Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

İki somut olay. Yorumsuz...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-06-2007, 19:30   #1
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan İki somut olay. Yorumsuz...

Bugün müdafii olarak tayin edildiğim iki vakayı tek satır yorum eklemeden sizlere aktaracam. Adalet sistemimizin yorumunuda sizlere bırakıyorum...



ilk olay : Suç : Hakaret

şüpheli X pazarcılık işiyle uğraşır, kendi tezgahından domates almak isteyen şahıs önce ver sonra istemiyorum domatesini der!. Daha sonra karşılıklı küfürleşmeler yaşanır. sonrasında mağdur olduğunu iddia eden kişi tarafından olay yerine çağrılan polis X şahsını gözaltına almıştır. bu olayda herhangi bir şekilde darp olayı yoktur, tehdit ya da başka bir durumda yok. sadece "Karşılıklı" hakaret edilmiştir.

Müşteki D ilinin Cezaevi Müdürlüğü görevini yürütüyormuş. Duruşma salonuna giderken koridorda 10'a yakın gardiyan gördüm anlamadım önce, polis mi bekçimi ne bunlar dedim. sonradan işin özünü anladım... Cezaevi Müdürü, Hakim Beyin odasındaydı ben geldiğimde, kapıda da dediğim gibi kalabalık bir gardiyan grubuyla. neyse hakim bey yerini aldı, rutin işlemler ve sorulardan sonra tutuklandığını söyledi!... Ben bile ne olduğunu anlayamadım! yani sözün özü afalladım.. Sayın hakimim tutuklama gerekçeniz haklı değil demem üzerine, itiraz edersin dendi... Evet Hakaret suçundan tutuklandı kişi...

Daha sonra bayağı süratli bir şekilde yapılan itiraz işlemleri sonucu saat 17:00 öncesinde itirazım kabul gördü ve tahliye edilmesi kararını alabildik bu kararı alırken görüştüğüm her kademedeki çalışanlar (katibinden, savcısına) bu suçtan dolayı tutuklanma olurmu pes doğrusu dedi. şuan saat 20:20 müvekkil yakınlarıyla görüştüm ve hala salıverilmediğini Cezaevi Müdürünün Müvekkile kötü muamelede bulunabileceğini söyledi. Yani sözün özü bu mahkeme kararı ile müştekinin Müdürlüğünü yaptığı cezaevinde başbaşa bıraktık...



ikinci olay : Suç : Kap-Kaç

Bu olayı atlattıktan sonra yeni görevlendirme verildi bana. suç çok açık. Müvekkil beyanında ihtiyacım vardı zordaydım kaptım ve kaçtım pişmanım dedi. çalmış olduğu para üzerinde çıktı, herşey tamam tutuklamaya sevk edilir diye düşünürken hakim bey kararını açıkladı. Gereği Düşünüldü, kişinin sabıkasının olmayışı ( birinci örnekteki şahsında sabıkası yoktu) bu işi alışkanlık haline getirmediği için tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına...



Yorumsuz...
Old 09-06-2007, 12:29   #2
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AkçadaĞ
Bugün müdafii olarak tayin edildiğim iki vakayı tek satır yorum eklemeden sizlere aktaracam. Adalet sistemimizin yorumunu da sizlere bırakıyorum...

ilk olay : Suç : Hakaret
şüpheli X pazarcılık işiyle uğraşır, kendi tezgahından domates almak isteyen şahıs önce ver sonra istemiyorum domatesini der!. Daha sonra karşılıklı küfürleşmeler yaşanır. sonrasında mağdur olduğunu iddia eden kişi tarafından olay yerine çağrılan polis X şahsını gözaltına almıştır. bu olayda herhangi bir şekilde darp olayı yoktur, tehdit ya da başka bir durum da yok. sadece "Karşılıklı" hakaret edilmiştir.

Müşteki D ilinin Cezaevi Müdürlüğü görevini yürütüyormuş. Duruşma salonuna giderken koridorda 10'a yakın gardiyan gördüm anlamadım önce, polis mi bekçimi ne bunlar dedim. sonradan işin özünü anladım... Cezaevi Müdürü, Hakim Beyin odasındaydı ben geldiğimde, kapıda da dediğim gibi kalabalık bir gardiyan grubuyla. neyse hakim bey yerini aldı, rutin işlemler ve sorulardan sonra tutuklandığını söyledi!... Ben bile ne olduğunu anlayamadım! yani sözün özü afalladım.. Sayın hakimim tutuklama gerekçeniz haklı değil demem üzerine, itiraz edersin dendi... Evet Hakaret suçundan tutuklandı kişi...
Daha sonra bayağı süratli bir şekilde yapılan itiraz işlemleri sonucu saat 17:00 öncesinde itirazım kabul gördü ve tahliye edilmesi kararını alabildik bu kararı alırken görüştüğüm her kademedeki çalışanlar (katibinden, savcısına) bu suçtan dolayı tutuklanma olur mu pes doğrusu dedi. şuan saat 20:20 müvekkil yakınlarıyla görüştüm ve hala salıverilmediğini Cezaevi Müdürünün Müvekkile kötü muamelede bulunabileceğini söyledi. Yani sözün özü bu mahkeme kararı ile müştekinin Müdürlüğünü yaptığı cezaevinde başbaşa bıraktık...

ikinci olay : Suç : Kap-Kaç
Bu olayı atlattıktan sonra yeni görevlendirme verildi bana. suç çok açık. Müvekkil beyanında ihtiyacım vardı zordaydım kaptım ve kaçtım pişmanım dedi. çalmış olduğu para üzerinde çıktı, herşey tamam tutuklamaya sevk edilir diye düşünürken hakim bey kararını açıkladı. Gereği Düşünüldü, kişinin sabıkasının olmayışı ( birinci örnekteki şahsın da sabıkası yoktu) bu işi alışkanlık haline getirmediği için tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına...

Yorumsuz...

Yasa ve insanlık değerlerinden olan ADALET aranıyor.
Old 09-06-2007, 12:36   #3
medenikal

 
Varsayılan

Birinci olay ,hukuk ayıbıdır.Makamın verdiği güçün kullanılmasıdır.Hukuku yaralamaktadır.Hiçbir gerekçesi yoktur.10 gardiyanla gelip,hakimi etkileme söz konusudur.Hakimi değil gardiyan; cumhurbaşkanı dahi etkileyemez.Hakim Türk Milleti adına karar verir.Tarafsız vicdanıyla karar verir.Zorlama ile verilmiş karar söz konusudur.


2. olay da Hakimin Vicdani kanaati yerinde sayılır.
Old 10-06-2007, 01:16   #5
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Her ikisi de aynı hakim midir?
Old 10-06-2007, 12:17   #6
EEE

 
Olumsuz Hukuk Cinayeti

Otuz yıldan fazla oldu pazardan alışverişi bırakalı. Pazarda dolaşırken, beğendiğim bir domates tezgahına yaklaştım. Önümdeki son kişiden sonra iki kilo domates istedim. Pazarcı , benden önceki müşteriye satış yaptığı ve tezgahında da yeterince domates olduğu halde, gözümün içine baka baka, artık bunlar satılık değil dedi. Hepsi düzgün ve seçmece olan domateslerden alamayışım bir yana, sıra bana geldiğinde , satışın durdurulması canımı sıkmıştı. Pazardan alışveriş yapanlar bilir; tezgahın önüne düzgün mallar dizilir, diğer taraftan dördüncü sınıf mallar, müşteriye farkettirmeden poşete sokuşturulur. Ancak, eve gelip poşete el atıldığında, tezgahta düzgün görünen malların, görünmeyen taraflarının çürük olduğu anlaşılır. Buna benzer sorunları defalarca yaşamaktan bıkmıştım. Ancak , bu sonuncusu onuruma dokundu. Tesadüfen birkaç adım ötede bir zabıta memuru gördüm. Onu tezgahın başına davet ettim ve durumu anlattım. Pazarcı da manav dükkanları olduğunu, seçilen bu domateslerin manavda daha yüksek fiyatla manav müşterilerine satılacağını anlattı. Zabıta da benim talebimi karşılamasını, satış yapmayacaksa malın üstünü örtmesini, tezgah açık olduğu sürece satıştan kaçınamayacağını belirtti. Bu pazardan son alışverişim oldu. Ancak, pazarcı esnafının birçoğunun hala aynı şekilde, kafa göz yara yara satış yapmaya devam ettiğini biliyorum. Nitekim mahkemeye intikal eden pazarcı-cezaevi müdürü arasındaki olay da bunu doğrulamaktadır. Anlatılan mahkeme olayında, müştekinin haklı olduğunu tahmin ediyorum. Ancak, yetki ve makamını kötüye kullanan yetkililerin davranışlarını da davalı şahıstan farklı bulmadım. Onlar da makamın verdiği güçle, kafa göz yara yara hukuku katletmişlerdir. Zabıta, polis ve savcı zincirinde basitçe çözümlenebilecek bir olay, mahkemede ne hale gelmiş...
Elimdeki eski bir gazetede, 245 hakim ve savcının meslekten ihraç edildiği yazılı. Hukuk eğitimi almış, hatta hakim yada savcı bile olmuş. En saygın, en güzide meslek mensubu olmak bile bazılarına yetmiyor. Hukuk tarihimiz adli hatalarla dolu. Adli hataların çoğu yargıçlara ve savcılara aittir. Hukukun üstünlüğüne inanan herkes, hukukun üstünlüğü için mücadeleye devam etmelidir. Bugün savcılarda olan yetki, padişahlarda bile yoktu. Savcılık makamı kesinlikle adliye binalarından çıkarılsın. Duruşmalarda avukatlarla savcılar aynı konumda olsun. Yargıçların artık fıkralarda anlatılan kadılar gibi davranmaları engellensin.
Burada asıl dikkat çekmek istediğim başka bir husus var. Adliyede,bir dosyadan herhangibir belgenin fotokopisini almak için, bir mübaşire bir avukat tarafından 20 YTL. ödeniyor ve paranın üstü alınmıyor. Buna da adliyelerde "KOLAYLIK VERGİSİ" deniyor. Apartmanları. dükkanları olan mübaşirler, gardiyanlar var. Ardında on gardiyanla adliyeye gelen, duruşma yargıcıyla odasında oturup sohbet edebilecek kadar hukuku olan bir cezaevi müdürü de, bir vali, hakim, savcı, bir parti başkanı da, elinde file , pazarda dolaşmaz... Dolaşan çağdışıdır. Bugün gelinen noktada, yaşantısı geliriyle bağdaşmayan o kadar çok gardiyan, mübaşir, adli personel vs. var ki; bu adliyelerdeki "KOLAYLIK VERGİSİ" nin "KOLAYLIK FUHUŞU" na dönüşmesinin doğal bir sonucudur. Bu gün, yargıçtan daha etkin işler çeviren adli personelin ve hukukçuların varlığını toplumdaki birçok kişi biliyor. Değerli hukukçular. Birbirinize karşı nasıl davranırsanız davranın. Ama sırtından ekmek yediğiniz sanıklara karşı saygılı olun. Siz hiç sanık sandalyesine oturdunuz mu? Bütün bu adli hatalar neden yapıldı? Bu hakim ve savcılar neden meslekten ihraç edildi? Lütfen, bundan böyle sanıklara "SAYIN SANIK" diye hitap ediniz. Sanıklara "SAYIN SANIK" diye hitap etmeyen hiç kimse "SAYIN" ve "SAYGIN" değildir. Sanıkları öteleyen, iteleyip kakalayan her kimse, kınıyorum.
Hepinize saygılar sunarım.
Old 10-06-2007, 13:32   #7
advocat63

 
Varsayılan

bence hakim ve cezaevi müdürünü şikayet edin.
Old 10-06-2007, 20:30   #8
rkarmis

 
Varsayılan

Selam,
bu hadise bana yıllar önce Almanya'dan kesin dönüş yaptığımda kapanan bir pazar yerinin görevli Zabıta Memurlarını (biri tek yıldızlı) ellerinde poşetlerle gördüğümde gözlerimin faltaşı gibi açılmasını hatırlattı. Çünkü Almanya'da böyle bir şey mümkün değildi.

