Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Velayetin değiştirilmesi davasında yetki sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-09-2012, 09:57   #1
sincap

 
Acil Velayetin değiştirilmesi davasında yetki sorunu

Merhaba,

Bu hafta içerisinde açacağım bir velayetin değiştirilmesi davasında yetki konusunda netleşemedim. Ulaştığım Yargıtay kararları MK'da hüküm olmadığı için HUMK uyarınca davalının ikametgahında açılacağını söyler ve başkaca bir seçimlik yetki tanımaz, tek yetkili der.

Baba son 2 ay içerisinde şehir değiştirdi ve adres bilgisi yok. Bu durumda nüfusa kayıtlı olduğu yerde mi açacağım davayı? Müvekkilin yaşadığı şehirde açsam işi çok mu riske atmış olurum? Daha önce bu yönde dava açan meslektaşlarımın nasıl bir yol izlediklerini merak ediyorum. Şimdiden teşekkür ederim, iyi çalışmalar, bol kazançlari.

Bulduğum Yargıtay kararları şu şekilde;

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2000/5949 K. 2000/6046 T. 9.5.2000
• VELAYET ( Değiştirilmesi Veya Nezi Davaları - Davalının İkametgah Mahkemesinde Görülmesi )
• İKAMETGAH ( Yerleşmek Amacıyla Oturma - Nufus Kayıtlarının İkametgaha Karine Oluşturması )
• YETKİLİ MAHKEME ( İlk İtiraz Olarak İleri Sürülen Yetki İtirazının Kabul Edilebilmesi - Cevap Layihası )
• İLK İTİRAZ ( Kamu Yararının Bulunması - En Yakın Hakimin Müdahalesinin Kabulü Zorunluluğu )
1086/m.23, 190, 222, 274 743/m.19 1587/m.4
ÖZET : İkametgah kişinin yerleşmek amacı ile oturduğu yerdir. ( MK.19 ) Öte yandan Nüfus Kanunun 4. maddesinde yer alan emredici kural sebebi ile nüfus kayıtları ikametgaha karine oluşturur. Ancak bu karinenin aksi her türlü delil ile ıspat olunabilir.
Davalının ilk itiraz olarak ileri sürdüğü yetki itirazının kabul edilebilmesi için yetkili mahkemenin cevapta doğru olarak gösterilmesi gerekir. ( HUMK.23 )
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 190. maddesi gereğince ilk itirazlar hadiseler ( HUMK.222 vd ) gibi tetkik ve hal olunur.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 9.maddesinde yer alan Genel Kural gereğince velayetin Medeni Kanunun 149. maddesi uyarınca değiştirilmesi yada aynı kanunun 274. maddesi uyarınca nezi davaları geçici tedbir niteliğinde olmadığından davalının ikametgahı mahkemesinde görülür.
İkametgah kişinin yerleşmek amacı ile oturduğu yerdir. ( MK.19 ) Öte yandan Nüfus Kanunun 4. maddesinde yer alan emredici kural sebebi ile nüfus kayıtları ikametgaha karine oluşturur. Ancak bu karinenin aksi her türlü delil ile ıspat olunabilir.
Davalının ilk itiraz olarak ileri sürdüğü yetki itirazının kabul edilebilmesi için yetkili mahkemenin cevapta doğru olarak gösterilmesi gerekir. ( HUMK.23 )
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 190. maddesi gereğince ilk itirazlar hadiseler ( HUMK.222 vd ) gibi tetkik ve hal olunur.
Şu halde davalının nüfus kayıtları getirilmeden, taraflardan ilk itiraz ( yetki itirazı ) hakkındaki delilleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 222 ve müteakip maddeleri uyarınca sorulup toplanmadan, davalının adresinin Torbalıda olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, bozmada oybirliği sebebinde 09.05.2000 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY : Medeni Kanunun 148.maddesi velayet,kişisel ilişki ve iştirak nafakasının düzenlenmesini hakimin kendiliğinden alacağı önlem ( tedbir ) olarak düzenlemiş,aynı yasanın 149.maddesiyle de koşulların değişmesiyle önlemleri yeni durumlara göre düzenlemek üzere değiştirmiş ve kaldırma yetkisi tanımıştır.
Yasada aile birliğinin korunmasına yöneli bu önlemlerin hangi hakim tarafından alınacağına ilişkin açıklık yoktur.Ancak önlem alınmasını düzenleyen hüküme boşanma karşılığını taşıyan dördüncü bentte yer verilmiştir. O halde öncelikle yetkili mahkeme veya hakim boşanma davasında yetkili olan hakimdir.Ancak boşanma davası sonuçlandıktan sonra yetkinin nerede olacağı kuşku yaratmaktadır.Burada yasa bilerek boşluk bırakmıştır.Zira tedbir niteliğindeki önlemlerin ne şekilde ve hangi mahkemeden istenebileceği Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 10l-4,l04 ve sonraki maddeleri ve 500.madde yerine geçerli olan 7.6.1935 gün ve 92/l6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı ile düzenlenmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 10l/4.maddesi,ayrılık ve boşanma davası sonucu Medeni Kanunca gereken ve boşanmanın eki ( fer'i )niteliğinde bulunan önlemleri ihtiyati tedbir olarak nitelendirmiştir.Aynı yasanın 104.maddesi ise bu gibi isteklerin en az giderle ve en çabuk yerine getirilmesini sağlayacark mahkemeden istenebileceğini ön görmektedir.Yukarıda sözü edilen 92/l6 sayılı İnançları Birleştirme Kararında da aile birliğinin korunması için gereken önlemlerin alınmasında yetkinin söz konusu olmıyacağı kuralı benimsenmiş ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 104.maddesini güçlendirecek şekilde ona parelel yorum getirmiştir.Evlilik birliğinin korunması ile ilgili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 500.maddesini yürürlükten kaldıran 15.5.1985 gün ve 3222 sayılı yasanın gerekçesinde ".. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 500.maddesi yürürlükten kaldırılmak suretiyle daha önce aynı yasa ile yapılan değişiklik ile İcra İflas Yasasındaki bu değişikliklere paralellik sağlanmış,çocuk teslimi de dahil olmak üzere konu ile ilgili tedbirlerin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101.maddesi uyarınca herhangi bir hukuk mahkemesinden istenebilmesine imkan tanınmıştır" açıklamasına yer vererek yetkinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101 ve sonraki maddelerine göre düzenlenmesi gereğini vurgulamıştır.
