Sms ile avukat unvan ve isminin kullanılarak dolandırıcılık yapılması

Son dönemde dolandırıcılar, İstanbul Barosu’na bağlı avukatların unvan ve isimlerini kullanarak vatandaşlara sahte SMS göndererek, binlerce kişiyi dolandırmaktadır.
Son olayda bu sefer dolandırıcıların benim ismimi yani Av. Zafer İşlek isim ve ünvanını kullanıp, aşağıdaki mesajı gönderdiğini, internet üzerinden tarafıma ulaşan mağdur vatandaşların bilgi vermesi sonucu öğrendim.
Gönderilen mesajda;
Gönderici kısmında “ ÇAĞLAYAN ”
İçeriğinde “ YASAL TAKİP ; Ödenmemiş olan saglik sigorta borcunuzdan dolayi hakkinizda 3.750 TL’lik (ICRA) takip’i baslamistir. Gun icerisinde geri donus yapmaniz durumunda indirimlerden faydalanacaksiniz. Son odeme tarihi 10/07/2017 irtibat tel: 0545 256 8519 Av. ZAFER ISLEK ” yazmaktaydı.
Tarafıma bilgi verilmesinden sonra derhal belirtilen 0545 256 8519 ve başka bir mesajda irtibat olarak verilen 0538 633 2249 aradım.Telefona Çağlayan Hukuk Bürosu ve benim ismimi kullanarak cevap verdiler. Borcun içeriğini sorduğumda bana; “Set Frekans Ltd.Şti. isimli firmadan Sağlık Sigortası yaptırıldığını 2014 yılında ise bu kesintinin yapılamadığını bundan dolayı borcun doğduğunu” söyledi. Nasıl ödeme yapabileceğimi sorduğumda bana hesap numarası verebileceğini oraya ödemem gerektiğini söyledi. Hesap numarasını sorduğumda “ Yapı ve Kredi Bankası Mahmut .... isimli birisine ait iban no verdiler. Bu esnada Yapı ve Kredi Bankası’nda çalışan müdür arkadaşımı aradım durumu anlattım. Bana verilen hesap numarasını sorgulamasını rica ettim. Dolandırıcının hesabına gelen o kadar çok para varmış ki, paralar yattıktan hemen sonra Şb.den paraların sürekli çekildiğini söyledi. İstanbul C. Savcılığına 2017/97861 Soruşturma No ile şikayette bulundum. Müracaat Savcısı ile bankadan çeken kişiye suçüstü yapılması konusunda görüştüm. Basit dolandırıcılık suçu TCK 157/1 olduğunu söyledi. Aynı olay başka bir avukat meslektaşımızın başına gelmiş ve yapılan suç duyurusuna menfaat kaybı olmadığı için takipsizlik kararı verilmiş. İsim ve unvanın kullanılmasında suç değil mi? Burada başka ne gibi suçlar var? Takipsizlik kararı çıkmaması için illaki mağdurlara ulaşmam mı gerekir?Bu konuda yardımlarınızı rica ediyorum.Saygılarımla.

Merhaba;
kamuyu ilgilendiren bir dolandırıcılık olayında savcılığın takipsizlik kararı vermesi kesinlikle doğru değil. Takipsizliğe itiraz etmek gerekirdi. Bir kere avukatın adının kullanılarak dolandırıcılık yapmak avukatın da hak kaybına sebep olmaktadır. Hele ki açık açık isim kullanılıyorsa. Bunun organize bir iş olduğu göz önüne alınarak bence hemen işlem yapılması ve de bankaya tedbir konulması gerekmektedir. ayrıca polisin banka hesaplarını inceleyerek mağdurlara bir şekilde ulaşması lazım.
Bu konuda Savcılıktan polise talimat yazılmasını, dolandırıldığını bilmeyen kişilerin isim olarak tespitini isteyin. Bence işe yarayacaktır.
iyi çalışmalar

Sevgili meslektasım gecmis olsun oncelikle, aynı olay benim de basımda idi ve hala da aralıklı olarak devam ediyor. Sms olarak degil de telefon araması sekilden idi benimki.
Bu yoolla ciddi meblaglar tahsil edilmiş, İstanbul Barosuna ve Cumhuriyet Savcılıgına durumu bildirdim, baro hic ilgilenmezken sadece evrakımı kayıttan gecirdi ve gecmiş olsun olabiliyor bu tarz seyler denildi.
Savcılık da keza tespiti cok zor diyerek takipsizlik verdi.Bu kadar aleni bir sucta bu kadar umarsızlık gosterilmesi karsısında ben de uzgun ve saskınım esasen, cunku bu durum mesleki bir sorundur.

Öncelikle teşekkür ederim. Suna Hanım ben de sizin gibi düşünüyorum. Dolandırıcılık şikayete bağlı bir suç değil. O yüzden menfaat kaybı olmadığı gerekçesiyle meslektaşlarımın şikayetlerine takipsizlik kararı verilmesi kesinlikle doğru değil. Ben bu işin peşini bırakmayacağım. Gerekirse mağdurlara ulaşıp dosyaya müdahil olmalarını sağlayacağım. Hesaplara henüz konulmuş bir tedbir yok. Bu hafta yeniden Savcı beyle konuşacağım.

