Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kayıp Valiz , Davada Yetki ve Görev

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-10-2011, 15:01   #1
RuzgarEzel

 
Varsayılan Kayıp Valiz , Davada Yetki ve Görev

Herkese iyi çalışmalar
Müvekkil merkezi Adıyaman'da bulunan bir otobüs firmasına Mersin'den Bodrum'a gitmek üzere biniyor.Bodrum'a varıldığında bagaj kuponu karşılığı teslim ettiği valiz bagajdan çıkmıyor.Zararın tazmini ve tazminat için görevli ve yetkili mahkeme konusunda görüş bildirmenizi istirham ederim.
Old 04-10-2011, 15:22   #2
hırs

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/7012

K. 2002/11698

T. 16.12.2002

• TAZMİNAT DAVASI ( Davacının Davalı Hava Yolu ile Yaptığı Seyahat Neticesinde Valizinin Kaybolması-Valiz Bulunduğunda ise Bir Kısım Eşyaların İçinde Olmaması Nedeniyle )

• KAYIP EŞYADAN TAŞIYICININ SORUMLULUĞU ( Zararın Taşıyıcının Sınırlı Sorumluluk Miktarının Altında Olması Halinde Gerçek Zarar Miktarının Hüküm Altına Alınması )

• TAŞIYICININ SORUMLULUĞU ( Gerçek Zarar Miktarının Belirlenmesi-Taşıyıcının Sınırlı Sorumluluk Miktarının Altında Olması Halinde Gerçek Zarar Miktarının Hüküm Altına Alınması )

• HAVA YOLU ŞİRKETİNİN KAYIP EŞYADAN SORUMLULUĞU ( Zararın Taşıyıcının Sınırlı Sorumluluk Miktarının Altında Olması Halinde Gerçek Zarar Miktarının Hüküm Altına Alınması )

818/m.41

Varşova Sözleşmesi/m.22


ÖZET : Varşova Sözleşmesinin 22. maddesindeki sınırlı sorumluluk esası, taşıyıcının sorumlu olacağı üst sınırı belirlemekte olup, bu davada davacının gerçek zararının karşılanması gerekeceğinden gerçek zarar miktarının tespiti ile taşıyıcının sınırlı sorumluluk miktarının altında olması halinde gerçek zarar miktarının, aksi halde sınırlı sorumlu olunan miktarın hüküm altına alınması gerekmektedir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Şişli Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 09.04.2002 tarih ve 2001/548-2002/507 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi G.G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı hava yolu ile yaptığı seyahat neticesinde valizinin kaybolduğunu, bilahare valiz bulunduğunda içindeki bir kısım eşyaların bulunmadığının görüldüğünü ileri sürerek, şimdilik 2000 Doların davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, kayıptan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, zarar miktarına göre davanın kısmen kabulü ile 2.334.301.528.TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, hava yolu ile yapılan taşıma sırasında kaybolan valiz içerisindeki eşyaların bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Tazminata konu taşıma 28.09.2000 tarihinde gerçekleştirilmiş olup mahkemece alınan bilirkişi raporunda Varşova sözleşmesini değiştiren La Haye Protokolüne göre davalının sınırlı sorumluluğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Anılan sözleşmede değişiklik yapan 4 Sayılı Montreal Protokolü ülkemiz bakımında onay işlemlerinin tamamlanarak 12.09.1998 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması nedeniyle olay tarihine göre davalının sınırlı sorumluluğunun 4 Sayılı Montreal Protokolü ile değiştirilen Varşova Sözleşmesinin 22.maddesine göre belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Öte yandan, alınan bilirkişi raporunda davalının sınırlı sorumlu olduğu miktar bulunduktan sonra bu miktardan daha sonra bulunan valiz içindeki eşyaların değerinin mahsubu yoluna gidilmiştir. Oysa Varşova Sözleşmesinin La Haye ve 4 Sayılı Montreal Protokolü ile değişik 22, maddesindeki sınırlı sorumluluk esası, taşıyıcının sorumlu olacağı üst sınırı belirlemekte olup, bu davada davacının gerçek zararının karşılanması gerekeceğinden gerçek zarar miktarının tespiti ile taşıyıcının sınırlı sorumluluk miktarının altında olması halinde gerçek zarar miktarının, aksi halde sınırlı sorumlu olunan miktarın hüküm altına alınması gerekmektedir. Bu itibarla anılan hesaplama tarzına uygun hesaplama yapılmamış olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx
Old 04-10-2011, 15:28   #3
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi


Esas: 2003/2649
Karar: 2003/9079
Karar Tarihi: 09.10.2003


ÖZET: Mahkemece, anılan yasa maddeleri göz önüne alınarak davacının sosyal statüsüne, yaptığı yolculuğun niteliğine ve halin gereklerine göre taşıyabileceği eşyanın ve değerinin bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek davacının zararının tazminine karar verilmesi gerekir.


(6762 S. K. m. 781, 785, 786, 804)


Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 32. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 14.11.2002 tarih ve 2001/888-2002/645 sayılı kararın Yargıtay' ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mutlupınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:


Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait otobüsle yaptığı yolculuk sonunda, teslim ettiği valizlerden birinin kaybolduğunu, davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını, teslim sırasında bagaj fişi verilmediğini ileri sürerek kaybolan valizde bulunan eşya değeri karşılığı 615.950.000 TL. maddi, 500.000.000 TL. manevi tazminat olmak üzere toplam 1.115.950.000 TL.nin faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.


Davalılar Kamil ve Mustafa davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.


Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar Mustafa ve Kamil'in eşya taşımadan sorumlu olmadıkları gerekçesiyle bu davalılar hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, bilette yolcu beraberindeki eşyanın hasar ve ziyai halinde taşıyıcının sorumluluğunun bilet ücreti kadar olduğu gerekçesiyle diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü ile bilet bedeli olan 18.000.000 TL.nin faiziyle davalılardan tahsiline, manevi tazminatın şartları oluşmadığından buna yönelik istemin reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.


I-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


2-Dava, davacıya ait bagaj eşyasının kaybolmasından doğan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı Zehra'nın yaptığı otobüs yolculuğu sonunda otobüse teslim ettiği valizlerinden birinin kaybolduğu hususu mahkemece de kabul edilmiştir. Bu durumda taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin TIK.nun 804/I maddesinin yaptığı atıf gereğince aynı yasanın 781, 785 ve 786. maddeleri uyarınca uygulama yapılması gerekirken, yolcu taşıma biletinde yazılı taşıyıcının sorumluluğunu sınırlayan şarta geçerlilik tanınarak buna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle mahkemece, anılan yasa maddeleri göz önüne alınarak davacının sosyal statüsüne, yaptığı yolculuğun niteliğine ve halin gereklerine göre taşıyabileceği eşyanın ve değerinin bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek davacının zararının tazminine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.


Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 04-10-2011, 15:29   #4
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2001/11-1161
Karar: 2001/1152
Karar Tarihi: 12.12.2001
ÖZET: Davacıların gezi boyunca giymeyi planladıkları giysi ve kullanmayı planladıkları eşyaların kaybından davalının sorumlu olduğu, mahkeme huzurundaki açık kabulü ile de bellidir. Manevi tazminatın unsurları açısından bakıldığında ise, davacıların dinlenme, gezi, kültürel etkinlik amacıyla gidilen yabancı bir ülkede daha ilk günden üzerlerindeki giysilerle kalmalarının onları ne denli moral çöküntüsüne uğratacağında kuşku bulunmamalıdır. Dahası geziden amaçladıkları faaliyetlere bakıldığında opera, bale gibi gösterilen özel kıyafetler gerektirdiği de düşünüldüğünde bu çöküntünün giderek elem ve ızdıraba dönüşmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu bakımdan davacıların zararı mal varlığına ilişkin zarar olmaktan çıkmış, artık işisel yararların haledar olması olarak kendisini göstermiştir.
Hemen ifade etmek gerekir ki, kişisel yararın haleldar olması ile mal varlığına ilişkin zarar kavramları arasındaki ince sınırın gözden kaçırılmaması gerekir. Bu sınırın belirlenmesi yasal sınırlar ölçüsünde olmalıdır. Burada manevi tazminatı gerektiren nokta eşyaların kaybından doğan üzüntünün ötesinde bu eşyaların kullanılmaması nedeniyle bir daha tekrarlanmayacak ve kişisel öneme sahip anların kaybıdır. Bunun insanın ruh dünyasında yaratacağı sarsıntıdır.


