Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tasarrufun İptali davasının bedel tazminine dönüşmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-01-2013, 11:48   #1
and justice for all

 
Dikkat Tasarrufun İptali davasının bedel tazminine dönüşmesi

Değerli Meslektaşlarım. Davalı konumunda olduğumuz tasarrufun iptali davasında müvekkilim davaya konu taşınmazı bedelinden fahiş fiyatta düşük olarak satın almıştır. Ancak taşınmazı elinden çıkartıp herhangi bir gelir sağlamamış, kendi aktif mal varlığında bir artış olmamıştır. Buradaki sorum İ.İ.K.283/2 gereğince müvekkilim hakkında söz konusu davanın bedel tazminine dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği hususundadır. Dönüştürülemeyeceği yolunda içtihat paylaşabilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
Old 11-01-2013, 15:23   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın and justice for all,
Alıntı:
Yazan and justice for all
...Davalı konumunda olduğumuz tasarrufun iptali davasında müvekkilim davaya konu taşınmazı bedelinden fahiş fiyatta düşük olarak satın almıştır. Ancak taşınmazı elinden çıkartıp herhangi bir gelir sağlamamış, kendi aktif mal varlığında bir artış olmamıştır. Buradaki sorum İ.İ.K.283/2 gereğince müvekkilim hakkında söz konusu davanın bedel tazminine dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği hususundadır. Dönüştürülemeyeceği yolunda içtihat paylaşabilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.

İİK m.283/2'de "üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar"dan bahsedilmektedir. Bu soruyu sorduğunuza göre: borçludan taşınmazını satın alan 3. şahıs konumundaki müvekkiliniz, taşınmazı elinden çıkarmıştır; başka bir deyişle taşınmazın tapusu şu anda borçlu ve müvekkiliniz dışındaki bir başka kişidedir? Dolayısıyla "taşınmazı elinden çıkartıp herhangi bir gelir sağlamamış"tan kastınız nedir anlayamadım; sorunuzu açabilir misiniz?

Saygılar...
Old 11-01-2013, 17:57   #3
and justice for all

 
Varsayılan

Sayın Nevra Öksüz; Taşınmazlar satılmıştır fakat bizzat bu dava konusu ile aynı olan başkaca tasarrufların iptal edilmesi neticesinde satılmıştır.Yani önceki davalarda 3. kişi konumundaki müvekkilim önceki tasarrufun iptali davaları neticesinde taşınmazın mülkiyetini kaybetmiştir.Ama bu süreçte herhangi bir kazanç sağlamamıştır.
Old 11-01-2013, 18:06   #4
detay82

 
Varsayılan

Bilindiği üzere, iptal davasını kazanan alacaklı, mahkemenin kararıyla, tasarruf konusu malı sattırır ve elde edilen paradan alacağını alır. Geriyer para artarsa, bu para davalı üçüncü kişiye verilir. Şayet, iptal davası, üçüncü kişinin elinden çıkardığı yani sattığı mallar yerine geçen değere ilişkin ise, üçüncü kişi bu değer oranında nakden tazminata mahkum edilir (İİK m.283).

Olayınızda, başka bir tasarrufun iptali ile taşınmaz satılmış ve buradan borç karşılanıp bakiye para kalmış ve bu müvekkilinize verilmişse bu değer üzerinden sorumluluk söz konusu olabilir. Ancak müvekkilinizin eline bir para geçmemişse, o satışın tüm parası borçlulara ödenmişse bir sorumluluğu kalmaz.

Saygılarımla.
Old 11-01-2013, 18:26   #5
and justice for all

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İsmail DEĞER
Bilindiği üzere, iptal davasını kazanan alacaklı, mahkemenin kararıyla, tasarruf konusu malı sattırır ve elde edilen paradan alacağını alır. Geriyer para artarsa, bu para davalı üçüncü kişiye verilir. Şayet, iptal davası, üçüncü kişinin elinden çıkardığı yani sattığı mallar yerine geçen değere ilişkin ise, üçüncü kişi bu değer oranında nakden tazminata mahkum edilir (İİK m.283).