Bu sayılanların dışında,yasa hakime doğrudan önlem alma görevi verdiğine göre ( M.K.Md.148 ve 149 )boşanma ve ayrılıktan sonra da çocukların bakımı,yetiştirilmesi,ebevenleriyle olan kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde kamu yararı görmüştür.Kamu yararının bulunduğu yerde, olaya ve çocuğa en yakın olan hakimin müdahalesinin kabulünde zorunluluk vardır.
4721 S.K yürürlük tarihi: 01.01.2002
4721 S.K.'da da 743 S.K.'daki gibi velayetin değiştirilmesinde yetkili yer mahkemesi belirtilmemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 05.04.2002 T., Esas: 2002/3916, Karar: 2002/4847: "Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davalı Kocaeli yada Soma Mahkemelerini yetkili olarak göstermiştir. Davalı tek bir yer mahkemesinin yetkili olduğu hallerde, yetkili Mahkemeyi tek ve doğru olarak göstermek zorundadır ( HUMK m.23/son ). Velayetin değiştirilmesi davalarında 743 sayılı kanunda yetkili mahkeme gösterilmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8. maddesinde gösterildiği üzere davalının yerleşim yeri ( ikametgahı ) mahkemesi, tek yetkili yer mahkemesidir. Davalı birden ziyade mahkemeyi yetkili olarak gösterdiğinden yetki ilk itirazının reddi gerekirken kabulü ve yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Hüküm açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi."
4787 S.K. yürürlük tarihi: 18.01.2003
4787 S.K. m.7/son: "Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda Türk Medeni Kanununun aile hukukuna ilişkin usul hükümleri ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır."
4721 S.K. m.411: "Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir."
4721 S.K.'un 2.kitabı (m.118-494) Aile Hukuku kitabıdır. Türk Medeni Kanunu'nun Aile Hukuku kitabındaki m.411'de belirlenen usul hükmünün velayetin değiştirilmesine dair davada da uygulanabileceğini düşünüyorum.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 09.05.2000 T., Esas: 2000/5949, Karar: 2000/6046: "...
KARŞI OY:
Medeni Kanunun 148.maddesi velayet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasının düzenlenmesini hakimin kendiliğinden alacağı önlem ( tedbir ) olarak düzenlemiş, aynı yasanın 149.maddesiyle de koşulların değişmesiyle önlemleri yeni durumlara göre düzenlemek üzere değiştirmiş ve kaldırma yetkisi tanımıştır.
Yasada aile birliğinin korunmasına yönelik bu önlemlerin hangi hakim tarafından alınacağına ilişkin açıklık yoktur.Ancak önlem alınmasını düzenleyen hükme boşanma karşılığını taşıyan dördüncü bentte yer verilmiştir. O halde öncelikle yetkili mahkeme veya hakim boşanma davasında yetkili olan hakimdir. Ancak boşanma davası sonuçlandıktan sonra yetkinin nerede olacağı kuşku yaratmaktadır. Burada yasa bilerek boşluk bırakmıştır. Zira tedbir niteliğindeki önlemlerin ne şekilde ve hangi mahkemeden istenebileceği Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 10l-4,l04 ve sonraki maddeleri ve 500.madde yerine geçerli olan 7.6.1935 gün ve 92/l6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı ile düzenlenmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 10l/4.maddesi,ayrılık ve boşanma davası sonucu Medeni Kanunca gereken ve boşanmanın eki ( fer'i )niteliğinde bulunan önlemleri ihtiyati tedbir olarak nitelendirmiştir. Aynı yasanın 104.maddesi ise bu gibi isteklerin en az giderle ve en çabuk yerine getirilmesini sağlayacark mahkemeden istenebileceğini ön görmektedir. Yukarıda sözü edilen 92/l6 sayılı İnançları Birleştirme Kararında da aile birliğinin korunması için gereken önlemlerin alınmasında yetkinin söz konusu olmayacağı kuralı benimsenmiş ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 104.maddesini güçlendirecek şekilde ona parelel yorum getirmiştir. Evlilik birliğinin korunması ile ilgili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 500.maddesini yürürlükten kaldıran 15.5.1985 gün ve 3222 sayılı yasanın gerekçesinde ".. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 500.maddesi yürürlükten kaldırılmak suretiyle daha önce aynı yasa ile yapılan değişiklik ile İcra İflas Yasasındaki bu değişikliklere paralellik sağlanmış, çocuk teslimi de dahil olmak üzere konu ile ilgili tedbirlerin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101.maddesi uyarınca herhangi bir hukuk mahkemesinden istenebilmesine imkan tanınmıştır" açıklamasına yer vererek yetkinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101 ve sonraki maddelerine göre düzenlenmesi gereğini vurgulamıştır.
Bu sayılanların dışında,yasa hakime doğrudan önlem alma görevi verdiğine göre ( M.K.Md.148 ve 149 )boşanma ve ayrılıktan sonra da çocukların bakımı, yetiştirilmesi, ebevenleriyle olan kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde kamu yararı görmüştür.Kamu yararının bulunduğu yerde, olaya ve çocuğa en yakın olan hakimin müdahalesinin kabulünde zorunluluk vardır.
Bu konuda önlem alacak hakim olaya veya çocuğa en yakın olan hakim olmalıdır. Bu babanın-annenin veya çocuğun bulunduğu yer hakimi olabileceği gibi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 10l/4 ve sonraki düzenlemelerinde belirtilen bir başka yer hakimi de olabilir.Mahkemenin iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin isteği belirtilen hususları dikkate almadan,önceki uygulamaları örnek olarak yetki yönünden ret etmesi usul ve yasa hükümlerine aykırıdır. Hükmün belirtilen nedenlerle bozulması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum."
Old 18-09-2012, 10:08   #2
etez

