Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kadının Ziynet Eşyaları ile Kendi Adına Taşınmaz Alması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-05-2018, 11:03   #1
Deniz Karakaş

 
Varsayılan Kadının Ziynet Eşyaları ile Kendi Adına Taşınmaz Alması

Evlilik birliği devam ederken kadın adına taşınmaz alınır. Kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmını taşınmaz alımı esnasında kullanır.
Mal rejiminin tasfiyesi davası esnasında ziynet eşyaları kadının kişisel malı sayılır mı?
Old 01-09-2018, 12:16   #2
princepss

 
Varsayılan

Merhaba, eğer mal ayrılığı rejimi geçerli ise, benzer bi davam olmuştu. Şu yargıtay kararı işinize yarayabilir:

Alıntı:
T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/2321 Karar No:2015/19308

Özet:
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala, düzenli gelir dışındaki diğer malvarlığı (ziynet, miras, bağış vs gibi) ile toplu katkıda bulunulduğu iddia edildiğinde; katkıda kullanılan malvarlığı değerinin, tasfiyeye konu malın satın alma tarihindeki bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanarak, bulunan bu katkı oranının, tasfiyeye konu malın dava tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, davacı eşin katkı payı alacak miktarı belirlenir.
Bu açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, öncelikle katkıda kullanılan malvarlığının (ziynet, miras, bağış vs) katkı tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem satın alma bedeli hem de dava tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için, gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.


Karar:



M.. A.. ile A.. A.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan davalar (katılma alacağı) davasının kabulüne dair Bakırköy 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 04.03.2014 gün ve 677/133 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.11.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat F.. T.. ve karşı taraftan davacı vekili Avukat M.. Y.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:


KARAR

Davacı Müeccel vekili, tarafların murisi N.. A..’ın 06.03.2010 tarihinde öldüğünü, evlilik birliği içinde iki mesken ve iki dükkanın muris adına alınarak tescil edildiğini, bu taşınmazların alımında davacının gerek evlenmeden önce ve gerekse evlendikten sonra Türkiye'de ve Almanya'da ek iş dahil yoğun çalışarak tüm kazancı, düğün takısı ve biriktirdiği altınların bozdurulması ile ele geçen nakit para, gerek kendisinin ve gerekse ailesinden intikal eden miras yoluyla gelen ve kardeşi İsa adına kayıtlı taşınmazın kocasına devri suretiyle katkı sağladığını açıklayarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 26.04.2013 tarihinde harcını da tamamladığı dilekçesi ile talebini 812.800 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı Asiye vekili, zamanaşımının dolduğunu, murisin tüm yaşamı boyu çalıştığını, birikimleri ile taşınmazlara sahip olduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir katılımı olmadığını, taşınmazların bir kısmının alınması sırasında davacının çalışmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 812.800 TL. katkı payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile muris Necati 11.04.1977 tarihinde evlenmişler, Necati'nin 06.03.2010 tarihinde ölümü ile taraflar arasındaki mal rejimi son bulmuştur. Murisin ölümü ile geride davacı eşi ile murisin ilk eşinden olma kızı davalı Asiye kalmıştır. 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca eşler bir yıllık yasal süre içerisinde başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, eşler arasında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten murisin ölüm tarihine kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.m.202, 4722 s.K.m.10).
1- Dosya kapsamı, toplanan deliller karşısında, davacı tarafın düğünde kendisine takılan altınların varlığını fotoğraflarla kanıtladığı kabul edilse bile, bu altınların dava konusu taşınmazların alımında bozdurularak kullandığı her bir taşınmazın alım tarihine yakın tarihler içeren belge veya diğer delillerle kanıtlanamadığına, tanıkların bu konudaki beyanları da bildirdikleri altın miktarları da gözetildiğinde soyut nitelikte olup, altınların varlığı açısından yeterli görülebilirse de katkı olarak kullanıldıklarına ilişkin yeterli sayılamayacaklarına göre davacının altınların satışı ile elde edilen nakitle katkı iddiası yerinde görülmemiş, dava konusu taşınmazların alımında altınların kullanıldığının kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Mahkemenin hüküm kurarken altınlarla katkıyı da kabul etmesi doğru olmamıştır.
2-Davacının dosyaya yansıyan ve çalışmasını gösteren tercüme sigorta hizmet belgesi dikkate alındığında 01.01.1982 tarihinden itibaren çalışmaya başlayarak gelir elde ettiği, öncesinde çalışarak gelir elde ettiğine yönelik soyut nitelikli tanık beyanları dışında dosyada bir delil bulunmadığı, taraflarca dosyaya sunulan diğer belgeler de gözetildiğinde davacının 01.01.1982 tarihi öncesi gelirinin bulunmadığının kabulü gerekir. .. 8921 parseldeki 9 nolu daire 22.08.1985 tarihinde kat mülkiyeti tesisi ile muris adına tescilli görünmekte ise de eksikten getirtilen belgelere göre bu dairenin ilk edinme tarihinin 07.01.1982 olması karşısında, çalışmadığı anlaşılan, altınlarla da katkısı kabul edilmesi mümkün olmayan davacının bu daire ile ilgili katkı iddiasının dolayısı ile talebinin reddi gerekirken hatalı olarak katkı hesabı yapılması doğru değildir.
3-Dava konusu .. 276 ada 6 parselde 5 nolu daire 11.10.1995 tarihinde muris adına satın alınarak tapuya tescil edilmiştir. Davacı o tarihte çalışmadığına, ayrıca davacı kadın adına yakın tarihlerde edinilmiş taşınmazları bulunduğuna, murisin ise kişisel malı olduğu anlaşılan iki parça taşınmazını dava konusu 5 nolu dairenin satış tarihine yakın 10.09.1995 ve 18.09.1995 tarihlerinde dava dışı gerçek kişilere sattığı anlaşıldığına göre 5 nolu dairenin murisin sattığı taşınmazlardan elde ettiği paralarla edindiği, dolayısı ile kişisel malı olduğu, davacının katkısının bulunmadığı kabul edilmelidir. Mahkemenin 5 nolu meskenle ilgili katkı talebini kabul etmesi de hatalıdır.
4-Diğer dava konusu .. 8921 parselde 3 ve 4 nolu dükkanların ise edinme tarihleri 1982 yılı sonrası kabul edilmiş ise de eksikten getirtilen belgeler ve tapu tedavüllerine göre 07.08.1980 tarihinde edinildikleri kabul edilmelidir. Davacı, bu tarihten kısa süre önce evlilik öncesi 1974 yılında edindiği ..'daki 8833 parseli 22.06.1979 tarihinde satmıştır. Davacının 07.08.1980 edinme tarihi itibarıyla başka bir geliri veya katkısı bulunmamakta ise de sattığı taşınmazından gelen paranın bu dükkanların alımında kullanıldığı, toplu para ile katkıda bulunulduğu gözetilmelidir.


Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala, düzenli gelir dışındaki diğer malvarlığı (ziynet, miras, bağış vs gibi) ile toplu katkıda bulunulduğu iddia edildiğinde; katkıda kullanılan malvarlığı değerinin, tasfiyeye konu malın satın alma tarihindeki bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanarak, bulunan bu katkı oranının, tasfiyeye konu malın dava tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, davacı eşin katkı payı alacak miktarı belirlenir.
Bu açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, öncelikle katkıda kullanılan malvarlığının (ziynet, miras, bağış vs) katkı tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem satın alma bedeli hem de dava tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için, gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.


Bu açıdan Mahkemenin yukarıdaki açıklamalar karşısında yapması gereken iş; dava konusu 3 ve 4 nolu dükkanların edinildikleri 07.08.1980 tarihi itibarıyla gerek bu dükkanların, gerekse davacının elden çıkarttığı 8833 parselin piyasa sürüm değerlerini uzman bilirkişi yardımı ile belirlemek, satılan taşınmazın değeri ile dükkanların alım değerlerini birbirine oranlayarak katkı oranını belirlemek, mükerrer hesaplama yapılmamasına özen göstermek, bulunacak katkı oranı ile dükkanların eldeki davanın dava tarihi itibarıyla belirlenen piyasa sürüm değerleri toplamı ile çarpılarak davacı kadının katkı payı alacağını tespit etmek olmalıdır. Hesaplamada davalı aleyhine olacak şekilde davacı kadının gelir elde ettiğinin, altınlarla katkıda bulunduğunun kabulü ve dükkanların dava tarihi yerine keşif tarihindeki değerlerinin dikkate alınması usul ve yasaya aykırıdır.


Kabule göre de; dava, mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazlarla ilgili katkı payı alacağına ilişkin olduğuna göre talep halinde faize dava dilekçesinde istenen miktar için dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak yürütülmesi gerekirken hükmedilen alacağın tamamına dava tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesine karar verilmesi de doğru olmamıştır.


Diğer yandan mal rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesinden kaynaklanan katkı payı alacağına ilişkin eldeki davada, davacı kadın da muris Necati'nin eşi olarak mirasçıları arasında yer almakta olduğuna göre mirasçıları arasında görülen davada davacının da belirlenecek ve davalının değil terekenin borcu olması sebebiyle terekeden ödenmesine karar verilecek miktarın ödenmesinde davacının da miras payı oranında sorumlu olduğunun gözetilmemesi, davacı kadın lehine hükmedilen katkı payı alacağının tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.


SONUÇ: Yukarıda bentler halinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine,
taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 13.880,00 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ziynet eşyalari ve tazminat Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 07-02-2018 10:45
Boşanma,ev Eşyalari, Ziynet Eşyalari Nafaka Konusu SHODAN Meslektaşların Soruları 0 29-06-2017 19:46
Boşanma Durumunda Kadinin Yillarca Çaliştirilip Parasini Kaynana Koca Ve Kayinbabanin Harcayip Kendi Üzerlerine Ev Araba Almasi Durumunda Hangi Dava Avukat.1809 Meslektaşların Soruları 0 19-11-2016 21:29
Şİrkette ÇaliŞan İŞÇİnİn Kendİ Adina Çek Karnesİ Almasi av_ayşe Meslektaşların Soruları 0 25-11-2011 16:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03507090 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.