Olayınızda, başka bir tasarrufun iptali ile taşınmaz satılmış ve buradan borç karşılanıp bakiye para kalmış ve bu müvekkilinize verilmişse bu değer üzerinden sorumluluk söz konusu olabilir. Ancak müvekkilinizin eline bir para geçmemişse, o satışın tüm parası borçlulara ödenmişse bir sorumluluğu kalmaz.

Saygılarımla.

Oncelikle İlginiz icin tesekkurler.

Dava konusunu biraz daha detaylandırırsak, soyle bir ozet yapabiliriz.

Muvekkilim,satin almis oldugu tasınmazlar adına kararlastırılan bedellerin bir kısmını elden bir kısmını ise banka yolu ile ödemistir. Banka kanalı ile gerceklesen odemelerin rayic bedellerden dusuk olması sebebi ile muvekkilim aleyhine acilan tasarrufun iptali davası alacaklı banka tarafından kazanılmış ve İ.İ.K. 277 ve devam eden maddeleri uyarınca ilgili tasınmazların satışlarına geçilmiş ve söz konusu taşınmazlar satılarak satış işlemleri kesinleşmiştir. BU SATIŞLARDAN Müvekkilime hiçbir şekilde bir bedel kalmamıştır zira alacaklı bankaların alacağı çok daha yüksek bedellerdedir.

Bu aşamalar bittikten sonra 2. bir tasarrufun iptali davasının olduğu tespit edilmiştir.

Bu davanın davacısı, davayı taşınmazların satılması nedeni ile bedele dönüştürmüştür.

Oysa İ.İ.K 283/2 madde gereğindce bu tip davaların bedele dönüşmesi için bizzat 3. şahsın dava devam ederken bu taşınmazları bir başkasına satması yada bizzat kendi borcu adına cebri icra yolu ile satışı ile maddi anlamda kazanc sağlamasıdır.

Mantık da doğrudur, çünkü tasarruf edilen şey, sayılarak karşılığında parası tabiri caizse cebe yani aktife konulmuştur.

Ancak olayımızda muvekkilim taşınmazları satıp bedelini almamış yada borcuna karşılık cebri icra yolu ile pasifini kapatmamış daha önce ikame edilen tasarrufun iptali davası neticesinde taşınmazlar satılarak borçlunun pasifi eritilmiştir.

Aksi halde tek bir tasarrufun iptali uyuşmazlığında onlarca dava ve bedel tazmini ile karşılaşılır kı bunun düşünülmesi dahi mantık dışıdır.

Kanunun aradığı şartlar oluşmadığı halde, izah etmek de zorlanıyoruz.

taşınmazlar 3. şahıslara satıldığı halde mahkeme tarafından söz konusu tedbir kararı dahi kaldırılmamaktadır. Bu konuda emsal içtihat ve yargı kararları gerekmektedir. Teşekkürler..
re
Old 12-01-2013, 13:12   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın and justice for all,
Alıntı:
Yazan and justice for all
...muvekkilim aleyhine acilan tasarrufun iptali davası alacaklı banka tarafından kazanılmış ve İ.İ.K. 277 ve devam eden maddeleri uyarınca ilgili tasınmazların satışlarına geçilmiş ve söz konusu taşınmazlar satılarak satış işlemleri kesinleşmiştir.

...Bu aşamalar bittikten sonra 2. bir tasarrufun iptali davasının olduğu tespit edilmiştir.

Bu davanın davacısı, davayı taşınmazların satılması nedeni ile bedele dönüştürmüştür.

...taşınmazlar 3. şahıslara satıldığı halde mahkeme tarafından söz konusu tedbir kararı dahi kaldırılmamaktadır...

Evleviyetle mahkemenin verdiği "tedbir" kararı yanlıştır. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati tedbir değil ihtiyati haciz kararı verilir*:
İİK m.281/2: "Hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tâyin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taallûku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez."

Tasarrufun iptali davasında mahkemece davaya konu taşınmaz/taşınmazlar üzerine konan ihtiyati haciz "sıra cetveli" yapılırken dikkate alınır. Böylece somut olayınızdaki davacı da sıra cetvelinde yerini alarak taşınmazın/taşınmazların satış tutarından payını alır.

