Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Haczin Kaldırılmaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-01-2009, 13:10   #1
Avukat_A.K.

 
Varsayılan Haczin Kaldırılmaması

Sayın meslektaşlarım müvekkilimin satın almış olduğu hisse hacizli. Ve alacaklının paraya çevirme yetkisi varken süresinde satış talep edilmemiştir. Ancak tapuda ve icra dosyasında halen hacizli görünmekte. Haczin kaldırılmasını istese de müvekkil asıl borçlu olan eski malikin imza vermemesi neticesinde söz konusu taşınmaz halen hacizli görünmekte. İcra dosyasının tarafı olmaması sebebiyle yeni malike talep açamazsın denmekte. Bu halde dosya üzerinden değil de haricen "şu esas sayılı dosyalardaki hacizlerin kaldırılması..." denilerek bir talepte bulunulsa bu halde icra dairesinin kabul etmeme yetkisi var mı talebi? Veya kabul etse de sonuç muhtemelen olumsuz olacaktır. Zira sözlü cevap verildi tarafımıza. Dava bu halde kime karşı (husumet) ve hangi mahkemede (genel mahkemeler mi, icra hukuk mu) açılır?

Düşmüş olan hacizlerin aslında tespiti gerekmekte ama hacizlerin kaldırılması şeklinde mi istenecektir?

Cevaplarınız için teşekkür ederim.

Saygılarımla...
Old 30-01-2009, 14:50   #2
sultanahmet

 
Varsayılan

Kanaatimce, icra dosyasında taraf olmasanız bile haczin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yarar şartı vardır. Dolayısıyla, icra dosyasındaki talebiniz reddedilirse iCra Mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilirsiniz.
Old 30-01-2009, 15:00   #3
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

Sayın Sultanahmet'e kesinlikle katılıyorum. Talepte bulunun, muhtemelen reddedilecektir. Ama şikayet yoluna başvurduğunuzda icra mahkemesi lehinize karar verecektir. Saygılar...
Old 30-01-2009, 15:27   #4
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Teşekkür ederim cevapladığınız için. Şimdi dosyaya mı talep açmalıyım yoksa genel bir talep mi ( herhangi bir dosya numarası belirtmeden)? Bir de bu halde davalı kim olacak? (Dosya alacaklısı? Haczin kaldırılmasına rıza göstermeyen dosya borçlusu? )

Old 30-01-2009, 17:06   #5
sultanahmet

 
Varsayılan

İcra dosyasına talep açmalısınız. Hasım olarak alacaklıyı göstermekniz gerekir.
Old 30-01-2009, 17:10   #6
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Taşınmaz hissesi üzerinde 9 tane haciz var. Hepsinin de alacaklısı farklı. Ve hepsi de düşmüş durumda. Bu halde hepsine ayrı dava açılması gerektiği düşünüldüğünde 9 dava olmayacak mı? Başka yolu yok mu?

Biraz ilginç bir soru oldu ama...

Benim aklıma gelen diğer şık, dosya borçlusu imza vermemekte ve söz konusu kişiye karşı açılması daha uygun olmaz mı? (Ama bu halde de icra muamelesini şikayet olmaz.) Veya dava tek dava şeklinde hasımsız açılsa?
Old 30-01-2009, 18:02   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Katılımcılar, "Talep açın icra müdürü kabul etmezse, icra mahkemesine şikayet edin" demiş ama, benzer bir olay 2 ay kadar önce bana gelmişti. Taşınmaz üzerine konulan haciz tarihinden 6 yıl geçmişti. Benden önceki meslektaş 2-3 yıl önce aynı talepte bulunmuş, icra müdürlüğü red etmiş; icra mahkemesi de yapılan şikayeti "Takipte taraf olmadığı "için red etmiş. Ben icra müdürünü ikna ederek haczi kaldırtmıştım.

Bence şikayet yolunu deneyin(Şifahen red edeceğini söylediğine göre, yazılı talebi de red edecektir). İcra mahkemesi de red ederse, asliye hukuk mahkemesinde dava açmanız gerekebilir.
Old 30-01-2009, 19:15   #8
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

İİK 110 çok açık:
Alıntı:
Madde 110 - Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıpta bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar.