(743 S. K. m. 24) (818 S.K. m. 49, 98) (HGK. 11.4.2001 T. 2001/15-331 E. 2001/340 K.) (HGK. 13.6.2001 T. 2001/15-498 E. 2001/508 K.)
Dava: Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 29.12.1999 gün ve 1174-1394 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 1.5.2000 gün ve 2691-3732 sayılı ilamı ile, (... Davacılar vekili, yaşam standartları çok yüksek olan müvekkillerinin dava dışı P. firması ile kararlaştırdıkları anlaşma uyarınca yapacakları dört günlük Prag tatili için davalı hava yolları ile Prag'a hareket ettiklerini; ancak bavulları bu yolculukta kaybolduğu için kıyafet gerektiren etkinliklere katılmadıklarını ve mutsuz bir tatil geçirdiklerini ileri sürerek, toplam 1.520 $ maddi ve 7.750.000.000 TL. manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, manevi tazminat isteme koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, maddi tazminatın yargılama aşamasında ödendiği, manevi tazminat koşullarının ise oluşmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar özellikle giyim eşyalarının kaybolması nedeniyle gittikleri ülkede üzüntü ve sıkıntı çektiklerini ileri sürmüşler, davalı taraf ise isteğin maddi zarara ilişkin bölümünü dava aşamasında ödeyerek, davacıların tur boyunca giymeyi planladıkları kıyafetlerin kaybındaki sorumluluğunu kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece BK.'nun 49'ncu maddesindeki koşulların oluştuğu göz önünde tutularak davacılar yararına münasip bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Karar: Dava, hava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, yaşam standartları çok yüksek olan, seyahati çok sevip, büyük önem veren müvekkillerinin programı kültürel ağırlıklı Prag seyahati için dava dışı P. firması ile anlaşıp, bu anlaşma uyarınca davalı hava yolu şirketi ile Prag'a hareket ettiklerini, ancak 5 günlük bu gezi için yanlarına aldıkları, içinde özel eşyaları ve giysileri bulunan bavullarının daha seyahatin başında kaybolması ve bulunamaması nedeniyle programlanan hiçbir kültürel etkinliğe katılamadıklarını, aylar öncesinden planladıkları, düşledikleri tatilin böylece kabusa dönüşüp, sıkıntıyla, üzüntü elem ve psikolojik bozuklukla geçtiğini; 1.520 ABD Doları maddi, toplam 7.750.000.000 TL. manevi tazminatın faiziyle davalıdan alınmasına, hüküm özetinin tirajı yüksek üç günlük gazetede yayımlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, maddi tazminat talebini kabul ederek ödemede bulunmuş, ancak manevi tazminat isteme koşullarının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat yargılama aşamasında ödendiğinden buna ilişkin davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığını, manevi tazminatın da yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine özel dairece karar manevi tazminat noktasından bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararı davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, manevi tazminat noktasındadır. Çözüme giderken öncelikle davacının manevi tazminat isteminin dayandırıldığı olguların tespit ve irdelenmesinde yarar vardır.
Davacı tarafın dava ve aşamalardaki tüm dilekçelerinde manevi tazminat isteminin dayanağı salt eşyanın kaybı değil, kaybedilen ve telafisi, tekrarı mümkün olmayan anların kaybı olarak ifade edilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki temelinde hava taşıma sözleşmesidir. Bu sözleşme kapsamında yolcunun gideceği yere ulaştırılması yanında yolcu beraberindeki eşyaların salimen taşınması da yer almaktadır. Bu husus uluslararası kurallarla belirlenmiş ve maddi tazminat açısından özel düzenlemelere gidilmiştir. Manevi tazminat açısından ise işin çözümü Milli Kanun olan Borçlar kanununun ilgili hükümlerine kalmaktadır.
