Müdahalenin Men-i, Katkı Payı, Tapu İptal ve Tescil

Olay: A (malik) ve B (eski eş) olsa,

- A ile B boşanmış,
- B, 2000 yılında %50'şer hisse ile aldıkları evin kendine düşen %50 payını 2005 yılında sonuçlanan anlaşmalı boşanma davası sırasında tazminat olarak A'ya devretmiş,
- Boşanma sonrası bir süre aynı evi paylaşmışlar ancak boşanmadan 1,5 ay sonra B başka bir bayan ile evlenmiş,
- Bu evliliği çok sonra öğrenen A, B'nin evden ayrılmasını istemiş ancak B evi terk etmemiş,
- Zor durumda kalan A, evden çıkmak zorunda kalmış,
- Bir süre sonra A, evi boşaltması için B'ye ihtarname göndermiş, B ise, tapu iptal ve tescil davası açacağına yönelik cevap vermiş,
- B hala diğer bayan ile evlidir.

Bu durumda;

1. A müdahalenin men-i davası mı açmalıdır yoksa fuzuli işgal nedeni ile tahliye davası mı (Oğuzman'a göre ikisi aynı dava zaten)?

2. B'nin katkı payı davası açması halinde, %50 tazminat olarak verdiği hisse üzerinde de talepte bulunabilmesi mümkün müdür?

3. B, A aleyhine tapu iptal ve tescil davası açabilir mi?

Şimdiden teşekkür ederim.

Saygılarımla.

Sayın İussy,Fuzuli işgal nedeniyle tahliye davası ile men-i müdahale davası aynı davalar değildir.
Yetkisi olmayan kiracının devri halinde 6570 sayılı yasanın 12. maddesi gereğince dava sulh huukuk mahkemesinde açılır . Ancaaakkk.. kiracının böyle bir devri olmaksızın, (sizin olayınızda olduğu gibi) hiç bir hukuki sebebe dayanmaksızın davalı kendiliğnden dava konusu yeri işgal ediyor ise burda 6570 sayılı yasanın 12. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Medeni kanun genel hükümlerne göre , MÜDAHALENİN MEN-İ ni talep edeceksiniz, oda müdahale edilen yerin değerine göre asliye yada sulh hukuk mahkemseinde açılır.
İkinci nokta B. A aleyhine kanaatimce tapu iptal ve tescil davası açamaz, zira ortada kesinleşmiş bir mahkeme ilamı var.

Sayın Fylozof,

Uygulamada aynı mahiyette olduğuna, eskiden gelen bir alışkanlık olduğuna yönelik bir ibare geçtiğini anımsıyorum sayın hocamızın kitabında ancak haklısınız elbette ki 6570 sayılı Kanun'un 12. maddesi çerçevesinde fuzuli şagil olunması mümkün oluyor, nitekim Yargıtay içtihatları da bu doğrultuda.

Peki sizce 2000 yılında A'nın üzerine olan pay üzerinde katkı payı iddia etmesi mümkün olur mu?

Teşekkür ederim ilginize.

Saygılarımla.

Sayın İussy, bildiğiniz gibi herkes herşeyi talep edebilir önemli olan bu talebinin hukukencmeşru ve yasal bir zemine dayanması, %50 ile ilgili verilen hüküm kesinleştiği için, ve ortada kesinleşmiş bir mahkeme hükmü olduğu için , bu konuda B nin yapabileceği bir şey olacağını zanetmiyorum. Dava açsa bile bir sonuç alacağını sanmıyorum. saygılar.

Sayın Fylozof,

Boşanma davası sırasında tazminat mahiyetinde verilen %50 ile ilgili bir çekincem yok açıkçası, ben aslen 2000 yılında, taşınmaz ilk alınırken, müvekkilin üzerine yapılan %50 paya yönelik olarak katkı payı açısından düşünüyorum.

Elbette herkes, her şey için dava açabilir. Ancak takdir edersiniz ki, benim öğrenmek istediğim, yaptığım araştırmalara rağmen, siz sayın meslektaşlarımın deneyimlerine başvurmak kaydı ile, öngöremediğim veya gözden kaçırdığım hususların var olup olmadığıdır. Yoksa elbette ki, her konuda dava açılabileceği hususunda haklısınız

Tekrar teşekkür ederim

Saygılarımla.

Sayın iussy,
A'nın üzerine tescil ettirilen %50 pay MK'da yapılan değişiklikten önce 2000 yılında alınmış olup, bu nedenle payın alındığı tarihte yasal mal rejimi edinilmiş mallara katkı rejimi değildi.Bu nedenle bu pay üzerinde B katkı payı olduğunu iddia edemez.Bu payla ilgili olarak tapu iptal tescil davası açması ise zaten mümkün değildir.Saygılarımla.

Sayın meltem2007,

İlginize ve cevabınıza teşekkür ederim.
İyi çalışmalar.

Saygılarımla.