Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İik 76 mal beyanında bulunmama / duruşma isteği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-10-2012, 20:00   #1
tiryakim

 
Olumlu İik 76 mal beyanında bulunmama / duruşma isteği

Merhabalar değerli meslektaşlarım ;
İik 76.maddesine göre borçlu mal beyanında bulunmadığı zaman , icra ceza mahkemesine yapılan şikayette , Duruşma isteği ile dava açılabilir mi ?
Teşekkürler...
Old 05-10-2012, 16:04   #2
Erdem Canan

 
Varsayılan

Bilindiği üzere İİK' nun 337. maddesinin 1. fıkrası Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir.. Bu durumda mal beyanında bulunmamaktan dolayı; borçlulara 10 günlük disiplin hapsi cezası verilememektedir...
Ancak bunun yanında; İİK' nun "Hapisle Tazyik" başlıklı 76. maddesi ;"Mal beyanında bulunmayan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar icra hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez." hükmünü içermektedir.
Her ne kadar uygulamada; İcra Hakimleri bu durumda borçlular hakkında "Hapsen Tazyik" kararı vermekte iseler de, İİK md.76 “borçluyu mal beyanında bulunmaya zorlayıcı hüküm” ihtiva ettiğinden, borçlunun mal beyanında bulunduğu an, cezanın düşürülmesi gerekir.. Ayrıca uygulamada İcra Mahkemeleri; genellikle dosya üzerinden (duruşma açmaksızın) karar vermektedir. Ancak; bazı Hakimlerin bu davalar için duruşma açtıkları da görülmektedir..

İ.İ.K ‘nun 337.maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince, uygulamada büyük bir boşluk doğduğu ve alacaklı vekillerinin etkili bir zorlama aracını kaybettikleri de bir gerçektir.. Yine de; halen yürürlükte bulunan İ.İ.K 76. maddesi; 337.madde kadar etkili olmasa bile, çıkan tazyik hapislerinin tahsilata katkısı olmaktadır..


Ayrıca mal beyanında bulunmama suç isnadıyla açılan davalarda (şikayetlerde) duruşma yapılıp yapılmaması yönünde Yargıtay kararı aşağıdadır. Umarım işinize yarar..

YARGITAY
Ceza Genel Kurulu 2005/17.HD-148 E.N , 2005/135 K.N.
İlgili Kavramlar
DURUŞMA AÇILMASI ZORUNLULUĞU
İçtihat Metni
Mal beyanında bulunmamak suçundan sanık Barış B….. hakkında duruşma açılmadan tensiple birlikte ceza tertibine yer olmadığına ilişkin Üsküdar 1. İcra Ceza Mahkemesince 16.04.2004 gün ve 990-1339 sayı ile verilen kararın yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 28.02.2005 gün ve 14537-1702 sayı ile;
“Duruşma açılarak verilmesi gereken kararın duruşma açılmadan evrak üzerinde verilmesinin karara karşı temyiz yolunu kapatmadığı anlaşılmakla, yapılan temyiz incelemesinde;
Ceza tertibine yer olmadığına dair kararın duruşma açılıp yapılacak yargılama sonunda verilebileceği gözetilmeden, duruşma açılmadan evrak üzerinde yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 10.05.2005 gün ve 394-679 sayı ile; “Adil yargılanma, makul sürede yargılanmadır. (Anayasa m. 90/son, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6)
CMUK. 223/son maddesinin sanığın sorgusundan sarfınazar hükmü, duruşmadan da sarfınazar edilmesini gerektirmektedir. Çünkü, sanığın sorgusu yapılmayacak ve delil toplanmayacak ise, açılacak duruşmada yapılacak işlem ne olacaktır? CMUK. 253/son maddesi hükmü de varılan bu sonucu doğrulamaktadır. Kaldı ki, takiplerin akamete uğratılmasını önlemeyi amaçlayan icra suçlarının ve disipliner mahiyetteki cezalarının, genel suç ve ceza teorileri ve kuralları içinde ve aynı mahiyette kabul edilmeleri de mümkün değildir. Ayrıca, icra ve infaz safhasında gerçek görevleri icra ve infaz olan makamlarca yeni yargılama ve duruşmaların başlatılması, endişe edilir ki ileride daha başka icra ve infaz makamlarına lüzum gösterebilir.
Açıklanan sebeplerle bozma, anılan hükümlere, İİY.nın ilke ve amaçlarına uygun görülememiştir. Nitekim Yargıtay 16. Hukuk Dairesi de aynı mülahaza ile mahkememizin emsal kararları hakkında davayı esastan inceleyerek davanın ortadan kaldırılmasına karar vermiştir.” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 28. maddesine 5219 sayılı Yasa ile eklenen fıkra gereğince tebliğname düzenlenmeden Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında mal beyanında bulunmamak suçundan ceza tertibine yer olmadığına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, bu kararın duruşma açılmadan verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
Ancak, incelenen dosya içeriğine göre;
Bozmadan sonra yapılan yargılamada her ne kadar duruşma açılmak suretiyle bozma kararının gereği yerine getirilmiş ve böylece bozma kararına eylemli biçimde uyulmuş ise de; İİY.nın 337. maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmama suçu, maddede yazılı cezanın üst sınırı itibariyle suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCY.nın 102/6. maddesi gereğince altı aylık dava zamanaşımı süresine tabidir. Aynı Yasanın 105/2. maddesi uyarınca bir yıl içinde mahkûmiyet kararı verilmesi zorunlu olup, 9.3.1939 gün ve 22/31 sayılı İBK.da da açıklandığı üzere, suç tarihinden itibaren işlemeye başlayacak bir senelik zamanaşımı süresinin başlangıç veya sonlarında verildiğine bakılmaksızın karar verilmekle zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.
Somut olayda suç tarihi 01.01.2004 olup, Yerel Mahkemece sanık hakkında ceza tertibine yer olmadığına karar verilmiştir. Her türlü usuli işlemin zamanaşımını keseceği ve bir yıl içinde mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği nazara alındığında, suç tarihinden itibaren işlemeye başlayan dava zamanaşımı süresi inceleme tarihinden önce dolmuştur. O halde, sanık hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Diğer yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
2- Bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesinin 1. fıkrasının yaptığı gönderme nedeniyle 1412 sayılı CYUY’nın temyiz incelemesi yönünden halen uygulanması olanağı bulunan 322. maddesinin 1. fıkrasının verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkındaki davanın gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCY’nın 102/6 ve 5271 sayılı CMY’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
Dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 22.11.2005 günü oybirliği ile karar verildi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
mal beyanında bulunmama avslh Meslektaşların Soruları 12 13-03-2008 16:25
Mal beyanında bulunmama davasında duruşma günü !!! avangardea Meslektaşların Soruları 6 26-12-2007 09:48
Mal Beyanında Bulunmama burak Hukuk Soruları Arşivi 22 16-09-2006 17:01
Mal Beyanında Bulunmama glossator Meslektaşların Soruları 5 17-04-2002 21:36
Mal Beyanında Bulunmama İlgili Hukuk Soruları Arşivi 1 12-02-2002 01:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05471992 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.