 
Varsayılan

Bu davalarda "davalının ikametgahındaki aile mahkemesi" yetkili ve görevlidir. Önce bir mernis araştırması yapın davalı belki mernise kayıtlıdır 21 e göre tebligat yapabilirsiniz.

Bence davalının doğumyeri mahkemesindense (orada bulunma ihtimali yüksekse farklı tabi) müvekkilinizin ve sizin bulunduğunuz ilde davayı açıp ulaşılamazsa ilanen tebligat yapmak en mantıklısı.
Old 20-09-2012, 10:40   #3
sincap

 
Varsayılan

Tekrar merhaba, davayı bugün açacağım ve halen kararsızım. Davalının kayıtlı adresi yok.

Bu kesin yetki mi? Değil ise ilk itiraz şansını almak isterim.

Siz olsaydınız ne yapardınız?

Teşekkürlerimle...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Velayetin değiştirilmesi davasında iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı juristbtl Meslektaşların Soruları 4 05-04-2012 12:46
Velayetin Değiştirilmesi Kemosabe Meslektaşların Soruları 1 31-01-2010 00:28
Velayetin değiştirilmesi Av.Mustafa Çiçek Meslektaşların Soruları 2 19-10-2009 15:16
velayetin değiştirilmesi davasında ihtiyadi tedbir talebi avukathavva Meslektaşların Soruları 2 04-06-2009 11:06
soyadının değiştirilmesi davasında yetki Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 1 16-12-2008 11:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11841989 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.