İlkin belirtmek gerekir ki, Borçlar Kanunu'nun 98. maddesinin 2. fıkrasında "haksız fiilerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur" hükmü yer almakta, bu hükümle sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle de manevi tazminata hükmedilebileceği kabul edilmektedir. Bu olgu kanuna ve Yargıtay'ın uygulanagelmekte olan yerleşik içtihadına ve öğretide de bu doğrultuda oluşan baskın görüşlere uygun bulunmaktadır.
Ancak, salt sözleşmeye aykırılığın varlığı manevi tazminat isteminin kabulü için yeterli olmayıp, aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar nedeniyle aynı zamanda davacının kişilik haklarının Medeni Kanunun 24. maddesi anlamında zedelenmesi ve bu nedenle bir yönüyle de Borçlar Kanunu'nun 41. maddesi anlamında haksız eylem niteliğini taşıması gerekir.
Günümüz koşulları kişilik haklarına saldırı ve bu hakların zedelenmesi kavramının çok yönlü düşünülmesi gereğini ortaya koymaktadır. Zira iletişim, ulaşım, teknoloji alanındaki gelişmeler ve günlük yaşamdaki öncelikler kişilik haklarını daha da önemli hale getirmiş, bir bakıma koruma kalkanını da oldukça daraltmıştır. Buna bağlı olarak kişilik haklarının korunması da giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Manevi tazminatın sınırlarının daha genişletilmesi yönündeki hukuksal yaklaşımların da bunun sonucu olarak ortaya çıktığı görülmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, davacıların gezi boyunca giymeyi planladıkları giysi ve kullanmayı planladıkları eşyaların kaybından davalının sorumlu olduğu, mahkeme huzurundaki açık kabulü ile de bellidir. Manevi tazminatın unsurları açısından bakıldığında ise, davacıların dinlenme, gezi, kültürel etkinlik amacıyla gidilen yabancı bir ülkede daha ilk günden üzerlerindeki giysilerle kalmalarının onları ne denli moral çöküntüsüne uğratacağında kuşku bulunmamalıdır. Dahası geziden amaçladıkları faaliyetlere bakıldığında opera, bale gibi gösterilen özel kıyafetler gerektirdiği de düşünüldüğünde bu çöküntünün giderek elem ve ızdıraba dönüşmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu bakımdan davacıların zararı mal varlığına ilişkin zarar olmaktan çıkmış, artık işisel yararların haledar olması olarak kendisini göstermiştir.
Hemen ifade etmek gerekir ki, kişisel yararın haleldar olması ile mal varlığına ilişkin zarar kavramları arasındaki ince sınırın gözden kaçırılmaması gerekir. Bu sınırın belirlenmesi yasal sınırlar ölçüsünde olmalıdır.
Burada manevi tazminatı gerektiren nokta eşyaların kaybından doğan üzüntünün ötesinde bu eşyaların kullanılmaması nedeniyle bir daha tekrarlanmayacak ve kişisel öneme sahip anların kaybıdır. Bunun insanın ruh dünyasında yaratacağı sarsıntıdır.
Manevi tazminata yönelik bu yaklaşım Hukuk Genel Kurulu'nun 11.4.2001 gün ve 2001/15-331 Esas, 340 Karar sayılı; 13.6.2001 gün ve 2001/15-498 Esas, 2001/508 sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Açıklanan gerekçelerle özel daire bozma ilamına uyulması gerekirken talebin salt eşya kaybından doğan üzüntüyle sınırlı düşünülmesi ve bunun kişisel yararların haleldar olması kavramına girmediği gerekçesiyle eski kararda direnilmesi doğru görülmemiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.12.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 04-10-2011, 20:00   #5
RuzgarEzel

 
Varsayılan

ilginize teşekkür ederim yetkili mahkeme şirketin faaliyet gösterdiği adıyaman ili midir?
Old 04-10-2011, 22:19   #6
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

Şirketin merkezinin bulunduğu ilin yanı sıra otobüse binilen(Mersin) ve inilen (Bodrum) yer mahkemelerinin de yetkili olduğunu düşünüyorum.
Old 05-10-2011, 13:28   #7
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

Ayrıca taraflardan birinin tacir olması sebebi ile talep edilen değere bakılmaksızın Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmektedir

( TÜRK TİCARET KANUNU)
Kanun No:6102
Kabul Tarihi:13.01.2011
Resmi Gazete Tarihi:14.02.2011
Resmi Gazete Sayısı:27846
Old 06-10-2011, 12:54   #9
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

Taşıma sözleşmesi Tüketici Kanununda değil TTK kapsamında olduğundan Ticaret Mahkemeleri görevlidir.
Old 06-10-2011, 14:02   #10
av.tugba

 
Varsayılan

TKHK 2.MD: 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü (Değişik ibare: 4822 - 6.3.2003 / m.2 - Yürürlük m.38) "tüketici işlemini" kapsar.
Yukarıda ki madde gereğince görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu düşünüyorum.
Old 06-10-2011, 17:01   #11
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

Yukarıda verdiğim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında yerel mahkemenin İstanbul Asliye 3 numaralı Ticaret mahkemesi olduğu yazılıdır. Ticaret Mahkemesi'nin taşıma sözleşmelerinde görevli olduğuna dair pek çok karar mevcut.
Tüketiciyi Koruma Kanunu'nda taşıma sözleşmesine benzer olabilecek sadece paket tur sözleşmeleri mevcut olup taşima sözleşmesi kapsam dışıdır.
Old 08-10-2011, 12:58   #12
RuzgarEzel

 
Varsayılan

sayın soydaş yetkili mahkeme konusundaki beyanınız kendi düşünceniz mi , yoksa yasal bir dayanağı var mıdır? bu konuda hala kararsızım da
Old 08-10-2011, 20:21   #13
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Konvansiyonda ( Varşova ) şahsi eşyanın kaybından doğan zararların dava mahkemesi ticaret mahkemeleri olmasına göre; İç hukuk anılan ( T.T.K. )hükümleri gereği Taşımaya ilişkin zarar ( kayıp ) davaları da ticaret mahkemelerinin konusu olmaktadır.
Old 09-10-2011, 03:55   #14
üye31284

 
Varsayılan

Varşova Konvansiyonu; uluslararası yolcuların uğradığı zarar ziyan konusunda havayolu şirketlerinin sorumluluğunu belirleyen uluslararası bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyle uluslararası havacılıkla ilgili yetki belirlenebiliyor olsaydı bile bunun kıyasen karayolu taşımacılığına da uygulanması söz konusu olamazdı. Sertaç Bey'in sorusunun uluslararası veya havacılık boyutu yoktur. Ulusal kara taşımacılığına dair bir kayıp vardır.

Bu husus dışında, ben de taşıma ilişkisi TTK'da açıkça belirtildiğinden davanın asliye ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini düşünüyorum.
Old 09-10-2011, 10:54   #15
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Tüketici kanunu hazır bir mal veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan ve ondan faydalanan veya ondan yararlanan kişiyi korumak amacıyla çıkarılmıştır. Satım akdine konu oluşturan tüketime yönelik dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri kanun kapsamındadır.
Sorunuzdaki itilaf taşıma sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taşıma sözleşmesi TTK 768. madde ve devamında özel düzenlemeye tabi tutulmuş sözleşmelerdir. Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan itilaflarda görev genel hükümlere göre tayin olunur. Görevli mahkeme ticaret mahkemesidir.
Eski HUMK' a göre itilafın konusu parasal limitin altında kaldığında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olurdu.
1 Ekimde yürürlüğe giren HMK'da eski kanunda görev sınırını belirleyen parasal limit kaldırıldığından doğrudan ticaret mahkemesinin görevli olduğunu düşünüyorum.
Old 10-10-2011, 12:55   #16
Av.Suna SOYDAŞ

 
Varsayılan

Sn: Av.Sertaç Uğur: HMK' Madde 14 - (1) Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.

