Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İBK arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-02-2010, 15:45   #1
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan İBK arıyorum

Arkadaşlar kolay gelsin. Anne, babalık davası açmak için hak düşürücü süreyi kaçırmış. Ben de küçük için kayyım atayıp, davayı kayyıma açtırmak istiyorum. Konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm 02.05.1960 tarih ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararını arıyorum Ulaşanların paylaşmasını rica ederim. saygılarımla.
Old 06-02-2010, 19:47   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Arkadaşlar kolay gelsin. Anne, babalık davası açmak için hak düşürücü süreyi kaçırmış. Ben de küçük için kayyım atayıp, davayı kayyıma açtırmak istiyorum. Konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm 02.05.1960 tarih ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararını arıyorum Ulaşanların paylaşmasını rica ederim. saygılarımla.

Aradığınız İçtihadı Birleştirme kararını aşağıya ekliyorum, ancak esasen bu karara ihtiyacınız yok, sürenin kayyım ataması tarihinden başlayacağı MK 303. maddesinde düzenlenmiştir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu

E:1960/5
K:1960/8
T:02.05.1960


Temyiz Mahkemesi Hukuk Umumi HeyeTimin 9/9/1959 taRih 2/35-35 sayılı karan ile îikinci Hukuk Dairesinin 4/11/ 1959 tarih 4397/5006 sayılı karan arasındaki içtihat ihtilaFının halli istanbul Barosunda kayıtlı avukat ihsan Tezel'in 15/12/ 1959 tarihli arzuhalle vaki olan müracaatına atfen Birinci Reislik makamınca istenmekle toplanan Tevhidi içtihat Büyük Heyetinde mesele müzakere edildi;
Hukuk Umumi Heyetinin yukarıda tarih ve numarası yazıh kararıyla: (Evlilik haricinde doğanı çocuğun ikame edeceği babalık davasına ait Medeni Kanunun 296 inci maddesinde yazılı bir senelik müddetin kayyım tayini tarihlinden bağlayacağına dair kanunda bir hüküm bulunmadığından mezkûr maddenin sarahati veçhile müddetin doğumdan itibaren başlayacağı) içtihat edilmiş olduğu halde ikinci Hukuk Dairesi ıkararıyie : (bir yıllık müd* detin çocuk namına dava açmaya selâhiyetili kimsenin tayininden itibaren başlayacağı) neticesine varılmış olduğundan bu iki karar arasında açıik ve bariz bir içtftıat ihtilafının mevcudiyeti mü-şahade edilmekle ihtilafın halli lüzumuna ittifakla karar verildikten sonra cereyan eden müzakerelerde :
Heyet azasından bazıtan Medeni Kanunun müddetin mebdei-ni tayin eden 296 inci maddenin sarahati sebebiyle Hukuk Umumi Heyeti kararının kanuna uygun buna mukabil daire Jkarannrn 216 isabetli bulunmadığı kanaatim izhar etmişlerdir. Ekalliyetin görüşünü ifade eden bu telakkiye göre, çocuk namına açılacak davada müddetin mebdeindn kayyım tayini tarihi olarak kabulü Medeni Kanunun 296 ve 298 inci maddelerinin ihlal ve ihmali olacaktır.
Umumi Heyet ekseriyetince ekalMyetin bu görüşü aşağıda izah olunan sebepler dolayısıyla varit gömlmemişıtir. Şöyleki; Medeni Kanunun 295 inci maddesine göre babalık davasını ikame hakkı, anaya ve çocuğa tanınmış haklardır. Ana ve çocuğun bu dava haklan yekdiğerinden müstakildir, öyle ki bunîardan birinden feragat, diğeri üzerinde tesir husule getirmez. Zira korunmak istenen hak ve menfaatlerin hususiyeti bunu zaruri kılmıştır. Filhakika ananın menfaatleri kadar çocuğun menfaatleri de bahis konusudur. Türk ve isviçre Medeni Kanunlarının sarih metnine dayanan bu görüş isviçre'de ilmi içtihatlar ve mahkeme kararlan ile kaibul edilmiştir. (Egger. Çağa ter. sa. 231-232; Tuor. Artus ter. Sa. - 261, No. 3 ve Sa. 262 Not 35; J. D t - 1939 II 587).