* (Yargıtay 19 HD, tasarrufun iptali davası davacısının, mahkemenin verdiği tedbirin sıra cetvelinde dikkate alınmadığından bahisle ikame ettiği sıra cetvelinin iptali davasında icra mahkemesinin "ihtiyati tedbir hacze iştirak edemez" gerekçesiyle verdiği red kararını 17.02.2005 T., 2004/6608 E., 2005/1465 K. sayılı kararında "...Uygulamada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kavramlarının zaman zaman birbirine karıştırılarak tapu kayıtlarına farklı yazımlar sözkonusu olabil"diği ve "...kayıttaki şerhin ... ihtiyati tedbir mi, yoksa İİK'nın 281/2. maddesi kapsamında ihtiyati haciz mi olduğunun tespiti ile varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerek"tiğinden bahisle bozmuştur.)

_______

Anlatımınız çerçevesinde yargıtay kararı talep ettiğiniz için: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 10.10.2011 T., E: 2011/8371, K: 2011/8953 sayılı kararına ulaşabilirseniz (ben ulaşamadım ) bu kararın içeriği somut sorunuzla birebir aynı görünmektedir. Şöyle ki;

Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 09.06.2009 T., E: 2008/127, K: 2009/196 K. sayılı "dava konusu taşınmazın başka bir takipten dolayı satıldığı ve konusunun kalmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına ve taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" dair kararını Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 19.04.2010 T., E: 2010/3345, K: 2010/3612 sayılı kararı ile: "...Dava konusu taşınmazın Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasında yapılan takip sonucu satılıp paraya çevrildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

İİK’nın 283/2 maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine ( davacının alacağından fazla olmamak üzere ) mahkûm edilmesi gerekir.

Somut olayda davalı M____’in satın aldığı taşınmazın cebri icra sonucu elinden çıktığı belirli olduğuna göre mahkemece davalı M____ açısından iptal koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve iptal koşullarının varlığı halinde İİK’nın 283/2 fıkrası gereği davanın bedele dönüştüğü ve elinden çıkmasının kendi iradesi dışında olduğu da nazara alınarak Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2008/3818 sayılı dosyasındaki ihale bedeli belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı biçimde hüküm tesisi isabetli değildir..." gerekçesiyle bozmuş ve bu bozma kararı üzerine;

Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, 26.10.2010 T., E: 2010/755, K: 2010/620 sayılı kararı ile: "özellikle 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasındaki alacaklının davalı M____'in değil, asıl borçlu devri yapan diğer davalı K____ Ltd. Şti. olduğu, davalı M____'in kendisine ait bir borçtan dolayı taşınmazın satılmadığı" gerekçesiyle direnme kararı vermiş, bunun üzerine;

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 11.05.2011 T., E: 2011/17-154, K: 2011/297 sayılı kararı ile: "...yerel mahkeme ilk kararında "tasarrufa konu dairenin alacaklıdan mal kaçırma amacıyla değil, yapılan işler karşılığında devrinin gerçekleştiği, yargılama devam ederken davaya konu taşınmazın ipotek borcundan dolayı başka bir takip nedeniyle satıldığı" yönündeki maddi olguyu gerekçesinde benimsemiş iken, Özel Daire bozmasından sonra önceki dayanılan maddi olgu yanında ilk kararın gerekçesinde değinilmeyen ve bozmadan esinlenilerek, yeni bir gerekçeye dayalı olarak bu kez "özellikle 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasındaki alacaklının davalı M____'in değil, asıl borçlu devri yapan diğer davalı K____ Ltd. Şti. olduğu, davalı M____'in kendisine ait bir borçtan dolayı taşınmazın satılmadığı" gerekçesini benimsemiş; hükmünü de bu yeni gerekçeye de dayalı olarak oluşturmuştur. Yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı..."ndan bahisle "...kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye aittir..." diyerek, temyizen incelenmek üzere dosyayı Yargıtay 17 HD'ye göndermiştir.

Yargıtay 17 HD'nin yukarıdaki gelişmeler üzerine verdiği karar: 10.10.2011 T., E: 2011/8371, K: 2011/8953 sayılı "bozma" kararıdır (yerel mahkeme vekalet ücreti takdir etmemiş; yargılama giderleriyle ilgili bozulmuş olabilir veya yargılama eksikliği v.s. var mı bilemiyorum) ...