Bu maddenin uygulanmasında İcra Müdürlüğü'nün bir takdir hakkı yoktur; ilgili kişi (borçlu, taşınmazı devralan, taşınmaz üzerinde mülkiyet dışında bir ayni hak tesis eden, başka dosyadan haciz koyduran vb.) talep ettiğinde haczin kaldırılması gerekir. İcra Müdürlüğü'nün haczi kaldırması aslında sadece bir şekli işlemdir; haciz zaten yasa hükmüne göre kalkmıştır. Talebin reddi halinde İcra Mahkemesi'ne şikayet yoluna başvurunuz; Mahkeme haczin kaldırılması yönünde karar verecektir.
Old 30-01-2009, 19:34   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
İİK 110 çok açık:


Bu maddenin uygulanmasında İcra Müdürlüğü'nün bir takdir hakkı yoktur; ilgili kişi (borçlu, taşınmazı devralan, taşınmaz üzerinde mülkiyet dışında bir ayni hak tesis eden, başka dosyadan haciz koyduran vb.) talep ettiğinde haczin kaldırılması gerekir. İcra Müdürlüğü'nün haczi kaldırması aslında sadece bir şekli işlemdir; haciz zaten yasa hükmüne göre kalkmıştır. Talebin reddi halinde İcra Mahkemesi'ne şikayet yoluna başvurunuz; Mahkeme haczin kaldırılması yönünde karar verecektir.

Sayın Aladağ,

Bana da yazdıklarınız mantıklı gelmektedir. Ben de buna benzer şeyler söyleyerek, müdür yardımcısını ikna etmiş ve haciz fek yazısını almıştım.

Elimdeki kitapta bir Yargıtay kararı var. 12.HD.03.06.2004 T.-E.10076/K.14164 sayılı kararında aynen " Üçüncü kişinin taraf olmadığı bir takip dosyasında haczin düştüğünden bahisle icra müdürlüğünün kıymet takdirine yönelik işlemlerin iptalini isteme hakkı bulunmamaktadır. Ancak haczin düştüğü yönündeki istemini, sıra cetvelinde ileri sürebilme imkanına sahiptir."

Kazancı'da aradım, kararı bulamadım. Benzer başka karar da bulamadım. Ama sanırım, icra müdürlükleri ve icra mahkemeleri bu karara istinaden talepleri red etmektedir.
Old 30-01-2009, 19:40   #10
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Sayın Aladağ ben de sizin gibi düşünüyorum. Zira hukuken hacizler düşmüş durumda. Sadece fiili durumla hukuki durum birbirine uymamakta. Buna sebebiyet veren de icra dairesi olduğundan icra muamelesini şikayet olmalı ve İTM de dava açılmalı. Ama bu halde davalı kim olacak? Alacaklı olursa 9 tane dava açılacak. Bundan başka olasılık yok mu? Davanın hasımsız veya borçluya karşı açılması gibi? Zira borçlu imza vermediğinden, davaya kendisi sebebiyet vermekte.

Sayın Suat Ergin'in sözleri de uygulamada karşılaştığım ve icra dairelerin tutumunu yansıtan durum. Bu halde Sayın Ergin hangi dava açılmalı ve husumet kime yöneltilmeli?

Teşekkür ederim cevaplarınız için...
Old 30-01-2009, 19:57   #11
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Görüşüm doğrultusunda bulabildiğim içtihatlar:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:1998/2456
K:1998/3042
T:12.03.1998

2004 s. İİK K. m. 17,18,110

Yukerıda tarih ve numaraşı yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 25.2.1998 tarihinde gonderilmiş olmakla okundu ve geregi gorüşülüP düşünüldü.
Haciz konulan taşınmazlara tapu iptal ve tescil ilamı ile malik olup adlarına tescil yapılan şikayetçilerin haczin kaldırılması istemi ile yaptıkları sikayet kamu düzeni ile ilgili olup sureye tabi degildır. Ayrıca acılan tapu iptal ve tescil davasında haciz alacaklılarının taraf olmaması şikayetçilerin mülkiyet hakkına dayalı istemlerinin incelenmesine engel degildir. Borçlu sıfatı bulunmayan sikayetcilerin isteminin kabulu ile haczin kaldırılması gerekırken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan nedenle İİK.366 ve HUMK.428 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2001/10806
K:2001/11589
T:26.06.2001

