Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu İptal MİrasÇilar Arasinda

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-12-2007, 18:11   #1
Seher

 
Varsayılan Tapu İptal MİrasÇilar Arasinda

Kadastro tespiti sırasında mirasçılardan x arsayı 20 yıldır zilyet olarak kullandığını söyleyerek kazandırıcı zamanaşımından tapuyu üzerine yaptırıyor ve satıyor.Diğer mnirasçılar x'e dava açarak arsanın değerini tespit ettirerek kendilerine düşmesi gereken miktarı x'ten isteyebilirler mi? x mirasçı olduğunu kabul etmekte (mirasçı olduğu resmi belgelerle bellidir) kadastro tespitine itiraz edilmediği gerekçesiyle dava açılamayacağını ileri sürmektedir.x'in mirasın paylaşıldığına dair iddiası yoktur. 10 yıllık süre geçmemiştir.
Old 23-12-2007, 19:07   #2
av.buğra

 
İnceleme

Sn.seher Olayınız daha net belirtilmediği için faydalı olur düşüncesiyle aşağıdaki kararı gönderiyorum, fikir verir kanaatindeyim selamlar.......


T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/5913

K. 2005/6859

T. 5.6.2005

• MURİS MUVAZAASI ( Tespitinde Ülkenin Gelenek Ve Görenekleri Toplamsal Eğilimleri Miras Bırakanın Sözleşmeyi Yapmakta Haklı Ve Makul Bir Sebebi Olup Olmadığı Davalının Alış Gücü Olup Olmadığı Satış Bedeli İle Rayiç Bedel Arasındaki Farkın Nazara Alınacağı )

• TAPU İPTALİ TESCİL TALEBİ ( Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

• MİRASÇILARDAN MAL KAÇIRMA ( Tapu İptali Tescil Talebi - Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

• İSPAT ( Tapu İptali Tescil Talebi - Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

• TANIK ( Muris Muvazaasının Tanık Dahil Her Türlü Delille İspatlanabileceği )

818/m. 18

1086/m.288, 293

ÖZET : Muris muvazaasının tespiti yönünden ülkenin gelenek ve görenekleri, toplamsal eğilimleri, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir sebebi olup olmadığı, davalının alış gücü olup olmadığı, satış bedeli ile rayiç bedel arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olguların nazara alınması gerekir. Muris muvazaası tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebilir. Tüm deliller toplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini ileri sürüp; tapu iptali ve tescil istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazları muristen ve murisin kardeşlerinden bedellerini ödemek suretiyle satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların yazılı akde dayanılarak yapılan satış ve hibe işlemlerinin muvazaalı olarak davalıya yapıldığını gösterir aynı hukuki mahiyette bir delil ibraz edemedikleri ve iddialarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle açılan davaların reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı A. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S.T.'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, temliklerin resmi akitle yapıldığı, iddianın aynı güçte delille kanıtlanması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği Üzere uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı'nda açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanun'un 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmıyacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, çekişme konusu taşınmazların miras bırakan tarafından davalıya temlik edildiği, davacı tarafından anılan temliki işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Bu iddianın, tanık beyanı dahil her türlü delille ispatlanabileceğinin, yasal ve yargısal uygulamalar gereği olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; öncelikle miras bırakana ait veraset ilamının getirtilmesi ve gerektiğinde Medeni Yasa'nın 640. maddesi uyarınca işlem yapılması, tarafların gösterdikleri ve gösterecekleri tüm delillerin toplanması, bu arada taşınmazların imar görmesi nedeniyle imar evraklarının ve öncesinin getirtilmesi, davanın kanıtlanması halinde, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temlikin ne ölçüde imar parsellerine yansıdığının saptanıp gözetilmesi ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davacı A'nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.06.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 23-12-2007, 19:22   #3
korayoz

 
Varsayılan

x taşınmazın mülkiyetini olağanüstü kazandırıcı zamanaşımıyla kazanmıştır. diğer mirasçıların kadastro sırasında bu duruma itiraz etmeleri gerekirdi. mahkemeye başvurunun ardından 3 aylık itiraz süresi içinde itiraz etmeyen mirasçılar artık bu haklarını kaybetmişlerdir. kanunda mülkiyet hakkının tescili sırasında kişinin iyiniyetli olmasıda aranmadığı için başka mirasçıların olması durumu değiştirmeyecektir.
Old 23-12-2007, 19:32   #4
korayoz

 
Varsayılan

pardon mirasçı olduğunu kabul etti demişsiniz mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımıyla kazanım yürümeyecektir. ayrıca taşınmazın bu şekilde kazanılması için malik sıfatıyla zilyet olunması gerekir eğer başka mirasçıların olduğunu kabul ediyorsa bu durum gerçekleşmeyecektir.
Old 23-12-2007, 21:06   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Kad. K.nun 12/3 maddesinez göre 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde , kadastrodan önceki nedenlerne dayalı olarak tapu iptali davası açılabilir. Kadastro tespitine itiraz edilmemesi genel mahkemede dava açılmasına engel değildir. Soruda bu sürenin geçmediği belirtildiğine göre kural olarak tapu iptali davası açılabilir.

2. Alıcının kötüniyetinin ispatı gerekir. Alıcı iyiniyetli ise kuşkusuz açılacak tapu iptali davasından sonuç alınamaz. Bu noktada tapu iptali davasının yerine geçecek olan tazminat davası gündeme gelir.

3. Bu durumda satıcı x aleyhine tazminat davası açılabilir ve satış tarihindeki gerçek bedel üzerinden davacının payına isabet eden miktarda tazminat istenebilir. Bu davada zamanaşımı süresi hem kad. k.nun 12/3 maddesinde yazılı 10 yıllık süre ve hemde sebebsiz zenginleşme dolayısı ile 66 maddede yazılı satıştan itibaren 1 yıllık süredir.

Saygılarımla.
Old 23-12-2007, 21:21   #6
ali ekmekçi

 
Varsayılan

sn.karayoz tapu iptali için 10 yıllık süre var bunu atlamayalım.
Old 24-12-2007, 00:26   #7
Seher

 
Varsayılan

en terditli dava açmıştım.Tapunun iptalini istedim tapu iptal edimezse satan mirasçıdan müvekkillerime miras hissesine göre düşen bedeli talep ettim.Kanuna göre satan mirasçıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bedeli talep edebiliyormuşum.Arsayı satın alan kişi 70.000 YTL'ye satın aldığını söylüyor. Ben arsanın satış tarihindeki değeri 150.000 YTL olursa diğer mirasçıların miras hisselerine düşen miktarı talep edebilir miyim yani 3/2'sini ?
Yoksa sadece 70.000 YTL'den müvekkillerimin üzerine düşen miktarımı talep ederim.(Bir de satan mirasçı iyiniyetli olduğu iddiasında bulunursa zenginleştiği miktar oranın da sorumlu oluyor sebepsiz zenginleşmeye göre) Kadastro tutanağına 20 yıldır zilyetim deyip mahkemede miras yoluyla intikal etti demesi satan mirasçının kötüniyetini ispat eder mi? Yani kadastro geçerken tapuyuı üzerine geçiren mirasçınin kötüniyetini ispatlamam gerekir mi
Old 24-12-2007, 11:28   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Açtığınız davaya ve şekline ben de katılıyorum.
2. Gerçek bedelin talep edilebilmesi için satıcının satış sırasında kötüniyetinin ispatı gerekeceği kanısındayım.Aksi halde tapudaki bedel talep edilebilecektir.
3. Mirasçılar arasında zamanaşımı ile kazanım söz konusu olmadığından,kadastro sırasındaki iyiniyet veya kötüniyetin etkili olmayacağını
düşünüyorum.
Saygılarımla.
Old 24-12-2007, 11:46   #9
korayoz

 
Varsayılan

tapuya güven ilkesi gereğince satın alan taraf iyiniyetli ise tapu sicili iptal edilmeyecektir çünkü malik olarak ilgili kişi gözüküyordu. ayrıca bu kişi başka mirasçıların olduğunu bilerek mahkemeye başvurup tapuyu üstüne almış. bunu yaparkende mahkemede başka mirasçıların olduğunu saklayarak ve sadece kendisinin malik olduğu söyleyerek yapmıştır. ozaman kendisi iyiniyet iddiasında bulunamaz aldığı bedelin tamamından sorumludur. ikinci olarak sebebsiz zenginleşme durumunda sadece zenginleştiği miktar oranında kişiden talepte bulunabilirsiniz. eğer 70000 liraya satmışsa daha fazlasını isteme imkanınız yok. ancak haksız fiil hükümlerine dayanarak geri kalan zararınızı isteyebilirsiniz kanaatindeyim.
Old 26-12-2007, 18:47   #10
av.buğra

