Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iki ortak hisse devri

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-09-2014, 09:15   #1
cmuk

 
Varsayılan iki ortak hisse devri

%50 paya sahip iki ortaklı bir limited şirkette ortaklardan biri hissesini 3. kişiye devretmek istiyor. Ancak diğer ortak devire karşı çıkıyor. Bu durumda diğer ortağın rızası olmaksızın hisse devri gerçekleştirilebilir mi?
Old 04-09-2014, 10:04   #2
Gariban_Lawyer

 
Varsayılan

İyi günler sayın meslekdaşım,
Öncelikle Ticaret Kanunu'nun limited şirketlerde hisse devrini düzenleyen maddelerine baktığımızda TK madde 595 karşımıza çıkmaktadır.İlgili maddeye göre 'Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.'denilmektedir.

Yeni TTK, ortaklar genel kurul kararı için özel bir yeter sayı aramamıştır. Bu nedenle, devre onay kararı genel yeter sayı ile alınabilir. Yani, eğer şirket sözleşmesinde daha ağır bir nisap öngörülmemişse, bu konuda toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile karar alınabilir.Bu durumda diğer ortağı ikna etmeniz gerekmektedir.Hatta bu konuda ilgili Yargıtay kararını da paylaşacak olursam;

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1985/3521

K. 1985/4788

T. 25.9.1985

• LİMİTED ŞİRKET ( İki Ortaklı Olması )

• İKİ ORTAKLI LİMİTED ŞİRKET ( Ortaklardan Birinin Diğer Ortağın Rızası Hilafına Payını Devralmak İstemesi )

• RIZA HİLAFINA PAYIN DEVRALINMAK İSTEMESİ ( Limited Şirketlerde Ortaklardan Birinin Diğer Ortağın Payını Almak İstemesi )

• PAY VE PAYDAŞ ÇOĞUNLUĞUNUN OLMAMASI ( Tek Bir Ortağın Genel kurulu Oluşturmasına Olanak Olmaması )

• GENEL KURULUN OLUŞMAMASI ( Pay ve Paydaş Çoğunluğunun Olmaması )

6762/m.536,549

ÖZET : İki ortaklı bir limited şirkette, bir ortağır diğer ortağın rızası hilafına payını devralmak istemesine yasal olanak yoktur.ttk.'nun 536/3. Maddesine göre, pay ve paydaş çoğunluğu olmadan, tek bir ortağın genel kurulu oluşturmasına olanak yoktur.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 3. Ticaret Mahkemesince verilen 24.12.1984 tarih ve 54-986 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ve muk. davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, müvekkili şirketin iki ortaktan kurulu bulunduğunu, davalının ana sözleşmeye dayanarak şirketin feshini ihbar ettiği müvekkilinin iyi niyete dayanmayan bu ihbarı kabul etmeyerek davalıyı toplantıya çağırdığını, davalının toplantıya katılmadığını, anılan kararla davalının şirketten çıkartıldığını ileri sürerek davalının tasfiye bakiyesinin tesbiti ile şirketten çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında davacıların aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, iki ortaklı limited şirkette bir ortağın çıkartılması halinin o şirketin infisahı sonucunu doğuracağını zaten şirketin feshi ihbarla infisah ettiğini, kötü niyetin varit bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, mukabil davasında da genel kurulda alınan çıkarma kararının iptaliyle, feshi ihbarla şirketin tasfiye haline girdiğinin tespitini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, toplanan delillere ve anılan bilirkişi raporuna dayanarak davalının feshi icbar etmesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı ve şirketten ihraç için muhik bir sebep teşkil ettiği görüşüyle davalının şirketten çıkarılmasına, fazla talebin ve mukabil davanın ise reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davalı ve mukabil davacı vekilince temyiz edilmiştir.

