Kıdem Tazminatında Zamanaşımının Durması

DEĞERLİ MESLEKDAŞIM,
Müvekkilim Karayolları 1.Bölge Müdürlüğü Lüleburgaz Şube Şefliğinde Asfalt Usta Yardımcısı olarak çalışırken;
Sürdürülen bir soruşturma sonucu 18.10.2007-22.10.2007 tarihleri arasında gözaltında ve 22.10.2007-01.04.2008 tarihleri arasında ise tutuklu kalmıştır.
Ancak gözaltı süresinin başlangıcı olan 18.10.2007 ile tutuklamanın bitiş tarihi olan 01.04.2008 tarihleri arasındaki süre 60 günden fazla olduğundan Toplu İş Sözleşmesinin ilgili maddesi gereği iş akdi feshedilmiştir.Bunun sonucunda 10.10.2008 tarihinde emekli olmuştur.8 sanıklı zimmet davası 5 yıl sonra 2013 yılında bitmiş ve müvekkilim beraat etmiştir.Karar Temyiz edilmiştir.
13.03.2013 tarihli dilekçesi Karayollarına başvurmuş “Kıdem tazminatının hesaplanarak tarafına ödenmesini”talep etmiştir.Kendisine "Bu dilekçene olumsuz cevap gelirse dava açarsın" denmiş.Birkaç ay sonra rahatsızlanmış.Daha önce kalp krizi geçirmiş.Çorlu Şifa Hastanesinde Bay-Pas ameliyatı olmuştur.Dilekçesinin akibetini takip edememiş ve bir 5 yıl daha geçmiş bu güne kadar KIDEM TAZMİNATINI alamamıştır.
En son 16.07.2018 tarihli dilekçe ile Karayollarına başvurup Kıdem tazminatının kendisine ödenmesini istemiş,gelen cevapta alacağının ZAMANAŞIMINA uğradığı bildirilmiştir.Oysa temyiz edilen dosya Yargıtay 5.Ceza Dairesinde 2015/8714 sayı ile halen DERDESTTİR.Karar kesinleşene kadar zamanaşımının durduğu kanaatindeyim.Ayrıca UzamışDava Zamanaşımı uygulanabilirmi.Bu konuda "kıdem tazminatı"davası açmadan önce görüşlerinizi öğrenmek istedim.Şimdiden teşekkürler.

Uzamış ceza zamanaşımı suç konusu haksız fiilden doğan zararlara ilişkin tazminat davalarında söz konusu oluyor.

Burada dava zamanaşımının başlayıp başlamadığı tartışmalı. Ceza (beraat) kararının kesinleşmesi ile işverenin feshinin haklı nedene dayanmadığı işçi tarafından öğrenilmiş olacak ve bu öğrenme ile kıdem tazminatı talep edebilecek duruma gelecektir.

İki taraf da henüz kesinleşmemiş ve kesinleşmeden herhangi bir sonuç doğurmayan bu karara dayanarak talep etmek ya da talebi reddetmek gibi bir imkana sahip değildir.

Dolayısıyla henüz başlamamış bir sürenin sona ermesi de söz konusu değildir.

Bu konuda Yargıtay kararı bulamadım.Yardımlarınızı bekliyorum.

Alıntı: Ancak gözaltı süresinin başlangıcı olan 18.10.2007 ile tutuklamanın bitiş tarihi olan 01.04.2008 tarihleri arasındaki süre 60 günden fazla olduğundan Toplu İş Sözleşmesinin ilgili maddesi gereği iş akdi feshedilmiştir.Bunun sonucunda 10.10.2008 tarihinde emekli olmuştur.

Soru ilginç gerçekten.

İş akdi feshedilmiş durumda. Gerekçe haklı veya haksız ama iş akdi feshedilmiş. 10.10.2008 tarihinde emekli olmuşsa, 10 yıllık dava açma süresi 10.10.2018'de bitiyor diyebilir miyiz?