____

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 28.06.2012 T., E: 2012/7054, K: 2012/8326: "Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı K____ F____ San ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; mahkemece itirazın iptali davasının sonucunun beklenilmesi, dava reddedilirse bu davanın da dayanağı kalmayacağından davayı reddetmek, itirazın iptali durumunda işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı K____ F____ San ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Dosya içeriğinden dava konusu edilen 6382 sayılı parselin dava dışı başka bir alacaklının alacağı nedeniyle yapılan takip sonucu cebri icra yolu ile satılıp, satın alan kişi adına tescil edildiği, bu arada davaya konu edilen kira şerhinin de terkin edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece konusu kalmayan dava hakkından karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların davadaki haklılık durumları belirlenerek İİK.nun 281. maddesi uyarınca yargılama giderlerine mahkum edilmeleri gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalı K____ F____ San ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı K____ F____ San ve Tic. A.Ş.ne geri verilmesine, 28.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...
Old 12-01-2013, 15:03   #7
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

YHGK
Esas : 2011/17-154
Karar : 2011/297
Tarih : 11.05.2011
TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Taşınmazın Davalı Elinde Cebren Satılması )
TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ BEDELE DÖNÜŞMESİ
DİRENME KARARINDA DEĞİŞİK GEREKÇE KULLANILMASI
HUMK.429
İİK.277, 283
Tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;

1. Davalı Mehmet’in satın aldığı taşınmazın cebri icra sonucu elinden çıktığı belli olduğuna göre;
Mahkemece davalı Mehmet açısından iptal koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve
iptal koşullarının varlığı halinde İİK’nın 283/II fıkrası gereği davanın bedele dönüştüğü ve elinden çıkmasının kendi iradesi dışında olduğu da nazara alınarak Eskişehir 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 sayılı dosyasındaki ihale bedeli belirlenip;
sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.

2. Yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmayıp;

Bozmadan esinlenilerek ilk defa dayanılan ve “ özellikle 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasındaki alacaklının davalı Mehmet`in değil, asıl borçlu devri yapan diğer davalı Kartur Ltd. Şti. olduğu, davalı Mehmet`in kendisine ait bir borçtan dolayı taşınmazın satılmadığı ”na ilişkin yeni gerekçeye dayalı yen bir hüküm niteliğindedir.fk
DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki “tasarrufun iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;

Eskişehir 4.Asliye Hukuk Mahkemesince “dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen 09.06.2009 gün ve 2008/127 E., 2009/196 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 19.04.2010 gün ve 3345 E., 3612 K. sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili, davalı şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı Mehmet Süeri’ne satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın başka bir takipten dolayı satıldığı ve konusunun kalmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına ve taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş;

hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Dava konusu taşınmazın Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasında yapılan takip sonucu satılıp paraya çevrildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir.

Somut olayda davalı Mehmet’in satın aldığı taşınmazın cebri icra sonucu elinden çıktığı belli olduğuna göre mahkemece davalı Mehmet açısından iptal koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve iptal koşullarının varlığı halinde İİK’nın 283/II fıkrası gereği davanın bedele dönüştüğü ve elinden çıkmasının kendi iradesi dışında olduğu da nazara alınarak Eskişehir 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 sayılı dosyasındaki ihale bedeli belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.

Bozma nedenine göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece ilk kararda, “tasarrufa konu dairenin alacaklıdan mal kaçırma amacıyla değil, yapılan işler karşılığında devrinin gerçekleştiği, yargılama devam ederken davaya konu taşınmazın ipotek borcundan dolayı başka bir takip nedeniyle satıldığı” gerekçeleri benimsenerek, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece;yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar davacı yararına bozulmuştur.

Yerel mahkeme direnme olarak adlandırdığı kararında ise, önceki gerekçeleri yanında
“ özellikle 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasındaki alacaklının davalı Mehmet`in değil, asıl borçlu devri yapan diğer davalı Kartur Ltd. Şti. olduğu, davalı Mehmet`in kendisine ait bir borçtan dolayı taşınmazın satılmadığı ” gerekçesine yer verilmiştir.

Hükmü davacı vekili, temyiz etmiştir.

Hukuk Genel Kurulu`ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı;dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu`nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK. m.429).

Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.

Yukarıda belirtildiği üzere, yerel mahkeme ilk kararında “tasarrufa konu dairenin alacaklıdan mal kaçırma amacıyla değil, yapılan işler karşılığında devrinin gerçekleştiği, yargılama devam ederken davaya konu taşınmazın ipotek borcundan dolayı başka bir takip nedeniyle satıldığı” yönündeki maddi olguyu gerekçesinde benimsemiş iken, Özel Daire bozmasından sonra önceki dayanılan maddi olgu yanında ilk kararın gerekçesinde değinilmeyen ve bozmadan esinlenilerek, yeni bir gerekçeye dayalı olarak bu kez “özellikle 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasındaki alacaklının davalı Mehmet`in değil, asıl borçlu devri yapan diğer davalı Kartur Ltd. Şti. olduğu, davalı Mehmet`in kendisine ait bir borçtan dolayı taşınmazın satılmadığı” gerekçesini benimsemiş; hükmünü de bu yeni gerekçeye de dayalı olarak oluşturmuştur.

Yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek ilk defa dayanılan ve “ özellikle 6.İcra Müdürlüğünün 2008/3818 esas sayılı dosyasındaki alacaklının davalı Mehmet`in değil, asıl borçlu devri yapan diğer davalı Kartur Ltd. Şti. olduğu, davalı Mehmet`in kendisine ait bir borçtan dolayı taşınmazın satılmadığı ”na ilişkin yeni gerekçeye dayalı yen bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 17.HUKUK DAİRESİNE
( GÖNDERİLMESİNE ), oybirliği ile karar verildi.
YHGK 11.05.2011 - K.2011/297
Old 14-01-2013, 17:50   #8
and justice for all

 
Varsayılan

Öncelikle göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederim. Paylaşmış olduğunuz içtihatlar aydınlatıcı oldu fakat aktarmış olduğum somut olayla örtüşmeyen bir husus var. Paylaşılan içtihatlarda davaya konu taşınmazlar cebri icra neticesinde elden çıkmış olduğu halde, kısaca özetlemiş olduğum somut olayda ise söz konusu taşınmazlar başka bir tasarrufun iptali davası sonucunda satılmıştır. Tam olarak bu konuda emsal içtihat ve yargı kararları gerekmektedir.Teşekkür ederim...
Old 12-08-2014, 22:24   #9
Av.Cemil Cengiz

 
Varsayılan Tasarrufun Iptali

Sayın Meslektaşım Tasarrufun iptali davası açılan taşınmaz, asıl borçlunun borcundan –örneğin; (ipotek, kambiyo)dolayı başka bir alacaklının alacağından dolayı cebri icra yoluyla satılmışsa yani taşınmaz davalının (gayrimenkulü devir alan kişi) elinden çıkmışsa üçüncü kişi ancak bu satıştan sonra kendisine arta kalan ve kendisine bir bedel ödenmesi durumunda artan ve kendisine ödenen para oranında davacı-alacaklıya karşı sorumlu olacaktır. Ancak üçüncü kişiye artan bir bedel yok ise Tasarrufun iptali davasında asıl borçlunu alacaklıdan mal kaçırma(alacaklısını zarara uğratma)kastıyla yaptığı ispat edilirse üçüncü kişi vekalet ücreti yargılama giderlerinden sorumlu olur
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasarrufun İptali Davası mı yoksa muvazaa nedeni ile tasarrufun İptali mi açılır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 15 28-01-2021 19:57
boşanma davasının evliliğin iptali davasına dönüşmesi oeroglu Meslektaşların Soruları 8 01-06-2012 14:53
Çekişmeli Boşanma Davasının Anlaşmalı Boşanmaya Dönüşmesi dsahutoglu Meslektaşların Soruları 5 21-05-2012 13:10
Tasarrufun İptali Davasının Konusu tiryakim Meslektaşların Soruları 39 06-04-2012 10:43
menfi tespit davasının istirdata dönüşmesi ve ihtiyati haciz lawyersoylu Meslektaşların Soruları 7 12-04-2010 10:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05867004 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.