Yükerıda tarih ve numarası yazı1ı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüP düşünüldu :
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre 3. kişi taşınmaz malikinin haczin kaldırılmasına yönelik istemi şikayet niteliğindedir. Bu nedenle merciin aksine gerekcesinde isabet bulunmamaktadır. Ayrıca satış vaadi sozleşmesinin tapuya 12.11.2999 tarihinde islendigı ve böylelikle Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı da one sürülebilir hale geldigi açıktır. Haciz şerhi 24.7.2000 tarihinde konulmuş, taşınmazın mülkiyeti ise ücüncu kişiye 23.1.2001 tarihinde intikal etmiştir. Bu durumda sıkayetin kabulü yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

E:1995/4346
K:1995/4835
T:20.09.1995

ARAÇ KAYDINA HACİZ ŞERHİ KOYMAK
İSTİHKAK İDDİASI
MAHCUZUN SATIŞI

Haciz şerhi, aracın kaydına konulmuş, araç borçlu tarafından bu hacizle yükümlü olarak davacıya satılmıştır. Davacının sorumlu olduğu ilk hacizden sonra geçen bir yıllık sürede mahcuzun satışı istenmediğinden, haciz kendiliğinden kalkmış olup, mülkiyet davacıya geçtikten sonra İcra Müdürlüğüne başvuran yeni alacaklı (davalı) tarafından konulan ikinci hacze karşı ileri sürülen istihkak iddiasının kabulü gerekir.

2004 s. İİK. m. 106, 110

Deyacı üçüncü kişi Avni ile davalı alacaklı Mehnet arasında çıkan davadan dolayı, (Çarşamba İcra Tetkik Mercii Hakimliği)'nce verilen 24.12.1994 ğün ve 1993/65-51 sayılı hükmü onayan Dairemizin 21.6.1994 gün ve 1994/3025-4126 sayılı ilamı aleyhinde, davacı üçüncü kişi vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Haciz şerhi, 6.5.1991 tarihli yazı üzerine 7.5.1991'de aracın kaydına konulmuş, araç borçlu tarafından bu hacizle yükümlü olarak 13.11.1991 tarihinde davacıya satılmıştır. 27.7.1992 tarihine değin mahcuzun satışı talep edilmemiş, bu tarihte İcra Müdürlügüne başvuran yeni alacaklı Mehmet isimli kişinin, "haciz üzerinden bir yıl gecmiştir, tekrar bu kayıt üzerine haciz konulmasını..." isterim diye talepte bulunması üzerine, aynı günlu yazı ile trafikten aracın kaydına yeniden haciz konulması bildirilmistir. Daha sonra Amasya'da davacı elınde fiilen haciz yapılması üzerine davacı süresi içinde 29.9.1993 tarihinde İcra Müdürlüğüne dilekçe verip istihkak iddiasında bulunmuştur. İİK.nun 106 ve 110. maddeleri hükmünce, menkul malın haczinden itibaren bir yıl içerisinde satışının istenmemesi halinde haciz kendiliğinden kalkar. Somut olayda, davacının sorumlu olduğu ilk hacizden sonra geçen bir yıllık sürede satış istenmediğinden, haciz kendiliginden kalkmış olup, mülkiyet davacıya gectikten sonra istenilip, konulan ikinci hacze karsı ileri sürulen istıhkak iddiasının kabulü gerekir. Bundandır ki, kabulü gereken davanın reddine dair mereci kararı ile bunun onanmasına ilişkin Dairemiz kararı doğru olmadığından karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemiz'in 21.6.1994 tarih ve 3025-4126 sayılı onama kararının kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde tashihi karar talebinde bulunan davacı üçüncü kişiye geri verilmesine, 20.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