Dersek eğer, tam dava açıp ceza davasının sonucu bekletici mesele yapılmalıdır diye düşünüyorum.

Uzamış zamanaşımı kıdem tazminatına uygulanmaz fikrine katılıyorum.

Saygılarımla,

Değerli Meslekdaşlarım,
Müvekkilim 22.10.2007-01.04.2008 tarihleri arasında 5 ay 9 gün tutuklu kalmıştır.Tutuklandıktan 2 ay sonra 22.12.2007 tarihinde işten çıkarılmıştır.Ücret alamadığı için ekonomik sıkıntıya girmiş
yaşı 10.10.2008 tarihinde dolduğu gibi emekli olmuştur.Olmayan bir suç için 39 kişi hakkında : Edimin ifasına fesat karıştırmak, Örgüte yardım etmek,Rüşvet almak suçlarından dava açılmıştır.Beraat kararını hazine vekili temyiz etmiştir.
Saygılarımla.

Alıntı: Yargıtay 9.Hukuk Dairesi: E:2015/ 1112 K:2016 / 10445 "28.07.2013 tarihli eylemi nedeniyle .... Asliye Ceza Mahkemesi 2014/426 esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği, feshin haklı nedene dayandığının anlaşıldığına göre kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine denmek suretiyle karar verilmiş ise de; davacı işçi hakkında feshe konu tehdit ve hakaret eylemlerinden ....Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/426 Esas sayılı ceza dava dosyasının kararının kesinleşmesinin beklenilmemesi hatalıdır. Mahkemece feshe konu davacının diğer işçilerine sataşmasına yönelik eylemlerinden dolayı davacı işçi hakkında açılan ....Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/426 Esas sayılı ceza dava dosyasının sonucuna göre davalı işverenin feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi hatalıdır. "

Burada zamanaşımından bahsedilmiyor ama haklı nedenle fesih olup olmadığının Ceza Mahkemesi kararın sonucuna göre belli olacağını belirtmesi açısından önemli.

Başka bir karar daha okudum onda da beraat kararının gerekçesine vurgu yapmış. Delil yetersizliğinden beraat eden işçinin iş akdinin haklı nedenle feshedilmiş kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmışlar. Öte yandan suç sabit olmadığından beraat etmesi durumunda feshin haksız olacağı ifade ediliyor o kararda. Delil yetersizliği konusunda çok katılmıyorum ama öyle kabul etsek bile en azından işyeri disiplin kurulunda kabul edilebilir nitelikte ve güven sarsıcı eylemleri olduğunu ortaya koyan deliller olmalı. Her delil yetersizliğinden beraat aynı sonucu doğuramaz. Bazen tamamen iftiraya dayanan iddialar da olabilir.

Ceza yargılaması bitmeden o süreçte aleyhine kesinleşme olduğu takdirde işçi alacakları davasını kaybedeceğini öngören bir kişinin dava açmasını beklemek bana pek uygun ve kendisi açısından mantıklı gelmiyor. En azından yersiz biçimde yargılama giderlerine katlanmak zorunda kalacağını bile bile bunu yapması kendisinden beklenmemeli.

Feshin haksız olduğuna ilişkin iddiasının dayanağı kesinleşmiş beraat kararı olmak durumunda. (-ve dahası Yargıtay'a göre suç sübut bulmadığı gerekçesiyle verilmiş beraat kararı)
Ceza yargılamasında kesinleşmenin aldığı sürenin uzunluğu bir yana elde böyle bir karar olmadan alacak haklarının dava edilebilirliği de tartışılır.

Sonuç olarak müvekkilinizin arada yaptığı başvuruların hiç yapılmamış olması "ceza kararının kesinleşmesini bekledik" savını daha güçlü kılardı ama olmuş artık. Bu şekilde anlatıp umut etmekten başka çare görünmüyor.