İki ortaklı Özdemir Antimuan Madenleri Limited Şirketi'nin iki ortağı davacı Osman Özdemiroğlu ve davalı Ayşe baltalı'dan ibaret bulunmaktadır. Şirket ana sözleşmesinin 9 uncu maddesine göre, 12 mart 1951 tarihinde kurulan limited şirketin 31.12.1976'dan itibaren süre bitiminde bir ay kala iki ortaktan biri tarafından feshi ihbar yapılmadıkça birer yıl uzayacağı da kararlaştırılmış ve 1981 yılına kadara bu suretle şirketin süresi uzamıştır. Ancak, bu yıla ait süre bitimi tarihi olan 31.12.1981'den bir buçuk ay kadar önce noter kanalıyla davalı karşı davacı Ayşe Baltalı, 18.11.1981 gün ve 43371 sayılı ihtarnamesiyle feshi ihbarda bulunmuş ve şirketin devamını istemediğini, yani sona erdirilmesi ve tasfiye edilmesi iradesini diğer ortak davacı Osman Özdemiroğlu'na bildirmiş bulunmaktadır. Bu bildirim üzerine TTK.nun 549/1. ve 4 üncü bentleri hükmünce şirket tasfiye haline gelmiş bulunduğu halde diğer ortak davacı Osman Özdemiroğlu, şirket devam ediyormuşçasına 29.12.1981 tarihinde tek başına genel kurlu oluşturduğunu, diğer ortağı da çağırdığını ve payını devralmak istediğini, fakat davalının bu toplantıya dahi gelmediğini ve feshi ihbarının da kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek davalı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar almış ve sonra da bu davayı açmış bulunmaktadır. Oysa, iki ortaklı bir limited şirkette bir paydaşın diğer paydaştan rızası hilafına payını devralmak istemesine yasal olanak bulunmadığı gibi TTK. 536/3. fıkrasına göre pay ve paydaş çoğunluğu olmadan tak bir ortağın genel kurul oluşturmasına ve genel kurul sıfatı ile karar vermesinde olanak bulunmamaktadır. Ayrıca davalı ortağın ana sözleşmenin 9 uncu maddesinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak ve üstelik şirket yönetimini üstlenmiş, davacı ortağın kötü idaresi nedeniyle ve süre bitiminden bir ay önce feshi ihbarda bulunmasının kötü niyetli sayılmasına da imkan yoktur. Bu halin TTK.nun 551 inci maddedeki bir ortağın ortaklıktan çcıkarılmasını gerektiren haklı neden olarak kabul edilemeyeceği de ortadadır. Şirketin münasip olmayan bir zamanda ve sözleşmede kabul edilen feshi ihbar süresi dışında kalan bir tarihte feshi ihbarı istendiği de ileri sürülmemiştir. Dosyada bu yolda iddia ve delil dahi bulunmamış, aksine davacının kötü idaresinden söz edildiği halde bu yolda deliller dahi toplanmamıştır. Ancak, sözleşmeden doğan feshi ihbar hakkını kullanan davacı için kötü niyet atfedilemeyeceği gibi bu feshi ihbar sonucu TTK.nun 549/1. ve 4 üncü fıkralar hükmünce şirket münfessih hale geldiğinden bu tarihten sonra artık genel kurul toplanması ve ortak çıkarılması söz konusu olamayacağı gibi aynı yasanın 504. maddesinde ortakların sayısı ikiden ibaret böyle bir şirkette ortak sayısı bire inmesi üzerine eksikliklerin tamamlanması hükmünün de bu durumda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Zira bu madde hükmü, şirket devam ederken normal süresi içinde faaliyet halinde bulunduğu sırada bir ortağın ölümü, bütün payların tek ortağa devri gibi zorunlu nedenlerle şirketin bir ortağa düşmesi halinde uygulanabilecektir. Olayımızda ise, böyle bir durum söz konusu olmayıp, feshi ihbar sonucu şirket münfesih hale gelmiş bulunmaktadır, artık bundan sonra herhangi bir noksanın tamamlatılması veya ortaklıktan çıkarılma veya bunlarla ilgili genel kurul toplanması söz konusu olmayıp, ancak ve ancak infisah hükümlerinin uygulanması zorunlu hale gelmiş sayılmak gerekir. Aslında, davalının fesih ihbarında bulunması ve davacının da fesih yerine değer ortağın payını devralmak şeklindeki iradeleri, iki ortaklı bu şirketin artık ikisi tarafından yürütülemeyeceği ve sona erdirilmesi iradelerini ortaya koydukları biçiminde yorumlanmak zorunluluğu vardır. Ortaklık adı üzerinde birden fazla kişinin birlikte çalışmasını veya kuruluş oluşturmasını amaçlamakta olup, tek kişilik bir ortaklık düşünülemeyeceği de açıktır. Dairemizin 20.6.1980 gün ve 3208- 3285 sayılı emsal kararında da çok açık biçimde vurgulandığı üzere, iki kişilik limited şirkette ortaklardan birisinin şirketten çıkması veya çıkarılması hali dahi o şirketin infisahı sonucunu doğurur. Yani çıkma veya çıkarılma ile ilgili önemli bir neden bulunduğu takdirde dahi diğer ortak tek başına şirketin devamını veya devralmayı değil, feshini istemek zorundadır. Çıkan veya çıkarılan ortağın yerine dışardan başka ortak alınmasına Ticaret Kanunu olanak tanımamıştır. Yukarıda açıklandığı üzere TTK.nun 504 üncü maddenin de olaya uygulama yeri bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle davacı limited şirket ve Osman Özdemiroğlu'nun diğer ortağın şirketten çıkarılması istemiyle açtığı davanın reddi ve karşı davacı Ayşe Baltalı'nın usulsüz yapılmış genel kurulun ve orada tek ortak davacının aldığı ihraç kararının iptali ve limited şirketin mühfesih olduğunun tesbiti ile tasfiye memuru tayini istemiyle açtığı davanın ise kabulü gerekirken, mahkemece aksine düşüncelerle tamamen tersine karar verilmiş olması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ( karşı davacı ) Ayşe Baltalı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün Ayşe Baltalı lehine BOZULMASINA 25.9.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Ayrıca ikna etmeniz durumunda yeni TTK pay devri için genel kurul kararı yanında bazı ilave koşullar da aramaktadır. Şöyle ki, 6762 sayılı eski TTK gibi 6102 sayılı yeni TTK’da esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılmasını ve tarafların imzalarının noterce onanmasını şart koşuyor. Bu nedenle devir sözleşmesini yazılı şekilde yapmanız ve sözleşmedeki imzaları notere onaylatmanız şart.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
limited şirketlerde kurucu ortak müdürün hisse devri av.denizdeniz Meslektaşların Soruları 2 14-01-2013 16:56
limited şirkette hisse devri, eski hisse sahibiin sorumluluğu Av. Çetin Meslektaşların Soruları 3 11-04-2011 15:05
Hisse Devri-Ödenmeyen Alacak-şirket Mi ? Ortak Mı? Av. Mehmet Demirezen Meslektaşların Soruları 2 14-04-2009 14:26
adi ortaklıkta hisse devri ve ortak alınması Nurullah Layık Meslektaşların Soruları 4 14-11-2007 16:20
ltd.şti.hisse devri argilla Hukuk Soruları Arşivi 1 07-04-2006 17:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03665304 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.