkirpik | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 13-02-2002 18:41 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |