Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yalan haber süreler

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-12-2008, 16:09   #1
oles

 
Acil yalan haber süreler

1 mayıs 2008 tarihinde ulusal bir gazetede müvekkil hakkında bir yalan haber çıkmış, ancak müvekkil haberi internette yeni görmüş.Bununla ilgili aradan geçen zamana rağmen tekzip,tazminat,ceza davası gibi yönlerden ne yapılabilir.
Old 29-12-2008, 16:48   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Kanun No: 5187
Basın Kanunu (BK)
Kabul Tarihi: 09.06.2004
R.G. Tarihi: 26.06.2004
R.G. No: 25504

Düzeltme ve cevap:

MADDE 14 - Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.

Düzeltme ve cevapta, buna neden olan eser belirtilir. Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.

Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.

Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hakiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hakimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.

Sulh ceza hakiminin kararına karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir. Yetkili makamın kararı kesindir.
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hakim tarafından karar verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hakiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.

Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde bu hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.
Old 29-12-2008, 16:49   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Kanun No: 5187
Basın Kanunu (BK)
Kabul Tarihi: 09.06.2004
R.G. Tarihi: 26.06.2004
R.G. No: 25504

Dava süreleri:

MADDE 26 - Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması zorunludur.

Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz.

Sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlatıldığı iddia edilen eserden dolayı yayımlatan aleyhine açılacak dava yönünden süre, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilecek beraat kararının kesinleşmesinden itibaren başlar.
Sorumlu müdürün yayımlanan eserin sahibini bildirmesi durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada süre, bildirim tarihinden itibaren başlar.

Kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar.

Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi durur. Durma süresi iki ayı geçemez.
Old 29-12-2008, 16:50   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Kanun No: 818
Borçlar Kanunu (BK)
Kabul Tarihi: 22.04.1926
R.G. Tarihi: 29.04.1926
R.G. No: 359

3 - Şahsi menfaatlerin haleldar olması

Madde 49 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 05.02.1988 RG NO: 19812 KANUN NO: 3444/8)
Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.

Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.

Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.
Old 29-12-2008, 16:51   #5
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Kanun No: 818
Borçlar Kanunu (BK)


Kabul Tarihi: 22.04.1926
R.G. Tarihi: 29.04.1926
R.G. No: 359

(V) MÜRURU ZAMAN


Madde 60 - Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.


Şukadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur.


Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir.
Old 29-12-2008, 18:41   #6
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oles
1 mayıs 2008 tarihinde ulusal bir gazetede müvekkil hakkında bir yalan haber çıkmış, ancak müvekkil haberi internette yeni görmüş.Bununla ilgili aradan geçen zamana rağmen tekzip,tazminat,ceza davası gibi yönlerden ne yapılabilir.
T.C.

YARGITAY

4. CEZA DAİRESİ

E. 2007/7327

K. 2007/8926

T. 6.11.2007

• BASIN YOLUYLA İŞLENEN KOVUŞTURULMASI ŞİKAYETE BAĞLI SUÇLAR ( Dava Açma Süresinin Suçun İşlendiğinin Öğrenildiği Tarihte Başladığı )

• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Basın Yoluyla İşlenen Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suçlarda Dava Açma Süresinin Suçun İşlendiğinin Öğrenildiği Tarihte Başladığı )

• SUÇUN İŞLENDİĞİNİN ÖĞRENİLDİĞİ TARİH ( Basın Yoluyla İşlenen Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suçlarda Dava Açma Süresinin Suçun İşlendiğinin Öğrenildiği Tarihte Başladığı )

5187/m. 26

ÖZET : Basılmış eserler yoluyla işlenen suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması gerekir. Bu süreler basılmış eserlerin savcılığa teslim edildiği tarihte başlar. Basılmış eserlerin teslim edilmemesi halinde süre, suçu oluşturan fiilin C.Savcısı tarafından öğrenildiği tarihte başlar. Basın yoluyla işlenen kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süresi, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar. Somut olayda yakınan, dergide yayınlanan haber ile kendisine hakaret edildiği iddiasıyla savcılığa başvurmuştur. Dolayısıyla kovuşturulması şikayete bağlı suç C.Savcısı tarafından şikayet tarihinde öğrenilmiş ve dava açma süresi bu tarihten işlemeye başlamıştır.
DAVA : 5187 sayılı Basın Kanunu'na aykırı davranmak suçundan sanık İbrahim hakkında açılan kamu davasında, davanın anılan kanunun 26. maddesindeki süreler geçirildikten sonra açılması sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi gereğince tensiple birlikte düşürülmesine ilişkin İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilip kesinleşen 10.11.2005 gün ve 2005/529-1080 sayılı karar aleyhine Adalet Bakanlığı'nca verilen 28.09.2006 gün ve 44202 sayılı yasa yararına bozma isteğini içeren Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 18.10.2006 gün ve 242088 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası daireye gönderilmekle incelendi ve gereği görüşüldü:
KARAR : Tebliğnamede" dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 17511. bendinde "İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar." 175/2. bendinde "Mahkeme, iddianamenin kabulünden sona duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır." 176/1. bendinde "İddianame, çağrı kağıdı ile birlikte sanığa tebliğ olunur." tarafından çağrı kağıdı ile çağırılıp dinlenir." 23411. bentte "Mağdur ile şikayetçinin hakları şunlardır: b ) Kovuşturma evresinde: 1 ) Duruşmadan haberdar edilme, 2 ) Kamu davasına katılma ... 6 ) Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yolarına başvurma." 260/1. maddesinde ise "Hakim ve mahkeme kararlarına karşı C.Savcısı, şüpheli, sanık ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surete suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yoları açıktır" şeklindeki düzenlemeler karşısında; mahkemece iddianamenin kabulünden sonra şüpheliye, müştekiye, varsa vekillerine çağrı kağıdı çıkarılarak duruşmaya davet edilmeleri, gelmedikleri takdirde sonraki usuli işlemlerin yapılması gerekirken, müşteki tarafın müdahale hakkı ve diğer usuli haklarını kısıtlar şekilde tensiple birlikte düşme kararı verilmesinde;
Kabule göre de;
5187 sayılı Basın Kanunu'nun 26. maddesindeki basılmış eser yönünden sürenin eserin Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edildiği tarihte başlayacağı, şikayete konu dergi nüshasının C.Başsavcılığı'na teslim edilmediğinin anlaşılması karşısında suç tarihinin öğrenildiği tarih olan müşteki vekilinin şikayet dilekçesini verdiği 09.08.2005 günü olacağı, bu durumda dava süresinin de henüz dolmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir.
5271 sayılı CYY'nın 233/1. maddesi uyarınca "Mağdur ile şikayetçi, Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme başkanı veya hakim tarafından çağrı kağıdı ile çağırılıp dinlenir."
CYY'nın 237/1. madde uyarınca "mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile mal en sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler."
Aynı yasanın 23812-3. maddesine göre ise, "Duruşma sırasında şikayeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. Cumhuriyet Savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir."
Basın yoluyla hakaret suçuna ilişkin şüpheli İbrahim hakkında açılan kamu dava3ının yargılaması yapılmadan ve yargılama hazırlık işlemlerinin yapılması gerektiği tensip aşamasında yakınan çağırılıp dinlenmemek, katılma hakları hatırlatılmamak suretiyle CYY'nın yukarıda belirttiğimiz madde hükümlerine uyulmaması hukuka aykırıdır.
Bunun yanında 5187 sayılı Basın Yasasının 26/1-2 maddesinde;
"Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması zorunludur.
Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan filin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanunu'nun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz." hükmü öngörülmüştür.
Aynı yasanın 26/5. maddesinde ise "Kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar." hükmüne yer verilmiştir.
Yakınan Hüseyin tarafından haftalık "A " haber-yorum dergisinde kendisine hakaret edildiği iddiasıyla Ankara C.Başsavcılığı'na 09.08.2005 tarihinde başvurulmuş, dolayısıyla kovuşturulması şikayete bağlı hakaret suçu başsavcılık tarafından bu tarihte öğrenilmiş ve dava açma süresi bu tarihten itibaren başlamıştır. Suça ilişkin iddianamenin 28.09.2005 tarihinde düzenlendiği gözetildiğinde kamu davasının süresinde açıldığı ve asliye ceza mahkemesinin 10.11.2005 gün ve 2005/529-1080 sayılı kararının hukuken yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.11.2005 gün ve 2005/529-1080 sayılı kararının 5271 sayılı CYY'nın 309/3. maddesi uyarınca yasa yararına bozulmasına, aynı yasanın 309/4-a maddesi uyarınca mahkemesince gerekli usul işlemlerinin yerine getirilmek ve sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine, 06.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tefhim - Tebliğ - Süreler Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 8 30-06-2014 15:25
İş Kanunu 21. Maddedeki süreler Adli Tip Hukuk Sohbetleri 3 16-06-2009 08:53
adli tatilde kesin süreler hırs Meslektaşların Soruları 4 31-08-2008 13:37
İYUK. madde 28 süreler Av. Eugen Huber Meslektaşların Soruları 4 26-05-2008 16:53
Avukatlık Yasasının 141. ve 144/3 mad bahsedilen süreler ustam Hukuk Sohbetleri 0 02-07-2006 09:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06925011 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.