Mahkeme Karariyla Tescilde Mülkiyetin Geçme Ani

Sevgili Meslektaşlarım,
Konuyla ilgili sitemizde yaptığım araştırmada tatmin edici bir cevap bulamadım. Sorum şu ki:
Malum olduğu üzere TMK. 705 de mülkiyetin istisnaen tescilden önce de kazanıldığı haller sayılmıştır. Bunlardan birisi de mahkeme kararıyla olan hallerdir. Peki mahkeme kararıyla mülkiyetin geçme anı mahkeme kararının kesinleşmesi anı mıdır, yoksa mahkeme kararına dayanak teşkil eden işlemin tarihi midir? Bu soruya nasıl cevap verilebileceği noktasında tereddütlerim var. Şöyle ki:
Örneğin 1999 yılında yapılmış olan adi yazılı bir satış sözleşmesine dayanılarak 2010 yılında bir tapu iptali ve tescil davası açılsa ve 2012 yılında da karar verilip kesinleşse... Bu durumda davacı taşınmazın mülkiyetini kararın kesinleştiği tarihte mi (2012 yılında mı)kazanmış sayılacak, yoksa bu karar bildirici mahiyette olup adi yazılı sözleşmenin yapıldığı tarihe kadar geriye yürüyüp 1999 yılında mı mülkiyet kazanılmış sayılacak?
Bazı Yargıtay Kararlarında; tapu iptali ve tescil kararının kesinleşmesinden önce taşınmaz eski malik üzerindeyken konulmuş hacizlerin kaldırılması için genel mahkemelerde hacizlerin fekki için dava açılması gerektiği yer almıştır. Bu kararlardan sanki taşınmazın mülkiyetinin olayımıza göre 1999 yılında geçmiş sayılacağı anlaşılabilir. Ancak kanun metninden şunu da anlamak mümkün: tapu iptali ve tescile karar verildiği takdirde siz 20 sene sonra tapuya tescil ettirseniz bile tescili yaptırdığınız tarihte değil, kararın kesinleştiği tarihte mülkiyeti kazanırsınız....
Yani özetle, mahkeme kararıyla tescile hükmedildiğinde tescilden önce mülkyetin kazanıldığı cümlesinden mahkeme karanının kesinleştiği tarihte mi, yoksa mahkeme kararına dayanak teşkil eden adi yazılı sözleşmenin tarihinde mi mülkiyetin kazanılmış olacağı noktasında görüşlerinize ve mahkeme kararlarına ihtiyaç duymaktayım. Saygılarımla...

Mahkeme kararıyla tescile hükmedildiğinde mülkiyet mahkeme kararının kesinleşmesiyle kazanılır.Tapu iptali ve tescile yönelik mahkeme kararları, kesinleşmesini takiben,hükmü veren mahkeme tarafından res'en ilgili tapu sicil müdürlüğüne bildirilir.Tapu sicilinin doğru tutulması kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemenin böyle bir yükümlülüğü bulunmaktadır.

Alıntı: Yazan avrecepefe Sevgili Meslektaşlarım, Konuyla ilgili sitemizde yaptığım araştırmada tatmin edici bir cevap bulamadım. Sorum şu ki: Malum olduğu üzere TMK. 705 de mülkiyetin istisnaen tescilden önce de kazanıldığı haller sayılmıştır. Bunlardan birisi de mahkeme kararıyla olan hallerdir. Peki mahkeme kararıyla mülkiyetin geçme anı mahkeme kararının kesinleşmesi anı mıdır, yoksa mahkeme kararına dayanak teşkil eden işlemin tarihi midir? Bu soruya nasıl cevap verilebileceği noktasında tereddütlerim var. Şöyle ki: Örneğin 1999 yılında yapılmış olan adi yazılı bir satış sözleşmesine dayanılarak 2010 yılında bir tapu iptali ve tescil davası açılsa ve 2012 yılında da karar verilip kesinleşse... Bu durumda davacı taşınmazın mülkiyetini kararın kesinleştiği tarihte mi (2012 yılında mı)kazanmış sayılacak, yoksa bu karar bildirici mahiyette olup adi yazılı sözleşmenin yapıldığı tarihe kadar geriye yürüyüp 1999 yılında mı mülkiyet kazanılmış sayılacak? Bazı Yargıtay Kararlarında; tapu iptali ve tescil kararının kesinleşmesinden önce taşınmaz eski malik üzerindeyken konulmuş hacizlerin kaldırılması için genel mahkemelerde hacizlerin fekki için dava açılması gerektiği yer almıştır. Bu kararlardan sanki taşınmazın mülkiyetinin olayımıza göre 1999 yılında geçmiş sayılacağı anlaşılabilir. Ancak kanun metninden şunu da anlamak mümkün: tapu iptali ve tescile karar verildiği takdirde siz 20 sene sonra tapuya tescil ettirseniz bile tescili yaptırdığınız tarihte değil, kararın kesinleştiği tarihte mülkiyeti kazanırsınız.... Yani özetle, mahkeme kararıyla tescile hükmedildiğinde tescilden önce mülkyetin kazanıldığı cümlesinden mahkeme karanının kesinleştiği tarihte mi, yoksa mahkeme kararına dayanak teşkil eden adi yazılı sözleşmenin tarihinde mi mülkiyetin kazanılmış olacağı noktasında görüşlerinize ve mahkeme kararlarına ihtiyaç duymaktayım. Saygılarımla...

Tescilden evvel mülkiyetin iktisabı (kazanılması) halleri kanunda, ayrı ayrı ve tek tek sayılmıştır. Bunlar ise: işgal, miras, istimlâk(kamulaştırma), cebri icra yolu ve mahkeme ilamıdır.
Bana göre, bir de, terekedeki mal/ mallar hakkında mirasçıların birbiri ile yapacakları adi/noter sözleşmeleri.
Ne var ki, yukarıdaki hallerin tümünde, tasarruf muamelesinde bulunabilmek için tapu siciline tescil, şart koşulmuştur.