(2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
Old 02-11-2011, 18:23   #17
eser_29

 
Varsayılan

THY'nin Türkiye-Arabistan seferi sonrası havaalanında çıkmayan/kaybolan bagaj ile ilgili sorumluluğunda Ticaret Mahkemesi mi görevlidir ? Ve yetkili yer mahkemesi neresi olur ? Ayrıca bu tarz olaylarda maddi tazminat açısından sanırım tarife belli, yükün kilo başına döviz cinsinden değeri. Peki manevi tazminat açısından uygulama ne şekilde ? Ben mesela "Umre Ziyareti" için Arabistan'a giden müvekkilin kaybolan eşya nedeni ile yaşadığı sıkıntı-mağduriyet açısından 20.000 TL istemeyi düşünüyorum. Miktar hakkında düşünceleriniz nedir ?
Old 03-11-2011, 23:29   #18
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

THY ( A.Ş. ) Statüsünde ve muhtemelen İst. ( veya Ank. ) Sicil Kayıtlı olabilir. Maddi Tazminat bakımından Varşova Konvansiyon hükümlerinde belirlenen Taşıyıcının sınırlı sorumluluğu üzerinden değerlendirme yapılacak. Dava Ticaret Mahkemesinin konusu. Diğer taraftan, Manevi Tazminat miktarını abartılı buldum.
Old 04-11-2011, 10:15   #19
eser_29

 
Varsayılan

Sn. Malik ESKİŞEHİRLİ;
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.

Manevi tazminat yönünden uygulamada bu gibi durumlarda miktar hangi sınırlarda ? Benim 20.000 TL istememdeki sebep, müvekkilin Umre Ziyareti nedeni ile kayıp valizden ötürü Umre Ziyaretine has kıyafetlerinin kaybolması ve Umre için gittiği gece vakti ertesi gün sabaha kadar bu konu ile uğraşıp yabancı ülkede mağdur olmasıdır. Kişi ramazan ayında Umre ziyaretine gittiğinden ibadetinin gereği olan sahuru yapamamış, dini ibadetine/ziyaretine sıkıntı ile başlamıştır. Bu saikler manevi tazminat istemimi yükseltmiştir. Sanırım Yargıtay'da yolculuğun nev'ini ve yaşanan sıkıntıyı değerlendirmektedir.

Ayrıca maddi tazminat istemini bilirkişi mi belirleyecek yoksa yükün kilosuna göre baştan biz Varşova Konvansiyon hükümlerine göre belirleyeceğiz.
Old 04-11-2011, 19:36   #20
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Sn. Eser.
Valiz ağırlığını belirtirseniz ( Bayram Sonrası ) hesaplama yaparım. Sizde tazminat talebinizi buna göre saptar muhtemel külfetlere katlanmazsınız. Manevi Tazminat tutarı yönünden, olayınızla benzerlik taşıyan yukarıdaki HGK kararındaki tutarı ( USD Bazında ) dikkate alarak bir tutar tespit etmenizde yarar olabilir.
İyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Üniversite Hsatanesine Karşı Açılacak Davada Görev ve Yetki ARN Meslektaşların Soruları 8 18-07-2013 12:32
Tacİrler Arasi Kİra SÖzleŞmesİnden Kaynaklanan Davada GÖrev Av. M. Ç. Kökkılınç Meslektaşların Soruları 37 17-05-2011 11:13
Faturada Yetki ve Görev AV. ALİ GÖKÇİMEN Meslektaşların Soruları 8 02-03-2011 15:12
Köylere Hizmet Götürme Birliği-Sözleşme-Davada Görev av.buğra Meslektaşların Soruları 8 27-05-2009 09:13
tanıma-görev- yetki Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 1 13-09-2007 13:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04740405 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.