Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ecrimisil Davası Devam Ederken Dava Süresince İşleyen Ecrimisil Talebi Nasıl Olacaktır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-01-2013, 11:18   #1
gzmkws

 
Önemli Ecrimisil Davası Devam Ederken Dava Süresince İşleyen Ecrimisil Talebi Nasıl Olacaktır?

Kolay gelsin melketaşlarım bir konu hakkında bilginize ihtiyacım var cevap verirseniz sevinirim

Müvekkil ile davalı arasında yapılan anlaşma gereği müvekkilin dairesine karşılık davalının dükkanı kullanılacak böylelikle karşılıklı kira bedelleri ödenmeyecekti. Müvekkilin dükkanı boşaltması ile birlikte davalıya dairesini boşaltması ihtar edilmesine rağmen daire boşaltılmadı daha sonra dairede geçirilen süre olan 3 aylık döneme ilişkin ecrimisil talepli dava açtık. Sorum şu; dava devam ederken hala evde oturmakta olması nedeniyle dava süresi içerisinde ecrimisil bedeli nasıl talep edilmelidir?
Old 29-01-2013, 11:30   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceğinden dava tarihinden sonra işleyen ecrimisil yönünden ayrı dava açmanız gerekecektir.
Old 29-01-2013, 11:31   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/6072
Karar: 2011/16020
Karar Tarihi: 20.10.2011


ECRİMİSİLİN TAHSİLİ DAVASI - DAVACININ TAŞINMAZDAN DAHA YÜKSEK GELİR ELDE EDECEĞİNİ İSPAT ETMEDİĞİ - KİRA SÖZLEŞMELERİNİN EMSAL ALINACAĞI - DAVANIN AÇILDIĞI TARİHE KADARKİ ECRİMİSİLE HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ - EKSİK HESAPLAMA YAPILDIĞI - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Davacı taşınmazdan daha yüksek gelir elde edeceğini iddia ve ispat etmediğine göre, davalılar tarafından sunulan aynı taşınmazlarla ilgili kira sözleşmeleri emsal alınarak, her dava açıldığı tarihteki koşullara göre hükme bağlanacağından, davanın ... tarihinde açılmış olması da nazara alınarak ... yılı için bu tarihe kadar olan kısım için hesaplanacak ecrimisile hükmedilmek gerekirken eksik hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

(1086 S. K. m. 428)

Dava: Dava dilekçesinde 10.000,00 TL (ıslahen 69.519,54 TL) ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı S. E. yönünden reddi, diğer davalılar yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili; müvekkilinin E. çiftliği olarak bilinen G. köyü, 131, 130, 129 ve 128 parsel sayılı taşınmazların 1/4 oranında maliki bulunduğunu, taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığını ve müvekkilinin elde edilen gelirden yararlanamadığını bu nedenlerle; 2007-2008 ve 2009 yıllarına ait ecrimisil bedeli 10.000,00 TL.nin avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar N. U. E. ve M. E. Z. vekili; müvekkillerinin davacıya herhangi bir ecrimisil borçları olmadığını bu nedenle, diğer davalı S. ise taşınmazdaki hissesini diğer davalılara kiraya verdiğini bu sebeple kullanımı olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın davalı S. E. yönünden sübut bulmaması sebebiyle reddine, diğer davalılar hakkında ıslah edilen kısımda nazara alınarak tam gelir yoksunluğu ilkesi uyarınca hesaplanan 69.519.54 TL için kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, haksız işgalden dolayı istenebilecek ecrimisil miktarı tam gelir yoksunluğu olabileceği gibi, taşınmazın getirebileceği kira parası da olabilir. Tam kar mahrumiyeti; taşınmazın, davacı tarafından kullanılamaması sebebiyle elde etmekten mahrum kaldığı kardır. Kira geliri ise, taşınmazın normal olarak getirebileceği kira parasından ibarettir.

Davacı, taşınmazının işgali sebebiyle yüksek miktarda gelir mahrumiyetine uğradığını ispat edemediği durumlarda, taşınmazın asgari kira getirişinin hesap edilerek tazminine karar verilmelidir. Bunun içinde benzer yerlere ait kira sözleşmeleri taraflardan istenmeli bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında keşif yapılarak emsal yerlere ait bu kira sözleşmeleri esas alınmak suretiyle, davaya konu taşınmazın büyüklüğü ve kullanım biçimi de gözetilerek işgal tarihindeki kira parası (ilk dönem için ecrimisil miktarı) belirlenmeli, sonraki yıllar için ise, Üretici Fiyat Endeksi artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemlerin ecrimisil miktarları hesap edilmelidir.

