Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Evliliğin İptali-Yargıtay Kararları

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-06-2011, 12:58   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Evliliğin İptali-Yargıtay Kararları

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/5045
K. 2010/11272
T. 8.6.2010

• EVLİLİĞİN İPTALİ İSTEMİ ( Sona Ermiş Bir Evliliğin Mutlak Butlanı C. Savcısı Tarafından Res'en Dava Edilemez İse de Bu Dava Her İlgilisi Tarafından Açılabileceği - Davacı Ölenin Mirasçısı Olduğuna Göre Sona Ermiş Bir Evliliğin Mutlak Butlanını Dava Edebileceği )

• MİRAS BIRAKANIN EVLİLİĞİNİN BUTLANI İSTEMİ ( Akıl Hastalığı Sebebine Dayalı - Davacı Ölenin Mirasçısı Olduğuna Göre Sona Ermiş Bir Evliliğin Mutlak Butlanını Dava Edebileceği )

• AKIL HASTALIĞI ( Eşlerden Birinde Evlenmeye Engel Olacak Derecede Akıl Hastalığının Bulunması Evliliği Mutlak Butlanla Batıl Kılacağı - Davacı Ölenin Mirasçısı Olduğuna Göre Sona Ermiş Bir Evliliğin Mutlak Butlanını Dava Edebileceği )

• MUTLAK BUTLAN ( Sona Ermiş Bir Evliliğin Mutlak Butlanı C. Savcısı Tarafından Res'en Dava Edilemez İse de Bu Dava Her İlgilisi Tarafından Açılabileceği - Davacı Ölenin Mirasçısı Olduğuna Göre Sona Ermiş Bir Evliliğin Mutlak Butlanını Dava Edebileceği )

• MİRASÇININ DAVA HAKKI ( Davalı İle Davacının Miras Bırakanının Evliliğinin İptali İsteği - Davacı Ölenin Mirasçısı Olduğuna Göre Sona Ermiş Bir Evliliğin Mutlak Butlanını Dava Edebileceği )

4721/m.145, 146, 159

ÖZET : Dava, davalı ile davacının miras bırakanı S.'in evliliğinin iptali isteğine ilişkindir. Davacı, müteveffanın yaşı ve akıl sağlığı itibarıyla bu evliliği yapabilecek durumda olmadığını ileri sürmektedir. Bu iddia, evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının bulunduğuna dayanmaktadır. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının bulunması evliliği mutlak butlanla batıl kılar. Buna göre dava mutlak butlan sebebine dayanmaktadır. Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet Savcısı tarafından res'en dava edilemez ise de, bu dava her ilgilisi tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 159. maddesi nispi butlan sebepleriyle ilgilidir. Davacı, ölen S. mirasçısı olduğuna göre sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanını dava edebilir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 08.06.2010 günü temyiz eden davacı ile karşı taraf davalı vekili ve ihbar edilen nüfus temsilcisi geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, davalı ile davacının miras bırakanı S.'in evliliğinin iptali isteğine ilişkindir.

Davalı ile davacının miras bırakanı S. 08.08.2000 tarihinde evlenmiş, bu evlilik S.'in 31.12.2000 tarihinde ölümü ile sona ermiştir. Davacı, müteveffa S.'in yaşı ve akıl sağlığı itibarıyla bu evliliği yapabilecek durumda olmadığını ileri sürmektedir. Bu iddia, evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının bulunduğuna ( TMK. md. 145 ) dayanmaktadır. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının bulunması evliliği mutlak butlanla batıl kılar. Buna göre dava mutlak butlan sebebine ( TMK. m. 145/3 ) dayanmaktadır. Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet Savcısı tarafından res'en dava edilemez ise de, bu dava her ilgilisi tarafından açılabilir. ( TMK.m. 146/2 ) Türk Medeni Kanunu'nun 159. maddesi nispi butlan sebepleriyle ilgilidir. ( 2. H.D.'nin 20.05.2002 tarihli 2002/6073-6775 sayılı kararı ) Davacı, ölen S. mirasçısı olduğuna göre sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanını dava edebilir. O halde, tarafların mutlak butlan sebebiyle ilgili delilleri toplanarak, bu çerçevede değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı
Old 17-01-2013, 17:27   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/8975
K. 2012/28580
T. 28.11.2012

• EVLİLİK ÖNCESİ KADINDA MEVCUT OLAN RAHATSIZLIK ( Kadının Evlilik Öncesinde Varolan Durumu Eşinden Gizlemesinin Nispi Butlan Sebebi Oluşturacağı - Boşanmaya Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )

• EVLENMENİN NİSBİ BUTLAN İLE BATIL OLMASI ( Kadının Evlilik Öncesinde Varolan Rahatsızlığını Eşinden Gizlemesinin Nispi Butlan Sebebi Oluşturacağı - Boşanmaya Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )

• BOŞANMA DAVASI ( Davalı Kadında Evlilik Öncesi Prematüre Over Yetmezliği Rahatsızlığı Olduğu - Evlilik Birliği İçinde Kadının Bu Tür Rahatsızlıklarının Tedaviden Kaçınmadıkça Boşanma Sebebi Olmayacağı )

• NİSBİ BUTLAN İLE BATIL OLAN EVLENME ( Kadının Evlilik Öncesinde Varolan Rahatsızlığını Eşinden Gizlemesinin Nispi Butlan Sebebi Oluşturacağı - Boşanmaya Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )

4721/m.149, 150, 167

ÖZET : Davalı kadının evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığından söz etmeyerek davacı eşin güvenini sarstığı gerekçesiyle boşanma kararı verilmiş ise de; tarafların ancak evlilik birliği içinde gerçekleşen kusurlu davranışları boşanma sebebi olur. Mahkemenin kabulünde olduğu gibi, davalı evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığından davacı eşine söz etmemiştir. Davalı kadının evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığını eşinden gizlemesi, eşini sağlığı konusunda yanıltması ve aldatması, davacının bu sebeple güveninin sarsılmış olması nispi butlan sebeplerini oluşturabilir. Evlilik birliği içinde davalı kadının çocuğunun olmaması, yumurtalık rezervinin azalması/tükenmesi davalı kadın tedaviden kaçınmadıkça boşanma sebebi olmaz. Mahkemece davalı eşin evlilik öncesindeki davranışı sebebiyle davacı eşin güveninin sarsıldığından bahisle tarafların boşanmalarına karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Mahkemece, davalı kadının evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığından söz etmeyerek davacı eşin güvenini sarstığı gerekçesiyle boşanma kararı verilmiş ise de; tarafların ancak evlilik birliği içinde gerçekleşen kusurlu davranışları boşanma sebebi olur. Mahkemenin kabulünde olduğu gibi, davalı evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığından davacı eşine söz etmemiştir. Davalı kadının evlilik öncesi "prematüre over yetmezliği" rahatsızlığını eşinden gizlemesi, eşini sağlığı konusunda yanıltması ve aldatması, davacının bu sebeple güveninin sarsılmış olması Türk Medeni Kanununun 149 ve 150. maddelerinde düzenlenen nispi butlan sebeplerini oluşturabilir. Evlilik birliği içinde davalı kadının çocuğunun olmaması, yumurtalık rezervinin azalması/tükenmesi davalı kadın tedaviden kaçınmadıkça boşanma sebebi olmaz. Durum böyleyken mahkemece davalı eşin evlilik öncesindeki davranışı sebebiyle davacı eşin güveninin sarsıldığından bahisle tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY : Mahkeme, davalıda saptanan "prematüre over yetmezliğini" boşanma sebebi kabul etmemiş, davalının bu hastalığını gizlemiş olmasını güven sarsıcı davranış olarak görmüş, bu sebeple boşanma kararı vermiştir. Gerçekten de davalının evlilik öncesi var olan ve tıbben tedavi olanağı bulunmayan bu rahatsızlığını gizlemesi kocanın karısına olan güven duygusunu derin biçimde zedeler. Böylesine önemli bir konuda kocanın kendisini kandırılmış hissetmesi, evlilik birliğini temelinden sarsar ve boşanma sebebi oluşturur. Bu bakımdan mahkemece ulaşılan sonuç doğrudur. Kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılmıyoruz.

Kazancı
Old 28-02-2013, 13:48   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/7501
K. 2012/14383
T. 30.5.2012

• EVLİLİĞİN İPTALİ DAVASI (Teyze Yeğen Arasındaki Evlenmesi Yasak Olan Kişiler Arasında Gerçekleşen Evliliğin Mutlak Butlan Sebebiyle İptaline Karar Verilmesi Gerektiği )

• EVLENMEYE ENGEL OLACAK DERECEDE HISIMLIK (Evliliğin İptali Davası - Teyze Yeğen Arasındaki Evlenmesi Yasak Olan Kişiler Arasında Gerçekleşen Evliliğin Mutlak Butlan Sebebiyle İptaline Karar Verilmesi Gerektiği )

• HUSUMET (Evliliğin İptali Davası - İptal Kararının Nüfusa Tescil Edilmesi Bildirici Etkiye Sahip Olup Kararın Nüfusa Tescil Edilecek Olmasının Nüfus İdaresine Husumet Yöneltilmesini Gerektirmeyeceği )

• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ (Evliliğin İptali Davası Sonucunda İptale Karar Verilmesi ve Bu Kararın Kesin Hüküm Halini Almasıyla Karar Nüfusa Tescil Edilmemiş Olsa Dahi Evliliğin İleriye Yönelik Olarak Ortadan Kalkacağı )

• YASAL HASIM (Evliliğin İptali Davası - Nüfus Kayıtlarına İlişkin Düzeltme Davalarında Nüfus İdaresinin Yasal Hasım Olduğu )

4721/m.145/4,146,129/1,7
5490/m. 36/1-a

ÖZET : Dava, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılan, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık bulunması sebebiyle evliliğin iptali isteğine ilişkindir. Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında nüfus idaresi yasal hasım durumundadır. Evliliğin iptali davası sonucunda iptale karar verilmesi ve bu kararın kesin hüküm halini almasıyla, karar nüfusa tescil edilmemiş olsa dahi, evlilik ileriye yönelik olarak ortadan kalkar. İptal kararının nüfusa tescil edilmesi kurucu etkiye değil bildirici etkiye sahip olup, kararın nüfusa tescil edilecek olması, nüfus idaresine husumet yöneltilmesini gerektirmez.

Kanundan dolayı açılmamış hale gelen dava, bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar ve derdestlik vasfını kaybeder. Sicil düzeltilmedikçe içeriğinin gösterdiği olgu doğru kabul edileceğinden, davalının annesinin adının düzeltilmesi talepli davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, teyze- yeğen arasındaki, evlenmesi yasak olan kişiler arasında gerçekleşen evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Dava, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılan, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık bulunması (TMK m. 145/4 )sebebiyle evliliğin iptali isteğine (TMK m. 146/1 )ilişkin olup, nüfus kayıtlarının düzeltilmesiyle bir ilgisi yoktur. Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında nüfus idaresi "yasal hasım" durumundadır (5490 s. NHK m. 36/1-a ). Evliliğin iptali davası sonucunda iptale karar verilmesi ve bu kararın kesin hüküm halini almasıyla, evlilik, karar nüfusa tescil edilmemiş olsa dahi, ileriye yönelik olarak ortadan kalkar. Bu sebeple, iptal kararının nüfusa tescil edilmesi, kurucu etkiye değil, bildirici etkiye sahiptir. Dolayısıyla kararın nüfusa tescil edilecek olması, nüfus idaresine husumet yöneltilmesini gerektirmez. Bu sebeple, davada nüfus idaresinin "hasım" gösterilmesi doğru olmayıp, onun yönünden davanın "husumet yokluğu" sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı ise de, mahkemece dava reddedildiğine göre, verilen ret kararı nüfus idaresi bakımından sonucu itibarıyla doğru olduğundan, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile kararın nüfus idaresi yönünden açıklanan sebeple onanması gerekmiştir.