Alıntı: Yazan __av.zeynep__ Sevgili meslektasım gecmis olsun oncelikle, aynı olay benim de basımda idi ve hala da aralıklı olarak devam ediyor. Sms olarak degil de telefon araması sekilden idi benimki. Bu yoolla ciddi meblaglar tahsil edilmiş, İstanbul Barosuna ve Cumhuriyet Savcılıgına durumu bildirdim, baro hic ilgilenmezken sadece evrakımı kayıttan gecirdi ve gecmiş olsun olabiliyor bu tarz seyler denildi. Savcılık da keza tespiti cok zor diyerek takipsizlik verdi.Bu kadar aleni bir sucta bu kadar umarsızlık gosterilmesi karsısında ben de uzgun ve saskınım esasen, cunku bu durum mesleki bir sorundur.

Çok teşekkür ederim meslektaşım. Size de geçmiş olsun. Benim başıma gelen olayda banka hesabı ve hesaba yatıranlar yani mağdurlar belli. En azından savcılığın hesaba para yatıranlara ulaşıp onların ifadesini alması lazım diye düşünüyorum. Ama aynı olay başka meslektaşların başına gelmiş savcılık onlara takipsizlik vermiş. İtirazlardan da bir şey çıkmamış.

Meslektaşlarıma öncelikle geçmiş olsun dileklerimi sunarım..

Maruz kaldığınız olay özelinde verilen takipsizlik kararlarını göz önünde bulundurunca, dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık gibi suçlara ait eylemlerin gerçekleştiği kameralarla sabit iken cumhuriyet savcılarınca verilen "kovuşturmaya yer olmadığına dair" kararların -amiyane tabirle ifade edeceğim ama- haddi hesabı yok maalesef.

Takipsizlik kararlarına itirazlarımda genellikle cumhuriyet savcılarının empati yapmaları gerektiğinden bahsederim. Örneğin bir müvekkilin çantasından ustalıkla ve perdeleme yöntemiyle cep telefonunun çalınmasının ardından (çalanlar kameralarda net bir şekilde görülüyor) yaptığımız şikayet ve ardından gelen "müştekinin soyut iddiaları dışında başkaca delil olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına..." şeklindeki karara yaptığımız itirazda, "söz konusu kararı veren sayın savcının otomobili çalınsa ve hırsızlığı gerçekleştirenler kameralarla tespit edilmiş olsa, soyut iddia dışında delil yok denilerek verilecek takipsizlik kararı karşısında tepkiniz ne olur?" ifadelerini kullandık. İtirazımıza ilişkin karar henüz verilmedi, merakla bekliyoruz.

Somut deliller bulunmasına rağmen verilen takipsizlik kararlarıyla ilgili bir başlık açılsa çok sayıda meslektaşımın serzeniş içeren paylaşımlarda bulunacağını tahmin ediyorum..

Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Meslektaşlarıma öncelikle geçmiş olsun dileklerimi sunarım.. Maruz kaldığınız olay özelinde verilen takipsizlik kararlarını göz önünde bulundurunca, dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık gibi suçlara ait eylemlerin gerçekleştiği kameralarla sabit iken cumhuriyet savcılarınca verilen "kovuşturmaya yer olmadığına dair" kararların -amiyane tabirle ifade edeceğim ama- haddi hesabı yok maalesef. Takipsizlik kararlarına itirazlarımda genellikle cumhuriyet savcılarının empati yapmaları gerektiğinden bahsederim. Örneğin bir müvekkilin çantasından ustalıkla ve perdeleme yöntemiyle cep telefonunun çalınmasının ardından (çalanlar kameralarda net bir şekilde görülüyor) yaptığımız şikayet ve ardından gelen "müştekinin soyut iddiaları dışında başkaca delil olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına..." şeklindeki karara yaptığımız itirazda, "söz konusu kararı veren sayın savcının otomobili çalınsa ve hırsızlığı gerçekleştirenler kameralarla tespit edilmiş olsa, soyut iddia dışında delil yok denilerek verilecek takipsizlik kararı karşısında tepkiniz ne olur?" ifadelerini kullandık. İtirazımıza ilişkin karar henüz verilmedi, merakla bekliyoruz. Somut deliller bulunmasına rağmen verilen takipsizlik kararlarıyla ilgili bir başlık açılsa çok sayıda meslektaşımın serzeniş içeren paylaşımlarda bulunacağını tahmin ediyorum.. Saygılarımla..

Teşekkür ederim meslektaşım. Bu olayda henüz takipsizlik kararı çıkmadı. Eğer çıkarsa aynı şekilde itiraz etmeyi düşünüyorum. Gelişmeleri sizinle paylaşacağım.
Saygılarımla.