Somut olayda, emsal kira sözleşmeleri sunulmamış ve incelenmemiştir. Davalılar arasında yapılan 8.6.2006 tarihli kira sözleşmesiyle davalı S. aynı taşınmazlardaki 12/64 hissesini yıllık 35.000,00 TL'ye her yıl endeks oranında artırılması koşuluyla kiraya vermiştir. Davacının hissesi 16/64 olmakla daha fazla olduğu gibi, kiranın 2007 ve devam eden yıllarda endeks oranında artışı da nazara alındığında hükmedilen miktardan çok fazla kira getireceği anlaşılmaktadır.

O halde, davacı taşınmazdan daha yüksek gelir elde edeceğini iddia ve ispat etmediğine göre, davalılar tarafından sunulan aynı taşınmazlarla ilgili kira sözleşmeleri emsal alınarak, her dava açıldığı tarihteki koşullara göre hükme bağlanacağından, davanın 28.4.2009 tarihinde açılmış olması da nazara alınarak 2009 yılı için bu tarihe kadar olan kısım için hesaplanacak ecrimisile hükmedilmek gerekirken eksik hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K. nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 29-01-2013, 11:32   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

1.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/7697
Karar: 2011/9109
Karar Tarihi: 21.09.2011


EL ATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL DAVASI - HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI NİTELİĞİNDEKİ ECRİMİSİL DAVALARINDA DAVA TARİHİNE KADAR GERÇEKLEŞMİŞ ZARARIN İSTENEBİLECEĞİ - MUHTEMEL ZARARIN SONRADAN AÇILACAK DAVADA İLERİ SÜRÜLEBİLECEĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil; karşı dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali-tescil isteklerine ilişkindir. Haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil davalarında ancak dava tarihine kadar gerçekleşmiş zararın istenebileceği, dava tarihinden sonra gerçekleşmesi muhtemel zararın sonradan açılacak davanın konusunu oluşturacağı gözetilmeksizin dava tarihinden sonraki döneme ait ecrimisile hükmedilmesi isabetsizdir.

(4721 S. K. m. 683)

Dava: Taraflar arasında görülen davada:

Davacı, 144 Sayılı parseldeki 3 numaralı meskeni davalılardan satın aldığı halde kendisine teslim etmediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, taşınmazın teminat amacıyla davacıya devredildiğini, borcu ödemeye hazır olduklarını belirtip, karşı davalarıyla tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuşlardır.

Mahkemece, karşı davanın kanıtlanamadığı, davalıların taşınmazı kullanmalarının haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Karar, davalı-karşı davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla: Tetkik Hakimi M. A.'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil; karşı dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali-tescil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, karşı davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine; davalıların taşınmazı kullanmalarını haklı kılacak hukuki bir sebep bulunmadığı gerekçesiyle de asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.

Gerçekten de, çekişmeli taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, davalı-karşı davacıların kayda karşılık üstünlük sağlayacak ve kullanımlarını haklı gösterecek bir delil ibraz edemedikleri gözetilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik yoktur. Davalı-karşı davacıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine,

Ne var ki, haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil davalarında ancak dava tarihine kadar gerçekleşmiş zararın istenebileceği, dava tarihinden sonra gerçekleşmesi muhtemel zararın sonradan açılacak davanın konusunu oluşturacağı gözetilmeksizin dava tarihinden sonraki döneme ait ecrimisile hükmedilmesi isabetsizdir.

Öte yandan, karşı davada keşfen saptanan dava değeri üzerinden yargılama sırasında harç ikmali yapılmadığına göre, karşı dava dilekçesindeki değer üzerinden karşı davalı lehine vekalet ücreti tayin edileceği düşünülmeyerek karşı davacılara fazla vekalet ücreti yüklenmesi de doğru değildir.

