Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muvazaaya dayalı tasarrufun iptali şansının, malın satılması ve 3. kişinin iyiniyeti nedeniyle yitirilmesi durumunda ne yapılabilir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-06-2014, 14:49   #1
Av. M. K. ATAYURT

 
Varsayılan Muvazaaya dayalı tasarrufun iptali şansının, malın satılması ve 3. kişinin iyiniyeti nedeniyle yitirilmesi durumunda ne yapılabilir?

Değerli meslektaşlarım,
Davalı A Şirketini çektiğim ihtarname ile 20.09.2003 tarihinde temerrüte düşürdüm.
Davalı A Şirketi, 10.10.2003 tarihinde 19 adet taşınmazı hissedarından B'ye hibe etmiş.(Bu hibeden zamanında haberdar olamadık)
A Şirketine karşı 22.10.2003 tarihinde açtığım dava, lehime sonuçlandı ve karar 16.09.2011 tarihinde kesinleşti.
Hükmü icraya koydum, haciz ve satış yapıldı, Bakiye 100.000,-TL alacağımız kaldığı için 08.08.2013 tarihinde geçici aciz vesikası aldım.
Bu tarihte, 19 adet taşınmazın hibe edildiğini öğrendim.
Müvekkilden kaynaklanan nedenlerle "BK 18. md.den kaynaklanan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali" davasını Haziran 2014 tarihine kadar açamadım.
Dava açmak maksadıyla tapuda yaptığım araştırmada, anılan 19 adet taşınmazın 15.12.2013 tarihinde iyi niyetli C'ye satışının yapıldığını öğrendim. (C taşınmazları teminat göstererek banka kredisi aldığından, tapu kaydına banka lehine ipotek konmuş.)
Sorum şu:
İyiniyetli C aleyhine bir yol görünmüyor.
A Şirketinin haczi kabil başka bir malı yok.
Bu durumda, özellikle mal varlığı yeterli olan B aleyhinde, zamanaşımı ve hakdüşümü süreleri de dikkate alınarak ne yapabileceğim hususunda aydınlatırsanız sevinirim.
Şimdiden çok teşekkürler.
Old 30-06-2014, 01:27   #2
metinnarin

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Tasarrufun iptali ve muvazaa kavramları bir birinden farklı kurallara tabidir. Sonuç olarak da farklılıklar gösterirler.
Teknik olarak tasarrufun iptali davaları İİK 277-284 arası düzenlenmiş. Burada belirli karineler konulmuş ve belirli şartların gerçekleşmesi durumunda bunu yeterli görüp muvazaanın ayrıca kanıtlanmasına gerek kalmaksızın alacaklının alacağına kavuşmasının önü açılmıştır. Bana göre İİK'nın en tahlikeli ve en saçma hükümlerindendir.Daha çok bankalara yaramaktadır.

sizin olayınıza gelirsek tasarrufun iptali davasında devir alıp satan B'ye dava açılmasının yolu 283/2. madde gereği mümkündür. Ancak 284. madde hak düşümü süresi belirlemiştir. eğer iptali istenen tasarruflar 2003 senesinde yapılmış ise 284. maddeye göre hak düşümü süresi geçmiş demektir. Bu durumda zamanaşımına tabi olmayan muvazaa durumlarında bir çözüm var mı yok mu onu ayrıca araştırmak gerekir her halde. selamlar...
Old 30-06-2014, 22:35   #3
Av. M. K. ATAYURT

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım,
818 sayılı "Borçlar Kanununun 18. maddesine dayalı olarak tasarrufun iptali davası" için hazırlık yapmamı gerektiren husus ta zaten hak düşümü ve zamanaşımı sürelerinden etkilenmemeye yöneliktir. Yoksa doğrudan İİK 277 vd.'na göre tasarrufun iptali davası açma durumu düşünülürdü. Muvazaada(BK 18) süre olmadığı için "BK 18'e dayalı tarsarrufun iptali"ni düşünüyordum.
Sorun şurada. Taşınmazlar el değiştirmiş ve 3. kişi iyi niyetli. BK 18'e dayalı da olsa İİK'na göre tasarrufun iptali davası açma imkanı da kalmadı. Olayımızdaki B şahsı, İİK 284. maddede nakten tazminat yükümlülüğü altına sokulmuştur. Ama sinin de belirttiğiniz gibi hakdüşümü süresi dolmuş. İİK 284. md.'ye göre B'nin üzerine gidemiyoruz.
Ama bizim olayımızdaki durum farklı. Biz hakdüşümü ve zamanaşımından kurtulmak için "BK 18'e dayalı tasarrufun iptali"ne niyet etmiştik. Şimdi tasarrufun iptali şansımızı yitirdiğimiz için artık sadece muvazaaya dayanabiliriz.
Benim sormak istediğim husus, muvazaaya dayanarak B aleyhine tazminat davası açabilir miyim? Muvazaada süreye tabi değiliz; ama, mesela muvazaa nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilir mi? Burada süre konusunu aşabilir miyim? Başka bir önerisi olan var mı? Konuya ilişkin YRG kararı var mı?
Haklı olduğumu düşündüğüm nokta davanın yaklaşık davanın 8 yıl sürmesi. Bu süre için haklılığım sübuta ermediği gibi, haklı isem alacağımın miktarı belli değildi. Ama bu tür mülahazalar sonucu ve maddi hukuk kurallarını değiştirmiyor.
Bu konu ile uğraşmış, tecrübe sahibi meslektaşlarımın yardımına ihtiyacım var.
Teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu iptali ve tescili davası sırasında taşınmazın satılması durumunda yeni malikin hakları Av.Gamze Nur Demir Meslektaşların Soruları 1 28-12-2013 10:33
mirasın reddi durumunda tasarrufun iptali davası av.İzgi Meslektaşların Soruları 5 05-04-2013 16:46
Tapu iptali ve tescil (Vekalet görevini kötüye kullanmaya dayalı/muvazaaya dayalı) eliftelciler Meslektaşların Soruları 8 04-01-2013 11:15
Kambiyo Senedinde Yetkisiz Temsilde 3. kişinin iyiniyeti Av.Yasin Z Meslektaşların Soruları 0 28-11-2012 14:09
muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davası Av.EA Meslektaşların Soruları 4 15-10-2011 16:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,19860601 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.