îkm içtihatların ittifakla kabul ettiği diğer bir hususta evlilik haricinde doğan çoc'iğun anasının çocuk üzerinde velayet hakkını haiz bulunmaması keyfiyetidir (Eıgger - Çağa ter. Sa. 231 - 232; Tuor . Artus ter. sa. - 256; Gönensay 1940 Cilt ve kısım 2 Sa. - 102). Bu cihet Medeni Kanunun 298 inci maddesi saraha-tından da anlaşılmaktadır. Falhika kanun koyucu evlilik haricinde çocuk doğuran 'kadını, çocuğun haklannı müessir bir şekilde korumaya ehil gormediği için. bu hakkı doğrudan doğruya ona vermemiştir. Ananın maddi ve manevi sıkıntı içinde bulunması, tereddütler geçirmesi, çocuğun babası ile evlenmeyi ümit etmesi, zillet ve hicaptan korkması, hukuki \>ilgiden mahrum bulunması gibi sebepler bu hakkın anaya tanınmamasını zaruri kıîmıstır (Egger - Çağa ter. sa. 231 - 232.)
Ananın çocuk üzerinde doğrudan doğruya velayetini kabul etmeyen ve çocugun mustakil dava hakkı tanıyan kanun, cocuk na-mma bu hakkın kullanılmasına ımkân vermek için, 298 inci madde hükmüyle bir kayyım tayinini mecburi kılmıştır. Çocuğun men-faatlannı korumak, ezcümle çocuk namıma dava açmak salahiyetini haiz bulunan bu kayyım, ana tarafmdan gebeliğin halber verilmesi halinde daha gebelik devam ederken derhal tayin edilebileceği gibi keyfiyetin doğumdan sonra haber alınmasa halinde yine derhal tayin olunacaktır. 217
Kayyımın, gebelik esnasında tayini halinde, gerek ana gerekse çocuk tarafından açılacak babalık davasına ait müddetin, 296 inci 'maddenin sarahati veçhile doğumdan itibaren baş'iayacağın-da şüphe edilemez. Ancak kayyım, doğumdan muayyen bir müddet geçtikten ve mesela bir sene dolduktan sonra tayin edilmişse, çocuğa ait dava müddetinin yine doğumdan itibaren başlayacağını kabul etmek 295 inci madde hükmüyle çocuğa tanınmış olan hakkın daha istimal imkânı tahakkuk etmeden ortadan kalkması gibi bir neticenin kabulünü tazammun eder ki, böyle bir netice kanununun metnine olduğu kadar ruh ve gayesine de aykırı düşer. #BineanJeyh. kayyımın doğumdan sonra tayin edilmesi halinde çocuğun, babalık davası için kanunen muayyen olan bir yılUk müddetten tam olarak istifade edebilmesi maksadıyla, bu müddetin kayyımın tayini tarihinden itibaren işlemeye başlamasını kabul etmek zaruridir. Kanun hüküm'ıerinin bu yolda tefsiri azınlık gorüşünde ifade olunduğu gibi 296 ve 298 inci maddelerin ihlal ve ihmali neticesini husule getirmeyip, bilakis mezkûr hükümlerin kanunun gayesine uygun bir sekilde taıtbikini temin etmektedir. Buna mukabil azınlık notktai nazarının kabulü halinde, 298 inci maddenin tatbikinin ihmaline müsaade olunmakta ve cocuga dava hakkı tanıyan 295 incı -madde hukmü, büsbütün bertaraf edilmektedir. Zira hakkı dermayen edecek 'kimsenin henüz tayinin den evvel hakkın sakıt olduğunun kabulü, 295 inci madde hüt* münün 'bertaraf edilmesinden ve ıkayyım tayini haıkkındaki mecburi hükmün de faydasız ve işlemez bir hale getirilmesinden başka bir netice hasıl etmez. Kanun hükümleri bir ücül teşkil ettiğinden, bu hükümlerin hep birlikte göz önünde bulundurularak ma-nalandırıhnası tefsir kaidesi icabıdır. Bu hükümlerden birisimi tamamen ihmal ederek diğerini tatbike kalkışmaık, kanunun gayesine tamamen yabancıdır; ve hatta bazan zararlı ve tehlikeli neticeler husule getirebilir. Filhakika hadisede kanun babaîıik davası müddetinin doğumdan başlayacağı hükmünü vaz ederken, kayyımın gebelik esnasında tayin olunacağını göz önünde bulundurmuştur. Bu şartlardan biri tahafakutk etmediği takdirde, artık, diğer şartın da aranmaması yani müddetin cereyana başlamasının bahis mevzuu edilmemesi icap eder. Nitekim isviçre Federal Mahkemesi de bunu bir kararında kabul etmiş olduğu gibi, isviçre Medeni Kanununun bu kısmını şerh eden profesör Egger ve Türk doktorininde bu mevzua temas eden müellifler bunu kabul etmiş- 218 lerdir (EGE 45 II 237; Egger - Çağa ter. Sa. 219. - 222; Aksoy - Kötü Durumlu Evlilik Dışı Çocuklar 1943 sa. - 133 - 136). Netice :
Evlilik dışında doğan çocuk namına açılacak babalık davasının çocuğun menfaatlannı korumak için tayin olunacak kayyımın doğumdan sonra tayin olunması halinde Medeni Kanunun 295 inci maddesiyle tayin olunan bir yıllık babalık davası müddetinin kayyımın tayini tarihinden itibaren başlayacağına, 2/Mayıs/1960 tarihinde üçte İkiyi geçen ekseriyetle karar verildi.