2- Nüfus kayıtlarına göre; davalı Hayriye'nin, kızkardeşinin oğlu "M.Sıddık" ile evlendiği, eşler arasında "teyze-yeğen" (TMK m. 129/1 )hısımlık ilişkisinin bulunduğu görülmektedir. Davalı M.Sıddık'ın, ana adının düzeltilmesi talebiyle 05.04.2010 tarihinde açmış olduğu nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin Turgutlu İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki 2011/55 esas sayılı davanın, bozma sonrasında takipsiz bırakılması sonucu, 11.03.2011 tarihinde işlemden kaldırıldığı, üç aylık yasal süre zarfında yenilenmeyince, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409/5. maddesi gereğince 15.07.2011 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Kanundan ötürü açılmamış hale gelen dava, bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar ve derdestlik vasfını kaybeder. Resmi siciller, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur, sicil düzeltilmedikçe de, içeriğinin gösterdiği olgu doğru kabul edilir (TMK m. 7 ). Resmi sicile aykırı tanık sözlerine değer verilemez ve sicilin içeriğine aykırı karar oluşturulamaz. Öyleyse Türk Medeni Kanunu'nun 129/1. maddesi ile evlenmeleri yasaklanmış olan kişiler arasında gerçekleşen evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline (TMK 145/4 )karar verilmesi gerekirken, sicile aykırı tanık sözlerine değer verilerek isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda (2. )bentte gösterilen sebeple davalılar Hayriye ve M.Sıddık bakımından BOZULMASINA, diğer davalı nüfus idaresi yönünden verilen ret kararı, yukarıda (1. )bentte açıklanan sebeple sonucu itibarıyla doğru olduğundan bu davalı bakımından hükmün "gerekçesi değiştirilmek suretiyle" ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 11-02-2014, 14:44   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/14764
K. 2014/2
T. 13.1.2014

• EVLENMENİN BUTLANI DAVASI ( Eşler Arasında Evlenmeye Engel Derecede Yakın Hısımlığın Bulunmasına Dayalı - Mutlak Butlan Davası Açma C. Savcısı İçin Görev Olduğundan Davanın Duruşmalarında Hazır Bulunmasının Zorunlu Bulunduğu )

• C. SAVCISININ DURUŞMALARDA HAZIR BULUNMASI ZORUNLULUĞU ( Eşler Arasında Evlenmeye Engel Derecede Yakın Hısımlığın Bulunmasına Dayalı Evlenmenin Butlanı Davası - Mutlak Butlan Davası Açmanın C. Savcısı İçin Görev Olduğu )

• NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNÜN TARAF SIFATI ( C. Savcısı Tarafından Davaname İle Açılan Evlenmenin Butlanı Davasında Bulunmadığı - Hakkındaki Davanın Taraf Sıfatı Yokluğu Nedeniyle Reddi Gerektiği )

• NÜFUS KAYIT TASHİHİ DAVASI AÇILMASI ( Eşler Arasında Yakın Hısımlığın Bulunmasına Dayalı Evlenmenin Butlanı Davasında Temyiz Dilekçesinde Belirtilmesi - Davanın Sonucunu Etkileyeceği/Mahkemece Bekletici Sorun Yapılması Sonuca Göre Karar Verilmek Üzere Hükmün Bozulması Gerektiği )

• BEKLETİCİ SORUN ( Eşler Arasında Yakın Hısımlığın Bulunmasına Dayalı Evlenmenin Butlanı Davasında Temyiz Dilekçesinde Nüfus Kayıt Tashihi Davası Açıldığının Belirtilmesi - Davanın Sonucunu Etkileyeceği/Mahkemece Bekletici Sorun Yapılması Sonuca Göre Karar Verilmek Üzere Hükmün Bozulması )

4721/m. 145/4, 146/1
6100/m. 70/1

ÖZET : Dava eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede yakın hısımlığın bulunması sebebine dayalı olarak açılan mutlak butlan davası olup, mutlak butlan davası açma Cumhuriyet savcısı için bir görev olduğundan açılan davanın duruşmalarında hazır bulunması zorunluluktur. Bu nedenle; karar verilen son celseye katılımı sağlanılmadan yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.

Davada Nüfus Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmamaktadır. Davalı Nüfus Müdürlüğü yönünden davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddi gerekir.

Davalı kadın temyiz dilekçesinde nüfus kayıt tashihi davası açtığını belirtmiştir. Bu dava evlenmenin butlanı davasının sonucunu etkileyeceğinden, mahkemece; nüfus kayıt tashihine yönelik davanın bekletici sorun yapılması ve bu davada hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dava eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede yakın hısımlığın bulunması ( TMK md. 145/4 ) sebebine dayalı olarak açılan mutlak butlan davası olup Kumluca Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davaname ile açılmıştır. Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça öngörülen hallerde hukuk davası açar veya açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır ( HMK md. 70/1 ). Mutlak butlan davası açma Cumhuriyet savcısı için bir görev olduğundan ( TMK md. 146/1 ) açılan davanın duruşmalarında hazır bulunması zorunluluktur. Bu nedenle; Cumhuriyet Savcısının karar verilen son celseye katılımı sağlanılmadan yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2-Dava, evliliğin mutlak butlanına karar verilmesine ilişkin olup davada Nüfus Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmamaktadır. O halde davalı Nüfus Müdürlüğü yönünden davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, Nüfus Müdürlüğü yönünden de davanın kabulü doğru görülmemiştir.

3-Davalı Türkan S. temyiz dilekçesinde Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesinde nüfus kayıt tashihi davası açtığını belirtmiştir. Davalı tarafından açıldığı belirtilen nüfus kayıt tashihine ilişkin dava evlenmenin butlanı davasının sonucunu etkileyeceğinden, mahkemece; nüfus kayıt tashihine yönelik davanın bekletici sorun yapılması ve bu davada hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1, 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 13.01.2014 tarihinde karar verildi.

Kazancı
Old 15-09-2018, 14:05   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/1323
K. 2018/3224
T. 13.3.2018
• BOŞANMA DAVASI ( Davalı - Davacı Kadının Saçının Olmadığını Gizlediğinin iddia Edildiği - Bu Vakıa Evlilik Öncesine Ait Olup Ancak Evliliğin İptali Davasına Konu Olabileceğinden Boşanma Davasında Kadına Kusur Olarak Yüklenemeyeceği )
• NAFAKA TAELBİ ( Davalı - Davacı Erkek Hakkında Maddi Talepler İçin Kadının Notere Götürülmesi Vakıasının İddia Edildiği - Davalı-Davacı Kadın Tarafından Gerek Nafaka Davasında Gerekse Boşanma Davasında Süresinde Sunulan Cevap Dilekçesinde Dayanılmadığı Anlaşıldığından Bu Husus Hakkında Karar Verilemeyeceği )
• HAKİMİN TALEPLE BAĞLILIĞI ( Boşanma Davası - Davalı-Davacı Kadının Cevap Dilekçesinde Maddi Ve Manevi Tazminat İle Yoksulluk Nafakası Talebinin Bulunduğu/Söz Konusu Talepler Hakkında Olumlu- Olumsuz Bir Karar Verilmemesinin Hatalı Olduğu )
4721/m.166
ÖZET : Mahkemece davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenen “saçının olmadığını gizlediği” vakıasının, evlilik öncesine ait olup ancak evliliğin iptali davasına konu olabileceğinden boşanma davasında kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrıca mahkemece davacı-davalı erkeğe yüklenen “maddi talepler için kadının notere götürülmesi” vakıasına ise davalı-davacı kadın tarafından gerek nafaka davasında gerekse boşanma davasında süresinde sunulan cevap dilekçesinde dayanılmadığı anlaşılmıştır.

Davalı-davacı kadının cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin bulunduğu anlaşılmakla, söz konusu talepleri hakkında olumlu- olumsuz bir karar verilmemesi hatalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan tedbir nafakası ve reddedilen tazminat istemi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- ) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle mahkemece davalı-davacı kadına kusur olarak yüklenen “saçının olmadığını gizlediği” vakıasının, evlilik öncesine ait olup ancak evliliğin iptali davasına konu olabileceğinden boşanma davasında kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrıca mahkemece davacı-davalı erkeğe yüklenen “maddi talepler için kadının notere götürülmesi” vakıasına ise davalı-davacı kadın tarafından gerek nafaka davasında gerekse boşanma davasında süresinde sunulan cevap dilekçesinde dayanılmadığının anlaşılmasına göre, tarafça dayanılmayan vakıaların kusur olarak davacı-davalı erkeğe yüklenemeyeceği dikkate alındığında, mahkemece taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda yine de eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.

2- ) Davalı-davacı kadının 18.06.2014 tarihli süresinde sunulan cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin bulunduğu anlaşılmakla, söz konusu talepleri hakkında olumlu- olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda 2. ve 3. bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarda 1. bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ilgiliye yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 154.30 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tanımanın İptali Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 12-12-2010 22:39
Evliliğin İptali Önemli hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 3 22-10-2010 16:24
Evliliğin İptali Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 5 29-04-2007 19:43
Nispi Butlana dayalı Evliliğin İptali ZERYA Meslektaşların Soruları 3 30-10-2006 10:50
Evlenmenin İptali Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 05-09-2006 13:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05028105 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.