Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

gayrımenkul ve hisseli tapu,tecavüz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-05-2008, 21:30   #1
MELEK

 
Varsayılan gayrımenkul ve hisseli tapu,tecavüz



Merhaba! Müvekkillerim anne ve iki çocuğu.550 m2 lik bir arsa da toplam 155 m2 olmak üzere her birinin ayrı ayrı hisseli tapuları bulunmaktadır.bu arsa da daha kaç hisseli malik var müvekkillerim bilgi sahibi değiller.Ancak tapu müvekkillerim adına tescil edilmeden önce bu arsa üzerinde bir bina mevcuttu hala da mevcut.Sorun şu ki bu bina dolayısıyla müvekkillerim kendi paylarına düşen 155 m2 lik yeri kullanamamakta hiçbir tasarrufta bulunamamaktadırlar.Burada müşterek mülkiyet sözkonusu.Böyle bir durumda diğer müşterek malik veya maliklere karşı men i müdahale ve ecrimisil davası mı açmak uygun olur yoksa izaleyi şuyu davası mı açmalıyım.Yol gösterirseniz çok sevinirim.Teşekkür ederim!
Old 28-05-2008, 22:16   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

El atmanın önlenmesi davasında ;
1.Öncelikle paydaşlar arasında yapılan bir taksim sözleşmesi olup olmadığı veya fiili kullanım şekli oluşup oluşmadığına bakılır. Varsa buna göre el atmanın önlenmesi talebi değerlendirilir.
2. Böyle bir durum yoksa;
a. Paydaşın taşınmazda kullandığı hiçbir kısım mevcut değilse engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir.
b. Paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Paydaşın ortaklığın giderilmesi davası açması gerekmektedir.

Ecrimisil davasında;
Paydaşlar ( kural olarak ) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.
Ancak, bu kuralın bazı istisnaları vardır ki, bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi doğal ürün veren ya da kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu taşınmazın tamamında hak iddia etmesi ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması, davacı paydaş tarafından davalı paydaşlar aleyhine daha evvel bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması halleridir.
Bu ayrık durumlarda intifadan men koşulu aranmaz. .

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/411

K. 2007/2032

T. 1.3.2007

• PAYDAŞLAR ARASINDA EL ATMANIN ÖNLENMESİ ( Öncelikle Tüm Paydaşları Bağlayan Harici Bir Taksim Sözleşmesi ve Özel Parselasyon Planı Olup Olmadığı veya Fiili Kullanma Biçiminin Oluşup Oluşmadığı Üzerinde Özenle Durulması Gereği )

• FİİLİ TAKSİM ( Öncelikle Tüm Paydaşları Bağlayan Harici Bir Taksim Sözleşmesi ve Özel Parselasyon Planı Olup Olmadığı veya Fiili Kullanma Biçiminin Oluşup Oluşmadığı Üzerinde Özenle Durulması Gereği - Elatmanın Önlenmesi )

• MÜŞTEREK MÜLKİYET HUKUKU ( Çekişmeli Yerin Kimin Kullanımına Terk Edildiği Saptanmalı Harici veya Fiili Taksim Yoksa Uyuşmazlık MK'nın Müşterek Mülkiyet Hükümlerine Göre Çözümlenmesi Gereği )

4721/m.2,683,706

818/m.213

2644/m.26

ÖZET : Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel parselasyon planı olup olmadığı veya fiili kullanma bitiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi MK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı bulunduğu 568 parsel sayılı taşınmazı davalıların haksız işgal ettiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesine ve 585.000.000.TL. ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Nihat, dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş, diğer davalı, dava konusu taşınmazı davalı Nihat'tan kiraladığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davacı ve davalı Nihat arasında paylı mülkiyete konu olduğu, davacının anılan taşınmazdaki çekişmeli daireye diğer paydaş davalı Nihat'tan daha önce zilyet olduğu, ecrimisil isteğinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Nihat tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimin raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın paylı mülkiyete konu olduğu, dava dışı kişilerle birlikte davacı ve davalı Nihat'ın taşınmaza paydaş bulundukları, diğer davalı Sedat'ın kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı gözetilmek suretiyle davalı Sedat hakkındaki elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak;
Gerek davacı Osman, gerekse davalı Nihat, dava dışı kişilerle birlikte taşınmazda paydaş bulunduklarına göre, aralarındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 688 ve devamı maddelerinde öngörülen düzenlemeler gereğince çözümleneceği kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek basma ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydasın sorununu el atman ın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya suyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere MK'nın 706, BK'nın 213, TK'nın 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen ) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya suyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akte vefa" kuralının yanında MK'nın 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, MK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesinin hükme yeterli ve elverişli olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca değinilen ilkeler doğrultusunda hükme elverişli olacak şekilde ve biçimde mahkemece gerekli araştırma ve incelemenin yapılması soruşturmanın eksiksiz tamamlanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalı Nihat'ın temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ : Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/503