E:2003/1792
K:2003/2772
T:01.04.2003

Yukarıba tarih ve numaraşı yazılı kararın temyizen tetkiki davacı ( 3.kişi ) tarafından istenmiş, merciice ilamında delirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin suresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Nur Algan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Kaydi haciz 19.10.1998 tarihinde yapılmıştır. İİK'nun 106. maddesine göre, haczolunan araç için 1 yıl içinde satış istemediğinden İİK'nun 110. maddesi hükmü uyarınca haciz kendiliğinden kalkmış olur. Davacı dava konusu aracı haciz kalktıktan sonra 6.4.2000 tarihinde noterde düzenlenen satış sozleşmesi ile borçludan satın almıştır. Davacı aracı satın alırken aracın kaydında haciz bulunmadıgından arac mulkiyetinı kazanmıstır. Davacının aracı devraldıktan sonra 21.8.2001 tarihindeki fiili haciz, aracı iyi niyetle satın alanın haklarını etkilemez. Bu durumda 3. kişi tarafından açılan davanın kabul edilerek, aracın yargılama sırasında dava dışı bir kişiye acık artırmada satıldığı da dikkate alınarak davanın konusunun bedele dönüştügunden satış bedeli icra veznesinde ise vezneden alacaklıya odenmisse, alacaklıdan alınarak davacıya verilmesıne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ( 3.kişi )nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

E:1992/11675
K:1993/630
T:01.02.1993

HACZİN GEÇERLİLİK SÜRESİ
İCRA TAKİBİNİN İPTALİ

Haciz iki yıl süre ile geçerliliğini korur ve taşınmazın el değiştirmesi halinde yeni maliklere karşı da ileri sürülebilir. Belirtilen süre içinde, satışın istenmemesi halinde, kayıt üzerindeki şerh kendiliğinden düşer.

2004 s. İİK. m. 106, 110

TaRaflar arasındaki nuvazaalı senedin ve bu senede dayalı icra Takibinin iptali ile tapu kaydı üzerindeki haczin fekki davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Haciz nedeniyle satışı istenen taşınmaz üzerine alacaklı olduğunu iddia eden davalı Fati tarafından ilk haciz 28.10.1985 tarihinde konulmuştur. İİK. nun 106. maddesi uyarınca bu haciz iki yıl süre ile geçerliliğini korur ve taşınmazın el değiştirmesi halinde yeni maliklere karşıda ileri sürülebilir. Belirtilen süre içinde satışın istenmemesi halinde kayıt üzerindeki şerhin kendiliğinden düşeceği yine aynı Yasanın 110. maddesinde belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından acılan hukmen tescil davası 28.12.1987 tarihınde karara baglanmıs ve yer davacı adına 8.3.1988 tarihinde tescil edilmiştir. Bu duruma göre yerin davacı adına tapuya tescil edildiği tarihte taşınmaz üzerindeki davalı Fati lehine hukuki sonuç doğuracak bir hacizden söz etmek mümkün gorülmemektedir. Çünkü davalı Fati tarafından 28.10.1985 tarihinde konulan haciz için, iki yıl icinde satış istenmediğinden 28.10.1987 tarihinde düstügünün kabulu gerekir. Bundan sonra ve 19.4.1988 tarihinde konulan hacizde yerin davacı adına tescilınden sonra rastlaması ve artık taşınmazla ilgisi kalmayan davalı Hasan'ın borcundan dolayı konulduğu anlaşıldığından, bu haciz şerhi davacıyı bağlamaz ve hukuki sonuçta doğurmaz.
Açıklanan hususlar gözönünde tutularak, istemin kabulü biçiminde hüküm kurulmak gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 1.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Not: Kararlardaki yazım hataları Meşe İçtihat Bankası'nın hediyeleridir.
Old 30-01-2009, 20:01   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat_A.K.
Sayın Aladağ ben de sizin gibi düşünüyorum. Zira hukuken hacizler düşmüş durumda. Sadece fiili durumla hukuki durum birbirine uymamakta. Buna sebebiyet veren de icra dairesi olduğundan icra muamelesini şikayet olmalı ve İTM de dava açılmalı. Ama bu halde davalı kim olacak? Alacaklı olursa 9 tane dava açılacak. Bundan başka olasılık yok mu? Davanın hasımsız veya borçluya karşı açılması gibi? Zira borçlu imza vermediğinden, davaya kendisi sebebiyet vermekte.

Sayın Suat Ergin'in sözleri de uygulamada karşılaştığım ve icra dairelerin tutumunu yansıtan durum. Bu halde Sayın Ergin hangi dava açılmalı ve husumet kime yöneltilmeli?

Teşekkür ederim cevaplarınız için...

Siz önce önerilen yolu deneyin. Olmazsa(Ki elinizde bir karar da olacaktır), tapu müdürlüğüne müracaat ederek kayıtlarda "tashih" yapılmasını deneyin. İlgili icra müdürlüklerinden hacizlerin devam edip etmediğini sordurun. Red edilirse, tapu müdürlüğünü taraf göstererek asliye hukuk mahkemesine dava açın. Hiç tecrübe etmedim. Ancak başımdan geçen olayda, talebim red olsaydı; bu yolu deneyecektim.
Old 30-01-2009, 20:08   #13
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Anladım. Evet bu yolu deneyeceğim. Ama davalı alacaklı olursa 9 dava hem çok hem de masraflı değil mi?

Cevaplarınız için teşekkürler...

Çok incesiniz...
Old 30-01-2009, 20:08   #14
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Genel mahkemede dava açmak masraflı ve uzun bir süreç. Bence şu kararı önce İcra Müdürü'ne, o talebi reddederse İcra Mahkemesi hakimine gösterin:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:1985/12424
K:1986/6179
T:22.05.1986


HACZİN KALKMASI
TAŞINMAZ HACZİ


25.L1982'de haczedilen taşınmaz payını şikayetçi sonradan bu yükümüyle satın almışsa da, alacaklı süresinde satış istemediğinden haciz düşmüştür, artık kısıtlamadan söz edilemez.

2004 s. İİK m. 106, 110


Merci kararının mübdeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilğili dosya mahallinden daireye 14.10.1985 tarihinde gonderilmiş olmakla okundu ve geregi gorüşülüp düşünüldü:


Taşınmazdaki 1586/2689 pay, borclu şirket hakkında yapılan takipte 25.1.1982 tarihinde haczedilmiştir. Ücüncü şahıs müşteki, hacizli bu payı 24.10.1984 tarihinde bu mukellefiyetle satın almıstır. Takıp alacaklısı İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereğince süresinde satış istememiş, 25.1.1984 tarihinde haciz düşmüştür. Yeni malikin anılan maddeler gereğince, şikayet hakkı mevcut oldugu cihetle sikayetin kabulune karar verilmek gerekirken taksiratıyla birlıkte satın aldığından bahis ile şikayetin reddolunması isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.5.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Old 30-01-2009, 20:14   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Görüşüm doğrultusunda bulabildiğim içtihatlar:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:1998/2456
K:1998/3042
T:12.03.1998

2004 s. İİK K. m. 17,18,110

Yukerıda tarih ve numaraşı yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 25.2.1998 tarihinde gonderilmiş olmakla okundu ve geregi gorüşülüP düşünüldü.
Haciz konulan taşınmazlara tapu iptal ve tescil ilamı ile malik olup adlarına tescil yapılan şikayetçilerin haczin kaldırılması istemi ile yaptıkları sikayet kamu düzeni ile ilgili olup sureye tabi degildır. Ayrıca acılan tapu iptal ve tescil davasında haciz alacaklılarının taraf olmaması şikayetçilerin mülkiyet hakkına dayalı istemlerinin incelenmesine engel degildir. Borçlu sıfatı bulunmayan sikayetcilerin isteminin kabulu ile haczin kaldırılması gerekırken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan nedenle İİK.366 ve HUMK.428 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2001/10806
K:2001/11589
T:26.06.2001

Yükerıda tarih ve numarası yazı1ı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüP düşünüldu :
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre 3. kişi taşınmaz malikinin haczin kaldırılmasına yönelik istemi şikayet niteliğindedir. Bu nedenle merciin aksine gerekcesinde isabet bulunmamaktadır. Ayrıca satış vaadi sozleşmesinin tapuya 12.11.2999 tarihinde islendigı ve böylelikle Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı da one sürülebilir hale geldigi açıktır. Haciz şerhi 24.7.2000 tarihinde konulmuş, taşınmazın mülkiyeti ise ücüncu kişiye 23.1.2001 tarihinde intikal etmiştir. Bu durumda sıkayetin kabulü yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

E:1995/4346
K:1995/4835
T:20.09.1995

ARAÇ KAYDINA HACİZ ŞERHİ KOYMAK
İSTİHKAK İDDİASI
MAHCUZUN SATIŞI

Haciz şerhi, aracın kaydına konulmuş, araç borçlu tarafından bu hacizle yükümlü olarak davacıya satılmıştır. Davacının sorumlu olduğu ilk hacizden sonra geçen bir yıllık sürede mahcuzun satışı istenmediğinden, haciz kendiliğinden kalkmış olup, mülkiyet davacıya geçtikten sonra İcra Müdürlüğüne başvuran yeni alacaklı (davalı) tarafından konulan ikinci hacze karşı ileri sürülen istihkak iddiasının kabulü gerekir.

2004 s. İİK. m. 106, 110

Deyacı üçüncü kişi Avni ile davalı alacaklı Mehnet arasında çıkan davadan dolayı, (Çarşamba İcra Tetkik Mercii Hakimliği)'nce verilen 24.12.1994 ğün ve 1993/65-51 sayılı hükmü onayan Dairemizin 21.6.1994 gün ve 1994/3025-4126 sayılı ilamı aleyhinde, davacı üçüncü kişi vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Haciz şerhi, 6.5.1991 tarihli yazı üzerine 7.5.1991'de aracın kaydına konulmuş, araç borçlu tarafından bu hacizle yükümlü olarak 13.11.1991 tarihinde davacıya satılmıştır. 27.7.1992 tarihine değin mahcuzun satışı talep edilmemiş, bu tarihte İcra Müdürlügüne başvuran yeni alacaklı Mehmet isimli kişinin, "haciz üzerinden bir yıl gecmiştir, tekrar bu kayıt üzerine haciz konulmasını..." isterim diye talepte bulunması üzerine, aynı günlu yazı ile trafikten aracın kaydına yeniden haciz konulması bildirilmistir. Daha sonra Amasya'da davacı elınde fiilen haciz yapılması üzerine davacı süresi içinde 29.9.1993 tarihinde İcra Müdürlüğüne dilekçe verip istihkak iddiasında bulunmuştur. İİK.nun 106 ve 110. maddeleri hükmünce, menkul malın haczinden itibaren bir yıl içerisinde satışının istenmemesi halinde haciz kendiliğinden kalkar. Somut olayda, davacının sorumlu olduğu ilk hacizden sonra geçen bir yıllık sürede satış istenmediğinden, haciz kendiliginden kalkmış olup, mülkiyet davacıya gectikten sonra istenilip, konulan ikinci hacze karsı ileri sürulen istıhkak iddiasının kabulü gerekir. Bundandır ki, kabulü gereken davanın reddine dair mereci kararı ile bunun onanmasına ilişkin Dairemiz kararı doğru olmadığından karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemiz'in 21.6.1994 tarih ve 3025-4126 sayılı onama kararının kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde tashihi karar talebinde bulunan davacı üçüncü kişiye geri verilmesine, 20.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

E:2003/1792
K:2003/2772
T:01.04.2003

Yukarıba tarih ve numaraşı yazılı kararın temyizen tetkiki davacı ( 3.kişi ) tarafından istenmiş, merciice ilamında delirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin suresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Nur Algan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Kaydi haciz 19.10.1998 tarihinde yapılmıştır. İİK'nun 106. maddesine göre, haczolunan araç için 1 yıl içinde satış istemediğinden İİK'nun 110. maddesi hükmü uyarınca haciz kendiliğinden kalkmış olur. Davacı dava konusu aracı haciz kalktıktan sonra 6.4.2000 tarihinde noterde düzenlenen satış sozleşmesi ile borçludan satın almıştır. Davacı aracı satın alırken aracın kaydında haciz bulunmadıgından arac mulkiyetinı kazanmıstır. Davacının aracı devraldıktan sonra 21.8.2001 tarihindeki fiili haciz, aracı iyi niyetle satın alanın haklarını etkilemez. Bu durumda 3. kişi tarafından açılan davanın kabul edilerek, aracın yargılama sırasında dava dışı bir kişiye acık artırmada satıldığı da dikkate alınarak davanın konusunun bedele dönüştügunden satış bedeli icra veznesinde ise vezneden alacaklıya odenmisse, alacaklıdan alınarak davacıya verilmesıne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ( 3.kişi )nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

E:1992/11675
K:1993/630
T:01.02.1993

HACZİN GEÇERLİLİK SÜRESİ
İCRA TAKİBİNİN İPTALİ

Haciz iki yıl süre ile geçerliliğini korur ve taşınmazın el değiştirmesi halinde yeni maliklere karşı da ileri sürülebilir. Belirtilen süre içinde, satışın istenmemesi halinde, kayıt üzerindeki şerh kendiliğinden düşer.

2004 s. İİK. m. 106, 110

TaRaflar arasındaki nuvazaalı senedin ve bu senede dayalı icra Takibinin iptali ile tapu kaydı üzerindeki haczin fekki davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Haciz nedeniyle satışı istenen taşınmaz üzerine alacaklı olduğunu iddia eden davalı Fati tarafından ilk haciz 28.10.1985 tarihinde konulmuştur. İİK. nun 106. maddesi uyarınca bu haciz iki yıl süre ile geçerliliğini korur ve taşınmazın el değiştirmesi halinde yeni maliklere karşıda ileri sürülebilir. Belirtilen süre içinde satışın istenmemesi halinde kayıt üzerindeki şerhin kendiliğinden düşeceği yine aynı Yasanın 110. maddesinde belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından acılan hukmen tescil davası 28.12.1987 tarihınde karara baglanmıs ve yer davacı adına 8.3.1988 tarihinde tescil edilmiştir. Bu duruma göre yerin davacı adına tapuya tescil edildiği tarihte taşınmaz üzerindeki davalı Fati lehine hukuki sonuç doğuracak bir hacizden söz etmek mümkün gorülmemektedir. Çünkü davalı Fati tarafından 28.10.1985 tarihinde konulan haciz için, iki yıl icinde satış istenmediğinden 28.10.1987 tarihinde düstügünün kabulu gerekir. Bundan sonra ve 19.4.1988 tarihinde konulan hacizde yerin davacı adına tescilınden sonra rastlaması ve artık taşınmazla ilgisi kalmayan davalı Hasan'ın borcundan dolayı konulduğu anlaşıldığından, bu haciz şerhi davacıyı bağlamaz ve hukuki sonuçta doğurmaz.
Açıklanan hususlar gözönünde tutularak, istemin kabulü biçiminde hüküm kurulmak gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 1.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Not: Kararlardaki yazım hataları Meşe İçtihat Bankası'nın hediyeleridir.


Açıkçası kararlar beni pek tatmin etmedi. Birinci karar, çok açık değil. Diğerleri de satın almadan sonra ikinci haciz yapıldığı için istihkak iddiası gibi değerlendirmişler. Son karar da farklı bir olay için sözkonusu olabilir. Detaylı yazamıyorum, çünkü çıkmak zorundayım derken; Cengiz Bey'in yukarıda son mesajda aktardığı kararı gördüm.

Olaya tam denk gelen karar o işte.Şu:
Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:1985/12424
K:1986/6179
T:22.05.1986

Old 30-01-2009, 20:26   #16
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Anladım. Evet bu yolu deneyeceğim. Ama davalı alacaklı olursa 9 dava hem çok hem de masraflı değil mi?
Cevaplarınız için teşekkürler...
Çok incesiniz...
Old 31-01-2009, 13:53   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat_A.K.
Anladım. Evet bu yolu deneyeceğim. Ama davalı alacaklı olursa 9 dava hem çok hem de masraflı değil mi?
Cevaplarınız için teşekkürler...
Çok incesiniz...

Talebiniz müdürlükçe red edildiğinde, "Memur muamelesini şikayet" edeceksiniz. Muhatabınız alacaklı değil. Taşınmaz üzerindeki 9 haciz, farklı icra müdürlüklerinde ise, tek tek şikayet edeceksiniz. Harç, maktudur.
Old 31-01-2009, 15:55   #18
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Sayın Ergin, hepsi aynı icra müdürlüğünde ama icra memurlarını göstermek yerine alacaklıya karşı açılmakta bu tür davalar. Bu halde icra dairesine de açamayacağımıza göre hasımsız açılması gerektiği sonucunu çıkarabilir miyiz?
Old 31-01-2009, 16:05   #19
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat_A.K.
Sayın Ergin, hepsi aynı icra müdürlüğünde ama icra memurlarını göstermek yerine alacaklıya karşı açılmakta bu tür davalar. Bu halde icra dairesine de açamayacağımıza göre hasımsız açılması gerektiği sonucunu çıkarabilir miyiz?

Ben hemen yukarıdaki mesajda cevabımı verdim.
Alıntı:
alacaklıya karşı açılmakta bu tür davalar
dediğinize göre tecrübe etmişsiniz, demektir.
Old 31-01-2009, 16:10   #20
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Ben kendi büromu açtığımdan itibaren henüz icra muamelesini şikayet etme niyetiyle hasımsız veya alacaklıya karşı bir dava açmadım. Uygulamada duyumların ve kararlarda alacaklıdan bahsedildiği için alacaklıya karşı açıldığına yönelik bir bilgim olduğunu izah etmeye çalıştım. Ama hasımsız açılması gerektiği de duyumlarımın arasında. Bu sebeple yanlış bir adım atmamak niyetiyle yeniden sormayı uygun buldum.

Yanıtınız için teşekkür ederim Suat Bey...
Old 31-01-2009, 16:15   #21
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat_A.K.
Ben kendi büromu açtığımdan itibaren henüz icra muamelesini şikayet etme niyetiyle hasımsız veya alacaklıya karşı bir dava açmadım. Uygulamada duyumların ve kararlarda alacaklıdan bahsedildiği için alacaklıya karşı açıldığına yönelik bir bilgim olduğunu izah etmeye çalıştım. Ama hasımsız açılması gerektiği de duyumlarımın arasında. Bu sebeple yanlış bir adım atmamak niyetiyle yeniden sormayı uygun buldum.

Yanıtınız için teşekkür ederim Suat Bey...

O zaman şöyle düşünün:Siz 3.kişi olarak takip dosyasına talep açıyorsunuz. Talebinizi kim red edecek? Alacaklı mı, icra memuru mu? Kimin kararını şikayet edeceksiniz? Memurun değil mi? Bu nedenle hasımsız olarak "Memur muamelesini şikayet" edeceksiniz. Dilekçenize de Cengiz Bey'in yayınladığı kararı ekleyeceksiniz. Sonucu bekleyeceksiniz. Talebinizi mahkeme de red ederse, benim önerdiğim 2. yolu deneyeceksiniz.
Old 31-01-2009, 16:18   #22
Avukat_A.K.

 
Varsayılan

Tamamdır. O zaman da 9 tane dava açmaya gerek kalmayacak. Çok sağolun. Çok teşekkür ederim.

Saygılarımı sunuyorum...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Haczin Kaldırılması Av.Olcay Pehlivanlıoğlu Meslektaşların Soruları 8 16-01-2012 04:06
haczin düşmesi için gereken süre dolmadan yeniden haciz yapılırsa ilk haczin akibeti? Av.Ertuğ Yüksel Meslektaşların Soruları 8 19-09-2011 11:28
L T D Şirket/ Hacizli Payın Diğer Ortak Tarafından Alınması/ Haczin Kaldırılmaması denizizm Meslektaşların Soruları 13 01-12-2008 12:22
İnternet Sitesindeki Hakaret İçerikli Yazı - Yayının kaldırılmaması Temadi sayılır mı turbo Meslektaşların Soruları 3 31-07-2007 10:46
Haczin Kaldırılması Av.Cengiz KOCABEY Meslektaşların Soruları 1 25-05-2002 13:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08191609 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.