Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çekİ Ödeyen Cİrantanin Takİp Ve MÜdahİl Olma Hakki

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-02-2008, 19:10   #1
hamburabi42

 
Varsayılan Çekİ Ödeyen Cİrantanin Takİp Ve MÜdahİl Olma Hakki

İyi akşamlar değereli meslektaşlarım;

Müvekkil ile çek keşidecisi ve 1 başka ciranta aleyhine 2006 ödeme tarihli bir çek ile ilgili olarak takip yapılmıştı. Müvekkil çekte 2. ciranta olarak bulunmakta yani bizim önümüzde keşideci ve 1 adet ciranta bulunmakta. takibe konu çek hamiline bir çek.

Yapılan takip sonrası icra dosyası kapak hesabı tarafımız alacaklı tarafa ödendi ve alacaklı tüm icra takibinden feragat etti. biz de alacaklıya yaptığımız ödemeye ilşkin bir makbuz ile çek aslını alacaklıdan aldık;

1-anlaşıldığı üzere tarafımıza örnek n 10 ödeme emri gönderilmişti. şuan biz de elimizdeki çek aslı ile ödeme karşılığı alınan makbuzu kullanarak kambiyo takibi yapabilir miyiz. zira çek 2006 ödeme tarihli biz ise 2008 de çek bedelini alacaklıya ödedik yani 6 aylık süre dolmuş durumda. tabiki biz yapacağımız icra takibinde keşideciye ve önümüzde bulunan cirantaya takip yapacağız

2-Söz konusu çek ile ilgili olarak 2006 da alacaklı tarafça yapılan Karşılıksız çek keşide etmek şikayeti sonucu keşideci hakkında ceza davası açıldı ve duruşması 1 hafta sonra yapılacak. şikayetçi (alacaklı) çek karşılığını almış durumda olduğundan şuan müdah,l olma gibi bir isteği zaten yok. ama şuan çek aslı bizim elimizde ve keşideci çek karşılığını ödemediği için biz mağdur durumdayız. şikayetçi biz olmasak da 1 hafta sonra yapılacak duruşmaya çek aslı ile giderek davaya müdahil olabilirmiyiz. Yani şikayet edele müdahale talebbinde bulunan ayrı kişiler olabilir mi?

ilk defa karşılaşıyorum tecrübelerinize ve ekleyeceğiniz içtihatlara ihtiyacım var
Old 07-02-2008, 22:16   #2
baruter

 
Varsayılan Rücu hakkında kararlar

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU


Esas No.
1995/12-746
Karar No.
1995/906
Tarihi
01.11.1995


818-BORÇLAR KANUNU/146/487/488/496
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/68.1


TAHSİLDE TEKERRÜR
MÜŞTEREK BORÇLULAR ARASINDAKİ MÜNASEBET
RÜCU BELGESİ
MÜTESELSİL BORÇLUNUN DİĞER BORÇLULARA RÜCUU
KEFİLİN ALACAKLIYA HALEFİYETİ
KREDİ BORCUNA MÜTESELSİL KEFALET


ÖZET
KEFİL, EDA ETTİĞİ ŞEY NİSBETİNDE, ALACAKLININ HAKLARINDA ONA HALEF OLUR. BU SEBEPLE BORCU ÖDEYEN KEFİL, ASIL BORÇLUYA ÖDEDİĞİ MİKTARIN TAMAMI İÇİN, DİĞER MÜTESELSİL KEFİLE PAYINA DÜŞEN MİKTAR KADAR RÜCU HAKKINA SAHİPTİR.


DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırıkkale İcra Tetkik Mercii'nce davanın reddine dair verilen 12.12.1994 gün ve 334-397 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 9.2.1995 gün ve 1790-1720 sayılı ilamı.