 
İnceleme

Sn. Seher Davanızın Tazminat şeklinde görülmesinde sakınca yoktur, zira mirasçılığı kabul eden x müvekkilinize ait hisseyi , (mahfuz hissesini de) dahil , satarak sebepsiz zenginleşmiştir.
Ayrıca Aşağıdaki Kararında size biir ufuk vereceğini düşünüyorum....selamlar.
Old 26-12-2007, 18:48   #11
av.buğra

 
İnceleme

Özür dilerim Kararı gönderemedim...
.C.
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi


E. 1991/3200
K. 1991/12837
T. 30.9.1991

* MİRAS
* ZAMANAŞIMI

ÖZET : Mirasçılar arsında zamanaşımı işlemez. Murisin ölümünden sonra mülkiyet
gibi zilyedlikle diğer mirasçılara intikal eder. Taksim olmadığı taktirde bir
mirasçının zilyedliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır.


(743 s. MK. m. 517)

Osman ve müşterekleri ile Fidiş ve müşterekeleri aralarındaki mülkiyetin
tesbiti ve alacak davasının reddine dair, (Samsat Asliye Hukuk Hakimliği)nden
verilen 18.12.1990 gün ve 173-1055 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi
davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi,
gereği düşünüldü:

Dava konusu taşınmazların, tarafların dip murisi Hasan'a ait olduğu bilirkişi
ve tanıklar tarafından ifade edilmiştir. Her ne kadar davalılar taksim
neticesinde taşınmazların dedeleri Mustafa'ya isabet ettiğini, Mustafa'nın
ölümü ile de kendi yakın murisleri Mehmet'e kaldığını, Mustafa adına
taşınmazların vergide kayıtlı olduğunu savunmuşlar ise de, taksim durumunu
kanıtlayamamışlardır. Bir kısım tanıklar taksim olmadığını, diğer bir kısmı
taksim hakkında bilgileri olmadığını ifade etmişlerdir. Bu durumda,
taşınmazların dip muris Hasan'dan kaldığını kabul etmek icabeder. Bir
taşınmazın özel idarece düzenlenen vergi kayıtlı olması sonucu değiştirmez.
Vergi kaydı daha ziyade vergi mükellefini belirler. Zilyetlik veya diğer
mülkiyeti kazandırıcı sebeplerle birleşmediği takdirde özellikle olayımızda
taksim sonucu Mustafa'ya geçtiği belirlenmemiş olduğuna göre, bu vergi kaydı
bir değer taşımaz. Esasen mirascılardan yalnız Mustafa'nın uzun süreden beri
gayrimenkulü tasarruf etmiş olması neticeyi değiştirmez. Zira, mirascılar
arasında zamanaşımı işlemez. Murisin ölümünden sonra mülkiyet gibi zilyetlik
de diğer mirascılara intikal eder. Taksim olmadığı takdirde bir mirascının
zilyetliği diğer mirascılar adına sürdürülmüş sayılır
. O itibarla, olayda
bağımsız zilyetlikten ve bunun mülkiyeti kazandırdığından söz edilemez.
Mevcut delil durumuna göre taşınmazların ortak miras bırakan Hasan'dan
kaldığı belirlendiğine göre, davacıların miras hisseleri oranında davanın
kabulü yönüne gidilmesi gerekir. Temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), ve 7700 lira peşin harcın istek
halinde temyiz edene iadesine, 30.9.1991 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İzaleyİ Şuyu Mu Tapu İptal Mİ? TRINITY Meslektaşların Soruları 2 20-11-2007 19:05
Ecrİmİsİl...tapu İptal Ve Tescİl empas Meslektaşların Soruları 2 26-10-2007 11:39
Kadastro-tapu İptal Ve MİrasÇilik-kÖtÜnİyet Seher Meslektaşların Soruları 1 16-03-2007 14:59
Tapu İptal HERITAGE Hukuk Soruları Arşivi 0 06-01-2006 22:57
Tapu İptal Davası Handan Kazanç Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 21:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03534889 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.