Sonuç: Davalı-karşı davacıların açıklanan nedenlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 21.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 29-01-2013, 11:32   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

1.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/5165
Karar: 2011/6011
Karar Tarihi: 23.05.2011


ELATMASININ ÖNLENMESİ DAVASI - ECRİMİSİL İSTEMİ - DAVAYA KONU EDİLEN DÖNEMDEN SONRAKİ DÖNEM İÇİN ECRİMİSİL İSTENEBİLECEĞİ - YANILGILI DEĞERLENDİRME İLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU

ÖZET: Elatma olgusu haksız eylem niteliğindedir. Her elatma olgusu yenilendikçe ayrı bir davanın konusunu teşkil eder. Esasen, her dava bazı istisnai durumlar dışında açıldığı tarihten önceki çekişmelere ilişkin netice doğurur. Dava tarihinden sonraki dönem için istenilecek ecrimisilinde ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceğinde kuşku yoktur.

(4721 S. K. m. 683)

Dava: Taraflar arasında görülen davada:

Davacı, paydaşı oldukları 549 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 4 katlı bina bulunduğunu, aralarındaki kesin olmayan sözlü anlaşmaya göre 1. ve 3. katın kendisine, 2. ve 4. katın davalıya ait olacağının kararlaştırıldığını ancak, davalının kendisine ait 1. kata. 40 m2'lik beton duvar örerek depo ve otomobil garajı yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, davalı el atmasının önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, kesin hüküm niteliğinde taraflar arasında görülmüş dava bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi C. Ç.'in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olup, mahkemece, daha önce aynı sebebe dayalı olarak taraflar arasında açılıp görülen Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/48 E., 2010/39 K. sayılı davanın reddine ilişkin kararının kesin hüküm oluşturduğundan bahisle, davanın reddine karar verilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki; elatma olgusu haksız eylem niteliğindedir. Her elatma olgusu yenilendikçe ayrı bir davanın konusunu teşkil eder. Esasen, her dava bazı istisnai durumlar dışında açıldığı tarihten önceki çekişmelere ilişkin netice doğurur. Dava tarihinden sonraki dönem için istenilecek ecrimisilinde ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceğinde kuşku yoktur.

Hal böyle olunca, ecrimisil istemi yönünden kesin hüküm şartları oluşturan önceki davada davaya konu edilen dönemden sonraki dönem için ecrimisil istenebileceği gözetilerek, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların delilleri toplanarak hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

Sonuç: Öyleyse, davacının değinilen ve yerinde bulunan temyiz itirazının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 23.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 29-01-2013, 12:36   #6
detay82

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gzmkws
...Sorum şu; dava devam ederken hala evde oturmakta olması nedeniyle dava süresi içerisinde ecrimisil bedeli nasıl talep edilmelidir?

Sorunuzdan anlaşılmıyor, ancak sanırım davanızda el atmanın önlenmesini de talep etmişsinizdir.

Bu durumda usul ekonomisi kuralına uygun bir yol önerebilirim.

Davalı, dava konusu taşınmazdan çıkarıldıktan sonra, bu tarihe kadar olan ecrimisil için dava açın, ilk davanız bu davada kesin delil olacaktır. Ancak ilk dava tarihinden tahliye tarihine kadar olan kullanımı ispatlamanız gerekecektir.

Davalı, tahliye edilmeden önce açacağınız ek davalar; işi uzatacak, yargılama giderlerini yükseltecek, yargı mercilerinin iş yükünü arttıracaktır.

Eğer ki, sorunuzdaki davanızda tahliye istemediyseniz, davalı taşınmazda bulunduğu sürece ona ek davalar açmanız gerekecektir. Bunun önüne geçmek için de el atmanın önlenmesine yönelik dava açabilirsiniz.

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
boşanma davası devam ederken yeni dava açılması zeynur Meslektaşların Soruları 3 24-01-2010 18:58
Ecrimisil talepli dava dilekçesinin talep kısmı nasıl olmalı? av.knel Meslektaşların Soruları 12 24-09-2009 16:35
Boşanma davası devam ederken nafaka arttırma talebi ex lege Meslektaşların Soruları 4 27-03-2009 17:14
aile konutu davası-ecrimisil talebi Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 2 24-10-2008 10:32
İhalenin Feshi Davası Süresince İşleyen Faiz Yazgan Meslektaşların Soruları 8 18-08-2008 16:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05108690 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.