Sadece mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunulabilir mi?

Merhaba; Müvekkil ile davalı 1997 yılında evlenmiş olup, 2012 tarihinde boşanmışlardır. 01.01.2002 tarihinden sonra davalı adına 3 adet taşınmaz satın alınmıştır. Taşınmazların yarı oranı yasal mal rejimine göre müvekkilime aittir. Biz mal rejiminin tasfiyesi davası açacağız. Ancak bulduğum tüm örnek dilekçelerde tasfiyeyle birlikte katkı payı talep edilmiş. Biz dava dilekçesinin sonunda mal rejiminin tasfiyesiyle birlikte yarı oranında katkı payı mı talep edeceğiz yoksa bu durumda sadece mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilir mi? İnternette bu konuda örnek bulamadım. Yardımcı olabilirsiniz sevinirim.

Alıntı: 01.01.2002 tarihinden sonra davalı adına 3 adet taşınmaz satın alınmıştır.

Mal rejiminin tasfiyesinden sağlamanız gereken yarar, tasfiye payı alacağıdır.

Bu alacağı dava etmezseniz kazancınız ne olacak ki?

Kanun mülkiyet hakkından değil, 2002 sonrası edinilen mallardan mülkiyet üzerine olmayan eşin "alacak" hakkından söz ediyor.

Sizin de mal rejiminin tasfiyesi ile birlikte tasfiye payı alacığını talep etmeniz gerekir. Bu pay da edinilen mal varlığı değerlerinin kabaca yarı miktarıdır.

Davanızı kesinleşmeden itibaren 1 yıl içinde açmanız gerekir.

Davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceğini düşünüyorum.

Eğer belirsiz alacak biçiminde açmazsanız tüm alacak miktarını boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde talep etmeniz gerekir.

Öncesinde mal varlıklarının değerlerinin bilirkişilerce tespitini istemek de yararlı olabilir.

Araştırmalarınızı bir de belirttiğim açılardan yapınız.

Saygılarımla,

Merhaba,

4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra eşler başka bir mal rejimi seçmemiş iseler aralarında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.

TMK madde 219 edinilmiş malları belirlemiştir.

TMK madde 222 fıkra 3 e göre bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.

Sizin olayınızda, 01.01.2002 sonrası edinilen taşınmazlar, karine olarak edinilmiş maldır. Ancak, davalı kişisel mal olduğunu idda ediyorsa bunu ispat etmesi gerekir. (örneğin babasından miras kalan para ile aldığı vs.)

Ancak, "taşınmazların yarı oranı müvekkilime aittir" şeklindeki ifadenizin yanlış olduğunu belirtmek isterim.

Yasal mal rejiminin tasfiyesi kapsamında "ayni hak" söz konusu değildir. Burada bir "alacak hakkı" söz konusu olup nakdidir.

Açacağınız davayı TMK madde 178 gereği boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık sürede açmanız gerekmektedir.

Bu davada, "eşler arasındaki mal rejimimn tasfiyesi ile müvekkilinizin katılma alacağının tespit ve tahsilini" şeklinde talepte bulunabilirsiniz.

"Mal rejiminin tasfiyesi ve taşınmazın yarı payının müvekkil adına tescili" şeklinde bir talebin yasal dayanağı yoktur.

İyi çalışmalar...

Merhabalar, yukarıda verilen cevaplara katılmakla beraber eklemek isterim ki;

açacağınız davada katılma alacağı ile beraber müvekkilinizin, alınan taşınmazlarda maddi katkısı söz konusu ise değer artış payını da talep etmeniz gerekmektedir. yani 2002 sonrası edinilmiş mallar için eşlerin hesaplanacak artık değerin 1/2 oranında katılma alacağı yanında somut katkısı söz konusu ise (örneğin ziynet eşyalarını bozup ev alımı için bozmuşsa) Değer artış payı da aynı davada talep edilebilir.
açılacak dava belirsiz alacak davası olmalıdır. lakin bu konuda Yargıtay uygulaması ve doktrinde tartışmalar devam etmektedir. müvekkiliniz hak kaybı olmaması içim önerim davayı olabildiğince belirleyebileceğiniz bir miktar ile açmanızdır.
meslektaşlarımızın da belirttiği gibi mal tasfiyesi davasında ayni talepte (yani tapuda adıma tescil ediyorum gibi ) bulunmayınız davanız RED olur.