Old 06-02-2010, 20:10   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Katılıyorum üstadım, ancak halen düşüncemin doğru olup olmadığı noktasında tereddütüm var da o yüzden araştırma yapıyorum. Somut olay kısaca şöyle:Kadın, kocadan 2000 yılından bu yana ayrı yaşıyor, ancak evlilik hukuken sonlanmadan 2005 de bir tane ve 2007 de bir tane olmak üzere 2 tane evlilik içi görünen çocuk var müvekkilden. Ancak boşanmaya ilişkin karar 2009 da kesinleşiyor ve çocukların halen nüfusta kayıtları yok. Kadın için süre geçmiş, soybağının reddi de gerekmiyor zira çocuklar koca nüfusunda değil. Aslında evlilik içi olmasa tanıma ile problem çözülebilirdi ancak öyle değil. Çocukların reşit olmasını beklemenin bir anlamı yok, zira çocuklar okula başlayacak vs. Bu yüzden diyorum kadının başvurusu ile kayyım tayin ettireyim çocuklara ve kayyım atamasından itibaren yeni süre başlayacağından babalık davasını kayyıma açtırayım diyorum. Ne düşünüyorsunuz?
Old 06-02-2010, 21:25   #4
avukatselvi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1992/2-543
K. 1992/635
T. 4.11.1992
• BABALIK DAVASI ( Hak düşürücü süreler )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Babalık davası )
743/m.295,296
2.5.1960 gün 5/8 Sa.Ya.İç.Bi.Ka.
ÖZET:Evlilik dışında doğan çocuğun anası, babanın hükmen tayini için dava açabileceği gibi, çocuğun da dava açma hakkı vardır.

Dava, çocuk doğmadan evvel veya doğumdan itibaren nihayet bir sene içinde açılabilir.

Dava, ana tarafından açılmış ise bir senelik süre doğum tari hinden, çocuk adına kayyum tarafından açılan davada ise kayyumun atanma tarihinden itibaren başlar. Şayet çocuk için kayyum tayin edilnıemiş ise çocuk reşit olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde babalık davasını kendisi açabilir.

Kanunda gösterilen bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Niteliği itibariyle Kamu düzenini ilgilendirdiğinden hâkim tarafından resen araştırılması ve uygulanması gerekir.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "babalığın hükmen tayini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 31.12.1991 gün ve 1989/2431991/906 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 14.4.1992 gün ve 21684345 sayılı ilâmı:

( ... Evlilik dışında doğan çocuğun anası babanın hükmen tayini için dava açabileceği gibi çocuğunda dava açma hakkı vardır ( M.K. 295 ).

Dava, çocuk doğmadan evvel veya doğumdan itibaren nihayet bir sene içinde açabilir ( MK.296 ).

Dava ana tarafından açılmış ise bir senelik süre doğum tarihinde, çocuk adına kayyum tarafından açılan davada ise kayyumun atanma tarihinden itibaren başlar ( 2.5.1960 gün ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ).

Şayet çocuk için kayyum tayin edilmemiş ise çocuk reşit olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde babalık davasını kendisi açabilir.

Kanunda gösterilen bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Niteliği itibariyle Kamu, düzenini ilgilendirdiğinden hâkim tarafından re'sen ( kendiliğinden ) araştınlması ve uygulanması gerekir.

Olayımızda küçüğe 28.12.1987 tarihinde kayyum tayin edilmiş, dava ise kayyum tarafından bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra, 15.3.1989 tarihinde açılmıştır. Bu tarihlerde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. O halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı sebep ve düşüncelerle babalığa hükmedilmesi usul ve Kanuna aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Taratiann karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle babalığının hükmen tayini istenen Mehmet Kavun'cunun, kayden evlı olması bir yana, küçüğün annesi tarafindan aleyhine açılıp bilahare feragat edilen babalık davasma da açıkça karşı çıkması karşısmda olayda M.K.nun 249 cu maddesinin uygulama yeri bulunmadığına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.



Aslında kayyım atanması ile çocuk adına kayyımın açabileceği dava süresi başlamış oluyor. m 298 de buna olanak sağlıyor kanımca.
Old 06-02-2010, 23:44   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Yani olur diyorsunuz düşüncem, yanlış mı anladım selvi hanım?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iş arıyorum cigdem40 Adliye Duvarı 0 17-06-2009 19:32
İBK arıyorum kemal çelik Meslektaşların Soruları 2 20-02-2009 13:48
iş arıyorum cigdem40 Adliye Duvarı 0 19-06-2008 18:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05166888 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.