( ...B.K.nun 146. maddesine göre borcun mahiyetinden hilafı istidlal o-lunmadıkça müteselsil borçululardan herbiri alacaklıya yapılan tediyelerden birbirine müsavi birer hisseyi üzerlerine almaya mecburdur ve hissesinden fazla tediyatta bulunan, fazla ile diğerlerine rücu hakkında haizdir. Kırıkkale 1.İcra Müdürlüğünün 1994/2343 sayılı dosyasındaki kredi sözleşmesinde bu dosyada hakkında takip yapılan Satılmış ve Ahmet Yıldırım müşterek ve müteselsil borçludurlar. Takip yapan alacaklı yaptığı ödemeden kendi payına düşen 1/3 oranındaki kısım dişında kalan ödemeleri için diğer boçlulara rücu hakkını haizdir. Takip dayanağı kredi sözleşmesi ve icra müdürlüğünün belgesi ile birlikte değerlendirildiğinde bu belgeler İİK-.nun 68/1. maddesindeki belgelerdendir.İtirazın yukarıda belirtilen oranlar dahilinde kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle dosya yerine geri çevri-lerek yeniden yapılan yagılama sonunda; mahkemece önceki kararda dire-nilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Alacaklı banka tarafından, kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi ve hesap özetine dayanılarak, kredi borçlusu Satılmış Yıldırım, müşterek borçlu ve müteselsil kefiller Ulvi Siperoğlu ve Ahmet Yıldırım haklarında genel haciz yolu ile takip yapılmış, takip kesinleşmiştir. Borçlulardan Ulvi Siperoğlu dosya borcunu harice alacaklı bankaya ödemiş, alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce kendisine rücu belgesi verilmiştir. Adı geçen bu belge ile diğer iki borçlu haklarında konumuz olan takibi yapmıştır. 49 örnek ödeme emri tebliği üzerine borçlular icra müdürlüğüne verdikleri itiraz dilekçesinde, alacaklıya hiç bir borçları bulunmadığını, takibe konu olan borca karşılık 18.4.1994 vade tarihli, biri 5.000.000.-TL diğeri 10.000.000.-TL. bedelli iki adet bono verdiklerini, bono bedellerinin bankaca tahsil edildiğini ileri sürmüşlerdir. Borçluların borca ve miktarına bir itirazları yoktur. Bonolarda, kredi borcuna atıf bulunmadığı gibi, alacaklı vekili bonoların kredi borcu nedeniyle verildiğini kabul etmediğinden, borçluların ödeme iddiaları da sabit olmamıştır.

B.K.nun 496. maddesi uyannca, "kefil eda ettiği şey nisbetinde alacaklının haklarında, ona halef olur". Bu nedenle borcu ödemeyen Ulvi Siperoğlu asıl borçluya ödediği miktarın tamamı için, diğer müteselsil kefil Ahmet Yıldırım'a payına düşen miktar kadar rücu hakkına sahip olmuştur. B.K.nun 487 ve 488/2. maddelerine göre tahsilde tekerrür olmak kaydıyla ve yukarıda açıklanan esaslar dahilinde itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddi isabetsizdir. Bu itibarla önceki kararda direnilmesi doğru değildir. 0 halde usul ve yasaya uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.

Esas Yılı : 1976
Esas No : 8549
Karar Yılı : 1976
Karar No : 10351
Karar Tarihi : 21.10.1976
Daire No : 12
Daire : HD
**************
Aval özel hükümleri ifade eden bir kefalet türü olup bu hükmün açısından bonodaki müşterek borçlu ve müteselsil kefalet şerhi altındaki imza sahipleri hakkında aval hükümlerini uygulanmasının kabulü zorunludur
**************
(6762 s. TTK. m. 614) (818 s. BK. m. 487)
DAVA : Mercii kararı alacaklı tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 7.9.1976 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takip dayanağı bono, aleyhine takip yapılan (H) tarafından (N) lehine keşide edilmiştir. Tapi yapan (A) ile takipte ilgisi bulunmayan (İ) bu bonoyu müşterek borçlu ve müteselsil kefilsıfatı ile imza etmişlerdir. Şu halde, bu tabir Borçlar Kanununun 487. maddesinde açıklandığı gibi müteselsil kefaleti tazammum eder. TTK.nun 690. maddesi yolu ile uygulanması gerekli bu yasanın 613. maddesi gereğince aval, "aval içindir" tabiri ile veya buna muadil diğer herhangi bir ibare ile fade edilmesi zorunludur. Aval özel hükümleri ifade eden bir kefalet türü olup bu hükmün açısından bonodaki müşterek borçlu ve müteselsil kefalet şerhi altındaki imza sahipleri hakkında aval hükümlerini uygulanmasının kabulü zorunludur. Bu halde, sözü geçen TTK.nun 614. maddesi gereğince aval veren kimse bono bedelini ödediği takdirde bonodan dolayı lehine yükümlülük altına girmiş olduğu kimseye karşı bonodan doğan haklara sahip olacağından takip yapanın alacağının bonodan doğduğunun kabulü zorunludur. Bu halde, İİK.nun 167. maddesi gereğince alacak bonoya dayandığından kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılabileceği dünüşülmeksizin itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz temyiz itirazı yerinde görüldüğünden mercii kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21.10.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1985/5538

K. 1986/169

T. 15.1.1986

• BONO BEDELİNİ ÖDEYEN KEFİL ( Alacaklının Rücu Hakkını Kambiyo Senetlerine Mahsus Yolla Takip Yaparak Kullanamayacağı )

• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS YOLLA TAKİP ( Bono Bedelini Ödeyen Kefilin Rücu Hakkını Bu Yolla Kullanamayacağı )



ÖZET : Senet borçlusuna müteselsilen kefil olan kimse, bono bedelini öderse kefalet ilişkisi gereği asıl borçludan alacağı için kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapamaz.

DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 18.4.1985 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosya münderecatına, merci kararında yer alan gerekçeye, senet arkasındaki ciro şerhlerine göre, 28.11.1984 vade tarihli 200.000 Tl. lık bono ve 7.11.1984 tanzim tarihli 220.000 Tl'lık çekle ilgili merci kararı yasaya uygun ve temyiz itirazları yersizdir. 2 - 24.8.1984, 9.9.1984, 24.9.1984 vade tarihli 35.000'er Tl'lık bonolarda takip yapan kişi kefil; borçlu da aleyhine takip açılan durumundadır. Alacaklı bu senetlerden dolayı keşideci ile birlikte müteselsil borçlu olup ödemelerinden ötürü rücu hakkını Borçlar kanunu hükümlerine göre kullanabilir. Alacaklının kambiyo senetine mahsus yolla takip açması, borçluya 163 örnek ödeme emri göndermesi mümkün değildir. Merciin anılan senetlerle ilgili takip bölümünün İİK'nun 170a maddesi uyarınca iptaline karar vermesi zorunludur.

SONUÇ : Açıklanan durum karşısında borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile, yukarıda ( 1 ) numaralı bentde yazılı nedenle ve o senetlere ait merci karar kısmının İİK'nun 366 ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca onanmasına, ( 2 ) numaralı bentde yazılı senetlere hasren ve açıklanan nedenle merci kararının İİK'nun ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, 15.1.1986 gününde, oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/5316

K. 2004/9631

T. 19.4.2004

• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Kefil Olarak İmzaladığı Bonodan Dolayı Borçlu Adına İcra Dairesine Yaptığı Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine İstinaden Yapılan Takip Nedeniyle )

• KEFİL OLARAK ÖDENEN PARA ( İcra Dairesine Yapılan Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine Dayalı Olarak Ödenen Paranın Ayrı Bir Dosyada Genel Haciz Yolu ile Talep Edilememesi )

• RÜCU BELGESİNE DAYALI İCRA TAKİBİ ( Rücu Belgesinin Tek Başına İtirazın Kaldırılmasını Sağlayan Belgelerden Sayılmaması )




ÖZET : İlk dosyanın kefili borçlunun icra dosyasına ödemiş olduğu borç için rücu belgesi alıp ödenen bu parayı ayrı bir dosyada genel haciz yolu ile diğer borçlulardan talep edilmesi yasaya uygun değildir. İİK.nun 68. maddesindeki belge niteliğini taşımayan sözü edilen rücu belgesine dayalı olarak alacağın tahsil edilip edilmeyeceği genel mahkemede açılacak davada tartışılması gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Elmadağ İcra Müdürlüğünün 1999/311 sayılı dosyasında takibe dayanak yapılan bonoyu Eşref Saltürk borçlu, Kaplan Çalışkan ve Yusuf Saltürk ise kefil sıfatı ile imzalamışlardır. Anılan dosyada takip borçlusu olan bu kişilerin borcun ne miktarından sorumlu oldukları hususu yukarıda açıklanan sıfatları nedeniyle yargılamayı gerektirir. Bu nedenle borçlu Kaplan Çalışkan'ın ( ilk dosyanın kefili ) icra dosyasına ödemiş olduğu borç için rücu belgesi alıp ödenen bu parayı ayrı bir dosyada genel haciz yolu ile Eşref Saltürk ve Yusuf Saltürk'ten talep edilmesi yasaya uygun değildir. İİK.nun 68. maddesindeki belge niteliğini taşımayan sözü edilen rücu belgesine dayalı olarak alacağın tahsil edilip edilmeyeceği genel mahkemede açılacak davada tartışılacağından itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 08-02-2008, 16:39   #3
Av.Kaan

 
Varsayılan

1. Genel haciz yoluyla takip yapılabilir.
2.
Alıntı:
Madde 237 - (1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.


Kamu davasına müdahale de bulunabilirsiniz kanaatindeyim. Zira müvekkilinizin suçtan zarar görmüş olduğunu düşünüyorum.

Asıl kafamı kurcalayan ise borcun ödenmiş olması veya müştekinin şikayetini geri alması hususları göz önüne alındığında davanın devam edip etmeyeceği...Devam edilmeyecekse müvekkilinizin şikayet edip edemeyeceği...Edebilecekse de şikayet süresinin kaçıp kaçmadığı....
Umarım bizi aydınlatan bir büyüğümüz olur.
Kolay gelsin
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Patent Hakki / Tekel Hakki .. ege Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 4 13-11-2013 18:44
Bir İcra Sorusu: borcu Ödeyen Ne Yapmalı? Armağan Konyalı Meslektaşların Soruları 12 28-06-2010 10:41
Takİp Değerİnİ Sonradan Artırmam Mümkün mü? Rehinli Aracın Takİp Kesinleşmeden Yakala savunman Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 4 23-04-2008 22:16
KÜÇÜĞÜn Ya Da Akil Hastasinin Davaya MÜdahİl Olmasi Av.Nursel Meslektaşların Soruları 1 14-06-2007 17:02
Çekİ İmzalamadan Verme İddİasinin İspati Ve SonuÇlari Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 9 20-02-2007 00:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04258490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.