K. 2004/797

T. 12.2.2004

• PAYDAŞIN ECRİMİSİL TALEBİ ( İntifadan Men Koşulu - Ortaklığın Giderilmesi Davası Açmanın İntifadan Men Koşulunu Gerçekleştirmiş Sayılacağı )

• İNTİFADAN MEN KOŞULU ( Paydaşlar Arasındaki Ecrimisil Davasında - Ortaklığın Giderilmesi Davası Açılmasıyla İntifadan Men Koşulunun Gerçekleşmiş Olacağı )

• ECRİMİSİL TALEBİ ( Paydaşlar Arasında - Ortaklığın Giderilmesi Davası Açılmasıyla İntifadan Men Koşulunun Gerçekleşmiş Olacağı )

• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI AÇILMASI ( Paydaşlar Arasındaki Ecrimisil Davası Açısından İntifadan Men Koşulunun Gerçekleşmiş Sayılacağı )

4721/m.698,995

ÖZET : Paydaşlar ( kural olarak ) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Ancak, davacı paydaş tarafından davalı paydaşlar aleyhine daha evvel bu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davasının açılması halinde, intifadan men koşulu aranmaz. Bu durumda, ortaklığın giderilmesi dava dilekçesinin davalı paydaşa tebliğ edildiği tarihten sonrasına ilişkin olarak intifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır. Somut olayda davacı tarafça, ortaklığın giderilmesi için davalılar aleyhine açılan davada davalılara 18.11.1998 tarihinde dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmakla intifadan men olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerekir. Yerleşik Yargıtay uygulaması gözetilmeksizin delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın yararlanmadan men koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle reddi doğru görülmemiştir.
DAVA : Dava dilekçesinde 1.257.625.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, müşterek mülkiyet şeklinde tarafların malik olduğu taşınmazlar nedeniyle 1999 yılı için davacıların 1/4 hisselerine düşen 1.257.625.000 lira ecrimisilin faizi ile birlikte tahsili istenilmiştir.
Davalılar vekili cevabında, muhdesatın tesbiti davası açıldığını bu davanın sonucunun beklenmesini ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, intifadan men için davalılara gönderilen ihtarname 2000 yılında tebliğ edilmekle, intifadan men koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ecrimisile konu edilen taşınmazlarda taraflar paydaştır.
Paydaşlar ( kural olarak ) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.
Ancak, bu kuralın bazı istisnaları vardır ki, bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın ( bağ, bahçe gibi ) doğal ürün veren ya da kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu taşınmazın tamamında hak iddia etmesi ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması, davacı paydaş tarafından davalı paydaşlar aleyhine daha evvel bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması halleridir.
Bu ayrık durumlarda intifadan men koşulu aranmaz. Sözü edilen davaların açılmış olması hallerinde ise, o dava dilekçesinin davalı paydaşa tebliğ edildiği tarihten sonrasına ilişkin olarak intifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır.
Somut olayda davacı tarafça, ortaklığın giderilmesi için davalılar aleyhine açılan Hekimhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/158 Esas sayılı davasında davalılara 18.11.1998 tarihinde dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmakla intifadan men olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerekir.
Yerleşik Yargıtay uygulaması gözetilmeksizin delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın yararlanmadan men koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 28-05-2008, 22:36   #3
MELEK

 
Varsayılan

Sayın,Yücel Kocabaş cevabınız için ve cevaplama zahmetinde bulunduğunuz için çok teşekkür ediyorum!Saygılarımla...
Old 28-05-2008, 23:27   #4
Ekin EKŞİ YILMAZER

 
Varsayılan

ortaklığın giderilmesini öneririm. arsayı bina sahibi alır siz de paranızı. Bu şuna benzedi: evinizde kiracı var çıkartamıyınca satmak istiyorsunuz. kaldı ki topluluk mülkiyeti uygulamada olmasına rağmen yasal değil aslında
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karişik Bir Hisseli Tapu Sorunu ofgoler Meslektaşların Soruları 12 13-03-2015 18:36
üç hissedar, hisseli bir tapu ve yazılı olmayan rızai taksim var. av.fatasoyyılmaz Meslektaşların Soruları 4 28-05-2008 11:19
hisseli tapu ve hissenin 3. kişiye kiralanması borasarica Meslektaşların Soruları 1 26-12-2007 00:25
Hisseli Tapu sevil Hukuk Soruları Arşivi 1 14-03-2007 23:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05952907 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.