Arabamı durdurmuş ve onlara "Bu resmi kıyafetle, görev yaptığınız yerden poşetlerle ayrılmanız sizce doğru mu?" sormuştum. Onlarda yine aynı şekilde bana bir uzaylı gibi bakarak "Bunda ne var ki anlayamadık" demişlerdi. Aradan geçen 20 yılda hiç bir şey değişmedi. Pazarda, bayan çocuk demeden, edepsiz bir şekilde, elindeki sütyeni sallayarak "ikizlere takkeeeee!" diye bağıran pazarcıya göbeğini sallayarak gülen Zabıta Memurları hala mevcut.


Saygılarımla.
Old 11-06-2007, 13:51   #9
Av.Aylin ARIKAN

 
Varsayılan

Hakimlik makamını bizden ayıran en önemli özellik tarafsız olmasıdır. Ama günümüzde ne yazık ki, böyle olaylar cok sık oluyor. Adalet sistemimizdeki eksiklikler giderilmeden maalesef bu düzenin değişeceği kanısında değilim. Ama çok üzücü bir durum.İkinci olay için de hakimin takdiridir diyorum, zaten sabıkası yoksa çoğu serbest bırakıyor.
Old 18-06-2007, 06:26   #10
Deniz İpek

 
Varsayılan

1. olay gercekten cok uzucu ve bunun arkasına dusmenızı tavsıye edıyorum..busekılde kalmamalı
2.olay hakımın takdırıdır
Old 18-06-2007, 09:16   #11
Av.Selim Balku

 
Varsayılan Ön yargırsız yargılamaya, EVET

Her iki meselede hakim kararıyla sonuçlanmıştır. Her iki olayıda görmediğim ve bilmediğim için ne hukuk ayıbıbıdır diyebilir ne de doğru bir karardır.

Sanık müdafisi, gözlemlerini aktarmış, Akçadağ'ın şahsına münhasır olmamak üzere objektif midir bu gözlemler acaba?

İtiraz için üst mahkemeye gidilmiş, sonuç alınmış hepsi bukadar ama sanık müdafisi dahil buradaki hiçkimse cezaevi müdürünün gerçekten neden hakimin odasında olduğunu bilmiyor, herkes ön yargılarıyla yoğrulmuş tahminlerini yürütüyor, ben de buna yanlış yorum diyorum...

İl meselede eleştirebileceğim tek nokta; tutuklamaya itiraz kabul gördüğü halde neden 20.20 ye kadar sanığın hürriyeti bağlandı -cevap önyargılarda saklı farkındayım, müdür bürokrasi nedenlerle gıcıklığına salmıyor- ama gerçekten durum böyle mi yine kimse bilmiyor...

Ortada bir hukuksuzluk varsa ve bu hukuksuzluk bir masumun özgürlüğünü bir dakikalığına bile olsa elinden alıyorsa, mesele yine hakimin önüne getirilmeli...

Saygılar...
Old 19-06-2007, 00:29   #12
Avukat Ali DENİZ

 
Varsayılan

Selamlar,
Öncelikle paylaşım için teşekkür etmek isterim.
Bahsedilen ikinci olay ile ilgili olarak somut olayın özellikleri ve hakimin takdir yetkisi karşısısında pek bir şey söylemek mümkün değil.
Ancak birinci olayda bariz bir durum söz konusu bu nedenle bence şikayet kurumunun işletilmesi gerekmekte.
Her ne kadar bir kamu görevlisinin şikayet edilmesini pek tasvip etmesem de Türk halkının yapısında var olan musibet olmadan terakkinin mümkün olmayışı karşısısında daha adil, hakkaniyete uygun ve tarafsız bir yargılama söz konusu olduğunda bence hakim ve savcıların da şikayet edilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu şekilde hiç olmazsa en azından kasıtlı bir hataya imkan verilmeyeceğini düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sebepsiz zenginleşme davası ve somut örnek üzerinden ispat sorunu Av.Bülent Özkan Meslektaşların Soruları 20 13-07-2013 15:11
THS'de Yapılan Dil Yanlışları(Somut Örneklerle) mehmetseyrek Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 59 19-03-2007 13:54
3 İlginç Olay Batu Han Site Lokali 3 26-03-2003 17:39
Somut Olarak Kredi Kartları Konusu! muratozsa Meslektaşların Soruları 0 20-03-2003 16:27
Olay ! Arsayı Satmışlar taskapan Meslektaşların Soruları 11 31-01-2003 23:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06195211 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.